Mezopatamya’nın cennet ülkesinin dağ yürekli çocukları, özgürlük uğruna çağın acımasız tanrılarına karşı büyük bir insanlık savaşı vermeye devam ediyor. Kaderciliği aşarak, tarihle buluşarak toplumsal değerlerini yeniden yaratıyor. Onlar tüm katliamlara, inkarlara rağmen Kurdistan halklarının özgür yaşam bahçesini yeniden yeşertiyorlar. Unutturulmaya çalışılan tarih, dağ zirvelerinde inşa edilen savaş mevzilerinde yaşanan kahramanlıklarla yeniden yazılıyor. Çünkü onlar dağ zirvelerinde yaktıkları ateşlerde özgürlüğü, insanlığın geleceğini gördüler.
İşte o ateşin yansımalarında özgür yaşam ütopyasını gören gerillalardan biriydi Agir Erdexan.
KENDİ TOPLUMSALLIĞINI ARAYAN GENÇ BİR YÜREK
Burak Ölmez, gerilladaki adıyla Agir Erdexan 1994’de Serhed bölgesine bağlı Erdexan ilinin Hanan ilçesinde dünyaya gelir. Çocukluğunun bir bölümü köy ortamında geçer ve kişiliğinin ilk şekillenmelerini o köyün komünal toplumsallığında edinir. Daha sonra eğitim için gittiği şehirlerde yaşayacaktır ilk çelişkilerini. En çok da sınıf çelişkisini. Zenginin giderek zenginleştiği, fakir olanların giderek yoksullaştığı, birilerinin hep kölece çalışmak zorunda olduğu, birilerinin ise emek ve çaba sahibi olmadan servetine servet hattığı o şehirde en derin çelişkilerini yaşadı. Sistem içinde şahit olduğu adaletsizlikler onun vicdanıydı artık. Büyüdüğü ortam ve çevreden kaynaklı, kendi kimliğine yabancı olarak büyümüştü. Kürtlük ve yurtseverlik bilincinin çok derinden yaşandığı bir ortam değildi. Bu yabancılık üniversite yıllarına kadar sürmüştü. Üniversiteye gittiği süreçlerde yurtsever gençlik hareketiyle tanıştıktan sonra sormuştu kendine ‘ben kimim?’ diye. Sorgulamalarının yanı sıra, tam da o yıllarda yaşanan faşist saldırıları gördükçe daha çok bilinç kazanmıştı. Zaman ilerledikçe kazandığı politik bilinç onu farklı mücadele arayışlarına itmişti. Sorgulamaları derinleştikçe sistem içinde yaşayarak bu sorulara cevap bulamayacağını anlamıştı. Heval Agir, ahlaki politik bir toplumun ancak sistem dışında yaratılabileceği bilinciyle Rêber APO’nun özgürlük felsefesine yönelmişti. Rêber APO’nun PKK ile kurduğu bu yeni yaşam her geçen gün daha da dikkatini çekmiş ve ideoloji ve bu yaşam onun arayışlarına cevap olmuştu. Sisteme karşı yine bu sistemin yarattığı yaşamda değil, dağlarda mücadele edecekti. Bu inançla özgürlük hareketine katıldı ve dağlara doğru yol aldı.
TEK BİR AMAÇTA BULUŞMAK
Agir Erdexan, 2014 yılında Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne katıldı. Gördüğü yeni şervanlar eğitimiyle gerilla yaşamının inceliklerini öğrendi. Bu eğitimlerde kendi toplumsal gerçekliğini daha iyi çözümlerken, dağlarda kurulan bu yeni yaşamın yaratıcılarından olmak için büyük bir pratik çabanın da sahibi oldu.
Gerilla Agir, dağlarda geçirdiği her anda düşmanın onu uzaklaştırdığı toplumsal gerçekliğine daha da yaklaşır. PKK yaşamındaki sadelik, doğallık, emekçilik ve güzellik arayışı her geçen gün daha fazla yüreğinde yer edinir. Bu yaşamda kendini buldukça ve yeniden yarattıkça kaybettiği toplumsal gerçekliğine yaklaşmanın coşkusunu yaşar. Rêber Apo’nun felsefe ve ideolojisinde derinleştikçe, sistemin onda yarattığı kişilikten kurtulmak için daha derinlikli mücadeleyi esas alır. Kendi kimliğinden, toplumundan yıllarca uzak yaşamanın üzüntüsünü yüreğinde yaşarken, ülkesini işgal etmeye çalışan düşmana karşı yüreğinde öfke büyütür. PKK yaşamının oluşturuculuğu onun toplumsal özelliklerini daha fazla açığa çıkarırken, toplumuyla yeniden buluşur. Rêber APO’nun yarattığı kutsal yaşam için şunları belirtir; “Bu öyle bir yaşam ki içinde bir halklar bahçesi oluşturarak özgürlüğü, güzelliği topluma armağan ediyor. Dervişane yaşayan dağlı yürekler özgür bir toplum yaratmak için hakikate doğru durmadan yol alıyorlar. Beni bu yaşamda en çok etkileyen şey ise ülkenin farklı yerlerinden gelen bu kadar genç yüreklerin tek bir amaç için buluşmasıdır. Bu yürekler hem yanındaki yoldaşı için hem de tüm insanlık için atar. Soğukta durmayı, yerde uyumayı, ara vermeden savaşmayı, her türlü zorlukla mücadele etmeyi göğüsleyen bu yüreklerin tek amacı, insanlığa daha güzel özgür bir yaşam armağan etmek içindir. PKK kendinden önce yoldaşını, toplumunu düşünürek yaşamaktır.”
YAŞAMDA ÖNCÜ BİR KOMUTAN
Kendini Apocu felsefede daha fazla derinleştirmek ve profesyonel bir Demokratik Modernite Gerillası olmak için Mahsum Korkmaz Komutanlaşma Akademisi’ne gider. Bu akademi de kendi kişiliğini daha iyi çözümleyerek, güçlü bir mücadeleyi esas alır. Tarihsel olarak toplumunu, ülkesini daha iyi tanıyarak kendinde toplumsal bir hafıza oluşturur. Akademide sadece toplumunu değil, yaratılan cinsiyetçi özellikleri de sorgular. Bir erkek olarak sistemin empoze ettiği bu özelliklerini sorgulayarak kendini ele alır. Kadına olan yaklaşımını bu sözlerle ifade eder: “ Önder APO’nun bir militanı, yeni yaşamın bir inşa kadrosu olarak kadın gerçekliğini tanımak en büyük yaşam sorumluluğudur. Çünkü en çok yabancılaştığım konu kadın gerçekliğidir. Özgürlük, kadın ile doğru bir yoldaşlık temelinde gerçekleşecektir. Bunun için kadın yoldaşlarla, Önderliğimizin belirlediği özgür yaşam ilkelerinde buluşabildikçe kendimi aşabilir, özgürlüğe ulaşabilirim.’’O her zaman özgürlüğe yakın ilkeli bir yoldaşlık ilişkisini esas alır. Hakikati arama ve ona göre yaşama arayışı onun en büyük özelliğidir. İlişkilerinde adaleti, eşitliği esas alan bu cesur savaşçı, haksızlığa karşı da her zaman yıkılmaz bir irade ile karşı durur.
O artık yetkin bir gerilladır. Özgürlük uğruna verilen çetin savaşların yaşandığı en ön mevzilerde yer almak için hazırdır. En büyük isteklerinden biri de doğduğu yere bir gerilla olarak dönmekti. Ülkenin en uzak şehri olan Erdexan’ın dağlık alanlarında gerillacılık yapmak, orada tekrardan kendi halkı ile buluşmak ve kendi topraklarının gerillası olmak onun için kendi kökleriyle buluşmanın en kutsal adımı olacaktı. Bu yüzden Erdexan’a gitmeyi, Serhed’in karlı dağ doruklarında bu sefer bir gerilla olarak topraklarını seyre dalmayı çok istemişti. Ama verilecek her göreve de hazırdı gerilla Agir, hayalleri hep olacak ancak kendisini adadığı partisinin onun için uygun gördüğü görevlere de asla itiraz etmeyecekti. Serhed gerillacılığı hayalini hiç kaybetmeden, bu sefer Metîna alanına doğru yol almıştı.
ONLAR EN BÜYÜK KAZANIMLARIMIZDIR
Mahsum Korkmaz Akademisi’nde gördüğü komutanlaşma eğitiminin pratik uygulamasını Metina alanında yapmıştı. Gerillacılığın ilkelerini bire bir yerine getirdiği, komutan olmanın gerekliliklerini yaşamın her anında uyguladığı alandı Metîna. Apocu iradeyle donattığı yüreği ve iradesi onu yaşamda ve savaşta yenilmez bir komutan yapmıştı. Agir Erdexan, 2017 yılında Metîna alanında düşmanın gerçekleştirdiği bir düşman saldırısında şahadete ulaşmıştı. Kendi toplumsallığını Kurdistan dağlarında arayan ve bulan, o yoldaşlar toplumunun dağ doruklarında yaktığı özgür yaşam ateşini etrafında halaya duran gerillalardan biriydi. Kurdistan dağlarında yaşanan her bir şahadet bir kayıptan, bir kaybedişten ibaret değildi. Gidenlerin ve ardı sıra bıraktıklarının en büyük kazanım olduğunun bilincinde olanlar Agir Erdexan’ı hep böyle hatırladılar. Uğruna yaşamını adadığı o yenilmez felsefenin, yenilmez savaşçısı...