Aldar Xelîl: Parçaların kaderi birbirine bağlı

Kurdistan’ın her parçasının kaderinin bağlantılı olduğuna dikkat çeken PYD Eşbaşkanlık Üyesi Aldar Xelîl, “Rojava’nın başarısı, Bakur, Başûr ve Rojhilat’ın başarısı demektir” dedi.

PYD Eşbaşkanlık Üyesi Aldar Xelîl, savaşı uzatan, acıyı derinleştiren projelere izin verilmemesi gerektiğini belirterek, “Filistin halkı, Yahudi halkının bölgenin asli halklarından biri olduğunu kabul etmelidir” dedi. HAMAS’ın yaptıklarının, Filistin halkına özgürlük getirmediğini; dincilik ve milliyetçiliğe dayandığı için Yahudi halkını inkar etmeyi ve yok etmeyi amaçladığını kaydeden ”Xelîl, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasının, savaşın bitmesini ve Yahudi milletinin geleceğinin güvence altına alınmasını öngördüğünü söyledi. 

PYD Eşbaşkanlık Üyesi Aldar Xelîl, ANF’ye konuştu. Rojava halkı ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan arasında yıllara dayanan bir hukukun olduğunu belirten Xelîl, şunları söyledi: “Önder Apo, yaklaşık 20 yıl Rojava’da kaldı. Genel olarak Suriye ve Lübnan’da mücadeleyi yöneterek, bu alanda binlerce kadro yetiştirdi. Geniş bir toplumsal örgütlenme oluşturdu. Bu alanda diğer tüm çalışmalar yürütüldü ve güçlendirildi. Bu alanda devrimci kültürün temeli atıldı ve yükseltildi. O kültür, toplumsallaştı ve bunun üzerine yurtseverlik anlayışı inşa edildi. 

ESİR DÜŞTÜĞÜNDE BİNLER KATILDI

Önder Apo, burada tüm çalışmaları bizzat izliyor ve takip ediyordu. Önder Apo, esir edilip İmralı’da adasında tutsak düştüğü zaman bu bölge büyük acılar yaşadı. Önderliklerinin esir düşmesine büyük tepki gösterdiler. Binlerce genç Önderliklerini sahiplenmek ve oluşturduğu değerleri korumak amacıyla Kurdistan’ın özgür dağlarına gitti. 

O ALTYAPI OLMASAYDI DEVRİM OLMAZDI

Ortadoğu’da halkların baharıyla birlikte Rojava Devrimi gelişti. O zaman Önder Apo’nun bu alana ektiği örgütsel tohumlar yeşerdi. Önder Apo’nun oluşturduğu altyapı olmasıydı böyle bir başarı yakalamak mümkün olmayacaktı. Önder Apo’nun düşünce ve fikirlerine göre henüz tam ulaşmamış olsa da devrimin gerçek tanımını temsil etmeye çalışıyor. Devrimin, Önder Apo’nun fikir ve felsefesinden esinlendiği bir gerçek. Bu temelde demokratik ulus bilinciyle, kadınların özgürlüğü ve halklar arasında eşitlik ilkesi üzerinde demokratik, ahlaki, politik ve ekolojik bir toplumun inşası geliştirildi. Yani Önder Apo bunun temelini attı ve devrim sürecinde onun bu düşünce ve fikirleri Kuzey-Doğu Suriye halkına yol gösterici oldu. 

TÜRK DEVLETİ BUNU İSTEMİYOR

Bu nedenle işgalci Türk devleti, ilk günden itibaren Rojava Devrimi’ne düşmanlık yapıp hedef alarak, sürekli saldırılar gerçekleştiriyor. Bir yandan Önder Apo’nun projesinin hiçbir alanda gerçekleşmesini istemiyor, diğer taraftan da intikam almak için saldırıyor. Çünkü bu bölgede demokratik ve özgür bir sisteme giden yolda, bu fikir gerçeğe dönüşüyor. Türk hükümeti, Önder Apo’nun görüşlerinin İmralı’nın dışına yayılmaması ve bölge halkların bundan faydalanmaması için sıkı bir tecrit uyguluyor. Aynı zamanda inşa edilen demokratik sistemi yok etme hedefiyle saldırılarını yoğunlaştırıyor. Erdoğan, zalim bir zihniyete sahiptir. Hiçbir zaman özgürlük ve demokrasinin gelişmesini istemez ve Kürt halkının düşmanlığını da ilk hedefi haline getirmiştir.” 

YÜZYILLARIN DÜŞMANLIĞI ZİREVEYE ÇIKTI

Türkiye Cumhuriyeti’nin başta Kürtler ve Ermeniler olmak üzere Kurdistan ve Türkiye topraklarında yaşayan diğer halkların inkârı ve yok edilmesi anlayışı üzerine kurulduğunu hatırlatan Aldar Xelîl, şöyle devam etti: “AKP-MHP iktidarıyla birlikte Kürt düşmanlığı zirveye çıktı. Kürtlerin özgür olması halinde cumhuriyetin yıkılacağına ve devletin çökeceğine herkesi inandırmak istiyorlar. Bu yalanla Türk milletini aldatarak, yönetmeye devam ediyorlar. Demokratik sistemin ve özgürlük bilincin geliştiği her yere saldırıyor. 

BÜTÜN PARÇALAR BİR BİRİNE BAĞLI

Unutulmaması gereken gerçek; Kurdistan’ın her parçasının kaderinin bağlantılı olduğudur. Yani Rojava’nın başarısı, Bakur, Başûr ve Rojhilat’ın başarısı demektir. Rojava pratikte başarırsa Önder Apo’nun fikirlerinin başarısı anlamına gelir. Aynı zamanda Önder Apo’nun özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü, Rojava’nın başarısı anlamına gelir. 

TÜM ROJAVA’YI CEZALANDIRMIŞ OLUYOR

Kuzey-Doğu Suriye’de Kürtler, Araplar, Suryaniler, Türkmenler ve Çerkesler birlikte, ortak ve kadın özgürlüğü ilkelerin ön planda olduğu bir yaşam sürüyor. Artık tüm kurumlarda, çalışma departmanlarında kadınlar vardır. Öncü bir role sahipler. Dolayısıyla AKP-MHP rejimi, Önder Apo’ya tecrit uyguladığı dönem Rojava’yı da tecrit altına almak istiyor. Önder Apo’ya ceza verdikleri zaman tüm Rojava’yı cezalandırıyorlar. Tüm özgürlük savaşçılarını cezalandırıyorlar. Önder Apo’nun üstündeki tecridi, Kurdistan’ın tüm kazanımlarına yönelik bir cezalandırmaya dönüştürüyorlar. 

ULUSLARARASI BOYUTA TAŞINDI

Dünyanın 74 merkezinde 10 Ekim 2023’te “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” şiarıyla uluslararası kampanya başlatıldı. Bu, Kürt halkının mücadelesinde yeni bir süreçtir. Artık özgürlük ve demokrasi mücadelesi, Kurdistan sınırını aşarak uluslararası boyuta ulaştı. Başkan Apo’nun direnişi ve fikirleri sayesinde dünyada ve dört parça Kurdistan’da demokratlar ve yurtseverler, Önder Apo’nun yanındadır ve direnişine sahip çıkıyor. Çünkü, sorunların çözümünü, Önder Apo’nun düşüncelerinde buluyor ve onun için özgürlüğünde ısrar ediyorlar.”

BİZ TÜRKİYE’YE SALDIRMADIK

Aldar Xelîl, İsrail-HAMAS savaşı ve Filistinlileri savunuyor görünüp HAMAS’ı selamlayan Türkiye’nin Rojava’ya yaptıklarına dikkat çekti. Xeliş, şunları dile getirdi: “HAMAS, 7 Ekim’de Barış Festivali’ne saldırarak yüzlerce insanı rehin aldı. ‘Mescidi-i Aksa Tufanı’ adı altında İsrail’e savaş ilan etti. İsrail de insani çağrılara ve uluslararası hukuka kulak asmadan tüm gücüyle misilleme saldırısı başlattı. Filistin halkı, kendi topraklarında özgürce yaşamak istiyor ve bu meşrudur. Kürt halkı da barış ve istikrar içinde özgürce yaşamak, varlığını ve kimliğini korumak istiyor. Yüzyıldır Kurdistan’da Kürt halkına yönelik imha ve baskı politikaları yürütülüyor. Katliamlar hız kesmeden devam ediyor. Kürt halkı özgürlüğü için nereye hareket ederse Türk işgali hemen oraya saldırıyor. Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi, HAMAS’ın İsrail’e yaptığı gibi Türk devletine saldırmadı ve ona karşı savaş ilan etmedi. Buna rağmen işgalci Türk devleti, insanlığın gözü önünde Cerablus, Bab, Efrîn, Ezaz, Gîrê Spî ve Serêkanîyê’ye saldırıp işgal etti. Demografiyi değiştirdi. Türk devleti, bu işgalci saldırganlığı sürdürüyor.”

FİLİSTİNLİLER, YAHUDİ HALKINI KABUL ETMELİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Ortadoğu’daki tüm sorunların çözümün paradigmasıyla öngördüğünü belirterek, şöyle konuştu: “Demokratik ulus, ortak yaşam, kadın özgürlüğü, ahlaki ve politik demokratik toplum, çözüm projesidir. Filistin halkının ulus devlet sisteminin projelerine kanmaması lazım. Önemli olan Filistin hareketinin içerisinde liderlerin ortaya çıkması ve bu liderlerin tarihi sorumluluklarını bilmeleri ve buna göre hareket etmelidir. Savaşı alevlendiren, gerilimi artıran, uzatan acıyı, ıstırabı derinleştiren bu projelere izin vermemelidirler. Filistin halkı, Yahudi halkının bölgenin asli halklarından biri olduğunu kabul etmelidir. Her iki halk demokratik ve özgür bir sistemde bir arada yaşayabilecektir. HAMAS’ın yaptıkları, Filistin halkına özgürlük getirmiyor. Dincilik ve milliyetçiliğe dayandığı için Yahudi halkını inkar etmeyi ve yok etmeyi amaçlamaktadır.”