Kürdistan dağlarında 'Şervan' olmak

Heval Şervan, adım adım Sur İçi’nden Sur’ların zirvesine ulaştığında dağların sonsuzluğuna, Andok’un asiliğine verir yüreğini.

Yaşam bir sır iken kelebekler toplanmıştı dört bir yanına. Her biri gönül vermişti sonsuzluğa ve yaşam aşkına. Göklere kanat çırpmanın vakti gelmişti… Çocukluk hayalleri ‘özgürlük’ olanlar dağlara sevdalanırlar ve büyük kavgaya yol alırlar. Gece ve gündüz, uçurumlar, asi dağlar ve fırtınalar umuda yolculuğun bir parçasıydı. Aslında, Şervan arkadaşta varoluşuna anlam katacağına inandığı için; doğacak güneşi, yağmurun ardından filizlenecek tomurcuğu, gecenin karanlığıyla başlayan yıldızların büyüleyici ışıldayışlarını tekrar tekrar sabırsızlıkla bekleyecekti…

Bin yılların karanlığıydı amansız kavganın sebebi. Kürdistan direnir, dağlar ve tüm canlılar direnir. Bu kavganın içinde büyüyen Şervan arkadaş 2012 yılında yolcu olur dağlara. Yüreği deryalar kadar derin, gökyüzü kadar sevda doludur. Hep heyecanlıdır sureti, yaşam arayışını, mücadelede var olma sebebini en içten duygularla ifade ediyordu yoldaşlarına. ‘Bu topraklarda gözünü açan tüm çocukların hayalleri, umutları aynıdır. Çünkü hepsi büyük kavganın ortasında karanlığa inat direnerek yaşamayı, bu topraklarda büyüyen kahramanlardan öğrenirler ve özgür yaşam hayaliyle saflara katılırlar.’ Şex Said direnişine şahitlik eden Amed Surları; Çekolara, Berçem’lere, Çiyager’lere Numan ve Devrim’lere, Şervan’lara ulaşan direniş köprüsüdür aslında.

ÖZGÜRLÜK TUTKUSUYLA YAŞAMA SEVDALIYDI

Ne kadar zaman geçerse geçsin direniş hep canlıdır bu topraklarda. Sevdanın yüreklere işlendiği mekanlardır buralar. Heval Şervan, adım adım Sur İçi’nden Sur’ların zirvesine ulaştığında dağların sonsuzluğuna, Andok’un asiliğine verir yüreğini ve dile gelir hiç bitmeyecek sevda; ‘Varolan gerçekleri, halkımıza yaşatılanları görmezden gelemezdim. Gerilanın direnişi, halkın serhıldanı, bir Kürt genci olarak öze dönüş arayışlarımı daha da güçlendirdi.’ Sonrasında adı gibi savaşçı, dağların Şervan’ı olur. Toprağa düşen bir tohum nasıl ki doğanın muhteşem hakikati içinde toprağa kök salar ve yaşam döngüsü içinde belirleyici bir parça haline ulaşırsa dağların özgürleştirici gücüne inanan ve ulaşma kararlılığını gösteren savaşçılar da Kürdistan’ın her yerine ulaşırlar.

Heval Şervan da her seher vaktinde günün ilk ışığını selamlar ve yola koyulur. Arayışla başlayan bir tutkudur ve öze dönüşte adeta büyüleyicidir dağlar. Yeni yaşama, öze dönüşe öylesine inanırdı ki her adım yeni bir başlangıç gibiydi. Zoru başarmaya istekli, bir o kadar da militanlık görevlerine bağlı, özgürlük tutkusuyla yaşayan, yaşam sevdalısı bir yürekle yoldaş oluyordu dağlar. Hayal değildi, umuda yol alırken geçtiği her sudan bir yudum alır, seher vaktinde kızıla bürünen gökyüzünü yüreğine resmeder ve hayallerine uzanan bu anlamlı yolda her bir yoldaşında bir parçasını bırakırdı.

DAĞLARIN ŞERVAN'I YAŞAM ARAYIŞINDA SONSUZ SEVDAYA YOL ALIR

Heval Şervan, dağların doruklarında gerçek sevdaya ulaşmanın coşkusunu her zaman yaşar ve yönü hep başarıya dönük olur. Büyük yaşam inancına bağlılığını dile getirir yol arkadaşlarına; ‘Amaç; hakikate ulaşmak, sonsuz emekle dağlardaki yaşam aşkını Güneş’le bütünleştirmekse hiçbir engel yoktur savaşçıya. Zaten, özgürlük ateşini varoluşuyla gürleştireceğine inanmıştır.’ Öyle ki, Şervan arkadaş yaşamın her anında kendine güvenerek, inanarak, yüzünde hiç eksilmeyen tebessümünü yoldaşlarının yüreğine ulaştırarak var oluşu anlamlı kılmanın yolunun tıpkı kelebek ve ateşin hakikatinde olduğu gibi bitmeyen arayışta hayat bulduğunu bizlere gösterir.

Takvim yaprakları Ağustos’u işaret eder. Agit’lerin direniş destanının yankılandığı Kürdistan dağlarında herkes sesin geldiği yöne vermişti yüreklerini. Bu umudun sesiydi. Bin yılların özgürlük hayallerinin umuda eriştiği zamanlardı. Hiç bitmeyen, durmaksızın devam eden direniş zamanları ve kahramanları… Komutan Agit’lerin savaşçıları karanlığa geçit vermemeye kararlılar. Tekrardan takvim yaprakları Ağustos zamanını işaret eder. Agit’lerin izinden zafere erişmeye kararlı Şervan yoldaş zamanın sınırlarını aşar ve erişir Agit’lerin diyarına. Hiçbir zaman unutulmayacaklar vardır. İşte PKK yoldaşlığı unutulmayacak demlerin hakikatidir. Yine bir Ağustos ayında hep var olanlara…