Van’da OHAL sürüyor: Eylem-etkinlikler 4 yıldır yasak

Van Valiliği tarafından yaklaşık 2 bin 35 gün önce uygulanmaya başlayan eylem ve etkinlik yasağı yeniden uzatıldı. Yasak nedeniyle Van’da 4 yıldan daha fazla bir süredir neredeyse tek bir sanat etkinliği düzenlenemiyor.

Türkiye'de 15 Temmuz 2016’da yaşanan iktidar çatışmasının ardından bunu fırsat bilen AKP hükümeti, Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etti. İlan edilen OHAL döneminde 120 bin kişi işine son verilirken, yüzlerce TV, radyo ve gazete kapatıldı. 10 bin kişinin de tutuklandığı OHAL süreci 20 Temmuz 2018'de sona erdi. OHAL'in kalktığı resmi olarak açıklandı ama Van’da OHAL bitmedi. Hükümet tarafından kaldırıldığı belirtilen OHAL Van'da 15 günde bir uzatılan eylem ve etkinlik yasağı ile devam etti.

Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, kendisine bu konuda sorulan sorulara kapalı kapılar ardından ‘Bizi aşan bir şey’ yanıtını verdi ama onları 'aşan şey'in ne olduğuna ilişkin bir açıklama yapmıyor. Van gibi her yıl on binlerce turistin ziyaret ettiği bir kentte 4 yıldır ne bir festival düzenlenebiliyor ne de bir konser. Hatta geçmiş yıllarda sürekli olarak düzenlenen kitap festivali dahi yapılamadı.

HUKUKÇULAR: AMAÇ HDP’Yİ ETKİSİZ KILMAKTIR

Eylem ve etkinlik yasağının geldiği boyutları ANF’ye değerlendiren Hukukçu Sevda Aydın, 15 Temmuz 2016’dan bu yana Van’da üç valinin değiştiğini ama yasağın ısrarla sürdürüldüğüne dikkat çekti. Yasağın verilen karar ulusal ve uluslararası mevzuata uygun olup olmama boyutundan ziyade kararın vatandaşın hakkını ihlal eden ve yetkinin kötüye kullanma boyutuna ulaşan yönüyle tartışılması gerektiğini vurgulayan Aydın, "Bu yetkinin kaynağı OHAL düzenlemeleri ve OHAL döneminde çıkartılan düzenlemelerdir ve bunların kendisi bile başlı başına hukuksuzluktur. Bir laf vardır, zehirli ağacın meyvesi yenmez diye. OHAL hukukunu da bu zehirli ağaca benzetebiliriz" diye konuştu.

AYDIN: VAN HALKI 2016’DAN BU YÖNE SIKIYÖNETİM YAŞIYOR

Valiliğin bu yetkiyi kamu yararına değil, kamunun aleyhine kullandığını dile getiren Aydın, valilerin verilen yetkiyi Van’da muhalefetin oluşmaması için art niyetli bir şekilde üç yılı aşkın süredir kullandığını kaydetti. Bu yetkinin kısa süreli ve ani durumlarda kullanılabileceğini söyleyen Aydın, "Bir kentte dört yıldan fazla bir süre boyunca eylem etkinlik yasağı uygulamasının hangi hukukta yeri olabilir. Eğer kendini hukuk devleti olarak tanımlıyorsan vatandaşın vatandaş olmaktan doğan haklarını hukuksuz bir şekilde kısıtlayamazsın. Üstelik bahsettiğimiz haklar anayasa ve AİHS gibi hem ulusal hem uluslararası mevzuatta hak olarak tanımlanmış olsun.

Anayasa demişken bakın anayasaya göre kişinin barışçıl gösteri ve yürüyüş hakkı var. Bu hak AİHS ile de garanti altına alınmıştır. Peki, sormazlar mı Van valisi mi büyük, anayasa mı? Bilmekteyiz ki sıkıyönetim ilan dönemlerinde kimi kişi hak ve hürriyetleri askıya alınır. Van’da sıkıyönetim ilan edildi de bizim mi haberimiz olmadı? Van valisi bu kentte 2016 yılından beri bu halka sıkıyönetimi yaşatıyor. Vali, sıkıyönetim koşulları olmadan ili yönetemiyor mu?" ifadelerini kullandı.

BU YASAK HDP’Yİ SOKAĞA ÇIKARMAMA YASAĞIDIR

"Bu yasağın keyfi olduğunu görmek için hukukçu ve siyaset bilimci olmaya gerek yok" diyerek sözlerini sürdüren Aydın, "Bu keyfiyet AKP yasak olmayan stant etkinliğinin HDP’ye yasak olmasını her vatandaş kavrayabilir. Bu yasak valiliğin çifte standart kararlarından kaynaklı HDP’yi sokağa çıkarmama yasağı olarak adlandırılabilir. Van valiliği yasak gerekçesinde sürekli olarak olmayan bir tehlikeyi dile getiriyor. Peki, vatandaş sormaz mı hangi tehlike, hangi saldırı ihtimalinden söz ediliyor. Nasıl bir tehlike ki 4 yıldır bitmiyor.

Varsayalım ki böyle bir ihtimal var. Vali bu görevinde bu kadar mı aciz ki tehlikeyi bertaraf edip vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayamıyor mu, yasak üzerine yasak ilan ediyor. Vatandaş demez mi 3 yıldır güvenliğimi sağlayamıyorsan istifa et diye. Yasağın sadece Van’da sürekli hale gelmesi de çok ilginç. Varsa bir tehlike neden sadece Van’da var" diye sordu.

HUKUKÇU ERTAN: HUKUK DEVLETİ DEĞİL, KANUN DEVLETİ OLMANIN BİR SONUCU

Hukukçu Cahit Ertan da söz konusu yasağa gerekçe olarak bazı kanun maddeleri gösterilse de bu kanun maddelerinin hukuki olarak sıkıntılı olduğunu dile getirdi. Hukuk devleti olmak ile kanun devleti olmak arasında fark olduğunu belirten Ertan, "Bu yasaklama kararın (idari işlemin) yasal dayanağı olarak; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 17. maddesi, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunun 11/C maddesi, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 11/m maddesi gösteriliyor ve bu dayanaklar çerçevesinde yasaklamalar yapılıyor. Oysaki bu dayanaklar yasal dayanak olmakla birlikte hukuki değildir.

Van’daki yasaklamaların temel dayanağı 2911 sayılı kanunun 17. Maddesidir. Bu maddenin açık hükmünde, mülki amirlerin somut ve belirli bir toplantıyı erteleme veya yasaklama kararı alabilmesi mümkündür ancak soyut ve belirsiz olarak, 3 yıl sürekli tüm toplantıları yasaklamak mümkün değildir bu hükme göre. Üstelik emredici bir hükümdür bu" dedi.

VALİ HANGİ TEHLİKEDEN SÖZ ETTİĞİNİ AÇIKLAMALIDIR

Diğer yandan, belirli bir toplantının yasaklanabilmesi için, suç işleneceğine dair açık ve yakın bir tehlikenin varlığının da zorunlu olduğunu belirten Ertan, "4 yıldır Van'da durmaksızın devam eden, açık ve yakın bir tehlike mi söz konusudur, eğer böyle bir tehlike var ise bu tehlikenin ne olduğunu da Valilik kararında bildirmek zorundadır. Aksi halde bu kararlar keyfi kararlar olmaktan öteye gitmez. Söz konusu kararlar keyfilikten alınan kararlar ise, halka, hukuka, demokratik hukuk devletine değil, belli bir siyasi anlayışa, bir zümreye, bir güce hizmet eder.

Van valiliğinin bu şekilde yaklaşımı ve kararları kabul edilmemekle birlikte, şehirdeki birçok siyasi parti, sivil toplum kuruluşu, demokratik platformlar tarafından endişeyle takip edilmekte ve kabul görmemektedir. Bildiğim kadarıyla Van valiliğinin bu idari işlemlerine karşı Van Barosu da defalarca dava açmıştır fakat bu davalarda da henüz bir sonuç alınamamıştır" şeklinde konuştu.

BU YASAK SADECE VAN’DA UYGULANIYOR

Van valiliğinin bazı zamanlarda çifte standartlı davranarak, hukuki olmayan bu kararı ihlal ettiğini vurgulayan Ertan, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Yakın zamanda AKP’ye, üye kayıt standı açmaya verilen izin, aynı çalışma için HDP başvuru yapınca, hukuki olmayan bu karar gerekçe gösterilerek, reddedildi. Buna benzer birçok örnek son 3 yıl içinde defalarca yaşandı. Bu yasak şu an itibariyle Türkiye’nin başka hiçbir yerinde uygulanmamaktadır. Bu durum da akla bazı soruları getiriyor. Özellikle Van'da uygulanmasının nedeni nedir? Van'da var olabilecek tehlike nedir ki bu kararlar alınmaya devam ediyor?

İnsanların etkileşim ve iletişim yollarından biri de gösteri ve yürüyüş haklarını kullanmaktır. İnsanların kullanmak istediği bu hakkın sınırlandırılması insanları tekdüze hale getirmek ve farklılıkları kabul etmemek anlamına gelir. Farklılıkları kabul görmeyen insanlar, yaşadıkları ve ait oldukları topraklarda kendilerini huzursuz ve mutsuz hissetmesine neden olur. Devletin ve idarecilerin görevi, vatandaşının farklılıklarını reddedip onları mutsuz ve huzursuz etmek değil aksine anayasal olan haklarını koruyarak bu farklılıkları güçlendirip korumak ve bu farklılıklara sahip vatandaşını da mutlu etmektir."