Abdullah Öcalan’ın Özgürlüğü İçin Nûn İnisiyatifi Sözcüsü Lübnanlı Sewsen Şoman ve Siyasi Bilimci Mısırlı Fernaz Atiye, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 7 maddeden oluşan mesajına ve devam eden tecride ilişkin ANF’ye konuştu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün önemli ve kapsamlı bir mücadele konusu olduğunu belirten Sewsen Şoman, “Önder Apo, ağır bir tecrit altında tutulmakta. Bu tecrit, Önder Apo'nun düşüncelerinin nasıl bir direniş ve dönüşüm yaratabileceğinden duyulan endişeyle ilişkilidir” dedi.

KAPSAYICI ŞEKİLDE FORMÜLE EDİLMİŞTİR

Önder Apo'nun son görüşmede verdiği 7 maddelik mesajın, halklar arası dayanışmayı güçlendirecek bir paradigmaya işaret ettiğini kaydeden Sewsen Şoman, “Önerilen 7 madde, mevcut kaos ve krizlerin çözümünde kilit rol oynamaktadır. Kürt sorununa yönelik somut çözüm önerileri sunmaktadır. Önerilen maddeler, tüm halkları kapsayıcı bir şekilde formüle edilmiştir. Bu durum, kaos, kriz ve zulüm altındaki topluluklar için bir umut ışığıdır. Bir yol haritası olarak ele alınması, halkların lehine önemli bir adım olacaktır. Herkesin katılımını sağlayan bir çözüm süreci oluşturulabilir” şeklinde konuştu.

GÖRÜŞMELERİN SÜREKLİLİĞİ SAĞLANMALIDIR

“Önder Apo, halkların birleşik mücadelesinin ve kucaklayıcı paradigmanın temellerini atan bir liderdir” diyen Sewsen Şoman, şunları ifade etti: “Evrensel hukuk ve Türkiye’nin iç hukukuyla çelişen tecrit, güvenli bir ortamda sağlıklı bir diyalog yürütülmesini imkânsız kılmaktadır. Önder Apo’nun yaşam koşullarını bilmek, tüm bireylerin hakkıdır. Bu doğrultuda, görüşmelerde ilk önceliğimiz, çalışma koşullarının iyileştirilmesi olmalıdır. Sağlık ve güvenliğinin göz önünde bulundurulması, bu sürecin vazgeçilmez bir parçasıdır. Çalışma koşulları elverişli hale getirilmelidir; görüşmelerin sürekliliği sağlanmalı. Yalnızca heyetler değil, aile ve avukat görüşmeleri de engellenmemelidir. Bu, Önder Apo'nun haklarının güvence altına alınması adına kritik bir adımdır.”

KUZEY VE DOĞU SURİYE ÖRNEK ALINMALI

Önder Apo’nun, demokratik ulus projesinin soykırım politikalarına karşı geliştirilen bir çözüm ve alternatif olduğuna dikkat çeken Sewsen Şoman, “Bu proje, Ortadoğu’nun kaos içindeki durumunu düzeltmek için bir umut ışığıdır. Özellikle, Kuzey ve Doğu Suriye’de bu projenin somut örnekleri ile halkların demokratik ve özgür bir yaşam sürdüğüne tanıklık etmekteyiz. Önder Apo’nun son mesajlarında bu projenin öneminin bir kez daha vurguladığı görülmektedir. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü ve demokratik ulus projesinin hayata geçirilmesi, herkesin yararına olacak bir çözüm sağlamaktadır” dedi.

ŞOVENİZM SONLANMALI

Fernaz Atiye ise günümüz kriz ve kaoslarının çözümü açısından federal bir sistemini gerekliliğini ön plana çıkardığını belirterek, Kürt Halk Önderi’nin mesajının, halklara çözüm sunan, farklı toplulukları kucaklayan ve herkesin yararına olduğunu vurguladı. Önder Apo’nun kapsayıcı bir demokrasi anlayışını ve eşitliği savunduğunu kaydeden Fernaz Atiye, şunları söyledi: “Şovenizmin var olduğu bir ortamda, Kürt sorununa kalıcı bir çözüm bulmak ve halklar arasındaki eşitlik ile demokrasi anlayışını tesis etmek mümkün olmayacaktır. Şovenist yaklaşımlar ortadan kaldırılmadıkça bu sorunların çözümü imkânsız hale gelir. Bu nedenle, öncelik olarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması, adaletin ve barışın tesis edilmesi açısından bir ön koşuldur.”

ŞEFFAFLIK VE KATILIMCILIK

Görüşmelerin devam etmesi ve halkların, Önder Apo’nun görüşlerini bilmesinin, şeffaflığın ve katılımcılığın sağlanması açısından hayati önemine dikkat çeken Fernaz Atiye, şunları ekledi: “Önder Öcalan’ın düzenli olarak görüşmesi ve fiziki özgürlüğünün  sağlanması, derhal yapılması gereken bir eylemdir. Uygulanan tecrit, hukuka aykırı bir durum olduğu gibi, aynı zamanda siyasi bir yaklaşımdır. Eğer özgürlüğü sağlanırsa birçok komplocu gücün planı bozulacak ve bu durum geniş çaplı bir dönüşümün kapısını açacaktır. Önder Abdullah Öcalan’ın sunduğu önerilerin dikkate alınması, Ortadoğu’nun parçalı duruşunu, kaos ve kriz ortamını engelleme konusunda kilit bir rol oynamaktadır. Önerileri, güvenli bir bölgenin oluşturulması ve kalıcı çözümler üretme amacı taşımaktadır. Bununla birlikte tecridin kolayca ortadan kalkmayacağı anlaşılmaktadır; Türkiye, bu tecrit politikasıyla Kürt halkını baskı altında tutma çabası içerisindedir.”