Tevgera Azadî öncülüğünde yapılan açıklamaya siyasi partiler ve aktivistler destek verdi.
Süleymaniye’deki Irak Ofisi önünde yapılan açıklamada, 20 Mayıs’tan bu yana Irak ordusunun Maxmur’u tel örgülerle kuşatmak için harekete geçtiği ve kamp halkından iki kişiyi yaraladığı hatırlatıldı.
MÜLTECİ HAKLARINDAN YARARLANAMIYORLAR
Açıklamada, Maxmur halkının 29 yıl önce zulüm ve saldırılardan dolayı Kuzey Kurdistan’dan göç etmek zorunda kaldığı vurgulandı.
Tevgera Azadî, “Kurdistan Bölgesi hükümeti ve Irak aralıksız bir şekilde bu kampa yönelik kanunsuz bir yaklaşım içerisinde. Kamp halkı, mülteci haklarından yararlanamıyor” dedi.
Türk devletinin onlarca kez kampa hava saldırısı düzenlediğini belirten Özgürlük Hareketi, bu saldırılarda çok sayıda kişinin şehit düştüğü veya yaralandığını belirterek, “Bölgesel ve merkezi hükümetin görevi, onları korumak ve bu saldırıların önüne geçmektir” diye ekledi.
TÜRK DEVLETİ ‘SU SAVAŞI’ TEHDİDİNDE BULUNMUŞ
Açıklamaya göre son üç gündür yapılan görüşmelerde, Iraklı yetkililer kamp yöneticilerine, kampın dağıtılmaması halinde Türkiye'nin Irak’a su savaşı başlatma tehdidinde bulunduğunu söyledi.
KAMPI DAĞITMAK İSTİYORLAR
Tevgera Azadî, “Türkiye'nin isteği üzerine kampı çevrelemek, çitler ve kuleler yapmak istiyorlar. Tüm bu planları KDP, Türkiye ve Irak iş birliğiyle hayata geçirmek ve zaman içerisinde kampı dağıtmak istiyorlar” dedi.
Maxmurlu mültecilerin 29 yıldır bu topraklarda yaşadığını ve sığınma talebinde bulunduğunu belirten Tevgera Azadî, Irak ve bölge hükümetinin onlarca kez kampta ev ev dolaşmalarına rağmen tek bir kanun dışı işe rastlamadığını vurguladı.
KDP HİZMET EDECEĞİNE ABLUKAYA ALDI
“KDP onlara hizmet edeceğine 4 yıldır yollarını kapatmış durumda” diyen Tevgera Azadi, “Hamile kadınların Hewlêr ve Süleymaniye hastanelerine gitmesine bile izin vermiyorlar. Kurdistan Toplumu Özgürlük Hareketi olarak Irak hükümetinin bu girişimini kınıyoruz. Maxmur halkını siyasi mesele haline getirmelerini ve hükümetin sorunları siyasi ve uluslararası yollarla çözmelerini talep ediyorlar” diye belirtti.
Daha sonra Kürdistan Demokratik Halk Partisi, Emekçiler Partisi ve Kürdistan Komünist Partisi adına bir açıklama yapıldı.
Açıklamada merkezi Bağdat hükümeti ve ilgili tüm çevrelere çağrıda bulunularak, kampı kontrol altına almaya çalışmaktan vazgeçmeleri istendi. Sol partiler, Birleşmiş Milletleri de kampı koruma görevini yerine getirmeye çağırdı.
KNK: BÜYÜK BİR TEHLİKE VAR
KNK adına Salar Mehmudî, tüm özgürlük yanlıları ve insanlık dostlarına seslenerek, “Kurdistan bölgesi büyük bir işgal tehdidi altında bulunuyor. Türkiye devleti Irak’taki ortakları ile birlikte özgürlük yanlılarının sesini kısmaya çalışıyor” dedi.
Irak devletini uluslararası yasalara göre Maxmur’a yaklaşmaya çağıran Mehmudî, “BM korumasındaki bir mülteciler kampına saldırı düzenlemek ve çembere almak, büyük bir tehlikeye işaret ediyor. Tehlike insanlığa ve Kurdistan’a yöneliktir” diye belirtti.
OMAR: GÜVENLİK VE SU İLE BAĞLANTILI
Irak Parlamentosu Göç ve Göçmenler Komisyonu Üyesi Soran Omar, "Ciddi çalışmalar yapacağız, bu konuda zaten çalışmalar yaptık. Bir süredir Maxmur'un sorunları konusunda ilgili taraflarla diyalog halindeyiz. Maxmur'da yaşananlar Irak ve Türkiye'nin ortak planıdır. Güvenlik ve su konusuyla bağlantılıdır” dedi.
Kampa yönelik baskıların siyasi olduğunu ve Türkiye’nin Irak’a yaptığı baskılardan kaynaklandığını söyleyen Omar, “Bu kamplar siviller, kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. Türkiye'nin talebi ile baskı altına alınamaz. Elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
MAXMUR ULUSAL MESELEDİR
Türk devletinin dron saldırılarına da dikkat çeken Omar, “Maxmur için ne gerekiyorsa yapacağız, çünkü ulusal bir meseledir. Bağdat’taki tüm parlamenterlerin ses çıkarması gerekiyor” dedi.