Kayyumlarda kaybetme telaşı
İktidarı kaybetme telaşı başlayınca kayyumlar da belediyelere ait taşınır ve taşınmaz malları hızlıca satmaya, kimilerini de ücretsiz bir şekilde dağıtmaya başladı.
İktidarı kaybetme telaşı başlayınca kayyumlar da belediyelere ait taşınır ve taşınmaz malları hızlıca satmaya, kimilerini de ücretsiz bir şekilde dağıtmaya başladı.
Van Büyükşehir Belediyesi kayyumu, belediyeye ait taşınır ve taşınmaz malların bir kısmını satışa çıkartırken, bir kısmını da diğer kurumlara ücretsiz bir şekilde dağıtmaya başladı.
Van İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı ve Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sözcüsü Mihail Atik, Van Büyükşehir Belediyesi’ndeki kayyum rejimiyle ilgili ANF’ye konuştu. Mavi Şehir kapsamında Edremit’te satılığa çıkartılan bölgenin, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak kabul görmesine karşı açtıkları davayı kazandıklarını ve bakanlığı bu kararı geri çektiğini hatırlatan Atik, yeni bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile önünün açıldığını söyledi. Mera alanları olan, tarım ve hayvancılık yapan insanlara da hizmet üreten bir alana göz dikildiğine dikkat çeken Atik, “Bu alan, uçakların üzerinden geçtiği, iniş kalkışın yapıldığı ve yapılaşmaya uygun görülmeyen bir yerdir. Sırf kamuya kaynak yaratmak, kar elde etmek üzere söz konusu mera alanlarının büyük adalar şeklinde satışa çıkartılması açıkçası çok üzücü bir durum” dedi.
HALK İÇİN MAVİ DEĞİL
Planlandıktan sonra ‘Mavi Şehir’ projesi diye propaganda yapıldığına işaret eden Atik, şöyle devam etti: “Fakat kesinlikle bölge halkına mavi olmayacak bir planlama ve projedir. Tamamen bir zümreye hitap edecek. Villalar yapılacak. Sonrasında da adalar büyük tutularak halkın alamayacağı fiyatlar konularak belli bir kesimin alınması sağlanacak. Bu da halka rağmen ve kentin talebini karşılamayan bir şeydir. Deprem bölgesindeyiz. Afetlerden sonra arta kalan hasarlı yapı stokumuz var. Yapı stokumuz çok ciddi düzeyde tehdit barındırıyor. Hizmet gitmeyen birçok imarlı alan var. Halen açılmamış cadde ve sokaklarımız var. Bunları es geçerek, bunları görmeden yeni bir alana imar açmak anlaşılır gibi değil. Kent olarak 17 bin hektarlık imarlı alanlarımız mevcut. Bu alanların halen yüzde 40’ı kullanılmış, hizmet götürülmüş değil. Buna rağmen bahsedilen alanı satışa çıkartması içler acısı bir durumdur. Tarım kurumu bile uygunluk vermemiş.”
BELEDİYEYİ ÇALIŞAMAZ HALE GETİRMEK
Burada asıl amacın belediyeleri hizmet üretemez bir noktaya getirmek olduğunu söyleyen Atik, şunları ifade etti: “Güya buraları satıp kamu kaynağı yaratmayı hedefliyorlar fakat daha iki gün önce belediyeye ait taşınmazların kamu kuruluşlarına bedelsiz devredildiğini gördük. Meclis kararları var elimizde. Meclis kararlarına göre bu arsalar bedelsiz kimi kamu kurumlarına verilmiş. Kanuna göre belediye taşınmazlarını bedelsiz kimseye veremezsiniz. Bu yasayı aşarak, kentin içindeki bu alanların gençlik spora, milli eğitime, sosyal hizmetler müdürlüğüne aktarılmasını da şöyle anlıyoruz; belediyeye dair hiçbir şey bırakılmaması hedefleniyor. Madem ki kaynağa ihtiyacınız var, buradaki taşınmazları neden bedelsiz devrediyorsunuz? Madem ki kamu kaynağı arıyorsunuz o zaman bir sürü ihaleyi neden yaptınız? İhale yaptınız belli bir kesimin ihalelerini neden şimdi iptal ediyorsunuz? Kime bu ihaleleri saklıyorsunuz? Bir sürü bağış yapmışlar. Bu bağışları neden yapıyorsunuz?
HIZLARINA YETİŞEMİYORUZ
Dur durak bilmiyorlar. Birkaç gün önce Tuşba Belediyesi de aynı yol ve yöntemlerle taşınmazlarını taşeron bir anlayışla müteahhitlere satma girişiminde bulundu. Oraya ilişkin de Meclis kararları belediye sayfalarında yayınlandı. Buralara dönük şimdi bir parselasyon, bir paylaşım, bir rant mevcut. Tabiri caizse bir saldırı söz konusu. Bizler dava açarak, itiraz ederek maalesef hızlarına yetişemiyoruz. Bir yerde itiraz ederken, bir başka yerden sızıntı söz konusu. Başka bir yerden başka başka rantları fark ediyoruz. Davalarımız var, süren; yazışmalarımız var, cevap alamadığımız. İtirazlarımız var, karşılık bulamayan. İktidar değişene kadar limizden ne gelir, kamu kaynağı olarak ne kalır bilemiyoruz. Korkumuz, o zamana kadara hizmet üretmeyen, iş yapamayan, içi boşaltılmış bir kamu kuruluşunun geride bırakılmasıdır.”
İLÇE BELEDİYELERİ DE ÖYLE
Bu yaklaşımın sadece Büyükşehir Belediyesi ile sınırlı olmadığını kaydeden Atik, ilçe belediyelerinin de aynı yol ve yöntemleri esas alarak, belediyeye ait malları tüketme girişiminde bulunduğunu söyledi. Atik, şunları paylaştı: “Nitekim Edremit Belediyesi arsa satışlarıyla bilinen bir belediyedir fakat bir adım daha ileri giderek Van Gölü kıyılarını da imara açıp satışa çıkarttı. Oradan bir rant elde etmeye çalıştı, buna da biz şehrimizi koyduk. Hatta konuyu mahkemeye taşıdık. Şu an davalıyız. Yine yakın zamanda Tuşba Belediyesi’nin yapmış olduğu benzer çalışmalar var. Kamu taşınmazlarının belli bir kesime veya belli bir sınıfa satılması durumu var. Buradan gelecek kaynağı nasıl kullanacakları belirsiz bir durum. Yakın zamanda Tuşba Belediyesi bir ihaleye çıkmış, bu ihale bu ayın 19’da gerçekleşecek. İhale bedeli 1 milyar 743 milyon, 436 bin 661 TL bedel biçilmiş. Burada kamuya ait taşınmazlar Tuşba Belediyesi Emlak İstimlak Müdürlüğü satışa çıkartmış. Sanki bu bir şahıs malıymış gibi yap-sat modeliyle bir kaynak üretme yoluna gidilemez. Şu an senin yapı stokun risklidir. İlçe riskli bir konumdadır. Siz bu durumu kimseye açıklayamazsınız.”
KENDİ MEMURLARIYLA KARAR ALIYOR
Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 10 Mart’ta aldığı “İlimiz Edremit ilçesi Eminpaşa mahallesinde bulunan mülkiyeti belediyemize ait olan ada 1823 Parsel 3d kayıtlı 100 bin metrekarelik alanın 23 bin 873 metrekarelik kısmının özel eğitim kampüsü olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, 12 bin 175 metrekarelik kısmının spor merkezleri kampüsü olarak İl Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne 62 bin 79 metrekarelik kısmının ise sosyal hizmet kampüsü olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na 5393 sayılı belediye kanununun 75. Maddesi d fıkrası gereği taşınmazların bedelsiz olarak devrinin yapılmasının kamuoyuna oybirliği ile…’ şeklindeki karına işaret eden Atik, şöyle konuştu: “Kayyum, halk tarafından seçilmiş belediye meclisini feshederek yerine kendi memurlarını atayarak meclis oluşturdu ve şimdi de kendi memurları ile oturuyor, böylesine hayati kararlar alıyor. Bütçen yok, imkanın yok, hizmet üretemiyorsun, kentin bir sürü riskli alanı var, kentin bir sürü hizmet gitmeyen mahallesi var, bunlara dönük bir çalışman olmayacak fakat var gücünüzle kamu taşınmazlarını paylaştıracaksınız. Farklı farklı kurum ve kişilere rant yoluyla aradaki ilişkilere dayanarak vereceksiniz. Bugün belediyeye giderseniz göreceksiniz, belediye hınca hınç müteahhitlerle dolu, alacaklarını alamıyorlar. Yaptıkları işlerin karşılığını alamıyorlar. Bu insanlara verdikleri hizmetin karşılığını veremeyeceksin ama belirli yerlere bağışlar yapacaksın. Belediyecilik hizmeti bu değil. Melih Gökçek’in ekibinden olanlar getirilmiş. Ankara Büyükşehir Belediyesi CHP’nin eline geçince barınamamışlar, ellerinde belediye de kalmayınca, kayyum ile yönetilen yerlere gönderilmişler. Ankara’da yaptıkları çalışmaların aynısını bu kez de buralarda yürütüyorlar.”