Mardin Barosu İnsan Hakları Komisyonu, salgın nedeniyle vaka sayısının 200’e ulaştığı ve durumu ağır olan 2 tutsağın hastaneye sevk edilmesine dair haberlerin ardından Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi ile ilgili rapor hazırladı. Tutsaklarla görüşmeler doğrusunda hazırlanan rapor, Gözlem Raporu adı altında kamuoyu ile paylaştı. 

Gözlem Raporu’nda şu tespitler sıralandı: 

“* İnfaz koruma memurlarının gerekli koruyucu tedbirleri almaması, koğuş aramalarında ve sayımlarda bulaşı önleyecek tedbirleri almadan ve kalabalık bir şekilde yapmaları sonucunda Kovid-19 salgınının cezaevinin tamamına bulaşmasına sebep olduğu, salgının yaygınlaşmasından sonra artık infaz koruma memurlarının özel giysiler kullanarak tedbirleri aldığı,

* Hastaneye sevki yapılması gereken hastaların derhal hastaneye sevklerinin gerçekleştirilmediği, bu nedenle hastalık durumlarının daha ağır sağlık sorunlarına sebebiyet verebileceği,

* Koğuşlara temizlik ve diğer hijyen maddelerinin yeterli miktarda verilmediği

* Kovid-19 belirtisi göstermesine rağmen kişilerin derhal ayrı bir bölümde karantinaya alınmadıkları,

* Karantina için ayrılan yerlere kapasitenin çok üstünde kişinin yerleştirildiği,

* Karantina için ayrılan yerlere kişiler alınmadan önce temizlenmediği, yatakların değiştirilmediği, dolayısıyla kendilerinden önceki hastalardan sonra temizlenmediğinden ötürü sağlıksız bir ortamda bırakıldıkları, hastalık nedeniyle vücut dirençleri zayıflamış kişilerin bu sağlıksız ortamda daha kalıcı hasarlara maruz bırakıldıkları,

* Sağlık açısından uygun olmayan karantina koğuşlarında kalan kişilere çamaşır suyu, sabun, dezenfektan gibi malzemelerin verilmediği, dolayısıyla hasta kişilerin kendi çabalarıyla bile kalacakları ortamı temizlemelerine imkân verilmediği,

* Kovid-19 testi pozitif çıkanların aileleri ile telefon görüşmelerinin sağlanmadığı,

* Tüm koğuşlara sıcak su ihtiyacının belirli saatler arasında verilmesinin yeterli olmadığı tespit edildi.”

Adalet Bakanlığı’na ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gözlem ve taleplerin aktarıldığı belirtilen raporda, “Önemle belirtmeliyiz ki; hiçbir ayrım gözetilmeksizin herkesin yaşam hakkını korumak, yaşam hakkına yöneltilmiş tehditlerin ortadan kaldırmak, kişilerin maddi ve manevi varlıklarını korumak, insani muamele ve insanın doğuştan sahip olduğu insanlık onuruna saygı göstermek devletin görevidir” ifadelerine yer verildi.