KJK 15 Şubat’tan 4 Nisan’a kadar kesintisiz eyleme çağırdı

KJK Koordinasyonu tüm Kürt halkı ve dostlarını 15 Şubat’tan 8 Mart, Newroz ve 4 Nisan’a kadar “kesintisiz eylem kararlılığıyla, mücadeleyi tüm alanlarda yükseltmeye” çağırdı.

Yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, uluslararası 15 Şubat komplosu, Rojava devrimi ve işgal saldırılarını değerlendirirken, “Kadınlara, halklara, Kürtlere ve tüm bölge halklarına musallat olan; egemen erkek sisteminin en faşizan yüzü AKP-MHP faşizmini alaşağı etmenin zamanıdır diyoruz” vurgusunda bulundu.

KJK’nin açıklaması şöyle:

“Hegemonik güçler ve işbirlikçileri tarafından uluslararası bir komplo ile Önderliğimizin esaret altına alınmasının 24. yılına girmekteyiz. Özgür yaşam kaynağımız Önder Apo’yu ve tüm insanlık adına sergilediği görkemli direnişini en derin saygı, sevgi ve sonsuz bağlılığımızla selamlıyoruz.  Komploya karşı ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarıyla Önder Apo etrafında ateşten çember oluşturan şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.

Yine komplonun günümüzde kendisini yenileme temelinde gerilla imhasını amaçlayarak özel bir operasyonla Garê de startı verilmek istenen saldırıların yıldönümü olmaktadır. Gerillanın direnişiyle karşılaşıp AKP-MHP faşizmine pahalıya mal olan büyük Garê direnişi, Şoreş Beytüşşebap komutasında düşmanı hezimete uğratmıştır. Bu vesileyle Şoreş Beytüşşebap yoldaşı ve Garê direniş şehitlerini bir kez daha saygıyla anıyor. Mücadelelerini büyütmenin, komployu, AKP-MHP faşizmini yıkmanın kararlılığını belirtiyoruz.   15 Komplosunu gerçekleştiren tüm güçleri büyük öfke ve nefretle kınıyoruz.

15 Şubat komplosuyla Önder Apo’yu etkisizleştirip, hareketi bitirmek isteyen güçler başta önderliğimizin tutumu ve direnişi olmak üzere büyük şehitlerimiz, halkımız ve hareketimizin direnişi temelinde yüksek bir kararlılık, büyük bedel ve çabalarla boşa çıkmıştır. Ancak hareketimize karşı komplo ve tasfiye zihniyeti hiç eksik olmadan kendisini sürdürmüştür. Gerilla ve öncü kadrolarımız başta olmak üzere hareketimize karşı sözüm ona ‘bitirme’ zihniyeti ve komplolarıyla kendisini devam ettirmiş, ancak amacına ulaşmamıştır.

Bugünde hareketimizin etkisiyle kendisini örgütleyerek özgür yaşamakta ısrar eden yurtsever halkımızı hedefleyecek kadar gözü dönmüş faşist bir iktidarla karşı karşıyayız. DAİŞ barbarlığının en fazla mağduru olan Şengal Êzidî halkımızdan tutalım, Maxmur mülteci kampına kadar, yine DAİŞ’e karşı mücadele etmiş, direnmiş, onurlu ve özgür yaşamayı hak etmiş Rojava halkımıza karşı dünyanın gözü önünde yapılan saldırılar bu komplo zihniyetinin geldiği aşamayı göstermektedir. Halkımızı korkutmayı, sindirmeyi hedefleyerek özgürlük Hareketinden uzaklaştırmak isteyen bu zihniyete karşı, halkımız onurlu duruşuyla direnişiyle, Kürt halkının düşmanlarına gerekli cevabı vermiş, vermeye devam etmektedir. 15 Şubat 1999’da komplonun uluslararası ayağı olan güçler, bugünde AKP-MHP faşist iktidarın halkımıza dönük gerçekleştirdiği bu saldırılara sesiz kalarak, komplonun tüm yönelim ve yenilenen taktiklerini onaylayarak sonuç almasını istemektedirler. Bir kez daha Maxmur, Şengal ve Rojava başta olmak üzere halkımıza dönük AKP-MHP faşizminin saldırılarını ve bu saldırıları onaylayan uluslararası güçleri kınıyoruz.  

Çok iyi biliyoruz ki Önder Apo’nun fiziki esareti demek, uluslararası komplonun devam etmesi temelinde soykırımcı zihniyet ve siyasetin imha ve tasfiye amaçlı saldırısı demektir. Dolayısıyla bu saldırı kırılmadıkça, ona yol açan zihniyet ve siyaset yenilmedikçe Kürtlüğün var olma ve özgür yaşama şansı yoktur. Önderliğimiz üzerindeki tecrit ve esaret, Kürtler üzerindeki soykırım saldırılarının sürmesi anlamına gelmektedir. Bundan dolayı da Önder APO’nun fiziki özgürlüğüne odaklanmayan hiçbir mücadele, hiçbir söylem ya da iddia Kürtlere kazandırmayacaktır. Bunun içindir ki kadınlar başta olmak üzere halk olarak özgürlüğümüzü Önder Apo’nun özgürlüğünde görmemiz, bu gerçekliğin bilincinde olmanın gereğidir.

Kadınlar açısından uluslararası komplonun anlamı Çok daha derindir. Önder APO, toplumsal özgürlüğün merkezine kadın özgürlüğünü alarak mücadelesini geliştirmiştir. Önderliğimiz; Kadının bilinçlenmesinden, özgün-özerk örgütlemesine, öz savunmasına kadar iradeleştirdiği ve örgütlediği kadın gerçeği ile egemen erkeklikten hesap soran düzeye gelmiştir. Tarihsel olarak ilk sömürülen dolayısıyla en eski sömürge olan kadınların özgürlük mücadelesinin stratejik olarak bu temel de öne alınması, Kürdistan devriminde olağan üstü özgürlük potansiyelinin ortaya çıkışını beraberinde getirmiştir. Bu anlamda Önderliğimiz egemen sistemin yarattığı cinsiyetçi zihniyetin hiyerarşi ve tahakküm ilişkilerini günlük, anlık olarak kadınların özgürlük mücadelesini yürüterek yerle bir etmiştir. Deyim yerinde ise beş bin yıllık egemen erkeklik putları yerle yeksan olmuştur.

Önderimiz Abdullah Öcalan, egemen erkek sistemin zorbalık, yalancılık, komplolarla bir tecavüz sistemi içinde tuttuğu kadın hakikatinin açığa çıkarılmasının yanı sıra kadınlar ve toplum için özgür yaşam seçeneklerini, olasılıklarını geliştiren, pratikleştiren bir önderlik gerçeğidir. Dünya kadınlarının özgürleşme tarihi açısından Önderliğimizin kadın özgürlük mücadelesine kattıkları her geçen gün daha fazla anlaşılmakta bu nedenle Dünya kadınların sevgi, saygı ve bağlılığı her geçen gün artmaktadır. Önder APO kadınların gerçek yoldaşıdır. Tüm Dünyanın örnek ve ilham aldığı Rojava’daki kadın devrimi Önderliğimizin en çarpıcı eserlerinden birisidir.

Bugün önderliğimizin Özgürlük paradigması ve bu paradigmanın mücadelemizle yaşam bulması kadınlar başta olmak üzere halklara, özgürlük arayışında olan insanlığa büyük bir umut olmuştur. Dünya da özgürlük ruhunun gelişmesinde, halkların birliğinin oluşmasın da sosyalizmin yeniden bir umut ve çözüm gücü olarak görülmesin de önderliğimizin özgürlük paradigması çok belirleyici olup, ön açıcı olmuştur. Kadınları ve toplumu köleleştirmeyi süreklileştirmek, derinleştirmek isteyen egemen erkek sistemin amaçlarına ulaşmasını engellemekle kalınmamış, Dünya da ki özgürlük mücadeleleri kapsam ve içerik zenginliğine ulaşmıştır.

Erkek egemen sistemin insanlık için ciddi bir tehlike arz edip, kapitalist egemen sistemin ‘yaşanılmaz’ alarmı verdiği bir tarihi süreçteyiz. Böyle bir süreçte önderliğimizin başta kadınlar olmak üzere halklara, tüm insanlığa dönük umut olan paradigması, halkların özgür yaşamına dair proje ve çabaları İmralı sisteminde boğulmak istenmektedir.  Önder APO şahsında kadınların, halkların ve insanlığın umutlarına karşı komplo geliştirilmiştir. Komplo halen soykırımcı, faşist T.C. devletinin öncülüğünde devam ettirilmek isteniyor. “Önderliğimizin özgürlüğü kadınların özgürlüğüdür” şiarı ile İmralı işkence sistemine, halkımıza karşı yürütülen soykırım politikalarına, Kadın cinayetlerine, kadınların mücadele ile elde ettikleri kazanımların yok edilmesine karşı mücadelemizi yükselteceğiz. Önderliğimizin, kadınların, halkımızın, halklarımızın özgürlüğü için çalışmalarımızı özgürlük ruhuyla geliştireceğiz.

 Önder APO, paradigmasının ve düşüncelerinin pratikleşmesiyle, fikir ve eserleriyle kendisini çoğaltmış bir önderliktir. Bugün sadece Kürt halkıyla da sınırlı kalmayarak başta kadınlar olmak üzere özgürlük arayışı olan halklar için, insanlık için umut ve ilham olup, evrensel bir önderlik olarak kabul görmüştür. Önderliğimize dönük tecrit ve etkisizleştirme politikaları bu anlamda da boşa çıkmıştır. Ancak insanlığa mal olmuş bir önderliğin esaretinin de Kürt halkı tarafından, kadınlar ve tüm ezilen, özgürlük arayışında olanlar tarafından kabul edilemeyeceği çok açıktır. Bu anlamda kıtalar-bölgeler düzeyinden uluslararası düzeye kadar Önder Apo’ya özgürlük kampanyalarının geliştirilmesi, bu temelde yürütülen mücadeleler oldukça anlamlı ve önemlidir. Birçok alanda kadınların, dostlarımızın, devrimci-demokrat ve ilerici çevrelerin önderliği sahiplenmelerini sadece bir enternasyonalist dayanışma olarak ele almıyoruz. Önderliğin özgürlük paradigmasında gelecek gören bu temelde mücadele içinde olan yoldaşların mücadelesi olarak görüyor ele alıyoruz.  Bu vesile ile Önder Apo’nun özgürlüğü için çalışan, mücadele yürüten tüm dostları, enternasyonal yoldaşları, kadınları selamlıyor; mücadelelerinden büyük bir güç aldığımızı belirtmek istiyoruz.

Yine 15 Şubat komplosunun 24. yılına girmesinin öngünlerini yaşadığımız bugünlerde birçok alanda komploya karşı protesto, Önder APO’nun özgürlüğü için eylem ve etkinlikler başlamış olup sürmektedir.  Tüm bu eylem ve etkinlikler içindeki halkımızı, dostlarımızı selamlıyoruz. Özellikle beşinci gününde devam eden uzun yürüyüş içindeki enternasyonal yoldaşlar, her renkten her dilden Önder Apo’nun özgürlüğünü haykırmaktalar. Komplonun uluslararası ayağına karşı Uluslararası alanda kadınların, ilerici aydın ve demokratların, sistem karşıtı tüm kesimlerin Kürt halkıyla, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yanında durmaları oldukça anlamlı olup, mücadelemize güç vermektedir. Bu temelde enternasyonal yoldaşların ve Önderliğinin fedai militanları olan yiğit gençlerimizin başlattığı uzun yürüyüşlerini direniş ruhunun sıcaklığıyla selamlıyoruz.

Yine Avrupa sahası başta kadınlar olmak üzere tüm halkımız ve dostlarımız Önderliğimizin özgürlüğünü merkezine alan eylem ve etkinlikleriyle yıl boyu alanlarda mücadeledeydiler. Bu yılki 15 Şubat’la eylem ve etkinliklerini zirveleştireceklerine inanıyoruz. Komplonun uluslararası ayağını ve halen süren desteklerini teşhir etmek, baskı oluşturmak açısından Avrupa sahasında halkımızın, dostlarımızın komploya karşı tutumu önemli olmaktadır.

Yine Önderlik kaynağından beslenerek pratikleşme zemini bulmuş Rojava devrimi, önderliği yaşamsallaştıran bir alan olarak her zaman Önderliğin Özgürlüğünü esas alan bir mücadele duruşu içinde olmuştur. Bugün Komplonun Rojava devrim kazanımlarına, kadınların, halkların kazanımlarına ve işgal gerçeğine karşı bu yılki 15 Şubat’ta halkımız gerekli dersi verecektir.

Özellikle Şengal’de Êzidî halkımıza karşı DAİŞ’in başaramadığını tamamlamak isteyen faşist zihniyet Êzidî halkımıza dönük özel bir düşmanlık ve saldırı içinde olduğu görülmektedir. Êzidî halkımızın öz yönetim ve öz savunma temelindeki özerklik iradesini her zamandan daha fazla güçlendirerek, önderliğin özgürlük paradigması temelinde kendisini örgütleyerek düşmanlarına gereken cevabı verecektir.

Maxmur halkımız 32 yıldır göç ve yaşadığı tüm zorluklara, verdiği büyük bedellere rağmen Önderliğinin ve mücadelesinin yanında yer almaktan vazgeçmemiştir. Bugünde kamp halkımıza dönük TC faşizminin yoğun saldırıları halkımızı teslim alamayacaktır. Halkımız direniş duruşuyla, özgür yaşamdaki ısrarıyla saldırılara karşı gereken cevabı vermektedir. Yine bu 15 Şubat’ta da düşmana karşı tutumunu her zaman olduğu gibi gösterecektir.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da faşizmin tüm baskı ve yönelimlerine rağmen AKP-MHP faşizmin sonu yaklaşmıştır. Kadınların öncülüğünde, halklarımızın ortak mücadelesi ile faşizmi yıkmanın zemini her zamandan daha fazla oluşmuştur. 15 Şubat, faşizmi alaşağı etmenin startı olmalıdır.

Yine dört parça Kürdistan da kadınlar, gençler tüm halkımız, özgürlüklerini Önder APO’nun özgürlüğünde görerek, 23 yıldır komploya karşı ve Önderliğin özgürlüğü için mücadele içindedirler. Kürtler için ‘kara gün’ olarak ele aldığımız 15 Şubat’ı; Kürt soykırımcılarına, kadınların, emekçilerin, halkların düşmanlarına, faşizme kara gün yapmalıyız. Önder Apo’nun esaretinin 24.yılında Önderliğin özgürlüğü temelinde mücadeleyi yükseltmemiz komployu tümden boşa çıkaracak; Kadınların, halkların Özgürlük zamanı hamlesi faşizmi yıkacaktır.

Kadınları, gençleri, tüm halkımızı ve dostlarımızı 15 Şubat’tan 8 Mart, Newroz ve 4 Nisan’a kadar kesintisiz eylem kararlılığıyla, mücadeleyi tüm alanlarda yükseltmeye çağırıyoruz. Yine faşizmi yıkma iddia ve kararlılığında olan, demokrasi-barış-özgürlükten yana olan tüm kesimleri; anti-faşist geniş cephede mücadeleyi yaygınlaştırmaya ve büyütmeye çağırıyoruz. Kadınlara, halklara, Kürtlere ve tüm bölge halklarına musallat olan; egemen erkek sisteminin en faşizan yüzü AKP-MHP faşizmini alaşağı etmenin zamanıdır diyoruz.  Kadınların ve toplumun özgürlük zamanıdır diyoruz. Bu temelde faşizm kaybedecek, kadınlar ve halklar kazanacaktır!”