KCK: Devletten beklemeden depremden zarar görenlerle dayanışmaya!

Elazığ depremine ilişkin açıklama yapan KCK, “Devletten beklemeden halkımızın, halklarımızın depremden zarar görenlerle gecikmeden dayanışma içinde olması önemlidir” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklaması şöyle:

“Elazığ merkezli Kürdistan’ın bir bölümünde etkili olan depremde yaşamını yitirenlerin ailelerine, yakınlarına başsağlığı, yararlılara acil şifalar diliyoruz. Halkımız tüm doğal afetlerde olduğu gibi bu depremden zarar görenlerle dayanışma içinde olmalıdır. Toplumsallık ve insanlık en başta da bu tür durumlarda dayanışmayı ve yaraları sarmayı gerektirir. Tarih boyu oluşmuş değerler bunu bizlere emretmektedir. Devletten beklemeden halkımızın, halklarımızın depremden zarar görenlerle gecikmeden dayanışma içinde olması önemlidir. Çünkü deprem, sel ve benzeri afetler her toplumun başına gelir. Bu açıdan dayanışma ve destek en başta da toplumun kendisinedir.

Türk devletinin halkın sağlığı ve güvenliğini dikkate almayan bir devlet olduğu defalarca kanıtlanmıştır. On binlerce insanın öldüğü 1999 Marmara depreminden sonra toplanan deprem vergilerinin depremler karşısında alınacak tedbirlere harcanmaması bunun en açık kanıtıdır. Milyonlarca Türk lirası yada dolar ya bütçe açıklarını kapatmada yada burjuvazinin yatırımlarını teşvik etmede kullanılmıştır. Deprem için alınan vergilerin depremle ilgili tedbirlerde kullanılmaması AKP iktidarının nasıl bir karakterde olduğunun kanıtı niteliğindedir.

DEVLETTEN BEKLEMEDEN TEDBİRLER ALINMALI, DAYANIŞMA ARTIRILMALI

Elazığ depreminin ilk 5-6 saatinde ölülerin 10’u geçmediği söylendi. Ancak Türk devleti her depremde ölü ve yaralı sayılarını az verdiği için verilen sayılara halk inanmamaktadır. Kuşkusuz bizler de ölü ve yaralıların az olmasını diliyoruz. Bu deprem vesilesiyle şunu vurgulamalıyız; mevcut devletin iktidar anlayışında değişiklik olmaz ve depremlerle ilgili tedbirler alınmazsa halklarımız uzak olmayan yıllarda on binlerce ifade edilen ölü ve yaralılarla karşılaşabilir. Bu nedenle devlet ve iktidarlar üzerinde tedbirlerin alınması yönünde baskı yapmaları gerekir. En başta da toplum devletten beklemeden tedbirlerini almalı ve bu tür durumlarda dayanışmalarını artırmalıdırlar.

Doğal afetler karşısında devlet ve iktidarların sorumsuzluğu da halkların devletlerden kurtularak demokratik konfederal sistemle kendilerini yönetmeleri gerektiğini bir kez daha en açık biçimde ortaya koymaktadır. Halklar, sadece kendi yönetimlerinde depremlere ve her türlü afete en iyi biçimde hazır hale gelirler.

Bir daha tüm halkımıza geçmiş olsun diyor; yaralılara acil şifalar diliyor; halkımızın en güçlü biçimde dayanışma göstereceğine inanıyoruz.”