KCK’den Güney Kürdistan çalıştayına mesaj

KCK: Çalıştayınızın temel gündemi, Güney Kürdistan’ın sorun ve ihtiyaçlarını tartışmak olsa da, bu sorunların, Kürdistan’ın bütününün sorunlarından bağımsız olarak değerlendirilemeyeceği kuşkusuzdur.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, KNK’nin Güney Kürdistan çalıştayına bir mesaj gönderdi. Eşbaşkanlığın mesajında, “Çalıştayınızın temel gündemi, Güney Kürdistan’ın sorun ve ihtiyaçlarını tartışmak olsa da, bu sorunların, Kürdistan’ın bütününün sorunlarından bağımsız olarak değerlendirilemeyeceği kuşkusuzdur” denildi.

Kürdistan Ulusal Kongresi’nin (KNK) Güney Kürdistan’daki çalıştayına KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı yazılı bir mesaj gönderdi. KCK Dış İlişkiler Komitesi Hüseyin Amed tarafından okunan mesajda şöyle denildi: “Ortadoğu ve Kürdistan’da çok büyük mücadele ve gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştirdiğiniz çalıştayı selamlıyoruz. Yürüteceğiniz tartışma ve alacağınız kararların, halkımızın Ulusal Demokratik Birliğinin gerçekleştirilmesine vesile olmasını diliyoruz.

Sayın Divan Üyeleri ve Değerli Delegeler!

Ortadoğu’da, en az Birinci Dünya Savaşı kadar önemli sonuçlar doğuracak ve halkımızın da kaderini belirleyecek olan tarihi bir mücadele sürecinden geçmekteyiz. Süreç, bizlere halkımızı özgürleştirmenin büyük fırsat ve imkanlarını sunduğu gibi, bağrında büyük tehlikeleri de barındırmaktadır. Uluslararası ve Bölgesel konjonktörün aleyhimize olmaması, hatta uluslararası kamuoyunun, halkımızın özgürlük mücadelesine sempatiyle yaklaşması başarı için önemli bir fırsat sunmaktadır. Dört parça Kürdistan’da elde ettiğimiz kazanım ve imkanlar da bizlere nihai zaferin olanaklarını vermektedir. Ancak sömürgeci güçlerin her gün artan saldırılarıyla, uluslararası aktörlerin sömürgeci güçlerle olan politik çıkar ilişkileri de, büyük tehlikeler arz etmektedir.

Özellikle, Rojava Devrimi ve DAİŞ’e karşı mücadelede elde edilen başarılardan sonra, sömürgeci güçlerin saldırılarında büyük bir artışın olduğu görülmektedir. Bu güçler, eskiden defalarca yaptıkları gibi aralarındaki çelişkileri bir tarafa bırakarak, sadece halkımızın özgürlük davasını ve kazanımlarını tasfiye etmek için bir araya gelmektedirler. Bunların, Cezayir ve Lübnan’da bir araya geldikleri ve Cerablus’un işgalinin de bu ortaklığın bir sonucu olduğu bilinmektedir. Hiç kuşkusuz bu durum Kürtler açısından büyük bir tehlikedir. Ancak Kürtler açısından asıl tehlike, sömürgecilerin birliği değildir; asıl tehlike Kürtlerin parçalı olmasıdır. Eğer Kürtlerin ulusal birliği gerçekleştirilebilirse, hiçbir sömürgeci ittifak Kürtler karşısında başarılı olma şansına sahip değildir. DAİŞ’e karşı mücadelede Kürt güçlerin sadece Kürdistan’ı değil adeta tüm insanlığı savunması bunun kanıtıdır.

Kürtlerin ulusal birliğinin, Ortadoğu’da başta Kürtlerin özgürleşmesi olmak üzere birçok şeyi değiştireceği gerçeğini herkes çok iyi bilmektedir. Onun için özellikle sömürgeciler, Kürt birliğinin sağlanamaması için büyük çabalar sarf etmektedirler. Sömürgeciler, bir yandan basit çıkarlar ve vaatler temelinde Kürt güçlerini kendilerine bağlamaya çalışırlarken, öte yandan Kürtleri parça parça hedefleyerek birleşmelerini engellemeye çalışmaktadırlar. Sanki bir Kürt gücünü yok etmenin, diğerlerine faydası varmış gibi bir algı ve siyaset oluşturmaktadırlar. Oysa sömürgecilik için, yaşatılması gereken bir Kürt ve Kürtlük yoktur; sadece öncelikle öldürülmesi gereken Kürtler ve Kürtlük vardır. Biri öldürüldüğünde sıra diğerine gelecektir.

Türk devleti ve onun en vahşi uygulayıcısı AKP ve Erdoğan, Ortadoğu’da Kürtlerin imha ve inkarının öncülüğünü yaptıkları için, öncelikle PKK ve Rojava’ya saldırmaktadırlar. Ama bunların ilk fırsatta Başur ve Rojhelat Kürdistan’ını da hedefleyecekleri kuşkusuzdur. Onun için Kürt davası parçalara ayrılamayacak kadar bir ve bütündür. Düşmanlarımız, sadece Kürtleri kolayca yutabilmek için ve taktik olarak parçalara ayırmaktadır. Biz de, kolayca yutulmamak ve özgürleşmek için bir ve bütün olmak zorundayız.  

Sayın Divan Üyeleri ve Değerli Delegeler!

Çalıştayınızın temel gündemi, Güney Kürdistan’ın sorun ve ihtiyaçlarını tartışmak olsa da, bu sorunların, Kürdistan’ın bütününün sorunlarından bağımsız olarak değerlendirilemeyeceği kuşkusuzdur. Zira her parçadaki sorun ve gelişmeler, mutlaka diğer parçaları da etkilemekte ve onlardan etkilenmektedir. Ulusal birliğin sağlanması tüm sorunlarımızın çözüm anahtarı olduğundan, bu yönlü çalışmaların, Güney Kürdistan’ın sorunlarının çözümünü de sağlayacağı şüphesizdir. Bu anlamda Rojava, Kuzey ve Doğu Kürdistan’daki mücadelelerin aktif olarak desteklenmesi, hem ulusal birliğin gerçekleşmesini sağlayacak, hem de Güney Kürdistan’daki sorunların aşılmasına vesile olacaktır.

Bu düşünce ve inançla tekrardan çalıştayınızı saygıyla selamlıyor, çalışmanızın Ulusal Birliğe ve acil olarak Ulusal Kongre’ye giden yolda, köşe taşı olmasını temenni ediyoruz.”