'Ortadoğu'daki krizin tek çözümü Öcalan'ın projesidir'

Öcalan'ın Demokratik Modernite projesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güney Kürdistanlı siyasetçi ve gazeteciler, Ortadoğu'daki krizin Öcalan'ın felsefesi doğrultusunda çözüleceğini belirtti.

Ortadoğu toplumu uzun yıllardır ekonomik ve askeri bir kriz yaşıyor. Giderek büyüyen krize karşı bölge devletleri çaresiz kalmış durumda. İçte yaşanan kriz ve kaos sorunu daha da derinleştirmiş durumda. Yaşanan krizde ilişkin çözümün Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği Demokratik Modernite olduğuna dikkat çeken aydınlar, Ortadoğu'da yaşananlara ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundular.

'Enfal' kurumu aktivisti ve gazeteci-yazar Simko Sabir, Ortadoğu'daki krizin çözülememesinin sebeplerinden birinin bölgede gerçekleştirilen katliamlar olduğunu belirterek, "Birçok farklı din ve ulustan insanlar bu katliamlar sonucu yok edildi. Yine Kürt, Çerkes ve Ermeni halkı tarihte Osmanlıların ve Türklerin hedefi haline geldi. Ortadoğu'da yaşanan krize karşı Öcalan her zaman halklara, devletlere ve hatta uluslararası güçlere çözüm yolunu önerdi. Öcalan, açık bir şekilde, bu konu üzerine düşünüp çözüm bulmamız gerektiğini devamlı dile getiriyor. Çünkü egemen güçler hiçbir zaman halkların ve toplumuna hizmet sunmazlar.

Öcalan son yıllarda bu noktaya dikkat çekerek önemli değerlendirmelerde bulundu. Bunun örneği de Rojava devrimidir. Bu da Öcalan'ın halklara çözümü felsefe ve projelerle halka sunduğunu gösteriyor. Burada sadece bu düşüncelerin ve projelerin pratikleşmesi kalıyor. Yine bu düşüncelerin tüm inanç ve topluluklara ulaştırılması gerekiyor. Şüphesiz Ortadoğu bir felakete sürükleniyor. Böyle yapılarak toplum birlikte yaşamasının önü alınmak isteniyor. Bunu için tek çare Öcalan'ın projelerine kulak vermek" diye konuştu.

KUZEY SURİYE'DEKİ MODEL ESAS ALINMALI

DAİŞ'lilerin yargılanmasına dönük Rojava'da yapılan kongrenin ardından Kobanê'yi ziyaret ettiğini söyleyen Sabir konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Kobanê'de halkların nasıl bir arada yaşadığını gördüm. Bu da Öcalan'ın Ortadoğu'ya yönelik geliştirdiği düşüncelerin aşamasını gösteriyor. Çözüm Öcalan'ın elinin altında."

Suriye ve Irak'ın tarihi ilişkilerine dikkat çeken Gazeteci ve Avukat Sirûşt Helebce, Ortadoğu'da yaşanan sorunların gün geçtikçe daha da derinleştiğine dikkat çekti. Yine Irak ve Suriye'nin sürekli bir değişim ve kriz içerisinde olduğunu vurgulayan Helebce, "Irak ve Suriye'de yaşayan halklar, iki ülke arasında coğrafi, toplumsal, kardeşlik ve dostluk bağlarını çok güçlü olduğunu belirtiyor. Buna göre yaklaşıp bir çözüm üretmeliyiz.

Irak ve Suriye de inançlı bir toplumdur. Bu yüzden Doğu ve Kuzey Suriye'deki yaşama baksınlar. Orada kurulan modelin sadece Irak'a değil tüm Ortadoğu'ya yayılması gerekir. Bu modelde herkesin yeri var, herkes kendi dili, kültürü ve dini ile yaşıyor. Bu modeli tüm Suriye, Irak ve Ortadoğu'ya yaymalıyız" ifadelerini kullandı.

YPG HİÇBİR AYRIM YAPMADAN HALKLARIN SAVUNMASINI YAPIYOR

Rojava'da halkın savunmasını YPG'nin yaptığını hatırlatan Helebce devamla şunları belirtti: "YPG güçleri hiçbir ayrım yapmadan Derik'ten tutun Minbic ve Reqa'ya kadar halkları savunuyor. Eğer Ortadoğu'da böyle bir güç kurulursa yabancı hiçbir güç bu topraklara giremez ve çıkar sağlayamaz. Böyle bir güç olmadığı zaman egemen devletler farklı grupları kendi çıkarları için kullanıyor."

Güney Kürdistan'daki kadınların rolüne de değinen Helebce, "Her ne kadar Irak ve Güney siyasetinde kadınlar olsa da kadınların birliği için bir tutum ve mücadele içerisinde değiller. Rojava'da kontrol noktalarından tutun, yönetim ve eşbaşkanlığa kadar her yerde kadının büyük bir rolü var. Büyük sorumlulukları var. Bu yüzden Rojava'daki kadınları kendimize örnek almalı, bütün kadınları örgütlemeli ve bölgede güç sahibi olmalılar. Kadın bir çocuk ve eğitim için kendini bağışlıyorsa, neden bir ülke yönetmesin ki? Kadınların güçlerimi birleştirmeleri gerekiyor. Özgürlüğü ve savunması için çalışmalıdır" ifadelerini kullandı.

Ortadoğu'da yaşanan sorunların giderek derinleştiğini kaydeden Ehmed, halkların sorunlarının giderek ağırlaştığını belirterek, "Bu yüzden sayın Öcalan'ın Demokratik Konfederalizm projesi Ortadoğu sorunun çözülmesi için demokratik bir projedir. Birlikte yaşama çerçevesinde ele alınmalı. Örneğin bu model şu an Rojava'da hayata geçirilmiş durumda. Rojava ve Kuzey Suriye'yi ziyaret eden herkes bu modelin Ortadoğu için ne kadar gerekli olduğunu görüyor. Ortadoğu'da çözümün olması için Öcalan'ın projesi dışında bir çözüm göremiyorum" dedi.

ÖCALAN KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİNİ GENİŞ AÇILARDAN ELE ALIYOR

Ekonomi uzmanı ve Lekolin Araştırma Merkezi yöneticisi Muhemed Huseyn, 100 yıldan bu yana Ortadoğu'da yaşanan sorunların katlandığını, özellikle son 20 yılda geldiği aşama ile uluslararası toplumun başına bela olduğunu söyledi. Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerinin Kürtleri sürekli baskı altında tuttuğunu hatırlatan Huseyn, Kürt sorunu çözülmediği taktirde bölgenin huzura kavuşamayacağını belirtti. Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çözüm projesine değinen Huseyn, "Öcalan Kürt sorununu çok geniş açılardan ele alıyor. Kürdistan'ın ve halkların özgürlüğü ile demokrasi için bölge halkını birçok açıdan değerlendiriyor. Tüm bölge özgürleşmeden, demokrasi gelişmeden Kürtler sadece kendileri için bir kazanım sağlayamaz.

Bölgede ulus devletler kriz içerisinde. Ulus devletlerin miadı doldu. Bu sistem Türkiye'de Atatürk ile başladı sonra İran, Suriye ve Irak rejimi ile devam etti. Ama artık 21. yüz yılda çalışamaz hale geldiler, bölge halklarına cevap olamıyorlar. Demokrasiden tutun, toplumun temel ihtiyaçlarına kadar hiçbir soruna çare bulamıyorlar. Ayrıca bu siyasi sistem Ortadoğu'da şiddetin, göçün ve istikrarsızlığın sebebi olmuş durumda. Amerika ve Avrupa için de aynı durum söz konusu" diye konuştu.

BUGÜN KÜRTLERİN ÖRGÜTLENMESİ İÇİN SİYASİ VE ASKERİ OLANAKLAR ÇOK FAZLA

Kürt sorunun Ortadoğu'daki sorunlarla bağlantılı olduğunu belirten Huseyn şöyle devam etti: "Yıkılan devletlere bakarsak Irak ve Suriye başta geliyor. Türkiye ve İran da istikrarsızlığın kaynağı haline gelmiş durumda. Çünkü adaletin olmadığı, insan haklarının ayaklar altına alındığı, siyasetçiler, gazeteciler ve insan hakları savunucuları için cezaevine dönüştüğü ülkeler oldular. Kürtlerin bu süreçte uyanık davranması lazım. Siyasi ve askeri alanda kendilerini daha fazla örgütlemeliler.

Rojava'da güzel siyasi gelişmeler yaşanıyor ve aktif kurumlar var. Rojava bize, 'Eğer Kürtler iyi bir lidere sahip olursa ulusal mücadelesini yürütebilir, bölge halkları ile normal ilişkiler geliştirebilir. Burada Öcalan'ın Kürtler ve Ortadoğu halkları için geliştirdiği proje devreye giriyor. Ortadoğu halklarını boğan sorun ve krizin çözümü için derin ve gerçek bir projedir."