Krizin mevcut yaklaşımlarla çözümünün son derece zor olacağını belirten Pencewini “Tüm partiler kendi çıkarlarını esas alıyor. Ama bu partiler arasında çelişkiler de var ve bu çelişkilerin zaman zaman tetiklenmesinde de Türk ile İran devletleri belirleyici oluyor” şeklinde konuştu.

‘KRİZİN NEDENİ İDEOLOJİK DEĞİL’

Krizin nedenlerini değerlendirirken partiler arasında ideolojik çelişkiyle durumun izah edilemeyeceğine özellikle dikkat çeken Pencewini, “Bu çelişkiler daha çok KDP ve YNK arasında yaşanıyor. Daha evvelden de hep böyle ola geldi. Bugün YNK içerisindeki sorunlar da aslında biraz bundan kaynaklanıyor. Güneydeki krizleri başka bir şey ile açıklamak çok zordur. Bu partiler arasında ideolojik bir çelişki ve çatışmadan söz edilemez. Çünkü aralarında bu yönlü ciddi bir fark yok” diye konuştu.

‘TÜRKİYE İLE İRAN ÇELİŞKİLERİ KIŞKIRTIYORLAR’

Türk ve İran devletlerinin de krizin yaşanmasında etkili olduğunu söyleyen Pencewini şunları belirtti: “Mevcut çelişki noktalarının zaman zaman böyle tetiklenmesinde Türkiye ve İran’ın etkileri son derece belirleyici noktadadır. Türkiye, KDP üzerinden İran YNK üzerinden Kürdistan bölgesinde kendi hakimiyetini geliştirmek istiyor. Aralarındaki bu rekabet Güney Kürdistan'da işte böyle çelişki ve sonuçta da krizlere neden oluyor. Onlar böyle sürmesini istedikleri için de kriz aşılamıyor.”

‘PARTİLERİN ÇÖZÜM PERSPEKTİFİ YOK’

KDP ve YNK dışında hükümet içinde yer alan partilerin çözüm yönünde bir güçlerinin olmadığı gibi böyle bir perspektife de sahip olmadıklarına işaret eden Pencewini “Örneğin Goran Hareketi köklü bir değişim gücü olamaz. Böyle bir perspektifi de yok. İlk oluşumunda gençler, kadınlar arasında böyle bir umut yarattı ancak vizyonu bunu karşılayacak durumda olmadığı için bunu yapamadı, bundan sonra da yapabileceğine inanmıyorum. Ancak İslami gruplar bir araya gelirlerse kimi etkileri olabilir. Ancak bu kesimler de bir araya gelirlerse ideolojik çatışkı noktaları ortaya çıkar, bunun da krizi aşmada etkisi ne olur belli değil” dedi.

KDP dışındaki dört partinin bayram sonrası bir araya gelme açıklamasını da değerlendiren Pencewini, bu tür toplantıların da daha önce çokça yapıldığını ama çözüm getirmediğini, bundan sonra da çözüm yönünde bir umut vermediğini söyledi.

Tarafların kendi ekonomik çıkarlarını esas olarak soruna yaklaştıklarını vurgulayan Pencewini “YNK alanı petrolünü İran’a satmak istiyor. KDP ve ABD bunu istemiyor ve karşı duruyor. Sonrasında Neçirvan Barzani Bağdat’a giderek petrolün dışarıya satılarak gelirin yarı yarıya bölüşülmesi hususunda anlaşıyor. YNK çevresi de bunu kabul etmiyor. Şimdi bunlar hepsi anlaşamadıkları çelişkilerdir. Bunun gibi daha birçok çelişki hususları var” dedi.

‘KDP’YE ELEŞTİRİLER DOĞRU AMA ELEŞTİRENLER DE ÇÖZÜM GÜCÜ OLAMIYORLAR’

KDP’nin her şeye el koyduğu eleştirilerinin yerinde olduğunu belirten Pencewini, diğer partileri de buna karşı çözüm gücü yolları bulmamakla eleştirdi.

Pencewini şöyle konuştu: “Mesut Barzani’nin bölge başkanı olmadığı söyleniyor, doğrudur da. Yine yönetim erklerinin çoğu da KDP’nin elinde bu da doğru. Ancak şimdiye kadar da bunu çözecek bir yol bulunamadı, çelişkiler çözülemedi, hatalar düzeltilemedi. Çünkü Güney Kürdistan'da siyaset iktidar ve ekonomik çıkar üzerine kurulmuş ve şu anda bu da KDP’nin elinde.”

İSLAMİ PARTİLER ÇÖZÜM OLAMAZLAR

İslami partilerin mevcut mantaliteyle Kürdistan'da süren sorunlara çözüm olamayacaklarını kaydeden Pencewini, “Bu partiler kendi aralarında bir araya gelme, ittifak kurma çalışması yürütüyorlar. Bunların Kürdistan'da bir çözüm gücü olacağını sanmıyorum. Zira bunlar şeriatı öngörüyorlar. Ancak mevcut durumda bu, sorunlara çözüm getirmez. Çağımızın koşulları farklıdır. Yine Kürdistan'ın sorunlarını çözmek bir yana krizi daha da derinleştirir. O zaman sorun ve çelişkiler KDP ile İslamiler arasında yükselir. Bölgeyi ikiye ayrılır. Yine aynı şekilde İslamilerle YNK ve Goran gibi güçler arasında da sorun yaratır” dedi.