HPG Gabar’da şehit düşen 3 gerillayı andı

Gabar’da şehit düşen 3 gerillanın kimliklerini açıklayan HPG, “büyük komutanımız Egîd öncülüğünde geliştirilen ve Adil, Nûda, Gulbahar ve Gelhatlarla devam eden kesintisiz fedailiğin son temsilcileri oldular” dedi.

HPG Basın İrtibat Merkezi açıklaması şöyle:

“2 Aralık 2022 günü düşmanın Gabar alanına yönelik başlattığı bir operasyonda, Gabar bölge komutanlığı görevi yürüten değerli yoldaşımız Silav Koçer ile Fedakar Hêlîn ve Egîd Nîzîp yoldaşlarımız son nefeslerine kadar Apocu militanlıkta ısrar ederek şehadete ulaştı. Gerilla mücadelemizin kalbi Botan’da yürütülen destansı direnişin kahramanlarından olan bu değerli yoldaşlarımız büyük komutanımız Egîd (Mahsum Korkmaz) öncülüğünde geliştirilen ve Adil, Nûda, Gulbahar ve Gelhatlarla devam eden kesintisiz fedailiğin son temsilcileri oldular.

Bizlere büyük ve mutlaka başarılması gereken görevler devreden Silav, Fedakar ve Egîd yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:

Kod Adı: Silav Koçer
Adı Soyadı: Behiye Kaçar
Doğum Yeri: Sêrt
Anne – Baba Adı: Xezal – Egîd
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2 Aralık 2022 / Gabar

 

Kod Adı: Fedakar Hêlîn
Adı Soyadı: Mazlum Akman
Doğum Yeri: İstanbul
Anne – Baba Adı: Aynur – Alaaddin
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2 Aralık 2022 / Gabar

 

Kod Adı: Egîd Nîzîp
Adı Soyadı: Yakup Demir
Doğum Yeri: Dîlok
Anne – Baba Adı: Hatice – Abuzer
Şehadet Tarihi ve Yeri: 2 Aralık 2022 / Gabar

 

 

SILAV KOÇER

Botan’ın önemli direniş merkezlerinden olan ve halkımızın tekrar tarih sahnesine çıkışının simgesi olan Şanlı 15 Ağustos Atılımı’nın başlatıldığı yer olan Sêrt ili ve kadim halkı o tarihten günümüze kadar bu tarihi misyonuna sahip çıkarak devrimimizdeki yurtseverlik görevlerini başarılı bir şekilde yerine getiriyor. Binlerce en değerli evladını özgürlük saflarına katarak mücadelemizin bugünlere ulaşmasında emekleri olan Sêrt halkımız, bu kahraman evlatlarıyla ne kadar övünse yeridir. Sêrt halkımızın güzide evlatlarından biri olan Silav yoldaşımız da bu halk gerçekliği içerisinde yurtsever Didêrî aşiretine mensup bir ailemizde doğdu. Ailesinin ve yaşadığı çevrenin etkisiyle Partimizi küçük yaşlarından itibaren tanımaya başladı. Özellikle gerillanın işgalci Türk devletine karşı geliştirdiği destansı direnişten etkilendi, bu direnişlerin hikayelerini dinleyerek büyüdü. Abisinin gençlik çalışmalarında olması ve yürüttüğü çalışmalardan dolayı düşmana tutsak düşmesi Silav yoldaşımızı etkilediği gibi mücadele arayışı içerisine girmesine de neden oldu. Bir süre gençlik çalışmalarında kalmasından dolayı örgütsel anlamda belli bir tecrübe kazandı. Bu tecrübelerini daha etkili bir mücadelenin zemini yapmak isteyen yoldaşımız bunun ancak gerilla saflarına katılmakla mümkün olduğunun bilincindedir. Fakat yaşının çok genç olmasından dolayı bu istemini bir süre ertelemek zorunda kaldı. Bu süreçte yoğunlaşmalarına devam eden yoldaşımız, toplumun kadına bakış açısını daha derinlikli anlamaya ve çözümlemeye başladı. Toplumun geleneksel ölçülerle kadına verecek bir şeyinin olmadığını bilince çıkarak Silav yoldaşımız, daha fazla beklemenin anlamsız olduğuna karar vererek 2009 yılında liseyi bitirdikten sonra gerilla saflarına katılma kararı aldı.

Gerillaya katılımını hayalindeki özgür yaşama kavuşmak olarak değerlendiren Silav yoldaşımız kısa sürede dağ ve gerilla yaşamına uyum sağladı. Dağlı bir kadın olan Silav yoldaşımız dağın dilinden anladığı için hiçbir zorluk yaşamadan gerilla yaşamına atıldı. Daha önceleri yürüttüğü faaliyetlerden ötürü örgütsel anlamda tecrübeleri olan yoldaşımız, bu tecrübelerini yoldaşlar ile de paylaşarak onların gelişiminde emek sahibi oldu. Garê alanında bir süre pratik yürüttükten sonra Metîna alanına geçen yoldaşımız, bir yandan düşman saldırılarına karşı cevap olabilmek için var olan savaş pratiğine katılmak istedi diğer yandan da bulunduğu alandaki kimi sorunların çözümü için yoğunlaşma yaşayarak çözüm gücü olmaya çalıştı. Yaşanan yanlış pratiklere ve yanlış anlayışlara karşı ideolojik mücadeledeki keskinliği ile öne çıkan Silav yoldaşımız, şehitlerimizin kanıyla yaratılan kutsal PKK yaşamının savunulması için her zaman ideolojik mücadele içinde oldu. Kendi kişiliğini de bu temelde geliştirmeye çalışan yoldaşımız hiçbir zaman elinden kitabını eksik etmez, eğitimine önem verirdi. Bu özelliği sayesinde kişiliğindeki gelişmeyi sürekli kıldı. 2011 yılında Qendîl alanına geçen yoldaşımız, burada bir yıl çalışma yürüttükten sonra Devrimci Halk Savaşımızın etkili bir şekilde yürütüldüğü Xakurkê alanına geçerek buradaki savaş pratiğine dahil oldu. Xakurkê alanında düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yer alan yoldaşımız, askeri anlamda büyük bir tecrübe kazandı. Bu tecrübelerini ideolojik derinlikle besleyerek yetkin bir YJA Star gerillası olmak isteyen yoldaşımız, bu amaçla 2014 yılında Parti Merkez Okulu olan Mazlum Doğan Akademisi’ne geçti. Burada aldığı eğitimlerle Önder Apo felsefesinde derinleşerek öncü bir kadın komutan oldu. Eğitim sürecinde özellikle kadın özgürlük ideolojisinde derinleşmeyi esas alan yoldaşımız, ideolojik birikimi olan bir kadının yaşamın her alanında öncü olabileceğini yaşamı ve duruşuyla kanıtladı. Eğitimden sonra tekrar Qendîl alanında çalışmalara katılan yoldaşımız, soykırımcı Türk devletinin halkımıza ve Hareketimize yönelik 2015 yılında gerçekleştirdiği saldırılara karşı cevap olabilmek için Bakurê Kurdistan’a gitmeyi önerdi.

Bu önerisi 2016 yılında kabul gören yoldaşımız, aynı yıl ana toprağı olan Botan alanına geçti. Botan alanında ilk olarak Herekol alanında görev alan yoldaşımız daha sonra Botan’ın birçok alanında gerillacılık yaptı. Botan gibi zorlu bir alanda başarılı bir pratiğin ancak ideolojik derinlik ve mücadeledeki keskinlikle mümkün olacağının bilincinde olan Silav yoldaşımız, bu temelde mücadele ederek öncü bir YJA Star gerillası oldu. Bu duruşu sayesinde birlikte mücadele verdiği yoldaşlarının güvenini kazandı. Aynı zamanda düşmana olan öfkesini birbirinden etkili eylemler örgütleyerek gösteren yoldaşımız, yaşamdaki öncülük misyonunu savaşta da göstererek bütünlük bir militanın nasıl olması gerektiğini pratiği ile gösterdi. Son olarak gittiği Gabar alanında bölge komutanlığı görevi yapan Silav yoldaşımız burada da mevcut duruşunu korumuş, ortaya çıkan sorunlara anında cevap olmak isteyerek tüm yoldaşlarının yoğunlaşmalarını düşman üstüne yapmasını amaçlamıştır. Gabar alanının maneviyatını iliklerine kadar hisseden ve bu alanda efsaneleşen değerli komutanlarımız Egîd, Adil, Gulbahar ve Gelhatların anılarını her an taze tutmak istedi. Ancak bu değerli komutanlarımızın yaşam ölçüleriyle zaferi kazanacağımızı bilen Silav yoldaşımız, mücadelesi ile Gabar’ın unutulmaz komutanları arasındaki yerini aldı. 2 Aralık 2022 günü gerçekleşen düşman saldırısında son nefesine kadar Apocu ideolojiye olan bağlılığını koruyan Silav yoldaşımız, şehitler kervanına katılarak ölümsüzleşti. Yoldaşları olarak Silav yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin hayallerinin savaşçısı olacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.

 

FEDAKAR HÊLÎN

Fedakar yoldaşımız, yurtseverliği ile bilinen ve özgürlük mücadelemizin gelişimi ile birlikte özgürlüğe olan tutkuları nedeniyle hesapsız bir şekilde direniş saflarına katılan Mêrdîn halkımızın bir ferdi olarak İstanbul’da doğdu. Kurdistan’da uzakta doğup büyümesine rağmen, ailesinin köklü Kürt kültürüne sahip çıkarak çocuklarını yetiştirmesi nedeniyle bu değerlere bağlı bir şekilde büyüdü. Yine partimiz PKK öncülüğünde açığa çıkan özgürlük değerlerini de edinen Fedakar yoldaşımız, güçlü bir kişilik haline geldi. Genç olmasına rağmen her zaman ülke gündemini takip ederek işgalcilere karşı geliştirilen tarihi direnişi izledi. İşgalcilerin tüm vahşi saldırılarına karşı büyük bir direniş geliştiren ve halkımızı her geçen gün daha fazla özgürlüğe yakınlaştıran gerillanın mücadelesinden etkilendi. Bir süre yurtsever, devrimci gençlik çalışmalarında yer aldıktan sonra mücadelesini daha fazla büyütmeye karar verdi ve bu anlamda arayışlara girdi. Özellikle tüm halkımızı ve dünya demokratik kamuoyunu etkileyen Rojava Özgürlük Devrimi’ne yönelik çete saldırılarına karşı büyük bir öfke duydu ve mutlaka devrim saflarındaki yerini alması gerektiğine inandı. Bu temelde 2015 yılında ana toprakları olan Mêrdîn Nisêbîn’den gerilla saflarına katıldı.

Gerilla saflarına katıldığında 1996 yılında şehadete ulaşan dayısı Fedakar–Hikmetullah Demir ve 1988 yılında şehadete ulaşan halası Hêlîn–Suphiye Akman yoldaşların adını alarak Fedakar Hêlîn oldu. Mücadeleye dayısı ve halasının isimlerini ve silahını kaldırarak başlayan Fedakar yoldaşımız, daha ilk günden şehitler çizgisine bağlı kalarak ve onların yarım kalan hayallerini gerçekleşmek isteyerek doğru bir şekilde başladı. Bundan sonraki tüm yürüyüşü de bu temelde üzerinde oldu ve fedaice bir devrim yürüyüşünün sahibi oldu. Yeni Savaşçılar eğitimini Avaşîn alanında gören Fedakar yoldaşımız, burada aldığı eğitim ile dağ ve gerilla yaşamıyla tamamen bütünleşmesinin yanında kişiliğinde de önemli dönüşümler yarattı. Her geçen gün kendisini yenileyerek Apocu kişilik özellikleri içselleştirmeyi başardı. Bir devrimci olarak yürüteceği devrim çalışmalarının fedailik çizgisinde olması gerektiğine inandı. Fedailiğin bir yaşam biçimi olduğu gerçekliği ile yaşayan yoldaşımız birçok kez fedai eylem önerisi geliştirerek bu kutsal yaşamı zirveleştirmek istemiştir. Özellikle Şehit Andok yoldaşın söylediği “İmralı adasında geçen her anı iliklerine kadar hissedemeyen fedai olamaz” sözünü kendisine düstur edindi ve her zaman buna bağlı kalmayı başardı. Avaşîn alanında bulunduğu süreçte genelde tecrübeli yoldaşlarının yanında kalan ve onların tecrübelerinden ders çıkaran yoldaşımız, kısa sürede örgütsel anlamda yetkinleşti. Gerilla mücadelesinde yeni ve genç olmasına rağmen birçok çalışmayı yürütebilecek düzeye gelen yoldaşımız, askeri duruşunu daha da geliştirmek için Şehîd Mehmet Goyî Operasyon Okulu’nda eğitim aldı. Bu eğitimle birlikte mücadelesini daha da büyütmek ve halkımızın özgürlük istemlerine cevap olabilmek için Bakurê Kurdistan’a gitmeyi önerdi. Önerisi kabul edilen yoldaşımız, kendisini yeni dönem gerilla taktiklerinde geliştirmek için ve günümüz teknolojisini düşmana karşı etkin bir şekilde kullanabilmek için Şehîd Mahir branş eğitimlerine dahil oldu. Bakurê Kurdistan’a gitme hedefine ulaşmak için büyük bir istek, heyecan ve moralle eğitimlere katlan yoldaşımız, eğitimini başarılı bir şekilde tamamlayarak 2018 yılında Botan alanına geçti.

Tüm özgürlük gerillasının ulaşmak istediği hedeflerden biri olan Bakurê Kurdistan’da özellikle de Botan’da gerillacılık yapma hayalini gerçekleştiren Fedakar yoldaşımız, gerillanın manevi kıblegahı olan Gabar’a geçerek mücadelesini sürdürdü. Yaklaşık 5 yıl boyunca Gabar alanında kalan yoldaşımız, burada her ne kadar adı gibi fedakar ve emekçi bir katılımın sahibi olmuşsa da hiçbir zaman bu katılım düzeyini yeterli görmedi. Başarı çıtasını Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmek olarak belirleyen yoldaşımız bunun için tüm varlığı ile mücadele etti. Birçok eylemin gerçekleştirilmesini sağlayan ve bu eylemlerde bizzat yer alan yoldaşımız, Gabar alanında da tekrar fedai eylem gerçekleştirme önerisi yapmıştır. Fedai komutanımız Zîlan gibi düşmanın beyninde patlamayı ve bu şekilde Önderliğimizin özgürlüğüne giden yolda bir meşale olmayı isteyen Fedakar yoldaşımız bu duruşunu yaşamının her anında da göstererek örnek bir militan oldu. Bizler de yoldaşları olarak Fedakar yoldaşımız şahsında tüm şehitlerimizin hayali olan Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirene kadar durmadan mücadele edeceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.

 

EGÎD NÎZÎP

Egîd yoldaşımız aslen Riha Pirsûs’lu yurtsever bir ailenin ferdi olarak Dîlok Nîzîp’de doğdu. Ailesinin yurtsever olması ve düşmanın her türlü asimilasyonist politikalarına rağmen kimliklerinden ve kültürlerinde ısrar etmesi nedeniyle Egîd yoldaşımız da bu özelliklerle büyüdü. Kurdistan’da yürütülen özgürlük mücadelesine karşı her zaman duyarlı olan bir çevrede büyümesi Egîd yoldaşımızın da küçük yaşlardan itibaren Partimizi duymasını sağlamış, büyüdükçe ve Partimizi daha fazla tanıdıkça bağlılığı arttı. Bir Kürt genci olarak kendisinin de halkımızın özgürlüğü için sorumlu olduğunu bilince çıkardı ve mücadele etmek için arayışlara girdi. İlk olarak yerel düzeyde yurtsever gençlik çalışmalarında yer aldı. Rojava Özgürlük Devrimi’nin Kurdistan’ın dört bir yanında yarattığı devrimci hava kuşkusuz Bakurê Kurdistan halkımızı da etkiledi ve daha fazla mücadele saflarına katılmasına neden oldu. Yine Rojava Özgürlük Devrimi’ne yönelik saldırılara karşı da Bakurê Kurdistan halkımız en etkili mücadeleyi yürüterek yurtseverlik görevini layıkıyla yerine getirdi. DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırdığı dönemlerde yine ayağa kalkan halkımız destansı bir direniş geliştirerek Rojava Özgürlük Devrimi’ne sahip çıktı. Bu süreçte yürütülen çalışmalar ve halkımızın yediden yetmişe tüm varlığıyla devrime sahip çıkması Egîd yoldaşımızı etkilediği gibi mücadeleye daha aktif katılmasını da sağlamıştır. İlk olarak tüm Bakurê Kurdistan’da yaşanan serhildanlara katılarak öncülük görevini yerine getirmiş daha sonra ise var olan mücadele tarzının yetersi olduğunu düşünerek profesyonel düzeyde çalışmalara katılması gerektiğine karar verdi. Düşmanın Bakurê Kurdistan’da halkımızın onlarca yıllık mücadelenin bedeli olarak elde ettiği kazanımlarını elinden almak ve Çöktürme Planı ile halkımızın ve Hareketimizi tamamen yok etmek istemesini erkenden fark eden Egîd yoldaşımız, aktif bir şekilde bir katılım sergilemiştir. İlk olarak halkımızın özsavunmasının sağlam bir şekilde oluşturulması için kurulan yerel direniş birliklerine katıldı. Nisêbîn alanında bu çalışmalara katıldıktan 15 gün sonra kendisi daha fazla eğitmek, askeri ve ideolojik olarak yetkin bir militan olabilmek için yüzünü Kurdistan dağlarına döndü.

2016 yılında gerilla saflarına katılan Egîd yoldaşımız, daha önce edindiği tecrübelerden ötürü Yeni Savaşçı eğimini başarılı bir şekilde tamamladı. Bu eğitim sürecinde aldığı Önderlik dersleriyle kendisini daha iyi anlamaya başladı ve kişiliğinde önemli dönüşümler gerçekleştirdi. Aynı zamanda gerillaya yeni katılan yoldaşlarına da yaşamsal ve eğitsel anlamda yardım ederek onların da gerilla ve dağ yaşamına adapte olarak birer öncü militan olmalarında emek sahibi oldu. Bu süreçte daha fazla sorumluk almayı devrimci bir görev olarak gören yoldaşımız, ilk pratiğinde tim komutanı olarak görev aldı. Bu görevindeki başarılarından dolayı kısa sürede terfi ederek gerilla yaşam tarzının örgütlenmesi için hayati önemde olan alt yapı ve lojistik biriminde sorumlu düzeye ulaştı. Bu görevinde de başarılı olmayı ve yoldaşlarının güvenine layık olmayı bilen Egîd yoldaşımız, yaşanan yoğun savaş sürecine daha etkin bir katılım sağlamak için askeri akademilerde eğitim alma önerisi geliştirdi. Bu eğitimle tek hedefi halkımızı yok etmek olan soykırımcı Türk devletine karşı etkili ve sonuç alıcı bir mücadelenin içerisine girmek istedi. Soykırımcı Türk devletinin halkımıza reva gördüğü kölelik sisteminin ancak bu şekilde parçalanabileceğini ve halkımızın da ancak bu şekilde özgürlüğe ulaşabileceğini düşündü.

Savaşın ulaştığı yeni boyutu iyi analiz eden Egîd yoldaşımız, savaşlarda artık vazgeçilmez olan teknolojik araçların kullanılmasını öğrenerek gerilla savaşımıza yeni bir alan açmak istedi. Böylece işgalci Türk devleti ile daha etkili bir mücadelenin yürütülebileceğine inanmış ve bunun gereklerini pratiği ile göstermek istedi. Aldığı uzmanlık eğitimleriyle bu amacını gerçekleştiren Egîd yoldaşımız, aldığı eğitimi en etkili Botan alanında pratikleştirebileceğini düşündü ve bunun için Botan alanında geçti. Adil, Nûda ve Gelhatların mekanı olan; hem güzelliği hem maneviyatı ve hem de zorluğu ile bilinen Gabar alanında ilk pratiğini yapan Egîd yoldaşımız, kısa sürede girişken özelliğiyle kendisini alandaki yoldaşlarına sevdirebildi. Gabar alanının zorlu pratiği Egîd yoldaşımızın mücadele azim ve kararlılığını bilemiş, kendisini her anlamıyla katarak var olan ihtiyaçlara cevap olmak istedi. Düşmana karşı birçok eyleme katılarak üzerine düşen görev sorumlulukları yerine getirmeye çalışan yoldaşımız kendisini Önderliğimize, şehitlerimize ve halkımıza karşı her zaman borcu hissetti ve mücadelesini daha da büyütmenin arayışına girdi. Bu arayışlarını öneriler halinde örgütümüzle de paylaşmış ve her göreve hazır olduğunu beyan ederek fedailik çizgisinde katılan bir militanın nasıl bir mücadele çizgisine sahip olması gerektiğini pratiği ile kanıtladı. Bunun için her zaman en önde olmaya gayret ederek Apocu bir militan olarak yüklendiği tarihi misyonun gereklerini yerine getirdi.

2 Aralık 2022 günü görevi başındayken gerçekleşen düşman saldırılarına karşı son nefesine kadar savaşarak Partimizin onurlu yaşam çizgisinin yılmaz bir savunucu olduğu bir kez daha kanıtlayarak şehadete ulaştı. Egîd yoldaşımızın ulaşmak istediği büyük hayallerinin takipçisi olacağımızın sözü ile onun şahsında tüm şehitlerimize layık olmak için mücadele edeceğiz.”