Urfa'da cezaevlerinde çok sayıda hak ihlali

ÖHD, Urfa'daki cezaevlerine dair rapor hazırladı, çok sayıda hak ihlalinin yaşandığını açıkladı. Dernek, bağımsız denetim mekanizması kurulması gerektiğini belirtti.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Urfa'daki 1 ve 2 Nolu T Tipi ile Siverek T Tipi cezaevlerindeki hak ihallerine dair hazırladığı raporu dernek binasında açıkladı. ÖHD Urfa Şubesi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Ayşe Şehriban Demirel, başvurular üzerine cezaevine giderek 3 aylık rapor hazırladıklarını belirtti. Demirel, cezaevlerinde uzun zamandır devam eden hak ihlallerinin tüm başvurulara rağmen ortadan kaldırılmadığını kaydetti.
Raporda, Urfa'daki 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde S.D., S.Ç., İ.D., İ.K. ve O.A., Urfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde E.G., A.B., Ş.M. ve E.G., Siverek T Tipi Kapalı Cezaevi’nde ise A.G. ve İ.A. ile görüşmelerin yapıldığı aktarıldı.
Raporda şu hususlara dikkat çekildi:


1 NOLU CEZAEVİ
 
* Urfa 1 Nolu Kapalı Hapishanesi’nde mahpuslar ile yapılan görüşmeler sonucunda 2021 ve 2022 yılında derneğimiz tarafından raporlaştırılan daha önce belirtilen birçok sorunun varlığını hala koruduğu, mahpusların pandemi sebebiyle yaşadıkları tecridin halen devam ettiği, tüm iletişim olanaklarının bu süreçte kısıtlandığı belirtilmiştir.
 
* Görüşme yapılan mahpuslar; bazı gazete ve dergilerin verilmediğini, iletişim haklarının ihlal edildiğini, cezaevi dışından gönderilen kitapların ve mektupların çok geç ulaştığını, yine kendilerine gönderilen kargoların çok bekletilerek geç verildiği ya da verilmediğini aktarmışlardır.
 
* Cezaevlerinde son yapılan düzenleme ile telefon görüş haklarının görüntülü olarak kullanılmaya başlandığını ancak siyasi koğuşta bulunan mahpuslar olarak idare tarafından bu hakkın kullanılmasının engellendiğini, telefon görüş hakkının adli mahpuslara göre dakikasının da az olduğunu bu şekliyle idarenin ayrımcı davrandığını aktarmışlardı.
 
* Cezaevi tarafından verilen yemeklerin çok sağlıksız ve yenilemediğini bununla ilgili cezaevi idaresine dilekçe verdiklerini ancak herhangi bir düzelmenin olmadığını, hijyen koşullarının sağlanmadığını, su ve elektrik sıkıntısı yaşadıklarını kronik rahatsızlığı ve diş/göz problemi olan arkadaşlarının olduğunu hastane sevklerinin yapılmayarak tedavilerinin edilmediklerini ya da sürüncemede bırakıldığını bu nedenle sağlık sorunlarının artığını belirtmişlerdir.
 
* Cezaevi idaresine yazdıkları dilekçelerin cevapsız bırakıldığını görüşme taleplerinin kabul edilmediğini, idarenin mahkumlara yönelik insan onuruna yakışır davranmadığı ayrıca yaşadıkları sorunları çözmekten ziyade daha fazla sorunların arttığını aktarmışlardır.
 
* Pandemi süreci uzun zamandır devam etmekte bununla birlikte cezaevi içinde hak ihlallerinin artığını ortak ve diğer etkinlikleri (kütüphane, kurs vb.) yapamadıklarını, sadece spora izin verildiği, ancak kapalı alanda sınırlı bırakıldığını aktarmışlardır. Yine pandemi sürecinin cezaevi idaresince hak ihlalleri için bahane edildiğini belirtmişlerdir.
 
* Cezaevi idaresince gözlem kurulu oluşturularak mahkumların baskı altına alındığı, cezai müeyyide olarak sürgünler gerçekleştirildiği aktarılmıştır.
 
* Mahpuslar ile yapılan görüşmede en çok yaşadıkları sorunun iletişim sorunu olduğunu, dilekçe, mektuplaşma, telefon vs. iletişim araçlarında idare tarafından çeşitli engellemeler ile karşılaştıklarını, kurum içi mektuplaşmanın yasak olduğunu, bu sorunların pandemi süreci ile daha çok arttığını belirtmişlerdir.
 
* Cezaevi idaresince her davranışlarına disiplin cezası şeklinde hukuka aykırı cezaların verildiğini, disiplin cezaları ile iyi hallerinin etkilendiğini, idarenin bunu kronik hale getirdiğini aktarmışlardır.
 
* Cezaevi idaresince haftalık keyfi aramalar yapıldığı, aramalarda keyfi el koymalar yapıldığı, aynı şekilde açık görüş süresinde sınırlamalara gidildiği, açık görüş sırasında idari personeli izin almaksızın görüş alanına girdiği, görüş sırasında psikolojik baskı uygulandığı idarenin bunu kronik hale getirdiğini aktarmışlardır.
 
* Yine bulundukları koğuşlarda yaşlı ve ağır hastalığı olan mahpusların olduğunu onlara yönelik sağlık haklarının ihlal edildiğini, gerekli tedavi ve sevklerin olmadığını, cezaevinde kendi yaşamlarını idame ettiremeyecek durumda olduklarını aktarmışlardır.
 
2 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ
 
* Cezaevi idaresi tarafından genel olarak psikolojik şiddete maruz kaldıklarını, infaz koruma memurlarının provoke edici davranışlarda bulunduklarını, keyfi olarak haftada 2-3 kez koğuş aramaların yapıldığı bunun sistematik hale geldiğini, aramalar sırasında zaruri eşyalarının bile alındığını ve bu aramaların kötü muameleye dönüştüğünü aktarmışlardır.
 
* Mahpuslara avukat görüşmesi sonrası X-Ray cihazından geçmek suretiyle arama dayatıldığı, diğer cezaevlerinde olmayan bir uygulama olduğu ve aynı zamanda bu uygulamanın mahpuslara karşı kötü muameleye dönüştüğünü aktarmışlardır.  
 
* Yazdıkları dilekçelerin ve mektupların yerine ulaşmadığını, yazılı başvurularının yanıtsız bırakıldığını, dilekçelere idare tarafından numara verilmediğini, iletişim konusunda sıkıntı yaşadıklarını, bu sorunların özelikle pandemi süreci boyunca artarak devam ettiğini belirtmişlerdir.
 
* Telefon görüş hakkının siyasi koğuşlarda haftada 10 dakika, adli mahpusların 30 dakika görüşme yapabildiğini, bu şekliyle idarenin ayrımcılık yaptığını aktarmışlardı.
 
* Televizyon ve radyo olduğunu ancak sadece cezaevi idaresinin izin verdiği kanalların olduğunu, Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerine, bazı kitap ve dergi alamadıklarını idarenin izin vermediğini belirtmişlerdir.
 
* Kötü koşullarda hastaneye götürüldüklerini, gidiş dönüşlerin işkenceye dönüştüğünü ve karantina koğuşlarında makul süreden fazla tutulduklarını aktarmışlardır.  
 
* Zaman zaman infaz memurları ile sorun yaşadıklarını ancak idare tarafından bu durumun görmezden gelindiğini, bundan cesaret alıp gerekli özeni göstermediklerini, infaz memurlarının mahpusları disiplin soruşturması ile tehdit ettiklerini aktarmışlardır.
 
* Sosyal etkinliklere spor dışında çıkamadıklarını, sporun da diğer koğuşlar ile ortak olmadığı, haftada bir gün bir saat ve kapalı alanda yapıldığını, diğer sosyal/kültürel haklarından faydalanamadıklarını, hobi için talep ettikleri kursların açılmadığını, ekonomik olarak çok zorlandıklarını, her koğuşun elektrik faturalarının çok yüksek olduğunu aktarmışlardır.
 
KADIN TUTSAKLARIN SORUNLARI
 
* Görüşme yapılan kadın mahpusların özgün yaşadıkları sorunlar ise; genel olarak kadınların sık yaşadığı sorun, kişisel eşyalara ulaşma noktasında özel günlerinde kullanmak için ped, şampuan vs. ile ilgili sıklıkla sorun yaşadıklarını, cezaevi idaresince ihtiyaçlarının karşılanmadığını, kantinde satılan her şeyin çok pahalı olduğu, cezaevinde genel olarak ekonomik koşuları açısından zorlandıklarını aktarmışlarıdır.
 
* Koğuş değişikliği sırasında sorun yaşadıklarını, bulundukları cezaevinde çok fazla sürgün olduğunu, bu nedenle koğuşlarda az kişi oldukları (2-3), zaman diğer koğuşlara geçmek istediklerinde idarenin talepleri keyfi bir şekilde yerine getirmediğini beyan etmişlerdir.
 
* Kaldıkları koğuşların çok kirli olduğunu, temizlik talebinde bulunduklarını ancak idarenin koşulları sağlamadığını, kendi imkanları ile temizlik yaptıklarını, cezaevi yönetiminin hijyen malzemeleri vermediğini, cezaevi yönetiminin cezaevinin temizliğine önem vermediğini ve hastalıktan korunmaları için bir çaba içinde olmadıklarını aktarmışlardır.
 
SİVEREK 1 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ
 
* Mahpuslar ile yapılan görüşmede en çok yaşadıkları sorunun iletişim sorunu olduğunu; dilekçe, mektuplaşma, telefon vs. iletişim araçlarında idare tarafından çeşitli engellemeler ile karşılaştıklarını, kurum içi mektuplaşmanın yasak olduğunu, bu sorunların pandemi süreci ile daha çok arttığını belirtmişlerdir.
 
* İdari Gözlem Kurulu çeşitli bahanelerle koşullu salıverme hakkı kazanan mahkumların kazanımını yerine getirmemekte olduğu dile getirilmiştir. Bu hakkın yerine getirilmesi için yetkililerle görüşme talebinin kabul edilmediği belirtilmiştir.


'ETKİLİ DENETİM GEREKİYOR'


Raporun sonuç kısmında ise şöyle denildi:


"Ağır hasta mahpusların durumları, cezaevinin fiziki koşulları ve mahpuslara hukuka aykırı gerçekleştirilen muameleler, ihlal edilen hakları ile özellikle pandeminin ağır koşulları hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiği tespit edilmiştir. Cezaevlerinde süre gelen hak ihlalleri ve Koronavirüsün (Covid-19) yarattığı etkiler nedeniyle artan hak ihlalleri ulusal ve uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde 'bağımsız' denetim mekanizmalarının oluşturulması için devlet yetkililerini derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir. Ayrıca söz konusu kapalı ceza infaz kurumlarında yaşanan hak ihlallerine karşı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesini (CPT), Adalet Bakanlığını ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet ediyoruz."