AKP-MHP iktidarının yarattığı ekonomik kriz başta Kurdistan kentleri olmak üzere tüm ülkeyi yoksullaştırdı. Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle esnaf iş yapamaz hale gelirken, halk da evine ekmek alamaz duruma geldi. Türk Lirası’nın Dolar ve Euro karşısında giderek değer kaybetmesi, başta akaryakıt olmaz üzere tüm ürünlere gelen zamlar, yurttaşı yoksulluğu pençesine itti. Hemen hemen her gün birçok esnaf kepenk kapatmak zorunda kalırken çalışan esnaf ise zarar ediyor.

‘KRİZDEN DOLAYI İŞ YAPAMIYORUZ’

Barış Yeğin adlı esnaf, “Ekonomik krizden dolayı satışlarımız hemen hemen hiç yok. Geçen yıla göre bu yıl satışlarımız çok kötü düştü. Satış yapamıyoruz çünkü ekonomi çok kötü durumda. Durum böyle olunca biz de satış yapamıyoruz. Şimdi altına bakıyoruz, gramı bin 700 TL’ye çıkmış. Bugün veya yarın bir kişinin düğünü olursa ne olacak? Kimse artık evlenemiyor. Niye evlenemiyor? Bir düğün için en az 7 bilezik gerekiyor. 7 bilezik, bugün 400 bin TL. 400 bin lira da masraf. Bunları hesapladığınızda bir düğün 1 milyon TL’ye mal oluyor. Bu parayı kim, nerede bulacak da düğün yapacak?” dedi.

‘TL’NİN DEĞERİ KALMADI’

Esnaf Emin Sorgul de satış yapamadıklarından şikayetçi. “Bu kriz ve pahalılıkta satış nasıl satış yapacağız” diyen Sorgul, “Türk Lirasının değeri kalmadı. Bir ayakkabıyı 100 TL’ye veriyorum ama alan yok. Hiç kazanamıyorum hatta zararına satıyorum ama alan yok. Masraflarımız çıkmadığı gibi gün gittikçe de zarar etmeye devam ediyoruz. Şimdi elimde birçok mal var ama satılmıyor. Aynı ürünü geçen yıl satıyordum, çok iyi para kazanıyordum ama bu yıl hiçbir şekilde kazancımız yok. Bu sıkıntılar son bir yılda daha da arttı. Çok büyük sıkıntılarımız var, bu da ekonomik krizden kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

‘ALLAH SENİN TAHTINI DEVİRSİN’

Şükrü Pala adlı yurttaş ise, yaşanan ekonomik kriz şöyle ifade etti: “Asgari ücreti 11 bin 400 TL’ye çıkardılar ama her şey çok pahalı. Bu para neye yetecek? Yine burada herkesin işi yok. Sadece burası değil Türkiye’nin tamamı bu durumda. Ne iş var ne de hak hukuk var. Tayyip Erdoğan’ın durumu iyi, yiyip içiyor. Maaşı var, doları var, parası var. Ama bizim neyimiz var? Hiçbir şeyimiz yok. Hak ve adalet bu değildir. Vallahi evimize ekmek dahi götüremiyoruz. Çok zor durumdayız. Biz kabul etsek de Allah kabul etmez. Allah senin tahtını devirsin. Bu ne haktır ki bizi bu duruma getirdin? Bir lokantaya gidiyoruz, 150 ile 200 TL ücret ödüyoruz. Ama daha önce lokantada bir yemek yediğin zaman 20 TL veriyorduk. O dönemlerde asgari ücret 2 bin ile 2 bin 500 TL arasındaydı ama herkes geçinebiliyordu. Keşke asgari ücret aynı kalsaydı ama durum bu kadar kötü olmasaydı. Şimdi asgari ücret 11 bin 400 TL ama hiçbir şey alamıyoruz. Ne asgari ücreti yükselt ne de ürünlere zam yap. Bugün bir torba makarna 170 TL olmuş. Biz kabul etsek bile Allah kabul etmeyecektir."