Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Riha Barosu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla kentte gerçekleştirecekleri etkinliklerin startını, düzenledikleri basın toplantısıyla verdi.
Baroda yapılan toplantıya çok sayıda kişi katıldı.
Toplantıda konuşan Riha Barosu Başkan Yardımcısı Gülistan Paydaş, 8 gün sürecek etkinliklerle mücadele geleneği, insan onuru ve insan haklarının tarihine değinmek istediklerini söyledi.
İnsan hakları mücadelesi tarihinin direniş ve büyük deneyimlerle dolu olduğunun altını çizen Paydaş, “Türkiye'nin demokrasi ve hukuk taahhüdünden giderek uzaklaşması, insanlığın en önemli kazanımlarından birisi olan insan haklarının hem bir referans sistemi hem de bir denetim mekanizması olarak zayıflamasına yol açmıştır” dedi.
ETKİNLİKLER HASTA TUTSAKLARA ADANDI
Hukuksuzluğa maruz kalan kesimlerin başında hasta tutsakların geldiğini vurgulayan Gülistan Paydaş, “Toplum vicdanında görünen hasta mahpusların durumları hakkında devlet eşitlik ve adaleti tesis etmekten uzak hareket ederek, şartları zorlaştırmaktadır. Bizler insan hakları savunucuları olarak cezaevlerinde başka ölümlerin olmaması ve tabutların çıkmaması için insan hak ve özgürlüklerinin uygulanması ve ağır hasta mahpusların yakınlarının yanında tedavilerine devam edebilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için İnsan Hakları Haftası’nı devlet tarafından yok sayılan hasta mahpuslara adıyoruz” diye belirtti.
Sadece Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde 10’a yakın ağır ve 200’den fazla kronik hastalığı bulunan tutsağın bulunduğuna dikkati çeken Gülistan Paydaş, “Yine Urfa T 2 Kapalı Cezaevi’nde ise durumu ağır ve kronik hastalığı olan hasta mahpus sayısı 64’tür. Siverek Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 2 ağır hasta mahpus bulunmaktadır. Devlet kutsal olan yaşam hakkının korunması için bir an önce üzerine düşen yükümlülükleri ve sorumlulukları yerine getirmelidir. Ne yazık ki son dönemde hukuk devletinden hızla uzaklaşılmış ve hukuksuz birçok karara imza atılmıştır. Devlet kendi Anayasası’nı ve kanunlarını uygulamamakta ve Anayasası’nı dahi tanımamaktadır. Son süreçte verilen kararlarla Anayasal düzen yerle yeksan edilmiştir” ifadelerini kullandı.
İNSAN ONURUNA YANAŞIR BİR YAŞAM
Türkiye Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’ne seçilmiş üyelerin mahkeme kararıyla görevden alınması, muhalefetin kriminalize edilmesi, Kobanê Davası, Can Atalay’ın serbest bırakılmaması, Gezi Davası ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit ile buna karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine değinen Gülistan Paydaş, şöyle dedi: “Tüm baskılara, tutuklamalara ve işkencelere rağmen insan haklarını yüceltmeli ve insanlık kurtulmadan kurtulamayacağının bilincinde olunmalıdır. Ancak ve ancak insan hakları tüm mekanizmalarıyla sağladığında insan onuruna yaraşır bir yaşamın parçası olacağız.”
SERGİ AÇILIŞI VE PANEL
Açıklamanın ardından baro hizmet binasının giriş katında “Hak ihlallerine uğrayan kesimler hakkında” başlıklı resim sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Daha sonra etkinlikler kapsamında baro hizmet binasında bulunan Tahir Elçi Konferans Salonu’nda “Adil yargılanma hakkı ve Anayasa” başlıklı panel gerçekleştirildi. Riha Barosu avukatı Kazım Ekinci ve İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Dicle Aksu’nun moderatörlüğünü yaptığı panele, Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu ve akademisyen Selin Esen katılarak, sunum yaptı.
İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında Riha’da 10 Aralık Pazar gününe kadar panel, seminer, film ve tiyatro gösterimi, çalıştay düzenlenecek, Pirsus Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin mezarlığında anma ve ailelere ziyaret ve basın açıklaması gerçekleştirilecek.