KCK Genel Başkanlık Konseyi: Hamleyi sonuca kadar en üst düzeyde yürütmeliyiz

9 Ekim komplosunun yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yapan KCK Genel Başkanlık Konseyi “Kürdistan’ın tüm parçalarında ve yurt dışında yaşayan halkımızı, dostlarıyla beraber sonuç alıncaya kadar mücadeleyi en üst düzeyde yürütmeye çağırıyoruz” dedi.

9 EKİM KOMPLOSU

Genel Başkanlık Konseyi açıklamasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridi kırmak,, özgürlüğü yakınlaştırmak, Kürt düşmanı AKP-MHP faşist rejiminin Kürtlere karşı yürütmekte olduğu topyekün savaş planlarını boşa çıkartmak ve bu temelde komployu yeni yılında yenilgiye uğratmak için herkesi sonuç alıncaya kadar mücadeleyi en üst düzeyde yürütmeye çağırdı.

Konsey, Kürdistan Özgürlük Gerillası'nın da komplonun başarıya ulaşmasını engelleyen temel güç konumunda olduğunu kaydederek “Gerilla gücümüz Önder Apo’ya, kopmaz bir bağ ile bağlıdır ve temel moral merkezi olarak görüyor. Önderlikten aldığı bu güç moral ve bilinç sayesinde, her türlü koşul altında direnme gücünü ve iradesini göstermeyi sürdürüyor” mesajını verdi.

KCK’nin açıklaması şu şekilde:

Önder Apo şahsında, Kürt halkına ve varlık mücadelesine karşı geliştirilmiş olan uluslararası komplonun üzerinden 26 yıl geçmiş bulunuyor. 26 yılını geride bırakan 9 Ekim uluslararası komplosunu, bir kez daha bütün kinimiz ve nefretimizle kınıyor ve lanetliyoruz. Kürt halkına ve Varlık mücadelesine karşı geliştirilmekte olan hiçbir komplocu yaklaşıma, asla boyun eğmeyeceğimizi belirtiyoruz.  

9 Ekim uluslararası komplosunu protesto etmek, boşa çıkarmak ve kirli hedeflerine ulaşmasını engellemek amacıyla, kendini Önder Apo etrafında, “Güneşimizi Karartamazsınız” şiarı ile ateşten çember haline getiren Kahraman Şehitlerimizi; Halit Oral, Selamet Menteş ve Aynur Artan yoldaşlar şahsında bir kez daha anıyor, anıları önünde saygı ve minnetle eğiliyoruz.

Uluslararası komplonun üzerinden geçen 26 yıl boyunca, İmralı esaret koşullarına ve mutlak tecrit sistemine ve işkencesine karşı yüksek bir irade gücü ve olağanüstü düşünsel bir üretkenlik ile direnen Önder Apo’yu selamlıyoruz.

Başını ABD’nin çektiği uluslararası kapitalist hegemonik güçler, 21. yüzyıla Büyük Ortadoğu Projesi ile girmeye hazırlanırken, Önder Apo’yu ve PKK öncülüğünde yürütülmekte olan Kürt Özgürlük mücadelesini, kendi kapitalist modernist ve emperyalist çıkarları önünde duran en büyük engel olarak görüp tanımladılar. Çünkü Önder Apo’nun yol açtığı Özgür Kürtlüğün, tüm Ortadoğu’yu etkisi altına alma potansiyeli taşıdığını, daha o zamandan görüp tespit etmişlerdi. Kürdistan, Ortadoğu’nun dört temel ülkesi arasında paylaştırılmış ve PKK öncülüğündeki Kürt Özgürlük mücadelesi de her dört parçadaki Kürtleri, önemli bir mücadele duruşu içerisine çekmeyi başarmıştı. Dört parça Kürdistan’da ve yurt dışı alanlarda Özgürlük bilinciyle kuşanan Kürtler, yeni bir yüzyılı daha Öndersiz ve statüsüz geçirmek istemiyorlardı ve bu temelde Önder Apo ve Özgürlük mücadelesini tereddütsüzce kucaklamışlardı. Mücadeleye her türlü desteği ve katılımı gösteriyorlardı. Giderek Ortadoğu’da demokrasi ve özgürlük değerleri lehine, en büyük değişim ve dönüşüm dinamiği haline geliyorlardı. ABD’nin başını çektiği kapitalist hegemonik güçlerin, 9 Ekim’de startını verdiği uluslararası komplo ile hedefledikleri, Ortadoğu’da giderek merkezi bir rol oynamaya başlayan, bu yeni Özgür Kürt iradesini ortadan kaldırmaktı. Bu amaçla uluslararası komplo tezgahını, çok kirli bir işbirliği içerisinde kurdular. Gerçekleşmesi için kendi aralarında her türlü tavizi alıp vermekten çekinmediler. Çünkü Kürt Özgürlük mücadelesinin bitirildiği, tasfiye edildiği bir Ortadoğu’yu daha kolay ele geçirip istedikleri gibi, yeniden dizayn edebileceklerini hesapladılar.

9 Ekim Uluslararası komplosunun bölgesel amaçları bu biçimdeyken, Kürtler açısından en temel amacı ise; tıpkı 20. Yüzyılda olduğu gibi Kürtleri, içine girmiş olduğumuz yeni yüzyılda da yine Kimliksiz, Önderliksiz ve Statüsüz bırakmaktı. Sırf kapitalist hegemonik dünya sistemine boyun eğmediği ve soykırımcı sömürgeci TC’nin imha ve inkar siyaseti karşısında mücadele iradesinden vazgeçip teslim olmadığı için, Kürt Halkına bir yüzyılı daha kaybettirmeyi amaçlıyorlardı.

Ancak Önder Apo’nun gösterdiği yeni ve eşsiz direniş anlayışı, düşünsel yaratıcılık ve üretkenliği sayesinde yine yurtsever halkımızın yüksek sahiplenme düzeyi ve Kürdistan Özgürlük Gerillası'nın yılmayan mücadele iradesi sayesinde, uluslararası komplonun bu kirli amaçları boşa çıkarılmış ve amacına ulaşması engellenmiştir. Komplonun üzerinden geçen bu yirmi altı yıllık süre içerisinde; daha bilinçli ve daha örgütlü bir halk gerçekliği, daha Profesyonel bir Gerillacılık tarzı ve olgunlaşmış bir Partileşme, siyasal bilinç ve pratikleşme düzeyi ortaya çıkarılmıştır. Kürt halkının sahip olduğu ulusal ve toplumsal değerleri, bu yirmi altı yıllık mücadele süreci içerisinde daha da büyütülmüş ve demokratik bir örgütlenme perspektifine kavuşmayı başarmıştır.

Ancak boşa çıkarılan komplonun kapsamlı amaçları, komplocu güçler tarafından çeşitli biçimlerde yeniden güncellenerek daha farklı yol ve yöntemlerle yürütülmeye çalışılıyor. Uluslararası komplonun güncel hali, kendisini birçok alanda sürdürme çabası içerisindedir. Önder Apo’nun İmralı işkencehanesinde “rehine” konumunda ve mutlak tecrit işkencesi altında tutulması, sürdürülmek istenen komplonun güncel bir boyutudur. İmralı kapıları kapalı tutularak, bir yandan Kürtler Önderliğinden mahrum bırakılıyor; diğer yandan Türkiye’nin en büyük ve Ana sorunu olan Kürt sorunu gibi tarihi bir sorun, çözümsüzlük siyaseti içinde tutularak Türkiye’nin demokratikleşme sürecine girmesi engelleniyor.

Önder Apo’nun davası, asrın davasıdır ve çözümü de Asrın çözümü olacaktır. Bir Asra damgasını vurmuş böyle tarihi bir davanın çözümü, Devrimci mücadele olmaksızın mümkün değildir. Ancak Devrimci mücadelenin açtığı siyasi ve hukuki zeminlerin de çok güçlü değerlendirilmesi gerekiyor. Halkımızın ve Demokratik kamuoyunun takip ettiği üzere, var olan uluslararası hukuka göre Önder Apo’nun Fiziki Özgürlüğü için gerekli olan koşullar artık ortaya çıkmıştır. Önderliğimize kesilmiş olan ceza, uluslararası hukuka göre artık hükmünü doldurmuştur. En son gerçekleştirilen AK Bakanlar komitesi toplantısı da bu gerçeği itiraf etmek zorunda kalmış, ancak Kürtleri pratikte oyalamak için “zamana yayma politikası” geliştirmiştir. AK’nin izlediği bu zamana yayma politikası, kabul edilmezdir.

Bir yandan uluslararası hukuk açısından bu gelişmeler yaşanırken, Kürt düşmanı faşist AKP-MHP rejimi ise kendi mecrasında Önder Apo üzerinde büyük bir hukuki komplo uygulaması içerisindedir. Önderliğimize, hiç maddi temeli olmayan disiplin cezalarını aralıksız bir biçimde vererek, adeta hukuksuzluğun hukukunu geliştirmeye çalışıyor. Bunu tıpkı bir örümcek ağını örer gibi her gün biraz daha sıkı örüyor. Otomatiğe bağladığı asılsız disiplin cezalarıyla, Önderliğimiz üzerindeki “Rehinelik” konumunu ve esaret koşullarını sonsuza kadar uzatmayı amaçlıyor. Bu sözde disiplin cezalarına itiraz edilmesini engellemek için, Önderliğimizin Avukatlarına bildirimde bile bulunulmuyor. Böylelikle faşist TC rejimi, Önder Apo için özel olarak geliştirdiği “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası hakkında, AİHM’sinin vermiş olduğu “ihlal” kararını bu şekilde hukuki açıdan boşa çıkarmayı amaçlıyor. Önderliğimize karşı sürmekte olan Mutlak Tecritle beraber, hukuksal açıdan da dayatılan bu komplovari gerçeği de hepimizin görmesi ve engellemek için her türlü mücadeleyi geliştirmek gerekiyor.

Önder Apo, İmralı’daki işkenceli esaret koşullarını özgür düşünce gücüyle yenmiş ve Demokratik ekolojik kadın özgürlükçü yeni bir toplum paradigması geliştirerek hem Kürt halkına, hem de tüm ezilen sömürülen Ortadoğu ve dünya halklarına sunmuştur. Önder Apo’nun kendi şahsında yaşayıp açığa çıkardığı bu yeni fikir ve düşünce dünyası, başta Kürtler ve Kürdistan halkları olmak üzere tüm Ortadoğu ve Dünya halkları için adeta bir kurtuluş programı niteliği taşımaktadır. Rehinelik konumunda ve Mutlak tecrit işkencesi altında ortaya çıkardığı bu muazzam düşünce düzeyi, dünya halklarına ve demokratik insanlığa mal edildikçe, büyük bir sahiplenme ve kucaklama düzeyine dönüşüyor. Hem Ortadoğu halkları ile hem de Avrupa ve dünyanın birçok yerindeki çeşitli halklarla çok değerli ve çok anlamlı dostluk ve kardeşlik ilişkisi olarak gelişiyor. Çünkü Önder Apo’nun halklar arasında, inançlar ve kültürler arasında geliştirmek istediği demokratik barış ve kardeşlik ilişkisi, Demokratik Modernite ilişkisi insanlık için, demokrasi ve özgürlük için çok yeni değerler üretmeye başlıyor. Kapitalist sermayeci ideolojinin kendisini ulus devlet ve endüstriyalizm olarak inşa ettiği devletçi, iktidarcı sistemin yol açtığı toplumsal ve yaşamsal krizlerden kurtulmanın, biricik yolu olarak kabul görmeye başlıyor. Bu gerçeklik ortaya çıktıkça, Önder Apo’yu küresel çapta hem bir sahiplenme hem de Özgürlüğünü talep etme düzeyi de, ona paralel olarak gelişiyor.

Geçen yıl dostlar öncülüğünde başlatılan ve giderek toplumun önde gelen aydın, yazar, akademisyen, sanatçı, hukukçu, Feminist, ekolojist, anti-kapitalist, anarşist ve emekçi kesimlerin küresel çapta katıldığı ve son olarak Nobel ödüllü bilim insanlarının da desteğini açıkladığı “Önderliğe özgürlük Kürt sorununa çözüm” hamlesi, önemli bir düzey ortaya çıkardı. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için yürütülmekte olan bu çalışmalara katılan, destek sunan ve bunun için emek, çaba harcayan herkesi, tüm dostlarımızı ve değerli mücadelelerini bir kez daha selamlıyoruz. İçine girilen yeni komplo yılı ile beraber, Önder Apo için küresel çapta yürütülmekte olan bu özgürlük çalışmalarının, yeni bir aşamaya taşırılacağına dair inanç ve beklentimizi belirtiyoruz.

Önder Apo’nun Kadın Özgürlük Tezleri, 21. yüzyılda Kürt kadınlarının yolunu gün geçtikçe daha fazla aydınlatıyor. O’nun Özgürlük Tezleri ile yola çıkan Kürt kadınlarının yürütmekte oldukları mücadele, Kürdistan ve Ortadoğu’da çok ciddi gelişmeler ortaya çıkarıyor. Kürt kadınlarının siyasi, askeri ve toplumsal alanda ortaya çıkardığı yüksek iradi düzey, Kürdistan’ın tüm parçalarındaki hem Kürt kadınlarında hem de birlikte ve iç içe yaşadığı komşu halklardan kadınlarda, ciddi bir uyanışa ve bilinçlenmeye dönüşüyor. Bu, artık önü alınamaz bir gelişme olarak ortaya çıkıyor. Hiçbir devlet gücü, ortaya çıkan bu bilinçlenmiş ve aydınlanmış, sorgulayan Kadın Özgürlük iradesini bastırmaya yetmiyor. Gelinen aşamada Kürdistan’ın her dört parçasında ve yurtdışı alanlarında ortaya çıkan Kadın Özgürlük duruşu ve bu duruşun Önder Apo’dan ideolojik paradigmasal beslenme düzeyi, uluslararası komplonun boşa çıkarılması açısından öncü bir rol oynamaya devam ediyor. 

Kürdistan Özgürlük Gerillası da; temel ideolojik, felsefik ve örgütsel gıdasını Önder Apo’dan alarak; ortaya koymuş olduğu kararlı mücadelesi ve keskin iradesi sayesinde, uluslararası komplonun geçen yirmi altı yıllık süre içerisinde başarıya ulaşmasını engelleyen en temel güç konumunda olmuştur. Gerilla gücümüz Önder Apo’ya, kopmaz bir bağ ile bağlıdır ve temel moral merkezi olarak görüyor. Önderlikten aldığı bu güç moral ve bilinç sayesinde, her türlü koşul altında direnme gücünü ve iradesini göstermeyi sürdürüyor.

Önder Apo üzerindeki mutlak tecridi kırmak, özgürlüğü yakınlaştırmak, Kürt düşmanı AKP-MHP faşist rejiminin Kürtlere karşı yürütmekte olduğu topyekün savaş planlarını boşa çıkartmak ve bu temelde komployu yeni yılında yenilgiye uğratmak için, Kürdistan’ın tüm parçalarında ve yurt dışında yaşayan halkımızı, dostlarıyla beraber sonuç alıncaya kadar mücadeleyi en üst düzeyde yürütmeye çağırıyoruz. Bu temelde Kürt gençlerini ve Kürt kadınlarını, Önderliğimizin sağlık güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması amacıyla, örgütlülüğünü büyütmeye ve eylemlerini güçlendirmeye çağırıyoruz.”