YBŞ’den öz savunmayı güçlendirme çağrısı

DAİŞ çetelerinin 3 Ağustos 2014’te Şengal’e yönelik düzenlediği soykırım saldırıların yıl dönümüne ilişkin açıklama yapan YBŞ, bölge halkına ve Êzidî toplumuna YBŞ ve YJŞ’nin etrafında kenetlenme ve öz savunmayı güçlendirme çağrısı yaptı.

Şengal’e yönelik DAİŞ çetelerinin düzenlediği soykırım saldırılarının yıl dönümüne ilişkin açıklama yapan Yekineyên Berxwedana Şengalê (YBŞ), “YBŞ ve YJŞ güçlerimiz 6 yıl içinde Şengal’in hem özgürleştirilmesi hem de savunulmasıyla güvenliğin sağlanması adına büyük bir rol oynamıştır. Şengal’in özgürleştirilmesiyle huzur ve güven ortamı oluşmuş, halkımız topraklarına dönmüştür. Şimdiye kadar binlerce aile Şengal’e dönüş yapmıştır ve bu, halkımızın tarihinde bir ilki ifade etmektedir” dedi.

“İşgalcilere karşı canını feda ederek mücadele sembolü haline gelmiş tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Özgürlük savaşçılarının halkı için ödediği bedelleri saygıyla selamlıyoruz. İnsanlık düşmanlarının eline düşen halkımızı özgürleştirmek en büyük sözümüzdür” denilen açıklamada şunlar belirtildi: “Şengal’de Êzidîlere yönelik DAİŞ tarafından yapılan 73’üncü fermanın yıl dönümünde Êzidî öncüleri Mam Zekî, Bexwedan, Zerdeşt, Pîr Hemîd, Nazê Naif ve Berîvanların Demokratik Federal Irak’ta Şengal özerkliğini kurma mücadelesini sürdüreceğimizi ifade ediyoruz.

Halkımız ve dünya kamuoyu iyi gördü ki halkımıza yönelik yapılan düşmanca saldırıların nedeni halkımızın örgütlenememiş olması, kendi öz gücünü kuramamış olması ve kendi siyasetini oluşturamamış olmasıdır. Bu nedenlerin dışında bir de halkımızın 73’üncü fermanın ardından bazı güçlerin kendini savunacağına inanmış olması yapılan saldırıların nedenini oluşturmaktadır. Şengal’i savunacağını iddia eden KDP, 73’üncü fermanda halkımıza sırtını döndü. KDP’nin bu saldırılarda oynadığı rolü başta halkımız olarak tüm halklar yakından gördü.

HALKIMIZ YAŞADIĞI FERMANLARDAN BÜYÜK DERSLER ÇIKARDI

Halkımız ferman sırasında kimin onlara sahip çıktığını görmüştür. İhanetçilerin onlara sırtını dönüp gidenler olduğuna şahit olmuştur. Bu nedenle halkımız özgürlük savaşçılarının büyük emeklerini asla unutmadı. Şengal’e ihanet edenlerin bu topraklarda yaşamasına izin vermedi. Bu topraklara ihanet edenler burada verilen ağır bedelleri karalamaya çalışıyorlar. Kendini yine toplumumuzun sorumlularıymış gibi göstermeye çalışıyorlar. Fermanın yanında yer alanlar kendi yüzlerine sürdükleri bu kara lekeden kurtulamayacaklar.

Halkımız şimdiye kadar yaşadığı fermanlardan büyük dersler çıkardı. Kendi öz gücünü oluşturarak demokratik ulus paradigması çerçevesinde kendi öz savunmasını yapıyor. Fermanlara verilecek en iyi cevabın demokratik ulus çerçevesinde kurulacak özerk bir Şengal yönetimi olduğunu halkımız iyi biliyor. Son fermanın ardından örgütlülüğünü güçlendiren halkımız düşmanların amaçlarına ulaşmasına asla izin vermeyecektir.

YBŞ ve YJŞ güçlerimiz 6 yıl içinde Şengal’in hem özgürleştirilmesi hem de savunulmasıyla güvenliğin sağlanması adına büyük bir rol oynamıştır. Şengal’in özgürleştirilmesiyle huzur ve güven ortamı oluşmuş, halkımız topraklarına dönmüştür. Şimdiye kadar binlerce aile Şengal’e dönüş yapmıştır ve bu, halkımızın tarihinde bir ilki ifade etmektedir. Halkımız daha önce yaşadığı katliamlar sonrası topraklarına dönme şansı bulamamış, göç etmek zorunda kalmıştır. Ancak 73’üncü fermana karşı YBŞ ve YJŞ güçleriyle birlikte halkımızın büyük direnişi, bu makus tarihi sonlandırmıştır. Tüm bunlar halkımızın ve bölge halklarının örgütlenmesini sağlayan demokratik ulus paradigması sayesinde olmuştur. Bu paradigma temelinde siyaset yürütülmüş ve bölge halklarının huzur ve güven içinde yaşaması için öz savunma güçleri oluşturulmuştur. Tüm bu gelişmelerde en büyük pay, direnişleriyle şehitlerimizin olmuştur. 6 yıldır süren mücadelemizde eğer ki kazanımlar elde ettiysek ve bugünlere ulaştıysak, Mam Zekî, Berxwedan, Dilgeş, Berîvan, Nûjiyan, Nazê Nayîf, Zerdeşt ve 400’e yakın şehidimiz sayesindedir.

ŞEHİTLERİMİZİN DİRENİŞ RUHU İLE DİRENİŞİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ

Bugün, başta 73’üncü fermandan sonuç çıkarmamış olan faşist Türk devleti ve işbirlikçilerinin saldırılarıyla yüz yüzeyiz. Böyle bir süreç yaşıyoruz. Halkımız, YBŞ ve YJŞ güçleriyle 3 Ağustos 2014’te, 73’üncü fermana nasıl karşılık verip sonuçsuz bırakmış ise; Şengal’in ve bölgenin güvenliği için nasıl büyük bir rol oynamışsak bugün de şehitlerimizin direniş ruhuyla direnişimizi sürdürüyor ve tüm saldırıların boşa çıkacağını belirtiyoruz.

Şüphe yok ki soykırımcı ve katliamcı zihniyet hiçbir zaman durmayacak ve halkları katliamlardan geçirmek isteyecektir. Başta halkımız olmak üzere ve bölge halkları üzerinde her zaman katliam tehlikesi bulunmaktadır. Nasıl ki 2014’te Ebubekir El Bağdadi Musul’da hilafet ilan edip yayılmaya çalıştıysa bugün Erdoğan da Ayasofya’da, tüm dünyaya hilafetini ilan etmiştir. Bu durum halkımız, Arap halkı, bölge ve Ortadoğu halkları üzerinde büyük bir tehlikedir.

Ayasofya’da hilafetini ilan eden AKP-MHP faşist zihniyeti, Ortadoğu’yu işgal saldırılarını sürdürmekte, Osmanlı ve Misakı Milli hayallerinden vazgeçmediğini göstermektedir. Erdoğan’ın bu zihniyeti halkımız, Arap halkı, bölge halkları ve tüm halklar üzerinde El Kaide ve İhvan tehlikesini yaratmaktadır. Bu nedenle YBŞ ve YJŞ güçleri olarak 6 yıllık süreçte Mam Zekî, Berxwedan, Zerdeşt, Hemîd, Nazê ve Berîvanlar’ın öncülüğündeki büyük direnişle karşılık verdiysek bugün de şehitlerimizin öncülüğünde mücadeleyi yükseltecek ve saldırılara cevap vereceğiz.

Bu temelde halkımıza ve bölge halklarına, 73’üncü fermanın 7’nci yılında YBŞ ve YJŞ’nin etrafında kenetlenerek düşman saldırılarını durdurmak, özgürlüğümüzü ve örgütlülüğümüzü korumak adına öz savunma güçlerimizi güçlendirme çağrısı yapıyoruz.”