DİZİ II

YPG/YPJ'liler fedaice savaştı

Haziran ayı içerisinde Kobanê etrafına ağır silah yığınağı yapan DAİŞ çetesi, en kapsamlı saldırıya girişiyordu. Ancak DAİŞ, karşısında türlü olanaksızlıklar içerisinde halkına ve toprağına hesapsızca bağlı bir fedailer ordusu bulacaktı.

Öncelikli hedefi Orta Suriye olan DAİŞ çetesi için Kobanê ve Rojava’ya saldırı, aslında daha uzun vadeli bir planlamaydı. DAİŞ çetesinin önüne Kobanê ve Rojava’yı ilk hedef ve kısa vadeli planlama olarak Türk devleti koydu. O günlerde konuştuğumuz Kobanê Hükümeti yetkilileri ve YPG komutanları da bu görüşü savunuyor. Gelişmeler de zaten Türk devletinin Kobanê’ye saldırıyı planlayan ve esas koordine eden güç olduğunu gösteriyor. Haziran savaşı boyunca Türk devletinin Kobanê sınırında bulunan karakollar, adeta DAİŞ’in operasyon odaları gibi hareket ediyor. 

NEDEN KOBANÊ?

Türk devleti ve DAİŞ’in Kobanê’ye saldırı ve işgal hedefinin  temel nedeni, Rojava Devrimi'nin tümden yok edilmesiydi. Stratejik önemi fazla olan bir hatta bulunan Kobanê’nin işgali, Rojava’daki kantonlar arası bütünlüğü tümden ortadan kaldıracak ve  devrimin tümden yok edilmesinin zemini yaratılmış olacaktı.

Kürtlere karşı BAAS rejimi tarafından uygulanan Arap kemeri politikası ile 70’li yıllarda Araplaştırılan Girê Spî ve eski Ermeni kenti Cerablus, Suriye’de iç savaş ile birlikte radikal İslamcı çetelerin kontrolüne geçmişti. Girê Spî, Kobanê’nin Cizîrê Kantonu ile; Cerablus ve daha ileri hatlarda bulunan kentler ise Efrîn ile bağlantısını kesiyordu. Bu durum da hem  Rojava kantonlarının en stratejik bağlantı noktası olan hem de diğer iki kantona göre tümden kuşatma altında kalan Kobanê, Rojava Devrimi'nin boğulması için temel hedef haline geliyordu. Kobanê’nin Türk devleti ve DAİŞ için öncelikli hedef olmasında askeri sisteminin kuşatma nedeniyle yeterince oturtulamaması, diğer kantonlara göre daha küçük bir yer olması da etkili oldu. 

Cerablus ve Girê Spî’de bulunan sınır kapıları üzerinden önemli bir ticaret hacmine ulaşan DAİŞ ve Türk devleti, Kobanê’yi alarak yeni bir sınır kapısı ve daha da büyüyen bir ticaret hacmine ulaşmayı da hedefliyordu. Zira Kobanê sınır kapısı, Türk devletinin DAİŞ üzerinden Orta Suriye’ye de daha rahat ulaşmasını sağlayacaktı. 

Tabii ki saldırının sembolik anlamı da vardı. Rojava Devrimi'nin fitilinin ateşlendiği, devrimin başladığı yerde devrimi bitirmek istiyorlardı. 

 

İLK KEZ ÜÇ CEPHEDEN

Tüm bu hedef ve planlamalarla birlikte DAİŞ, Musul’dan sonra Suriye’de bulunan çete gücünü önemli oranda Kobanê’ye kaydırdı. Kobanê’ye o güne kadar gerçekleştirdiği tüm hamleleri boşa çıkarılan, ağır darbeler ve ilk yenilgisini alan DAİŞ çetesi, Kobanê’nin hamlesel saldırılarla alınamayacağını, 'kolay lokma' olmadığını anlamış ve Türk devleti ile birlikte stratejik ve tüm cephelerden saldırmayı içeren bir planı devreye sokmuştu. Bu saldırı o güne kadar Rojava ve Kobanê’ye yönelik en kapsamlı ve ağır saldırı oldu. İlk kez aynı anda ve çok kapsamlı biçimde DAİŞ, doğu, güney ve batı olmak üzere üç cepheden saldıracaktı.

 

YPG/YPJ'DEN GEÇİT YOK

Haziran saldırısı, doğuda Evdiko, güneyde Kûnheftarê ve batıda Zor Mixarê köylerinde başladı. Özellikle Musul’dan getirilen, tank, top ve bir kara ordusunda bulunan her türlü ağır silahı kullanan DAİŞ çetesi, YPG/YPJ ile karşılaştırılamayacak bir sayısal üstünlüğe de sahipti. 

Bu güce karşılık YPG/YPJ, ağırlıklı olarak yeni savaşçılardan oluşan kısıtlı bir sayı ve DAİŞ çetesinin silahları karşısında belki de varlığı bile hissedilemeyecek kadar hafif silahlara sahipti. YPG’nin o günlerde en ağır silahı, el yapımı bir Doçka'ydı. Ancak YPG/YPJ savaşçıları, daha ilk anda bu devasa eşitsiz koşullar karşısında bir an olsun tereddüt etmeden, çelikten bir irade, ülkesine ve halkına görülmemiş bağlılık ve fedai direniş ruhu ile "Kobanê'de bayram namazı kılarız" diyen DAİŞ ve ortaklarını şaşkına çevirdi. 

 

KUZEY KÜRDİSTAN’DA KENETLENME BÜYÜYOR

Kuzey Kürdistan hattında ise Türk devletinin çetelere desteği yaşanıyor; Kuzey hattını DAİŞ adına dördüncü cephe olarak kullanan Türk devletine karşı Kuzey Kürdistan halkının iradesi de devreye giriyordu. Kuzey halkı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Haziran saldırısının başlaması ile birlikte yaptığı seferberlik çağrısı üzerine harekete geçerek DAİŞ’in dördüncü cephesi haline getirilmek istenen Kuzey Kürdistan hattının Ziyaret Köyü'nü direniş cephesine dönüştürdü. Günlerce devam eden Ziyaret Köyü'ndeki direniş ile Türk devletinin DAİŞ çetesine sınırdan verdiği desteğin önüne geçilmek istendi ve bu büyük oranda başarıldı. 

 

SINIR TELLERİNİ AŞAN DİRENİŞ

DAİŞ’in önüne saldırı planını koyan ve 'dördüncü cephe' olan Türk devletinin bu hamlesine Kuzey Kürdistan halkının cevabı, Lozan ile çizilen inkar ve imha sınırlarını aşmak olmuştu. Tarihsel olarak dayanışma içerisinde olan Kuzey ve Rojava halkı bütünleşiyor ve Lozan ile çizilen sömürge sınırları da tarihte ilk defa fiilen anlamsızlaşıyordu. 

Kuzey Kürdistan halkı, Öcalan’ın çağrısı ile sınır hattını direniş cephesine dönüştürürken, gençliği ise sınırları yıkarak Kobanê direnişçileri ile buluşuyor ve YPG/YPJ saflarında yerini alıyordu. Yüzlerce Kuzey Kürdistanlı gencin YPG/YPJ’ye katılımı, Kuzey Kürdistan direnişinde, PKK saflarında onlarca evladını şehit veren Kobanê halkına büyük bir moral ve güç veriyordu.  Kobanê Direnişi, hiçbir dönemde olmadığı kadar birlik ve beraberlik ruhunu yükseltiyordu.

Kuzey Kürdistan halkı ve gençliğinin Kobanê etrafında kenetlenerek direniş saflarına akın etmesi ve daha ilk andan YPG/YPJ savaşçılarının fedaice ve sarsılmaz direnişi karşısında DAİŞ çetesi, saldırılarını daha üst aşamaya taşıyarak yoğunlaştırmaya başladı. İşlerinin kolay olmadığını anlayan DAİŞ çetesi, artık üç cepheden tüm gücü ile saldırıyordu.

Daha ilk gece, doğudaki Evdiko Köyü'ne büyük bir güç ile saldıran DAİŞ çetesi, en büyük saldırılarını da düz ve korunaksız yapısı nedeniyle bu cepheden gerçekleştirdi. Ancak doğu cephesinde bulunan YPG/YPJ savaşçıları, ağır silahların ve düz arazinin DAİŞ'e sağladığı avantajı kahramanca direniş çizgisiyle yerle bir ediyordu.

 

DOĞU CEPHESİ: BOTANÊ REŞ KOMUTASINDA TARİHİ DİRENİŞ

İlk gece Evdiko Köyü'nde Komutan Botanê Reş komutasındaki YPG savaşçıları, çetelere karşı Kobanê Direnişi destanının Haziran sayfalarını yazmaya başladı. Çetelerin tank ve toplarla saldırdığı Evdiko Köyü'nde iki gün iki gece savaşçıların yanında savaşan Botanê Reş'in komutasında direnen YPG/YPJ'liler, DAİŞ çetesini ağır kayıplar verdirerek geri püskürttü. DAİŞ çetesine karşı bedenlerini birbirlerine siper ederek savaşan, tankların altına kadar girerek bombalarla etkisiz hale getiren YPG/YPJ savaşçıları, çeteleri bu cephede kırıma uğratıyordu. Doğu cephesinde girdikleri tüm köylerden geri çekilmek zorunda kalan DAİŞ çetesi, en etkili olduğu cephede de büyük darbeler yedi.

Doğu cephesi direnişinin komutanı Botanê Reş, Haziran direnişi boyunca sergilediği komuta ve direniş ile DAİŞ çetesini şaşkına çeviriyordu. Evdiko Köyü'nde yaşanan direnişte Komutan Botanê Reş, DAİŞ mevzilerine kadar giderek el bombaları ile DAİŞ’in çok sayıda mevzisini düşürdü. Botanê Reş, Haziran ayı sonlarına doğru DAİŞ çetesine yönelik bir fedai eylemde şehadete ulaşarak Haziran savaşının sembollerinden biri haline geldi. 

 

GÜNEY CEPHESİ: 7 YPJ'LİNİN DİRENİŞİ

 

Haziran ayı sonlarına doğru güney cephesinde ise YPJ savaşçılarının fedai direnişi öne çıkıyor. Kûnheftarê Köyü ve çevresinde çetelere karşı büyük başarılar elde eden yedi kişilik YPJ savaşçı grubu, Haziran ayı sonlarında gece yarısından sonra Kûnheftarê tepesinde kuşatıldı. Komutan Medya öncülüğünde yedi kadın savaşçının tepenin yeraltı mevzisine girerek burada gösterdiği direniş ve onlara destek ulaştırmak için yoldaşlarının sergilediği insan üstü çaba ve fedakarlık, Kobanê’nin güney cephesinde de ne düzeyde bir direniş yaşandığını ve çetelerin burada neden ilerleyemediğini özetliyordu. Kuşatma sırasında telsizden Medya ile konuşan Kobanê Komutanı Meryem Kobanê, "Yoldaşlar, biz var oldukça siz o tepeden sağ çıkacaksınız. Merak etmeyin, hepimiz imha olsak da o tepeye ulaşacağız ve DAİŞ çetesini mevziden uzaklaştıracağız" diyordu; karşıdan ise 'tilili' sesleri yükseliyordu. Medya da komutan Meryem’e, "Gelemeyecek olsanız da biz onurumuzla direneceğiz" sözünü veriyordu.  

 

ZAMANA KARŞI ÖLÜMCÜL YARIŞ

Çetelere tepede direnen ve büyük kayıplar verdiren yedi kadın savaşçı, çetelerin tepeyi tümden kuşatması ile birlikte yeraltı mevzisine indi. DAİŞ çetesi, direnen ve kayıp verdiren kadın savaşçıların mevzilerine giremeyince mevzinin etrafını benzinle ateşe vererek savaşçıları oluşacak dumanla zehirlemek istedi. Çok az sayıda savaşçı ve silahla üç cephede direnen YPG/YPJ savaşçıları, o gece seferber olarak her cepheden takviye istedi, kalan savaşçılar takviye için gidenleri, "Sizin yerinize de savaşırız, yeter ki kadın arkadaşlar çetelerin  kuşatmasından çıkarılsın" diyerek uğurladı. Artık zamana karşı ölümcül bir yarış başlıyordu. YPG/YPJ savaşçılarının kaybedecek bir saniyesi bile yoktu. Bir an önce DAİŞ çetesinin kuşatmasını yarıp tepeye ulaşamaları ve YPJ'lilerin DAİŞ çetesi tarafından diri diri yakılmasını engellemeleri gerekiyordu. 

 

VEDA KONUŞMALARI YAPILIRKEN

Mevzi ateşe verilmiş, artık saniyeler bile hayati önem taşımaya başlamıştı. Bu sırada telsizden 'tilili' çeken, sloganlar atan mevzideki kadın savaşçılar, artık arkadaşlarına veda konuşması yapıyordu. Komutan Meryem, telsizden kadın savaşçılara daha önceden yeraltı mevzisine bırakılan su ve bezleri kullanmalarını söyledi. Dumanın etkisini azaltmak için ıslak bezlerle yüzlerini kapatmalarını ve beklemelerini istedi. 

Kûnheftarê tepesinde YPG/YPJ savaşçıları, yoldaşlarını yanmaktan kurtarmak için fizik kuralları ile açıklanamayacak bir direniş ile DAİŞ çetesinin kuşatmasını paramparça etti, onlarca çete üyesi imha edildi. Ve sabah saatlerinde güneş Kobanê’yi aydınlatırken, Komutan Meryem ve savaşçıları da Kûnheftarê tepesindeki yeraltı mevzilerinde kahramanca direnen yoldaşlarının yüzlerini aydınlatıyordu. Yedi kadın savaşçı, kahramanca direnişin sonunda bulundukları mevziden çıkarılıyordu. Güney cephesinin her köyünde çetelere ağır darbeler vuruluyor ve ilerlemeleri engelleniyordu.

 

BATI CEPHESİ: DAİŞ'İN İRADESİNİ KIRAN EYLEM

 

Batı cephesi, arazi olarak daha fazla tepelerden oluştuğu için bu cephede YPG/YPJ savaşçıları karşısında çeteler fazla tutunamıyor ve en ağır darbeleri yiyordu. YPG savaşçısı Botanê Sor’un Zor Mîxare Köyü'nde çetelere karşı eylemini YPG/YPJ komutanları, "DAİŞ’in bu saldırıda iradesinin kırıldığı an Botan yoldaşın eylemidir" şeklinde değerlendiriyordu. Tek başına Zor Mixarê Köyü'ne giren Botanê Sor, el bombaları ile savaşarak onlarca çeteyi öldürdü; çatışmalar sırasında yaralanan Botanê Sor, komutanlarının, "Yerinden ayrılma, seni oradan çıkaracağız" uyarısını dinlemeyerek son bombası ile DAİŞ çetesinin üstüne yürüdü ve onlarca çeteyi daha imha ederek şehadete ulaştı.

Batı cephesinde bu eylemden sonra büyük bir panik ve kırılma yaşayan DAİŞ çetesinin imdadına Türk devleti yetişti.  DAİŞ çetesine bu cephedeki YPG/YPJ savaşçılarının bulundukları noktaların koordinatları, Türk devleti tarafından verildi. Ziyaret Köyü'nün hemen karşısındaki Zagros Tepesi'nde YPG Komutanı Hogir Garzan’ın tek kişilik direnişi karşısında çaresiz kalan DAİŞ çetesine Türk devletinin sınır karakolundan Komutan Hogir Garzan’ın bulunduğu noktanın koordinatları verildi ve DAİŞ’in bu noktaya tank atışı ile Komutan Garzan şehit düştü.

DAİŞ’in ortaya çıkışından sonraki ilk yenilgisi, Kobanê'de, Haziran direnişi ile oldu. DAİŞ çetesi, ilk kırılmayı, geri çekilmeyi Haziran direnişi sırasında yaşadı. Bir ay devam eden saldırıların sonunda DAİŞ çetesi, büyük kayıplar vererek kaçmaya başladı. Doğu ve güney cephelerinde saldırı öncesi hatlarına çekilen çeteler, batıda ise daha önce tümden  kontrollerinde bulunan Şexler hattının bir kısmını bırakmak zorunda kaldı.

Çetelerin kaçışının ardından Temmuz ayı boyunca YPG/YPJ’nin "Kobanê Şehitleri İntikam Hamlesi" başladı. Hamle kapsamında çetelere ağır darbeler indirildi. Her üç cephede Haziran saldırısı öncesi çetelerin elinde bulunan onlarca köy özgürleştirildi. Kobanê'ye ilk büyük saldırısında büyük bir bozgun yaşayan DAİŞ çetesi, Temmuz ayı sonlarına doğru Kobanê'den çekilerek rejimin denetiminde olan ve ağır silah ve cephanelerin bulunduğu Deyr-e Zor ve Tabqa kentlerine yöneldi.  

YARIN: Eylül'de saldırılar yoğunlaşıyor, direniş büyüyor