KONGRA-GEL Eşbaşkanlık Divanı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Kürdistan özgürlük gerillası karşısında başarısız kalan Faşist AKP-MHP hükümeti, son yedi yılda yürüttüğü tekniğe dayalı savaştan da sonuç alamayınca, uluslararası yasalara göre yasaklanmış olan kimyasal, taktik nükleer ve termobarik silahları gerillaya karşı kullanıyor" denildi.

'SESSİZLİĞİ ASLA KABUL ETMİYORUZ'

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Kürdistan özgürlük gerillası karşısında başarısız kalan Faşist AKP-MHP hükümeti, son yedi yılda yürüttüğü tekniğe dayalı savaştan da sonuç alamayınca, uluslararası yasalara göre yasaklanmış olan kimyasal, taktik nükleer ve termobarik silahları gerillaya karşı kullanıyor.

Bu silahların kullanılması insanlık suçudur ve bunun karşısında sessiz kalan OPCW ve BM gibi ilgili kurumlar da üç maymunları oynuyor. Kürt kurumlarının çağrılarını duymuyorlar. IPPNW üyesi uzman hekimlerin çağrılarını dikkate almıyorlar. Kimyasal silahlar ile zehirlenmiş gerilla görüntülerine rağmen sessizliklerini sürdürüyorlar.

Bu kurumların sessizliğinden destek alan Türk hükümeti hem kimyasal saldırılarını arttırıyor hem de kimyasal silahlara yönelik inceleme yapılmalıdır diyen Prof. Şebnem Korur Fincancı ve konuyla ilgili haber yapan Kürt gazetecileri tutukluyor.

OPCW üç ayı aşkın bir süreden beri kapısının önünde sesini duymaları için nöbet tutan Xoşnav Ata’yı görmüyor. Ancak bir devlet tarafından başvuru yapılırsa konuyu gündemine alabileceğini söyleyen OPCW, devleti olmayan Kürt halkına ve gerillasına karşı işlenen insanlık suçunun doğrudan suç ortağıdır.

Yüz yıldan beri Türk devleti ile karşılıklı çıkarlar temelinde kurban edilen Kürt halkının bir kez daha kurban edilmesine fırsat vermeyeceğiz. Kürt halkı olarak en değerli evlatlarımızın katledilmesi karşısındaki sessizliği asla kabul etmiyoruz. Gerilla Kürt halkının onurudur. Onurunu kaybeden bir halk varlığını koruyamaz.

Bu nedenle de yurt dışında yaşayan Kürt kurumları, Türk devletinin yürüttüğü kimyasal savaşa karşı ortak tutum koymak için 12 Kasım gününü “Ulusal Grev Günü” olarak ilan ettiler. O gün hiç kimse işe gitmemeli, herşey durdurulmalıdır. O gün tek işimiz, onurumuz olan gerillaya sahip çıkarak mesajımızı ilgili kurumlara ve kamuoyuna duyurmak olmalıdır.

12 Kasım günü Düsseldorf’ta merkezi güçlü bir miting ile gerillaya karşı kimyasal silah kullanan Türk devletini ve buna sessiz kalan kurumları protesto edeceğiz.

'SESİZMİZİ VE GÜCÜMÜZÜ BİRLEŞTİRELİM'

Uzaklık nedeniyle merkezi yürüyüşe katılamayan İskandinavya (Stokholm), Britanya (Londra), Güney Fransa (Marsilya) ve Avusturya (Viyana) da 12 Kasım günü yapılacak mitingler ile kimyasal silahlara karşı sessizlik protesto edilecek.

Halkımıza ve dostlarımıza çağrı yapıyoruz:

Kimyasal silahlara karşı sessizliğin kırılması için 12 Kasım günü çok güçlü ve heybetli bir katılım ile sesimizi ve gücümüzü birleştirelim. Görmeyen gözleri ve duymayan kulakları açmak için o gün tüm halkımız ve dostlarımız seferber olmalıdır.

Halkların, kadınların, tüm ezilenlerin özgür yaşam gerekçesi olan gerillaya sahip çıkmak ve onun sesi olmak için herkes ailesi ve çevresi ile kitlesel olarak mitinglere katılmalıdır. Savaş suçu işleyen faşist Erdoğan hükümetini ve sessiz kalarak ona destek verenleri görkemli mitingler ile protesto edelim, sessizliği kıralım."