'Tecridi özgür kadın gerçeğiyle yerle bir edeceğiz!'

YJA-Star Askeri Konsey Üyesi Rûken Jîrkî, "Komplo bertaraf edilinceye kadar savaşmaya devam edeceğiz. Tecridi özgür kadın gerçeğiyle yerle bir edeceğiz" dedi.

YJA-Star Askeri Konsey Üyesi Rûken Jîrkî, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük 15 Şubat Uluslararası Komplosu hakkında ANF'ye değerlendirmeler yaptı.

"Hakikatin hayat bulduğu bu mücadelede tarih yeniden tekerrür etmiş ve bin yıllardan beri süregelen kölelik sistemi Kürdistan’da doğan bir 'Güneş'le bertaraf edilmiştir" vurgusunda bulunan Jîrki, şöyle devam etti: "Herkes hakikatin ne olduğu, nasıl olduğu konusunda yaşamlarının sonuna kadar düşünmüş, aramış ve çaba sahibi olmuştur. Her hakikat arayışçısı hakikat için bir tanım bulmuş fakat her tanım muhakkak yarım kalmıştır. Yapılan bütün tanımlamalara bakıldığında insan bir şeylerin eksik olduğunu ve bütünü oluşturmadığını görmüştür. Fakat Kürdistan’da doğan Güneş hakikatin bütününü kendi şahsında somutlaştırarak bütün insanlığa, aslında hakikatin ne olduğunu aydınlığıyla göstermiş ve yaymıştır.  

Tarihte süregelen hakikat arayışı Önderliğimizle muazzam bir zirveye ulaşmıştır. Bu öyle bir zirve ki tarihin hiçbir sayfasında, anında görülmemiş bir gerçekliktir. Bu gerçeklik kendisini PKK somutunda daha bir görünür kılmıştır. PKK kendi içerisinde bir araya getirdiği Aryen halklarının en değerli evlatlarının her birini hakikat savaşçısı ve arayışçısı haline getirmiştir. Güneş bin yıllardan beridir her türlü  asimilasyon, soykırım ve özel savaşla birlikte bölünen halkları bir araya getirerek her şeyin hakikatini kendilerine ait kılmıştır. Halklar, halklar şahsında ve insanlık yeni bir güneşle buluşmalarını gerçekleştirirken, halkların düşmanı olan erkek egemen sistemin inşacıları da kendi karanlıklarında boğulmuştur."

'KADIN KÖLELİĞİ AŞILMADAN ÖZGÜR TOPLUM YARATILAMAZ'

İnsanlığın bin yıllardır yaşadığı köleliği, kadın köleliğinden kopuk ele almanın büyük bir yanılgı olacağını söyleyen Jîrkî, "Çünkü Önderliğimizin de belirttiği gibi; kadın ilk köleleştirilmiş sınıf, cins ve ulustur. Köleliğin temelini oluşturan kadın köleliğidir. Bu yüzden kadın köleliği çözümlenmeden ve aşılmadan hiçbir kölelik aşılamaz ve özgür bir birey, birey şahsında da özgür bir toplum yaratılamaz. Bu parçanın bütüne gittiği bir hakikattir. Hiç kimse bu hakikatin tersini savunamaz ve bu hakikati inkar edemez. Bu hakikat Önderliğimizle açığa çıkarılmış bir hakikattir" dedi.
Jîrkî, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Kadının tarih sayfalarında yeri yok denecek kadardır. Her zaman kadının direnişi erkek egemen zihniyeti tarafından yok sayılmış, tarihin sayfalarında yerini almamıştır. Her zaman kadın yarım akıllı, elinin hamuruyla erkek işlerine karışmayan, bütün toplumsal alanlardan uzaklaştırılan, ucuz iş gücü, meta, reklam aracı gibi daha da sıralayabileceğimiz bir şekilde lanse edilmiş ve bu hakikatten uzak tanımlamalar kadının kendisine de kabul ettirilmiştir. Peki, tarihin başlangıcında bu böyle miydi? Nasıl bir tarihle karşı karşıyayız? Kendimize sormamız gereken daha çok soru var ve bu sorulardan en önemlisi de 15 Şubat komplosunda neden dünyanın bütün büyük devletleri yer aldı? Neden her şeyden önce Güneşimiz, Önderliğimiz, Reber APO hedef alındı? Mesele sadece Kürt ve Kürdistan mıdır? Bu soruyu 'evet' olarak cevaplandıranlar büyük bir yanılgı yaşayacaklardır. Çünkü mesele sadece Kürt ve Kürdistan meselesi değildir. Barzaniler'in de bir Kürdistan bölgesi var. Peki neden Kürdistan’daki diğer örgütlenmelere değil de özelde PKK’ye yani Önder APO’ya saldırdılar? Çünkü Önderliğimizin fikirleri bin yılların kölelik duvarlarını yıkıyor yerine özgürlüğü yani ahlaki ve politik toplumu inşa ediyor. Erkek aklıyla inşa edilmiş devlet zihniyeti asla ahlaki ve politik toplumun gelişmesine izin vermeyecektir. Neden mi? Çünkü devlet kendini toplum köleliği, işçilik, erkek aklıyla şekillenmiş kadın, kan, ölüm, savaş üzerine inşa etmiştir. Kendine ait bir birey, kendi kendini yöneten bir toplum, kabul ve ret ölçüleri net olan bir toplum, ahlaki değerleri net ve en önemlisi de her kesimden insanın eğitimli olduğu bir toplum devlete ihtiyaç duyar mı? Bir çoban misali devletin onu gütmesine, sömürmesine izin verir mi? Önderliğimizin ortaya koyduğu paradigma hakikatinde gelişen hiçbir toplum bu durumu yaşamaz, tam tersine her biri özgürlüğün timsali olurlar. Şimdi tekrar soralım; neden 15 Şubat Komplosu? Cevap; erkek aklı olan devlet yapılanmasının özgürlüğe karşı olan nefretinin Güneşimiz şahsında insanlığa yaşattığı komplodur.
1998 yılında Önderliğimizin Suriye’den çıkması için büyük bir baskı yapıldı. 9 Ekim 1998 tarihinde Önderliğimiz Suriye’den çıkarak Yunanistan’a gitmesi, fakat Yunanistan’ın kendini dost göstererek aslında emperyalist devletlerle iş birliği yaparak Kürt halkına en büyük ihaneti etti, yani Yunanistan dost elini komplo sürecinde düşman eline çevirdi. Daha sonra Rusya’nın Mavi Akım Projesi için Kürt halkını satması, İtalya’nın elinin kolunun bağlanması, Almanya’nın Önderliği aramasını kaldırması ve bu uzayan büyük komplonun gerçek yüzünü gösteriyordu. Hiç kimse Önderliğimizi ülkesine kabul etmedi, havada saatlerce kaldı. Saatlerce bir ülkeye iniş yapılamadı. Önderliğimizin 8 Mart için bütün kadınlara yazdığı şiirde dediği gibi; Prometeusların ülkesinde haince esir düşürüldüm. Evet, bu komplo hakikatin açığa çıkarılmasıyla hızla büyüyen kadın ordulaşmasından, ideolojisinden, bu hakikati ortaya çıkaran Önderliğimizden intikamdı. Çünkü Önderliğimiz bin yılların kölelik duvarlarını kadınla yarattığı yoldaşlıkla yıkıyordu. Sistemi temelinden sarsmaya ve yıkmaya kararlıydı. Fakat bin yılların kadın köleliği üzerine kurulan erkek aklı asla buna izin veremezdi. Ve haince planlarıyla Güneşimizi esir aldılar. Kalbini kartallara değil akbaba misali kendilerince uygulayacakları tecritle kendileri yeme kararındaydılar.

 'KADINLAR ÖNDERLİĞİMİZLE UYANIŞA GEÇTİ'

Peki, Güneşle birlikte büyük bir uyanışa geçen kadınlar ve halklar buna izin mi vereceklerdi? Buna göz mü yumacaklardı? Komplocu güçler aslında yarattıkları köleliğin insanların hücrelerine kadar işlediğini biliyorlardı fakat Güneşin o hücrelerin hepsini parçalayıp yerine özgürlük hücrelerini yarattığını bilmiyorlardı. Komplo sürecinde yüzlerce insan kendini cayır cayır yaktı. Onlarca insan kendilerini binaların tepelerinden attı. Yüzlerce insan bombaları bedenlerine bağlayarak komplocu güçlerin kalbinde patladı. Komplo sürecinden başlayarak hızla büyüyen 'Güneşimizi Karartamazsınız' şiarıyla fedaileşen bir halk hakikati ortaya çıktı. Her biri Güneşin tireji oldu. Her biri Önderliğimizin etrafındaki bir kıvılcım, bir alev oldu. Ve kadın ordulaşması büyüyerek PAJK’la partileşti ve bugün de KJK çatısı altında sistemleşti. Aslında hiçbir devlet Önderliğimizin gerçekliğinin farkında değildi. Rêber APO sadece bir önder değildi kendi şahsında bin yılların bütün direnişlerini temsil ediyordu. İnsanlık için yeni doğan bir güneşti. Şimdi de hiçbir insana uygulanmayan, tarihte eşi benzeri görülmeyen tecritle Önderliğimizi güçten düşürmeye, bin yıllardır insanlığın beklediği güneşi karartmaya çalışıyorlar. Biz hiçbir şey yapmasak bile Önderliğimiz tek başına bütün komploları boşa çıkarttı ve çıkarmaya devam da ediyor.

Emperyalist devletlerin istediği komplo tamamlanamadı. Çünkü insanlık bir kez güneşi gördü ve kolay kolay karartılmasına izin vermez. Evet, şimdi 23 yılını doldurarak ve 24. yılına giren bir tecrit gerçeğiyle karşı karşıyayız. Emperyalist devletler komployu hem tecritle hem özgürlük hareketine karşı yönelimleriyle sonuca götürmeye çalışıyor. Önderliğimiz 23 yıldır direnişiyle, her gün kendinde 40 defa devrim yaparak ve Demokratik Moderniteyi geliştirerek zaten bütün tecridi boşa çıkarttı. Komplonun her dönemecinde de komplocu güçler tarafından her zaman Özgürlük Hareketine saldırılar sürdürüldü. Aslında bu saldırılar her gün, her saat sürdü. Bu sadece komplo dönemine denk gelmedi. Fakat komplonun gerçekleştiği günlerde hep özel saldırılarla yüz yüze kaldık. Mesela 10 Şubat 2021 tarihinde Gare alanımıza NATO üyesi Türkiye tarafından bir işgal harekâtı düzenlendi. Fakat Önder APO’nun fedai gerillaları tarafından bu işgal saldırıları bertaraf edildi. Sonuca ulaşmadı. Geldikleri gibi gittiler.

Daha sonra Nisan ayında başlatılan  Werxele, Mamreşo, Zendura ve diğer alanlarımızdaki saldırılar tarih sayfalarına yeni sayfalar ekledi. Tarihin hiçbir sayfasında görülmeyen muazzam bir direniş sergilendi. Hangi tarih sayfasında 4, 5 ya da 6 gencin NATO gibi dünyanın büyük ordusuna karşı aylarca her türlü kimyasal silaha karşı direniş gösterdiği görülmüştür. Her türlü kimyasal bombalar Özgürlük Hareketine karşı kullanıldı. Her türlü vahşi saldırı, katletme ve faili meçhuller Kürt halkına reva görüldü. Fakat her şeye rağmen Önderliğimizin gerçekliğinde ortaya çıkan hakikat Kürt halkında yansımasını buldu. Asla boyun eğmedik. Her şeye rağmen direndik ve direneceğiz. Asla komplonun tamamlanmasına izin vermeyeceğiz ve komplo bertaraf edilinceye kadar savaşmaya ve direnmeye devam edeceğiz."

'ÖZGÜR YAŞAMIN AĞLARINI ÖRECEĞİZ'

YJA-Star Askeri Konsey Üyesi Rûken Jîrkî, şunları da kaydetti:
"YJA-Star gerillaları olarak bizimle her koşulda ve bütün komplolara rağmen yoldaşlık yapan, bize yoldaşlığıyla ve özgürlüğe olan aşkıyla can veren Güneşimize, Önderliğimize bugünkü başarılarımızı borçluyuz. APOCU Kadın Militanlar olarak yürütülen direnişlerde öncülük yaptık ve yapmaya devam da edeceğiz. Kadın öncülüğünde yürütülen bu savaş büyük bir hakikati ortaya çıkardı. Kadın her anlamda kendisini örgütleyerek Ortadoğu devrimine öncülük ediyor. Bin yıllar önce Mamreşo gibi alanlarında bulunduğu Zagros silsilerinde tanrıçalar taht kurmuş, yalancı ve zalim erkeğe karşı direnmiştir. Tarihten günümüze kadar bu direniş kesintiye uğramadan farklı biçimlerde kendisini günümüze kadar taşırmıştır. Bugün bu kutsal direniş bayrağı YJA-Star gerillalarının ellerinde onurluca dalgalanmaktadır. Bu savaş bin yılların bize dayatılan kölelik sisteminden intikam savaşıdır. Bu savaş akbabaları yok etme savaşıdır. Bu temelde öncüleşen kadın gerçeği tecridi kıracak ve Güneşle beraber özgür yaşamın ağları örülmeye devam edecektir."