Hewlêr’de yolsuzluğa tepki gösteren vekile gözaltı kararı

Federe Kürdistan Parlamentosu, Kürdistan İslami Topluluk Partisi Milletvekili Soran Omer’in dokunulmazlığını kaldırdıktan sonra hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

Dokunulmazlığın kaldırılması kararı, Mayıs ayında Kürdistan Bölgesi Parlamentosu’nda 57 vekilin oyu ile alınmıştı. Bu karar Kürdistan Bölgesi Parlamentosu açısından bir ilki ifade ediyordu.

Bu kararın ardından 12 Temmuz günü Hewlêr mahkemesi, Kürdistan İslami Topluluk Partisi (Komel) Milletvekili Soran Omer hakkında gözaltı kararı çıkardı ve tüm güçlere Omer’in görüldüğü yerde gözaltına alınması talimatını verdi.

Umer, dokunulmazlığının kaldırılması talebine ilişkin 5 Mayıs günü Süleymaniye’de basına yaptığı açıklamada, özellikle Başbakan Mesrur Barzani hakkındaki yolsuzluk iddialarına dikkat çekmişti.

YOLSUZLUĞA İŞARET ETTİĞİ İÇİN...

Omer şu ifadeleri kullanmıştı:

“1 Nisan akşamı Mesrur Barzani’ye ilişkin bir konuşma yaptım. 2 Nisan günü Hewlêr Araştırma Mahkemesi 433’üncü maddeye dayanarak hakkımda dava açtı. Mahkeme aynı zamanda parlamentodan dokunulmazlığımın kaldırılmasını istedi. Ben bugün (5 Mayıs günü) parlamento başkanlığına bu konuya ilişkin belgeleri sundum. Parlamento Başkan Yardımcısı belgeleri almayı reddetti ve bizzat kendimin bunları mahkemeye göndermemi istedi.”

Mesrur Barzani’ye ilişkin belgelere de işaret eden Omer, şöyle devam etmişti:

“WikiLeaks belgelerine göre Mesrur Barzani Stêrk Grubu’nda büyük bir paya sahip. Stêrk Grubu, 12 şirket ve bankadan oluşuyor. 10 şirket ortaktır. Bunlardan biri iş şirketidir. Bankanın adı da Artî’dir. Kürdistan bölgesi petrol gelirini dolardan dinara çeviriyor.”

Bu açıklamadan sonra 7 Mayıs günü 58 parlamenterin katıldığı bir oturum gerçekleşti. Oturumda 57 parlementer Omer’in dokunulmazlığının kaldırılması yönünde oy verdi.

TÜRK DEVLETİNİN ETKİSİ VAR

Karara ilişkin RojNews’e konuşan Tevgera Azadi (Özgürlük Hareketi) Yürütme Konseyi üyesi Ebubekir Mecid, bunun büyük bir zulüm olduğunu belirterek, “Öyle görünüyor ki bu parlamento halkın değil, egemenler ve devletlerindir. Türk devletinin bu parlamento üzerinde etkisi vardır. Bu tür kararlar Türk devletine aittir. Bizim gördüğümüz kadarıyla, Türkiye’dekine benzer bir yöntem” dedi.