'Mesele PKK değil, mesele Kürdistan topraklarının işgal edilmesidir'

Kürdistanlı tüm siyasi güçlere Türk devletinin saldırılarına karşı birlik olma çağrısında bulunan siyasetçi Dr. Mehmûd Osman, "Mesele PKK değil, mesele Kürdistan topraklarının işgal edilmesidir" dedi.

Türk devletinin 23 Nisan gecesi Zap, Avaşin ve Metina başta olmak üzere Medya Savunma Alanlarına yönelik başlattığı işgal saldırıları devam ediyor. Güney Kürdistanlı siyasetçi Dr. Mehmûd Osman, Türk devletinin işgal saldırıları, Irak ile Güney Kürdistan hükümetinin tutumu ve ulusal birliğin önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türk devletinin işgal saldırılarının yeni olmadığını belirten Dr. Osman, "Erdoğan hükümeti ve Ankara Kürt halkının kazanımlarına her zaman karşı olmuştur. Bu iktidar Türklük dışında hiçbir ulusun hakkına önem vermiyor. Türklüğü halklara zorunlu kılıyor. Asıl sorun Ankara'dır ve yaklaşık 35 yıldır Kürt halkına karşı savaşıyor. Fakat bugüne kadar hiçbir sonuç elde edemedi. Sürekli Bakur, Başur ve Rojava'ya saldırıyor ama şimdiye kadar amacına ulaşamadı" diye konuştu.

Türkiye'nin Kürt halkına karşı hala ırkçı bir politika yürüttüğünü vurgulayan Osman konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Türkiye siyaseti ırkçılık üzerinden yürütülen bir siyaset. Devlet Kürt halkına terör estiriyor. Şu anki saldırılar çok daha büyük ve geniş. Mesele PKK değil, mesele Kürt halkı ve Kürdistan topraklarının işgal edilmesidir. Her taraftan Kürtlere saldırıyorlar. Ankara yönetimi Kürtlere karşı böyle bir siyaset yürütüyor. Bu siyaset yanlı ve kötü bir siyasettir."

IRAK VE GÜNEY HÜKÜMETİ TAVRINI ORTAYA KOYMALI

Irak ve Güney Kürdistan hükümetinin saldırılar karşısındaki sessizliğine de dikkat çeken Osman, "Daha önce de belirttim. Irak, Türk devletinin saldırılarına ve işgaline karşı uluslararası alanda şikayetçi olmalı. Türk devletinin bütün üslerinin kapatılmasını ve Irak'tan çıkmalarını talep etmeliler. Öyle görünüyor ki Irak devleti de bazı konularda gizli bir şekilde Türk devletine destek veriyor. Hala Saddam Hüseyin döneminden kalma ittifakları var. Bu yüzden sessiz kalıyorlar.

Irak hükümeti ile birlikte Güney Kürdistan hükümeti de saldırılara karşı sessizliğini koruyor. Bu yüzden Türk devleti ABD'nin de desteğini alarak keyfine göre onlarca kez sınırı geçip saldırıda bulunuyor. Avrupa ve BM yaşananlara sessiz kalıyor. Amerika ve Rusya da Türkiye'yi destekliyor. Bunlardan cesaret alan Türk devleti de keyfi bir şekilde Rojava, Başur ve Bakur'a saldırıyor. Güney hükümeti bu saldırılara karşı sessiz kalmamalı. Bu sessizlik yanlış. Irak ve Güney hükümeti saldırılara karşı bir tavır sergilemeli. Türkiye'den saldırılarına son vermesini ve güçlerini geri çekmesini talep etmeli.

Güney hükümeti PKK ile diyalog halinde olmalı, yapılması gerekenleri aralarında halletmeliler. Kürtler arasında diyalog olmalı, diyalog şart. Bir şekilde anlaşmalı ve ittifak kurmalılar. Türkiye'nin bölgede böyle bir siyaset yürütmesine izin verilmemeli. PKK ve KDP aralarındaki sorunları diyalog yolu ile çözmeliler" ifadelerini kullandı.

'BIRAKUJÎ SAVAŞI KIRMIZI ÇİZGİDİR'

Türk devletinin amacının Kürdistan topraklarında Kürtleri birbirine düşürmek olduğunu söyleyen Osman, "Kürtler Birakujî savaşından tarihi bir ders çıkardı. Kürt halkı için Kürtler arasında bir savaş veya çatışma kırmızı çizgidir. Türk devleti ise Kürtler arasında bir çatışmanın yaşanmasını istiyor. Fakat bu mümkün değil, Kürtler artık Birakujî savaşı istemiyor. Kürtler için bu kırmızı çizgidir" şeklinde konuştu.

ULUSAL BİRLİK

Tüm Kürt partilerinin Türk devletinin saldırılarına birlikte karşı gelmesi gerektiğini kaydeden Osman konuşmasının sonunda şu çağrıda bulundu: "Ulusal birlik her şeyden önemlidir. Bütün Kürt örgütlerin ve partilerin diyalog halinde olması ve birbirlerine yardım etmesi gerekir. Ulusal birliğin bir an önce sağlanmalıdır. Bu çok önemli ve acil bir konudur. Düşmanlarımız bize karşı bir oluyorlar. İran, Irak, Suriye ve Türkiye hepsi söz konusu Kürt düşmanlığı oldu mu birlik oluyor. Bu yüzden bizim de birlik olmamız lazım. Kürtler birbirini desteklemeli ve Türk devletinin planlarının başarıya ulaşmasına fırsat vermemeli."