'Mevsimlik işçilerin dramı görmezden geliniyor'

Türkiye ve Kurdistan’ın kanayan yaralarından biri olan mevsimlik işçilerin dramı sürerken, tarım yazarı Asrın Keleş, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının yıllardır görmezlikten gelindiğini söyledi.

Bahar aylarıyla başlayan ve Ekim ayına kadar süren bir dram. Meyvenin, sebzenin hasat durumuna göre oradan oraya savruluyorlar. Kamyon kasalarında hiç tanımadıkları şehirlere yolculuk yapıyorlar. Tüm yaşamsal haklarından, gıdadan mahrumlar. Ucuz iş gücü ile emek sömürüsüne maruz kalıyorlar.

Türkiye’de resmi rakamlara göre 600 bin olarak açıklamasına rağmen, kayıt dışı 3 milyon mevsimlik işçi bulunuyor. Bu işçilerin yüzde 95’ini Kürtler oluşturuyor. Özellikle Riha, Dîlok, Wan, Agirî en çok mevsimlik işçinin yaşadığı şehirler. Hiçbir güvencesi olmayan ve sigortasız olarak çalıştırılan Kürt mevsimlik işçileri, İç Anadolu bölgesinde tarıma ciddi katkı sağlıyor. Sigortasız ve ucuz iş gücüyle çalıştırılan milyonlarca mevsimlik işçi, tarımsal katkılarına rağmen gittikleri her yerde ırkçı saldırılara maruz kalıyor. Özellikle Sakarya gibi illerde sık sık saldırıya uğrayan Kürt işçilerin hiçbir özlük hakkı bulunmuyor.

Şu anda “Mevsimlik Tarım İşçileri Yaşam Koşulları Değerlendirme Raporu' üzerine çalışmalarını sürdüren ve mevsimlik işçilerin durumunu sık sık yazdığı makalelerle gündeme getiren tarım yazarı Asrın Keleş, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının yıllardır görmezlikten gelindiğini ifade etti. Nisan döneminde İç Anadolu bölgesine gelen mevsimlik tarım işçilerinin, Ekim-Kasım aylarına kadar dış ilçelerde tarlalarda çadırda kaldığını ve tüm zorluklara rağmen tarımsal üretime ciddi katkı sağladığını dile getiren Keleş; “Şu anda mevsimlik Tarım İşçileri Yaşam Koşulları Değerlendirme Raporu' hazırlıyoruz. Çadırlarda yaşanan eksiklikler, sorunlar ve çözüm önerilerini isçiler ile beraber tartışıyoruz. İşin öznesi olan mevsimlik tarım işçileri, şartlarda değişim olmasında ve yasal haklarını elde etmekte ısrarcı” diye konuştu.

'ÇADIRDA DEĞİL KONTEYNIRLARDA YAŞAMALARI GEREKİYOR'

İşçilerin yaşadığı çadırlar yerine konteyner evlere konması gerektiğini, insanca yaşam koşullarının sağlanmasının temel insan hakkı olduğunu belirten Keleş; “Hem sendikalar ve sivil toplum kuruluşları hem de siyasi partiler konuya dikkat çekmede yetersiz kalıyor. İnsanlarımızın daha sağlıklı ve daha insani koşullarda yaşaması, çocuk işçiliğin önlenmesi için çaba göstermeye devam edeceğiz” dedi.

'MEVSİMLİK İŞÇİLER TEMİZ SU BİLE BULAMIYOR'

Mevsimlik işçilerin kötü koşullarda yaşamaya mecbur bırakılmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Keleş şunları ekledi: “Bu insanların temiz suya erişimi bir an önce sağlanmalı. Mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı kamplar, insani yaşam koşullarını sağlamaktan çok uzak. Her yağmurda göle dönen bir arazide insanlar yaşamaya çalışıyor. Çöpler ve çadırlar iç içe. Derme çatma oluşturulan tuvaletler sağlığa uygun değil ve dolayısıyla sağlık sorununu gözler önüne seriyor. Yerel ve merkezi yönetimin bu çadırlarda yaşamak zorunda kalan yurttaşların daha iyi koşullarda yaşaması için çaba göstermesi gerekiyor. Bu kamplarda yaşayanların bağışıklama, aile planlaması ve sağlık eğitimi başta olmak üzere birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimi zor ve sınırlı. Sağlık kuruluşlarının çadırları ziyaret etmediğini çok net söyleyebilirim. Aynı şekilde okul çağındaki çocukların eğitimi de dikkate alınmıyor.”