Van Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde tutulan Bişar Yazıcı (52), sağlık durumunun ağırlaşması üzerine 23 Haziran'da Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada karaciğer yetmezliği tedavisi gören Yazıcı, akşam saatlerinde yaşamını yitirdi.
Yazıcı'nın cenazesi Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na (ATK) getirildi. Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanları Zeyyat Ceylan ve Gulistan Atasoy da ATK'ye gelerek aileye destek verdi.
30 GÜN ÖNCE DAHİ
Yazıcı’nın cenazesini ATK’den alan ailesi, Yazıcı’nın sağlık sorunları nedeniyle 3 kez tahliye talebinde bulunduklarını, karaciğer yetmezliğine rağmen doktorların ve ATK'nin “cezaevinde kalabilir” raporu verdiğini belirtti.
Yazıcı’nın abisi İrfan Yazıcı, kardeşinin 2014 yılından beri hasta olduğunu dile getirerek, defalarca tahliye olması yönünde Ankara, İstanbul ve Wan’da hastanelere başvurduklarını ifade etti. Kardeşinin 30 gün önce Wan’da doktora gittiğini ve doktorun "cezaevinde kalabilir" raporu verdiğini sözlerine ekleyen Yazıcı, “Hastalığı ortadaydı, bütün doktorlar da hastalığını biliyordu. En sonda Van Bölge Hastanesi'nde iki haftaya yakın tedavi gördü. Karaciğerinin iflas ettiğini ve acilen naklinin gerçekleşmesi gerektiğini doktorların kendisi de söylüyordu. Sonra da buraya getirildi iki haftadır tedavi görüyordu. Doktorların müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi" diye konuştu.
‘ATK VE DOKTORLARDAN ŞİKAYETÇİ OLDUK’
Kardeşi için “cezaevinde kalabilir” raporu veren ATK ve doktorlardan şikayetçi olduklarını belirten Yazıcı, “Tutukluların ölümlerinin tek sebepleri doktorlar ve raporu verenlerdir” dedi.
Dört yıl önce Bişar Yazıcı’nın gizli tanık ifadeleriyle bir kez daha tutuklandığını ifade eden yeğeni Ejder Yazıcı da, "Dört ay tutuklu kaldıktan sonra serbest kaldı. Bırakıldıktan 3 yıl sonra tekrar eve baskın düzenlendi ve tutuklandı. Zaten kendisi uzun yıllardır hastaydı. Son 3-4 aydır hastalığı bayağı ilerledi. Bir ay önce Van Eğitim Bölge ve Araştırma hastanesine kaldırıldı ve burada ona ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verildi. Doktorlar iyi davranmıyordu. Hasta haliyle endoskopi yaptılar ve daha da rahatsızlandı. Sonra o haliyle yine cezaevine gönderdiler. Yine bir defa da İstanbul ATK’ye gönderildi ve hastalığına rağmen yine 'cezaevinde kalabilir' raporu verildi” bilgisini paylaştı.
‘TEDAVİ İÇİN ÇOK GEÇTİ’
Ailenin defalarca hastalığından dolayı tahliye talebinde bulunduğunu belirten Yazıcı, sadece kendilerinin değil avukatlarının da bu talepte bulunduklarına dikkati çekti. Yazıcı, “Bütün şerefli Kürt halkımızın başı sağ olsun, cenazemizi defnedeceğiz bu bizim için bir şereftir. Amcam 'cezaevinde kalabilir' raporları ve doktorların tutumları yüzünden yaşamını yitirdi. Siyasi tutuklu olduğu için Malatya ve Erzurum hastanesi tedaviyi günlerce bekletti. Sonra Diyarbakır’a sevk edildi. Diyarbakır kabul etti. Artık tedaviye başladıklarında her şey için çok geçti” diye konuştu.
Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'ndan Yazıcı'nın cenazesini alan aile bireyleri, defnetmek üzere Wan'a doğru yola çıktı. Cenaze Wan'ın Qelqelî ilçesinin Ergali Mahallesi'nde defnedilecek.