Werxelê iradesi gerillanın direniş manifestosudur
Tüm kazanımlarıyla devam eden tünel savaşlarının taktik çizgisini belirleyen direniştir Werxelê direnişi. Werxelê savaşçılarının duruşu, bugün hala direnişin en canlı hafızası, manifestosudur.
Tüm kazanımlarıyla devam eden tünel savaşlarının taktik çizgisini belirleyen direniştir Werxelê direnişi. Werxelê savaşçılarının duruşu, bugün hala direnişin en canlı hafızası, manifestosudur.
Medya Savunma Alanları’nda bir dönemin direniş destanını yazan Werxelê savaş tünellerinde direnen 17 özgürlük gerillasının kimyasal gazlar ve yasaklı patlayıcılarla vahşice katledilmesinin üzerinden üç yıl geçti.
Werxelê direnişçilerinden Celal Fedakar, Jînda Ronahi, Amara Çiya, Özgür Bedran, Mazlum Batman, Azad Gerîla ve Adil Qaşurî, 23 Eylül 2021’de; direnişin komutanlarından Cumali Çorum ve Çavrê Kamuran ile beraber Mahîr Kop, Amara Zagros, Dilvîn Dalaho, 5 Ekim 2021’de; Têkoşer Zagros, Hêvîdar Tirbespî, Yerîvan Kato, Binevş Çiya ve Adil Gabar ise 10 Ekim 2021’de Werxelê savaş tünellerinde çağın en barbar saldırısına karşı, çağın en onurlu insanlık duruşunu göstererek şahadete ulaştı. Aradan üç yıl geçmesine rağmen bugün tüm kazanımlarıyla devam eden tünel savaşlarının taktik çizgisini belirleyen direniştir Werxelê direnişi. Sanki bugün yaşanmış gibi hala acısı taze olan 17 gerillanın şahadeti, aynı yolda direnen gerillaların en büyük intikam sözüdür. Sadece tünel savaşlarının taktik perspektifin netleşmesi anlamında değil, aynı zamanda gerillanın tünel direnişlerine yüklediği büyük manevi anlamların da yapıcısı olan Werxelê savaşçılarının duruşu, bugün hala direnişin en canlı hafızası, manifestosudur.
DÜŞMANIN İMHA SALDIRILARI BOŞA ÇIKARMAK İÇİN
Gerilla, Medya Savunma Alanları’nın işgal edilmesi planına karşı alan savunması stratejisinin taktik esaslarını geliştirmek ve uygulamak için olağanüstü bir hareketlilik ve çalışma içerisindeydi. Her yerde savaş tünelleri inşa edildi. Dönemin savaş teknolojisi karşısında aktif savunma yapabilmenin en etkili yolu yer altı sistemleri inşa etmek, burada yaşam alanları ve savaş mevzileri oluşturarak düşmanın imha politikasını boşa çıkartmaktı. Gerilla, 2021’in başlarında da bir an bile durmamıştı. Bazen yalnızca kazma ve küreklerle Kürdistan dağlarının sağlam ve dayanıklı kayalıklarının içinde yüzlerce metre tünel kazdılar, mevzilerini bu tünellerin içerisinde inşa ettiler, bütün yaşam ve savaş altyapısını bu tünellerin içine taşıdılar. Bu, yaşanacak büyük savaşın hazırlığıydı. Düşmanın saldırıları gerillanın hiç tahmin etmediği, gafil avlandığı bir saldırı olmayacaktı. Rêber Apo’nun dediği gibiydi yani, ne eskisi gibi yaşanacak ne de eskisi gibi savaşılacaktı. Tahminleri tutmayan, gafil avlanan, gerillanın öngörüsü ve hazırlıkları karşısında taktik tıkanma yaşayan, tünel kapılarında kendi kanlarında boğulan Türk ordusunun askerleriydi...
ÖNEMLİ BİR EŞİKTİ WERXELÊ
Werxelê, 2021’de tünel savaşlarının en görkemli yaşandığı mevzilerden birisiydi. Aradan üç yıl geçmiş olmasına rağmen hala dilden dile dolaşan, yarattığı tecrübelerle tünel savaşlarının gerçek perspektifini ortaya koyan mevzidir Werxelê savaş tünelleri. Cumali, Çavrê, Amara ve Mahirlerin mevzisi... Werxelê savaş tünelleri, faşist Türk ordusunun bölgedeki ilerlemesinin durdurulması için önemli bir mevziydi. Türk ordusunun işgal saldırılarını, başta Zap olmak üzere diğer alanlara taşırmak için aşması gereken önemli bir eşikti Werxelê. Başta Komutan Cumali ve Çavrê olmak üzere o günlerde o mevzide yer alan gerillaların hepsi bu gerçekliğin farkındaydı. Türk ordusu, Werxelê’ye yaklaşmadan önce Mamreşo, Arisfaris, Mervanos, Dola Konferans, Dola Mara’da yaşanan direnişler, Werxelê direnişçileri için önemli tecrübeler yaratmıştı. Düşmanın yönelimi ne şekildedir, savaş mevzilerinin eksikliklikleri nelerdir, doğru olarak bilinen yanlışlar nelerdir, alan savunmasını nasıl yapılmalı, kimyasal gazlara karşı nasıl tedbir alınmalı konularında ciddi bir birikim açığa çıkmıştı. Bu Werxelê savaş tünellerini avantajlı bir konumda olmasını sağlayan büyük şanslardan bir tanesiydi.
WERXELÊ’DE 120 GÜN SÜREN DİRENİŞ
Werxelê’de yapılan mevzi hazırlıklarının dışında, o mevziyi gerçek anlamda bir direniş mevzisi yapan, o mevzinin direnişçilerinin karakteriydi. Onlar tam anlamıyla 14 Temmuz ruhu ile direnecekti. Werxelê direnişi için bir araya gelen yapı sıradan bir yapı değildi. Tesadüfi ya da rastgele orada toplanmış bir gerilla grubu değillerdi. Her birinin orada bulunmasının bir amacı vardı. Hepsi bir eksiği tamamlıyor, her biri diğerini tamamlıyordu. Onlar bir düşüncenin etrafında mevzi tutmuş 17 çelikten yürekti. 120 gün boyunca alçak Türk askerlerinin ahlaksız yaptırımlarına karşı direnecek ama teslim olmayacaktı. Dayatılan her teslimiyet çağrısında Sakine Cansız gibi yüzlerine tükürecek, Kemal Pir gibi onurlu yaşamı uğrunda ölecek kadar çok sevecek, İbrahim Kaypakkayalar gibi ser verecek ama sır vermeyeceklerdi... Bu anlamda Werxelê direnişi, bu sisteme karşı tüm direnişlerin bir özetiydi. Onlar nasıl tesadüfi olarak bir araya gelmediyse tesadüfi olarak da 120 gün direnmedi. Nasıl direneceklerini, nasıl bir duruş sergileyeceklerini daha ilk gün, daha Werxelê savaş tünelinin kapısından içeri girdiklerinde biliyorlardı. Bu yüzden o 17 gerilladan biri bile Türk ordusunun karşısında ellerini kaldırmadı. ‘Belki Türk ordusu cenazelerimizin bu tünelden çıkışının görüntülerini çeker her yerde yayınlar ama asla bir gerillanın bu tünellerden elleri havada dışarı çıktığını görüntüleyemeyecek’ demişlerdi, öyle de oldu. Türk ordusunun Werxelê savaş tünellerinde çektiği tek görüntü üst üste kullandıkları yasaklı patlayıcıların patlatılma anıydı. Kendi suçlarını belgelemekten başka hiçbir şey yapamamışlardı. Evet, 120 gün boyunca Werxelê savaş tünellerinden tek bir ihanetçi bile çıkmadı. Bu toprakların esas sahipleri, Orta Asya’nın köksüz ve asılsız göçmenlerine boyun eğmeyecekti. Çünkü o mevzide ihanetin ve iş birlikçiliğin değil, direniş ve zaferin tohumları ekilmişti.
BURAYA KADARMIŞ DEYİP ÖLÜMÜ BEKLEMEDİLER
Savaşın devam ettiği günlerde Werxelê savaş tünelinin önünde onlarca Türk askeri öldürüldü, gerillalar her eylemde yüzlerce kilo patlayıcıya ve askeri malzemeye el koydu. Werxelê’de gerillanın yürüttüğü direniş, Türk devletinin hesaplarını dondurmuştu. Amaçları yaz bitmeden Werxelê’yi düşürmek ve Medya Savunma Alanları’nın diğer bölgelerine yönelmekti ama olmadı, Ekim ayı gelmişti ve gerilla hala direniyordu. Türk ordusunun o mevzideki çaresizliğinin adı kimyasal gazdı. Özellikle direnişin 90. gününün ardından çok şiddetli patlamalar yaparak, aralıksız bir şekilde kimyasal gaz kullandılar. Önceki direnişlerden kazanılan tecrübeler vardı, ancak düşmanın yönelimi önceki hiçbir yönelime benzemiyordu. Bu nedenle onlar kendi deneme ve pratikleriyle tedbirler geliştirdi ve diğer direniş mevzileriyle de bu tecrübelerini paylaştı. Bu anlamda da Werxelê direnişinin tünel savaşları tarihinde önemli bir yeri var. Savaş tünellerinde kazanılan birçok tecrübe, düşman saldırıları karşısında gerillanın bugün dahi kullandığı birçok yöntem, ilk defa Werxelê savaş tünellerinde denenmişti. Onlar bazen yaralanarak, bazen nefeslerinin kesilmesi uğruna, bazen de kimyasal gazlardan kaynaklı geçirdikleri krizlerle bu tecrübeleri edindi. Düşman saldırılarının karşısında hiç çaresiz kalmadılar, ellerinde ne varsa kimyasal gaz saldırılarını boşa çıkarmak için kullandılar. Hiçbir zaman yoğun gaz saldırıları altında pasif ve hareketsiz kalmadılar, ‘buraya kadarmış’ deyip ölümü de beklemediler. Onlar kendi kaderlerini kendi yazacaktı. Yaşamlarını hiçbir zaman tünellerinin önünde toplanmış o ne idiği belirsiz güruha bırakmayacaklardı. Savaşın içerisinde yeni mevziler inşa ettiler, yeni silahlar geliştirdiler, yeni yöntemler buldular ve bunların hepsini belgeleyip dışarıyla paylaşmasını bildiler. Türk ordusu her gün Werxelê kayalıklarını bombardımana tutuyordu, her gün bir parça tuzla buz oluyordu Werxelê uçurumlarından. Werxelê direnişçileri her vuruşta o enkazın altından başlarını çıkarıp göğe uzanır gibi çıkıyor, her bombardımandan sonra adeta kendilerini küllerinden yeniden yaratıyorlardı.
KUTSAL AMAÇ UĞRUNA CAN VERİYORUZ
Werxelê’de şehadete ulaşan gerillalar, birbirlerini kimyasal gazların içerisinde kurtarmaya çalışırken şehit düştüler. Her biri kendinden öncekinin ardından gidiyordu o gazın içine. Her biri kendinden öncekini kurtaracaktı. Böyle bir kenetlenme, böyle bir yoldaşlıktı Werxelê’de yaşanan. Bu nedenle o mevzi, yalnızca düşmana karşı savaşma ve eylem yapma mevzisi de değildi. Onlar o kuşatmanın altında, o tünelin içinde büyük maneviyatlar ördüler. Yaşam nedir? Ölüm nedir? İnsan hangi değerler uğruna canını vermeli? Bir halkın onurunu temsil etmek nedir? Her gün bunlar üzerine yoğunlaşılan, o devranın dervişlerinin dergahıydı Werxelê. Kaldı ki şehit düşmeden kısa bir süre önce de “Eğer burada şehit düşersek de kimse gam yemesin, biz kutsal bir amaç uğruna can veriyoruz, bu yolculuk bizi hiç korkutmuyor’’ demişlerdi. Werxelê savaş tünellerinde, 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu direnişçilerinin ruhu dolaşıyordu. 17 gerilla, 120 günlük destanın yaratıcıları böyle karşılamışlardı ölümü. Teslim olmak yerine direnmenin onuru ve bir daha asla unutulmayacaklarını biliyor olmalarının huzuruyla... Eğer insan çelikten bir yüreğe sahip değilse nasıl olur da 120 günlük sistematik bir saldırı ve kimyasal gaz bombardımanlarına karşı direnebilir? Eğer insanın ruhu ve zihni bu kadar sağlam olmazsa nasıl olur da karanlık bir tüneli masmavi bir umut denizine dönüştürebilir?
Werxelê direnişçileri bütün Kürtlerin onurunu savundu, 21. yüzyılda da Kürtlerin başını yere eğdirmediler! Bu nedenle Werxelê direnişi tüm Kürdistan’ındır; unutulmamalı, hep hatırlanmalıdır.