HPG: PKK militanlığını sonuna kadar temsil ettiler
Şehit 6 gerillayı saygıyla anan HPG, “PKK militanlığını sonuna kadar temsil etmeyi başarmış ve düşman saldırılarına karşı koymuştur” dedi.
Şehit 6 gerillayı saygıyla anan HPG, “PKK militanlığını sonuna kadar temsil etmeyi başarmış ve düşman saldırılarına karşı koymuştur” dedi.
HPG Basın İrtibat Merkezi, şehit gerillalara ilişkin şunları belirtti:
“2017 yılı, yaşanan yoğun savaş pratiği ve düşmana karşı geliştirilen görkemli direnişlerle mücadele tarihimize damgasını vuran bir yıl olmuştur. Düşmanın kesin imhayı dayattığı, buna karşı Apocu militanların büyük bir irade savaşı verdikleri bu süreçte Dilşad, Qehreman, Egîd, Agir, Numan ve Che Guevera yoldaşlarımız bulundukları alanda PKK militanlığını sonuna kadar temsil etmeyi başarmış ve düşman saldırılarına karşı koymuştur. 2017 yılında farklı yer ve tarihlerde gerçekleşen düşman saldırılarında şehadete ulaşan Dilşad, Qehreman, Egîd, Agir, Numan ve Che Guevera yoldaşlarımız halkımızın özgür geleceğinin teminatı olmuş ve halkımızın özgürlük kavgasında yaşamaya ve bu mücadelemize öncülük etmeye devam edecektir.
Dilşad, Qehreman, Egîd, Agir, Numan ve Che Guevera yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Dilşad Gever |
Kod Adı: Qehreman Amanos |
Kod Adı: Egîd Zîlan |
Kod Adı: Agir Erdexan |
Kod Adı: Numan Amed |
Kod Adı: Che Guevera |
DILŞAD GEVER
Dilşad yoldaşımızın ailesi milyonlarca Kürt gibi soykırımcı sömürgeci Türk devletinin baskı, şiddet ve işkencelerine maruz kalmıştır. Türk devletinin Kürtleri soykırımdan geçirmek için 1990’lı yıllarda binlerce köyü yakması, Kurdistan’ı Kürtsüzleştimek istemesi milyonlarca insanımızı köyünden, yurdundan etmiştir. Öz yurtlarını terk etmek zorunda kalan ailelerden biri de Dilşad yoldaşımızın ailesi olmuştur. Dilşad yoldaşımız bu yüzden, Colemêrg’li yurtsever bir ailenin çocuğu olarak Nînova’da dünyaya gelmiştir. Bir süre sonra Nînova kampı yakılınca yurtsever halkımız Maxmur’a geçip burada çok büyük zorluklar içerisinde, büyük mücadeleler ve emekler vererek Maxmur kampını kurmuştur. Dilşad yoldaşımız Maxmur kampında halkımızın derin yurtseverlik duyguları ve kültürüyle büyümüştür. Maxmur’da kendi anadilinde özgür bir şekilde 3 yıl okumuştur. Bu 3 yılda ve yaşamda öğrendikleri bir ömür boyunca kendisine yol göstermiştir. 2004 yılında Dilşad yoldaşımızın ailesi Gever’e geçerek kendi topraklarına dönmüştür. Fakat Türk devletinin aileye yaptığı baskı ve zulümler bitmemiştir. Bu yüzden Dilşad yoldaşımız soykırımcı sömürgeci Türk devletine büyük bir kin duymuş, bir gün mutlaka intikamını alacağını belirtmiştir. Dilşad yoldaşımızın ablası, amca kızları ve amca oğulları olmak üzere yakın ailesinden Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne birçok katılım olmuştur. Bu katılımlar doğal olarak Dilşad yoldaşımızı etkilemiş, onu daha fazla mücadelenin içerisine çekmiştir. Dilşad yoldaşımız genç yaşında Türk devleti tarafından gözaltına alınmış, devletin ceberut ve vahşi yüzüyle bizzat tanışmıştır. Dilşad yoldaşımız doğduğu günden itibaren kendisine, ailesine ve halkına yaşatılanlara ‘’artık yeter’’ diyerek tavır almış ve aktif mücadeleye katılma kararına varmıştır. Bu temelde 2012 yılında Kurdistan Özgürlük Gerillası’na katılmıştır.
Dilşad yoldaşımız, çocukluğundan itibaren partimiz PKK’yi yakinen tanıdığı, bildiği ve yaşadığı için gerillaya hemen uyum sağlamıştır. Dağlara olan özlemi, düşmana duyduğu öfke ve halkımızın özgürlük davasına olan bağlılığıyla erkenden gelişme sağlamıştır. İlk gerilla eğitimini aldıktan sonra 1 yıl Garê’de, 2 yıl Metîna’da pratik yürütmüştür. Dilşad yoldaşımız PKK yaşamına büyük bir aşk ve istekle katılmış, arkadaşları arasında emekçi kişiliği ve fedakarlığıyla tanınmıştır. Apocu militanlık ölçülerini kişiliğinde oturtup çizgide derinleşen Dilşad yoldaşımız aynı zamanda askerlik sanatında gelişmeyi de bir hedef olarak önüne koymuştur. Bu temelde askeri akademide uzmanlık eğitimi almış, gerilla taktikleri üzerine yoğunlaşmış ve kendisini önemli görevlere hazırlamıştır. Dilşad yoldaşımızın ikirciksiz katılımı ve sağlam duruşu tüm yoldaşlarına örnek olmuştur. Dilşad yoldaşımız daha büyük başarılar sağlayıp, düşmana etkili darbeler vurmak için Zagroslar’a geçmiştir. Zagroslar’da da önemli görevler üstlenmiş, Zap alanında sorumluluk almış ve burada da fedakarca katılım sağlamıştır. Dilşad yoldaşımız hesapsız yoldaşlığı, içten gülüşü, moralli katılımı ve her daim diri tuttuğu düşman bilinciyle tüm yoldaşlarına örnek olmuştur. Bir grup yoldaşıyla birlikte görev başındayken gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşmıştır. Dilşad yoldaşımızın gözlerini yaşama açtığı andan itibaren en büyük hasreti olan Özgür Kurdistan’da özgür yaşama hayali, biz yoldaşları tarafından en büyük mücadele gerekçesi yapılacak, amaç ve hayalleri mutlaka gerçekleştirilecektir.
QEHREMAN AMANOS
Qehreman Amanos yoldaşımız, Rojavayê Kurdistan’ın Amûdê şehrinde dünyaya gelmiştir. Qehreman yoldaşımız, Gabarî aşiretine mensup yurtsever bir ailede, Kürtlük kimliğinin bilinciyle ve yurtseverlik duygularıyla büyümüştür. Amcasının dört çocuğu gerilla saflarına katılmıştır. Ailesinin aynı zamanda şehitleri olan yurtsever bir aile olması, Qehreman yoldaşımızın da kişilik ve karakterinin oluşumunda belirleyici olmuştur. Qehreman yoldaşımız 11 yıl okumuştur. Ancak bu okullar sömürgecilerin Kürt halkına zorunlu olarak dayattığı, Kürt dilini ve realitesini inkar eden sömürge okulları olduğu için bir süre sonra bırakmıştır. Fakat Suriye devleti Qehreman yoldaşımızı zorunlu olarak askerliğe almış ve 2 yıl boyunca zorla askerlik yaptırmıştır. 2011 yılında tüm Ortadoğu’yu sarsan halkların baharı süreci Suriye’yi de derinden etkilemiştir. Devrimsel gelişmeleri bağrında taşıyan bu süreç dış güçler ve bölgedeki faşist ulus-devlet yapılanmaları temelinde saptırılıp Suriye'ye müdahale gerekçesine dönüşmüş, farklı adlarla birçok çete örgütü oluşturularak halkların baharı tersyüz edilmeye çalışılmıştır. Ancak Kürt halkı öncülüğünde Kuzey-Doğu Suriye’deki Arap, Asuri-Süryani, Ermeni halkları Rojava Özgürlük Devrimi’ni gerçekleştirmiş, bu devrim daha sonra tüm Ortadoğu krizine çözüm örneği oluşturan Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne dönüşmüştür. Bu devrimsel çıkış ve özgür yaşam örneği büyük bedeller verilerek, kapitalist modernite güçlerinin oyunları boşa çıkarılarak, bölge ulus-devletlerinin hesapları bozularak ve sayısız çete saldırısı püskürtülerek başarılmıştır. Kuzey-Doğu Suriye halkları büyük bedeller vermiş, zorluklar çekmiş ancak bir kez elde etmiş olduğu özgür yaşam olanağını sonuna kadar direnerek korumasını bilmiştir.
Qehreman yoldaşımız da bu devrim sürecine 2012 yılının Mart ayında, öz savunma görevini üstlenerek katılmıştır. Rojava Özgürlük Devrimi Ortadoğu cehenneminde bir cenneti yaratmış, ezilen tüm halklara ve insanlığa umut olmuştur. Qehreman yoldaşımız da bu sürece bütün benliğiyle tereddütsüzce dahil olmuştur. Rojava Özgürlük Devrimi’ni korumak için mevziden mevziye, cepheden cepheye soluksuzca koşmuş, amansızca mücadele etmiş ve yüksek cesaretiyle sayısız başarılı eyleme katılmıştır. Dur durak bilmeden devrimi savunma görevini büyük bir gururla yürüten Qehreman yoldaşımız, 2015 yılında eğitim sürecine dahil olmuş, Apocu ideoloji ve felsefede derinleşerek Rojava Özgürlük Devrimi’nin fedai bir savunucusu olma yolunda kendisini yetkinleştirmiştir. Eğitimden sonra daha fazla sorumluluk alan Qehreman yoldaşımız, DAİŞ’e ve El Kaide artığı çetelere karşı verilen mücadelede bir komutan olarak görev almıştır. Qehreman yoldaş, samimi kişiliği, içten katılımı, halkçı yaklaşımı ve büyük ülke sevgisiyle bulunduğu tüm ortamlarda hem halkımızın hem de yoldaşlarının sevgi ve saygısını kazanmıştır. Çetelere karşı etkili bir şekilde mücadele etse de, Ortadoğu’daki çeteciliğin ve faşizmin Türk devletinden ve Yeni-Osmanlı hayalleri peşinde koşan AKP-MHP rejiminden kaynaklandığını görmüştür. Başta DAİŞ olmak üzere birçok çete yapılanması Türk devletinin eliyle beslenmiş, finanse edilmiş, Türkiye üzerinden tüm dünyadan toplanarak Suriye topraklarına gönderilmiş, mazlum Kürt halkı MİT eliyle çete örgütlerinin hedefi haline getirilerek saldırtılmıştır. Bu gerçekliği savaş sahasında gözleriyle gören Qehreman yoldaşımız, faşizmin ve çeteciliğin asıl kaynağına yönelip bitirmek gerektiğine karar vermiştir. Bu temelde 2017 yılında Rojava Özgürlük Güçleri’nden ayrılarak gerilla saflarına katılmıştır. Qehreman yoldaşımız, Rojava Özgürlük Devrimi’ne büyük katkılar sunan Kurdistan Özgürlük Gerillası’na duyduğu büyük minneti ve halkına olan borcunu ödemek için büyük bir aşkla Kurdistan dağlarıyla buluşmak istemiştir. Ancak Medya Savunma Alanları’na geçiş sürecinde soykırımcı sömürgeci Türk devletinin gerçekleştirdiği saldırı sonucunda bir grup yoldaşıyla birlikte şehadete ulaşmıştır. Qehreman yoldaşımız, yüreğinde Kurdistan dağlarına duyduğu büyük özlem, halkı için kurduğu özgürlük hayalleri ve ülkesi için başaracağı önemli görevler varken erkenden şehadete ulaşmıştır. Qehreman yoldaşımızın, Kurdistan’ı bir bütün olarak gören, hiçbir parçası arasına ayrım koymayan, derin bir ulusal bilinç ve halk sevgisiyle Kurdistan’ın her yerinde mücadele etmeyi kendisine bir görev olarak gören örnek katılımı tüm Kurdistan gençleri tarafından örnek alınması gereken tarihi bir hakikattir. Qehreman yoldaşımızın, ardılları olarak bu örnek katılımını sürdürerek Özgür Önderlik Özgür Kurdistan amacımızı gerçekleştirme sözümüzü yineliyoruz.
EGÎD ZILAN
Egîd Zilan yoldaşımız, Wan Erdîş ilçesinde, Geliyê Zîlan bölgesinde dünyaya gelmiştir. Kürt halkının binlerce ferdinin soykırımcı, sömürgeci Türk devleti tarafından acımasızca katledildiği Geliyê Zilan’da dünyaya gelmesi, Egîd yoldaşımızın yaşamında belirleyici olmuştur. Geliyê Zilan’da halkımızın yaşadığı acıların bilinciyle büyümüş, bir mezarı bile olmayan binlerce şehidimizin acısını yüreğinde hissetmiştir. Egîd yoldaşımız bu yüzden yaşadığı ülkenin, mensubu olduğu halkın ve bu halkın nasıl bir soykırım saldırısıyla yüz yüze olduğunun hakikatinin farkındalığıyla büyümüştür. Çok genç yaşta toplumsal bilinç sahibi olmuştur. Egîd yoldaşımız, zeki ve başarılı bir genç olduğu için üniversitede işletme bölümünü kazanmış ve üniversiteye gitmiştir. Üniversite ortamında kapitalist modernitenin ve Türk devlet sisteminin kendisine sunduğu yaşamı tercih etmemiş, halkının özgür bir gelecek sahibi olacağı yaşamın arayışçısı olmuştur. Bu arayışları sonucunda yurtsever ailesinden aldığı kültürle devrimci yurtsever gençliğe ilgi duymuş, faaliyetlerine dahil olmuştur. Bir yandan gençlik faaliyetlerini yürütürken bir yandan da aydın bir genç olarak okuyup bilinçlenmeye çalışmıştır. Apocu hareketi ve onun kadın özgürlük ideolojisini tanıdığında derinden etkilenmiştir. Özellikle içinde yetiştiği toplumsal gerçeklikte feodalizmin ağır basması ve kadını yok sayması Egîd yoldaşımızda derin bir çelişkiye yol açmış, kadınların ancak kadın özgürlük ideolojisiyle özgürleşebileceğini görünce de büyük bir mutluluk duymuştur. Kadın özgürlüğünün toplumsal özgürlüğün temeli olduğunu düstur edinen Apocu hareketin ve Apocu ideolojinin bu karakterini kendisine örnek almış, kadın özgürlük çizgisinde özgür bir birey olmayı hedeflemiştir. Gençlik çalışmalarındaki dinamik ve aktif yapısıyla düşmanın dikkatini çekmiş ve gözaltına alınmıştır. Soykırımcı faşist düşman baskı altına alarak Egîd yoldaşımızın gözünü korkutacağını sansa da o daha da bilenmiş, düşmana olan öfkesi artmış ve artık dağların yolunu tutmaya karar vermiştir. 2013 yılında yüzünü Kurdistan’ın özgür dağlarına dönmüş ve gerilla saflarına katılmıştır.
Medya Savunma Alanları’nda gerilla pratiğine başlayan Egîd yoldaşımız, dağlı bir Kürt genci olduğu için gerilla yaşamına uyum sağlamakta zorlanmamıştır. Yoldaşlarını kendisine örnek alarak, onlardan aldıklarını uygulayarak tez zamanda tecrübeli bir gerilla düzeyine ulaşmıştır. Aydın bir Kürt genci olduğu için aynı zamanda nerede bir imkan bulsa, fırsat doğsa hemen eline kitabını alıp okumuş, kalemine sarılıp yazmıştır. Egîd yoldaşımız, teori ve pratik birlikteliğini şahsında dengeli bir biçimde somutlaştırarak örnek bir Apocu militan olmayı hedeflemiştir. Zaten adını büyük komutanımız Mahsum Korkmaz’dan almış ve zafer gerillası olma amacını daha ilk günden belirlemiştir. Metîna ve Heftanîn alanlarında kalıp pratik yürütmüş, bu alanlarda emek verip önemli yararlılıklar göstermiştir.
DAİŞ faşizmi 2014 yılında Kürt halkının başına musallat olup Şengal’den Kobanê’ye, Maxmur’dan Pîrsus’a her yerde Kürt halkına dönük katliamlar geliştirmeye başlayınca, Egîd yoldaşımız da tüm onurlu Apocu devrimciler gibi silahına sarılmış, halkımızı ve ülkemizi korumak için DAİŞ ile mücadele edeceği alanlara gitmiştir. Üç yıldan fazla bir süre boyunca çok farklı alanlarda ve birçok cephede çetelerle savaşmış, yüksek cesaretiyle eylemden eyleme koşmuş, çetelere ağır darbeler vurarak onları geriletmiştir. DAİŞ faşizmine en ağır darbeleri vurarak büyük insanlık ve yurtseverlik görevini yerine getirmiştir. Egîd yoldaşımız DAİŞ’e karşı mücadele görevini layıkıyla yerine getirdikten sonra 2017 yılında yüzünü yine Kurdistan’ın özgür dağlarına dönmüştür. DAİŞ’in ve El Kaide artığı çetelerin hepsinin Türk devletinin eliyle beslendiğini, Türkiye’de faşist AKP-MHP özel savaş rejimi oldukça halkımıza dönük çete saldırılarının durmayacağını görmüş ve faşizmin esas kaynağına yönelmenin gerektiğini görmüştür. Bu bilinçle Medya Savunma Alanları’na geçtiği bir süreçte Türk devletinin gelişen saldırısı sonucunda bir grup yoldaşıyla birlikte şehadete ulaşmıştır. Egîd yoldaşımızın şehadete ulaştığı olay bile, Türk devletinin DAİŞ çeteciliğine nasıl arka çıktığını, DAİŞ’in başaramadığını kendi eliyle başarmaya çalıştığını gösteren tarihi bir kanıt ve ibretlik bir olaydır. AKP-MHP rejimi olarak vücut bulan Türk faşizminden gerici DAİŞ çeteciliğine kadar, Kurdistan’ın birçok yerinde yüksek cesaret, büyük inanç ve özgürlük hayaliyle mücadele eden Egîd yoldaşımız her daim bize yol gösterecek, anısı bir meşale gibi önümüzü aydınlatacaktır.
AGIR ERDEXAN
Agir yoldaşımız Serhed kenti Erdexan’da doğmuştur. Ailesinin yaşadığı yer ve ortam nedeniyle ilk başlarda her ne kadar kendi halk gerçekliğinden uzakta yaşamak zorunda kalmışsa da daha sonra belli arayışlara girmiş, özüne dönmenin çabasını vermiştir. Bu arayışlarını üniversite okumak için gittiği Erzurum’da da sürdürmüştür. Kapitalist sistemin ve Kurdistan’da sömürge siyaseti yürüten Türk devletinin Kürt gençlerini düşürmek için kullandığı her türlü özel savaş araçlarına rağmen Agir yoldaşımız özüne dönmekte ısrarcı olmuştur. Yaşamının en zorlu süreçlerinde Apocu gençlikle tanışmış, onların yoldaşlık ilişkilerinden ve yaşama anlam katma çabalarından etkilenerek yaşamında yeni bir sayfa açmıştır. Erzurum’da faşist grupların Kürt öğrencilerine saldırması, Agir yoldaşımızın dikkatini çekmiştir. Kürt öğrencilerinin uğradığı bu adaletsizlik, haksızlık ve zulmü kabul etmemiştir. Bu süreçten sonra Kürt gençlerinin yürüttüğü mücadeleyi daha fazla anlamaya çalışmıştır. Üniversitedeki Kürt öğrencilerin duruşlarından, yaşam tarzlarından etkilenen Agir yoldaşımız, Kürt öğrencilerle olan yakınlaşmasını, arkadaşlığını daha da ilerletmiştir. Bu tanışma sürecinde hem yürütülen mücadeleyi anlamaya çalışmış hem de bir Kürt genci olarak özüne dönmenin çabası içerisinde olmuştur. Agir yoldaşımız zamanla kimliğini, kültürünü halk ve ülke gerçekliğini anlamış ve bunları bilince çıkarmıştır. Kendi özüne döndükçe yaşamdan daha fazla tat almaya başlayan yoldaşımız artık kapitalist ve Türk özel savaş sisteminin gençleri düşüren politikalarına karşı mücadele içerisine girmiştir. Yaşamının baharı olarak adlandırılabilecek bu süreçte yaşama bağlılığı, sevgisi her geçen gün daha da artmıştır. Yaklaşık bir sene boyunca gençlik çalışmalarında yer alan Agir yoldaşımız bu süreçte aktif bir mücadele yürütmüş, kendisi gibi Kürt gençlerinin bilinçlenip örgütlenmesinde önemli görevler üstlenmiştir. Önder Apo felsefesiyle tanışmasını ikinci doğuşu olarak ifade eden Agir yoldaşımız Önderliğimizin doğum günü olan 4 Nisan 2014’de yüzünü Kurdistan dağlarına dönmüş ve gerilla saflarına katılmıştır.
Gerillaya katılımını “yeniden doğuş” olarak ifade eden Agir yoldaşımız, yeni başladığı gerilla yaşamına büyük bir coşku ve heyecanla katılmıştır. Daha ilk andan itibaren dağ ve gerilla yaşamından etkilenmiştir. Yoldaşlık bağlarının güçlü olduğu, kimsenin kimseden üstün olmadığı, eşitlik ve özgürlüğün doyasıyla yaşandığı PKK yaşamının temel ilkeleri aynı zamanda Agir yoldaşımızın Partiye katılımının da temelini oluşturmuştur. Yeni Savaşçılar eğitim devresini büyük bir istek ve hesapsız bir katılımla sonuçlandıran Agir yoldaşımız, yetkin bir gerilla olarak pratik çalışmalara başlamıştır. Dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile tüm yoldaşlarının saygısını kazanan Agir yoldaşımız ısrarla savaş cephelerine gitmek istemiştir. Fakat yoldaşları, Agir yoldaşımızın kendisini daha fazla geliştirip yeni dönem gerillacılığında derinleşmesi için yüksek güven gerektiren çalışmalara dahil etmiştir. Bu çalışmalarda başarıdan başka hiçbir ölçüyü kabul etmemiş, eşsiz bir emek ve çaba harcamıştır. Daha sonra Mahsum Korkmaz Akademisi’nde askeri, ideolojik ve komutanlaşma eğitimleri almış, kendisini yeni dönem gerillacılığında daha fazla derinleştirme imkanı bulmuştur. Eğitim sürecinde yoldaşlarının tecrübelerinden de yararlanmış ve profesyonel bir gerilla olarak yaşanan savaş sürecine dahil olmuştur. Akademiden sonra takım komutanlığı görevi ile Metîna alanına geçmiştir. Burada yaşanan savaş sürecine dahil olmuş, militan duruşu ve sade ve mütevazı yaşamıyla örnek bir Apocu militan olmayı başarmıştır. Metîna’ya bağlı Girê Ortê alanında yaşanan düşman saldırısında şehadete ulaşan Agir yoldaşımız devrim yürüyüşü ile Apocu felsefe ile kuşanan bireylerin nasıl ayağa kalktığının, yaşamı nasıl güzelleştirdiğinin ve hakikate nasıl ulaşabildiklerinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Mücadelesi ve kişiliği ile tüm yoldaşlarına örnek olan Agir yoldaşımızın büyük amaçlarını gerçekleştireceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.
NUMAN AMED
Numan yoldaşımız Amed’in Pasur ilçesinde yurtsever bir ailede doğmuştur. Ailesinden Parti saflarımıza katılımların ve şehadetlerin yaşanması nedeniyle daha küçük yaşlardan itibaren mücadelemizi tanımaya başlamıştır. Yine ailesinin düşman baskılarından dolayı Amed merkeze göç etmesi, Numan yoldaşımız bilincinde yer edinmiş, bundan dolayı düşman büyük bir öfke duymuştur. Amed’e göç ettikten sonra da yakın çevresinin mücadele saflarında olması nedeniyle Numan yoldaşımız da okuyup araştırarak mücadele gerçekliğini daha iyi anlamaya çalışmıştır. Bu süreçte düşmanın halkımıza yönelik saldırıları, yaptığı katliamlar ve halkımızı tümden soykırımdan geçirerek ortadan kaldırmak istemesini öğrenmek ve bunları bilince çıkarmak Numan yoldaşımızda düşmana karşı büyük bir öfke duymasına neden olmuştur. Özellikle 2006 yılında Amed başta olmak üzere Bakurê Kurdistan’ın birçok kentinde düşmanın halkımıza saldırması ve onlarca suçsuz, günahsız insanımızı vahşice katletmesi Numan yoldaşımızı derinden etkilemiş ve daha fazla mücadeleye sevk etmiştir. Bu tarihten itibaren belli düzeylerde mücadele safları içerisinde yer almış, düşmana karşı olan öfkesini eylemlere dönüştürmeyi başarmıştır. Düşmanın yaptığı katliamlardan ve halkımıza yönelik soykırım siyasetinden hiçbir şekilde taviz vermemesi, bir Kürt genci ve yurtseveri olarak Numan yoldaşımızın daha fazla mücadele etmesine neden olmuştur. Ancak aktif ve radikal bir mücadele ile düşmanın yenilgiye uğratılabileceği ve halkımız üzerindeki soykırım siyasetinin parçalanabileceğini öngören Numan yoldaşımız, düşmanın yeni saldırı ve imha konsepti ile halkımıza ve Hareketimize saldırdığı 2015 yılında gerilla saflarına katılma kararı almıştır.
Gerillaya Amed alanında katılan Numan yoldaşımız, daha ilk andan itibaren gerilla ve dağ yaşamından etkilenmiştir. Bunun için her zaman neden daha erken gerilla saflarına katılamadığının hayıflanmasını yaşamıştır. Bundan dolayı yaşama aktif, heyecanlı ve hesapsız katılarak kaybettiği zamanı kazanmak istemiş, yıllarca edinilebilecek tecrübeleri en kısa zamanda edinmek istemiştir. Amed alanında kaldığı süreçlerde yoldaşlarının tecrübelerinden yararlanan Numan yoldaşımız kısa sürede yetkin bir gerilla olmuştur. Yoldaşlarının önerisi ile daha sonra Medya Savunma Alanları’na geçen Numan yoldaşımız, burada yeni savaşçılar eğitimi almıştır. Daha önceden edindiği tecrübeleri sayesinde bu eğitim sürecine de aktif katılmış, gerillaya yeni katılan yoldaşlarının dağlara adapte olabilmeleri için büyük bir emek harcamıştır. Eğitimden sonra yine Avaşîn alanında görevlendirilen Numan yoldaşımız, burada yaşanan savaş pratiğine aktif bir katılım sağlamıştır. Avaşîn alanında düşmana karşı gerçekleştirilen birçok eyleme katılarak düşmana etkili darbelerin vurulmasında pay sahibi olmuştur. Daha sonra 2017 yılında yeni dönem savaş taktiklerimizden olan tünel savaşlarının altyapısını oluşturmak için Zap alanına geçmiştir. Burada savaş tünellerinin yapımı için eşsiz bir emek harcamış, bugün direniş kalelerine dönüşen bu tünellerdeki emeği ile günümüzde yürütülen direnişlerin mimarlarından olmuştur. Dürüstlüğü, fedakarlığı ve içten yoldaşlığı ile tüm yoldaşlarının sevgisini kazanan Numan yoldaşımız, düşmanın 2017 yılında Çemço alanına yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda şehadete ulaşmıştır. Katılımındaki fedai tarzı ile biz yoldaşlarının her zaman örnek alacağı Numan yoldaşımızın hayallerini gerçekleştireceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz.
CHE GUEVERA
Che Guevera yoldaşımız, Mêrdin’li bir ailenin çocuğu olarak İzmir’de büyümüştür. Che yoldaşımız, toplumsal kimliğinden ve siyasi tercihlerinden dolayı erken yaşlarda faşizan baskılarla yüz yüze gelmiştir. 10 yıl boyunca okumuş, ancak bilinçlenme ve aydınlanmayı sadece devlet okullarında görmemiş, okuyup araştırarak kendisini oldukça geliştirmiştir. Bilinçli bir genç olan Che yoldaşımız, arayış içerisine girmiş, mevcut kapitalist modernite gerçeğini tanımış ve bununla mücadele etmenin yollarını aramıştır. Bu temelde halkların yegane kurtuluş yolu olan sosyalist ideolojiyi tanımış, sosyalist mücadelenin tarihi öncülerinden olan büyük devrimci Che Guvera’dan oldukça etkilenmiştir. Araştırıp okudukça kendisi de bir devrimci olmakta karar kılmıştır. Sosyalizmin tek kurtuluş yolu olduğu, Kurdistan’da sosyalizmin hakiki temsilinin ve pratikleşmesinin PKK mücadelesinde olduğunu görmüştür. Bu temelde başta mensubu olduğu Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm halkların özgürlüğü için mücadele kararı alarak 2015 yılında Apocu harekete katılmıştır.
DAİŞ’in ve El Kaide artığı yobaz çetelerin Rojavayê Kurdistan halkımıza ve Kuzey-Doğu Suriye’ye karşı insanlık dışı yöntemlerle saldırması üzerine Rojava Özgürlük Devrimi’ne katılıp bir savaşçı olarak görev almıştır. Rojava Özgürlük Devrimi ezilen tüm halklara büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Kapitalist modernitenin ideologları kurdukları zihni hegemonya ile artık ideolojiler döneminin bittiğini, kurtuluş mücadelelerinin vaktinin geçtiğini, sosyalizmin etkisini yitirdiğini vaaz edip herkesi kapitalizme teslim olmayı vaaz ederken, Rojava Özgürlük Devrimi’nin Ortadoğu karanlığında çıkış yapması ve bir güneş gibi insanlığı aydınlatıp yükselmesi herkesi heyecanlandırmıştır. Rojava Özgürlük Devrimi bir yandan çetelere, Türk devletine ve onun gerici zihniyetine karşı mücadele ederken, bir yandan da beş bin yıllık tahakkümcü erkek egemenlikli devlet düzeni dışında yeni bir toplumsallığı inşa etmiş, demokratik ulus anlayışı temelinde farklı inanç ve kimliklerdeki halkları birleştirmiş, demokratik özerk bir yönetim kurmuştur. Kuşkusuz bu mücadele Kuzey-Doğu Suriye’deki tüm halkların fedakarlığı, yiğit evlatlarının fedaice mücadelesi, Apocu hareketin büyük çabaları ve enternasyonalist devrimcilerin katılımı ve desteği sayesinde mümkün olabilmiştir.
Rojava Özgürlük Devrimi’ne tereddütsüzce katılıp, yiğitçe savaşan ve büyük emekler veren kahramanlardan biri de Che Guevera yoldaşımız olmuştur. Che yoldaşımız, soluksuz devrim yürüyüşüyle hamleden hamleye katılmış, cepheden cepheye koşmuş ve birçok eylemde yer almıştır. Rojava’da hem hakiki sosyalizmin nasıl adım adım inşa edildiğini görüp büyük heyecan duymuş, hem de bu mücadelenin onurlu bir militanı olmaktan büyük gurur duymuştur. Bu şekilde üç yıl boyunca taviz vermeyen bir devrimcilik pratiği sergilemiştir. Çünkü o, Che Guevera gibi enternasyonal bir devrimci olmak, ezilen tüm halklar için mücadele etme hedefiyle yaşamış ve savaşmıştır.
Rojava Özgürlük Devrimi’nde büyük emekler verdikten sonra DAİŞ’in asıl destekçisinin, akıl hocasının ve emir vereninin faşist AKP-MHP rejimi olduğunu bilen Che yoldaşımız, faşist rejimle mücadele etmek için yüzünü Kurdistan dağlarına dönmüştür. Faşist AKP-MHP rejiminin yıkılmasıyla başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarına faşist saldırılar olarak dayatılan neo-Osmanlıcılığın yıkılarak büyük bir özgürlük ve demokratikleşme fırsatının yaratılacağını görmüştür. Bu bilinç ve öngörüyle devrim yürüyüşünü dağlarda sürdürmek istemiştir. Ancak Medya Savunma Alanları’na yeni ulaştığı soykırımcı sömürgeci Türk devletinin gelişen saldırısı sonucunda bir grup yoldaşıyla birlikte şehadete ulaşmıştır. Sosyalizme yürekten inanarak insanlık için kendisini hiç düşünmeden feda eden, halkımızın özgürlüğü için mücadele eden ve büyük bir cesaretle savaşan Che yoldaşımız, insan güzeli özellikleri ve temiz yüreğiyle her daim hatırlanacak, asla unutulmayacaktır. Che yoldaşımızın daha özgür, demokratik ve güzel bir dünya hayali, demokratik bilimsel sosyalizme inanan biz yoldaşları tarafından gerçekleştirilecektir. Chelerin Küba’dan Bolivya’ya, Kobanê’den Kurdistan dağlarına dalga dalga yayılan sosyalist mücadelesi mutlaka kazanacaktır. Bu temelde başta değerli ailesi olmak üzere, tüm halkımıza başsağlığı diliyoruz.”