Orta Afrika'nın ikinci büyük ülkesi olan DKC’deki çatışmalar otuz yıldır devam ediyor. Son aylarda Kongo Devlet Başkanı Félix Tshisekedi ile Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame arasındaki sert tartışmalarla durum daha da gerginleşti.
26 Ocak pazar günü, DKC’nin doğusunda, 2012 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri (FARDC) subayları tarafından kurulan, Kongo hükümetine karşı ayaklanan ve Ruanda birlikleri tarafından desteklenen M23 (23 Mart Hareketi), Ruanda sınırına yakın Goma kasabasının kontrolünü ele geçirdi.
M23, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki Tutsi etnik azınlığının haklarını korumak için mücadele ettiğini belirtiyor.
Goma'dan sonra Güney Kivu eyaletinin başkenti Bukavu’nun da tehdit altında olduğu belirtiliyor.
Silahlı grup M23, perşembe günü yaptığı açıklamada Kinşasa üzerine "yürümek" istediğini de ilan etti.
UGANDA SAVUNMASINI GÜÇLENDİRİYOR
Uganda ordusu (UPDF), Cuma günü yaptığı açıklamada, Ruanda ordusuyla birlikte hareket eden M23'e karşı savunmasını güçlendireceğini duyurdu.
Yapılan açıklamada, “Doğu DKC'de faaliyet gösteren diğer silahlı grupların durumu istismar etmesini önlemek ve Uganda’nın çıkarlarını korumak amacıyla ileri savunma pozisyonu benimsenecektir” denildi.
UPDF açıklamasında, çoğunluğu Müslüman olan ve kökeni Uganda'ya dayanan ADF (Allied Democratic Forces) silahlı grubundan da bahsedildi. 1990'ların ortalarından bu yana Kongo'nun kuzeydoğusunda faaliyet gösteren bu gruplar, binlerce sivili öldürmek, yağma ve cinayet olaylarına karışmakla suçlanıyor.
UPDF, Kongo'nun silahlı kuvvetleri FARDC ile işbirliği içinde güvenlik durumunu izlemeye devam edeceklerini ve ADF kalıntılarını agresif bir şekilde hedef alacaklarını belirtti.
2005 yılında Uganda’nın Kongo’nun komşu eyaleti Ituri’ye asker konuşlandırması, müdahale etmeme ilkesinin ihlali olarak değerlendirilerek BM tarafından kınanmıştı. BM uzmanlarına göre, Kampala yönetimi halen bölgede bazı silahlı grupları desteklemekle suçlanıyor.
Uganda’nın savunma hamlesinin bölgedeki güvenlik dengelerini nasıl etkileyeceği ise belirsizliğini koruyor.
RUANDA KONGO’DA NE YAPIYOR?
Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki önceliğinin Ruanda demokratik Kurtuluş Güçleri’ni (FDLR) yok etmek olduğunu iddia ediyor.
Ruanda'da 1994 yılında yaşanan Tutsi soykırımının eski Hutu liderleri tarafından kurulan bu silahlı grup, Kigali'nin sürekli bir tehdit olarak gördüğü Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusunda üslenmiş durumda.
Diğer bir ifadeyle bölgedeki istikrarsızlığın kökleri 1994 yılında Ruandalı Tutsilere yönelik soykırımı takip eden olaylara kadar gidiyor.
Soykırımın sona ermesi yaklaşık 2 milyon Ruandalı mültecinin Kongo'ya göç etmesini tetiklemişti. Bunların arasında Ruanda'da işlenen soykırımdan sorumlu olanlar da vardı. Hutu mülteciler daha sonra, o dönemde Zaireli (Kongo’nun eski adı) yetkililerin hizmetinde olan isyancılar tarafından desteklenen Ruandalı Tutsi yetkililerin misillemelerine maruz kalmışlardı.
Birçok analist Ruanda'nın bölgenin zengin doğal kaynaklarıyla, özellikle de pil ve elektronik ekipmanlarda yoğun olarak kullanılan tantal ve kalay ile altınla daha fazla ilgilendiğine inanıyor.