ANHA’ya konuşan Kobanê Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Enwer Mislim, 19 Temmuz Devrimi ardından Kobanê halkının kendi kurumlarını oluşturarak, yönetmeye başladığını söyledi. Rojava’nın bu küçük parçasının tüm Suriye’de ilgi çeker hale geldiğini belirten Mislim, “Fakat demokrasi, özerklik ve eşitlikten haz etmeyen kesimler, Rojava’da böylesi bir sistemin hayata geçirilmesini istemediler. Bu amaçla Kobanê’yi düşürerek 19 Temmuz Devrimi’ni boşa çıkaracaklarını sandılar. Ama YPG savaşçıları buna izin vermedi” dedi.

Kobanê halkı ve savaşçıların saldırılara büyük bir direnişle cevap verdiğini vurgulayan Mislim şöyle konuştu: “Kobanê’deki direnişe ilişkin bir karalama propagandası başlatılmıştı. Fakat direniş ve özerklik yönetimi ile elde edilen tecrübeler sayesinde tüm dünyaya yansıtıldı. Tüm dünya YPG’nin varlığını ve sivilleri korumaya çalıştığını bir kez daha görmüş oldu. Diplomatik alanda, Rojavalı göçmenler ve sivillerle dayanışmak üzere birçok sivil toplum kurumu açıldı. Kürt Ulusal Kongresi’nin gerçekleştirilmesi için çağrılar yapıldı. Kürdistan’ın tüm parçalarından gelen gençler Kobanê’deki direnişe katıldı. Rojava kantonları arasında dayanışma bayrağı yükseltildi. Kobanê halkı DAIŞ işgalini kabul etmedi. Kobanêliler gördükleri onca maddi ve manevi zarara rağmen büyük bir direniş sergilendi, boyun eğilmedi. Kobanê öncesi çeteler Şengal’de büyük bir katliam yaptı. Sonrasında Cizîr, Efrîn ve Bakur Kürdistan’da saldırılar devam ediyor. Bu saldırılar ve işgaller Kürtlere birlik olmayı dayatıyor. Kobanê Kürt halkının birlikte direnişi ile başardı. Bu nedenle Kongre bir an önce gerçekleştirilmeli ki bir daha böylesi saldırı ve katliamlar olmasın.”

Kobanê’nin ortak yaşamını sürdürülebileceğini kanıtladığını da sözlerine ekleyen Mislim, birçok farklı etnik yapı, inanç kesimlerinden gençlerin, kadınların, yaşlıların direnişe katıldığını belirtti.

“Suriye Şam’dan merkezi bir otorite ile kendini yaşatma zemini kalmadı bu direnişler. Kapsayıcı ve demokratik bir sisteme ihtiyaç duyulduğu görüldü. Bu sistem demokratik federalizm. Merkezi olmayan bir sistem olarak federalizm, Kobanê’deki direnişe ne kadar ihtiyaç duyulduğunu gösterdi. Hatta o dönem birçok çevre ‘Kobanê yeni yaşamın başkentidir’ diyordu” diye devam eden Mislim, Minbic halkının çok acı çektiğini vurguladı.

Bütün dünyaya ve Suriye’ye çağrılar olduğunu da kaydeden Mislim, “Türkiye’nin sahip olduğu Kürt fobisi var, Kürtlerin hak sahibi olması korkusu var. Bu yüzden ‘Biz Cerablus’u Raî’yi, Marih’i işgal edeceğiz’ diyorlar. Türk devleti 24 saatte Cerablus’a girdi. 500 yıl önceki Mercidabık savaşıyla aynı gün işgale girdi. Türkiye bu şekilde Ortadoğu’ya tekrar hakim olacağı mesajını vermek istedi. Demokratik Özerklik Yönetimi olarak Türkiye’nin Suriye topraklarına girişini işgal olarak görüyoruz. Uluslararası güçlerin, Türkiye’nin Suriye topraklarından çıkması için baskı yapması gerekmektedir. Suriye halkı olarak, Kuzey Suriye Federasyonu’nu inşa edene kadar, halkımız barış içinde özgür bir yaşama ulaşana kadar mücadele edeceğiz.

Kobanê direnişi federal sistem ve Suriye’nin geleceği için bize temel oldu. Kobanê direnişi, canını veren şehitlerimizin anısıdır. Bizde bu çizginin takipçisi olacağız” diye konuştu.