Aile Kanunu, çok önemli bir adımdı
Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Stêr Qasim, 2022’deki birçok faaliyetin yanında en önemli çalışmalarının Aile Kanunu olduğunu, tüm projelerini de gerçekleştiremediklerini söyledi.
Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Stêr Qasim, 2022’deki birçok faaliyetin yanında en önemli çalışmalarının Aile Kanunu olduğunu, tüm projelerini de gerçekleştiremediklerini söyledi.
Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi, Türk saldırıları ve işgal tehditlerinin yanı sıra ambargo ve kuşatmaya rağmen önemli çalışmalara imza attı. Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Stêr Qasim, eksik ve yetersiz kaldıkları alanların da olduğunu belirterek, 2. Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi Kongresi’nde bunun muhasebesini yayıp yeni yılda daha kararlı ve kapsamlı çalışmalar yürüteceklerini kaydetti.
Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Stêr Qasim, 2022’deki çalışmalarıyla ilgili ANF’nin sorularını yanıtladı.
Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi olarak planlamalarınız dahilinde ne düzeyde mücadele yürüttünüz?
Kadın mücadelesi, süregelen bir mücadele. Kapsamlı bir çalışma yürütülmesine rağmen kadına yönelik şiddet ve toplumdaki eşitsizlik de devam ediyor. Kadının mücadelede ısrarı, hakkını elde etmesine vesile oldu. Bunlardan biri de 1325 sayılı kanundur. Elbette tüm alınan karar ve kanunlara rağmen kadına yönelik şiddet ve toplumsal adaletsizlik sonlanmış değil. Bölgemizde ise bilindiği gibi 10 yılı aşkındır süren bir savaş ortamındayız. Suriye’de bu süreç öncesinde de kadın hakları konusunda büyük bir zayıflık yaşanıyordu, şiddet ön plandaydı. 10 yılı aşkın savaş sürecinde de kadın birçok boyutta şiddetle karşı karşıya kaldı, göç etmek zorunda bırakıldı. İşgal ile toprağını terk edip, kamp yaşamına geçti. Beraberinde ekonomi açıdan fakirleşme yaşandı. Kadının toplumda ve evinde yükü daha da arttı. Savaş koşulları, fakirleşme ve kaos ortamı, kadına yönelik şiddeti arttırdı. Bu yıl, 2014’te yapılan Kadın Kanunu’nu geliştirerek toplumun temel taşı olan aile adıyla Aile Kanunu’na imza attık. Kanun ile kadın hakları bölgede resmileşti ve toplumsal adaletin sağlanması için önemli bir zemin oldu. Eşitlik, adaletin sağlanması, çocuk yaşta evliliklerin önüne geçilebilmesi için maddeler belirlendi ve bu maddeler çerçevesinde bölgede yeniden inşaya gidildi.
Bu mücadele düzeyinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Bu yıl gündemimiz dopdoluydu. Birçok adım atıldı fakat tamamlayamadığımız, eksik kaldığımız boyutlar da oldu. Bir yandan Türk devletinin saldırı ve tehditleri, diğer yandan ise DAİŞ çetesinin tehlikelerini de göz önünde bulundurursak mücadele düzeyimizde bir gelişme olduğunu belirtebilirim.
2022’de ne tür projeler hayata geçirdiniz ve başarı düzeyi neydi?
Aile Kanunu bizim için büyük bir başarıydı ve en önemli projemizdi. Bölgede, “Suriye’deki kadınlar Türk devleti işgali altında acılar çekiyor” sloganıyla 24 Mart’ta Ortadoğu’dan genelinde bir Kuzey-Doğu Suriye Kadın Konferansı’na öncülük ettik. Bölgede yoğun bir savaş var, insan hakları çiğneniyor. Dolayısıyla savaş atmosferini ve beraberinde getirdiği yıkıcı ortamı anlatmak önemlidir. Bu çerçevede Fransa ve Amerika heyetleri ile görüşmelerimiz oldu. Öte yandan Kuzey-Doğu Suriye’deki Toplumsal Sözleşme faaliyetlerinde yer aldık ve katkılarımızı sunduk. Ortadoğu ve dünya kadınlarına destek amacıyla birçok panel düzenlendi. Suriye’deki kadınlara ulaşabilmek için görüşmelerimiz oldu, diyalogumuz geçen yıla göre daha da iyileşme gösterdi.
Bölgede de kadın ölümleri, çocuk yaşta evlilik durumları yaşanıyor. Bu kabarık bilançoya karşı Meclis olarak erkek egemen zihniyetine karşı nasıl bir mücadele yürüttünüz, bu mücadele düzeyi yeterli midir?
Kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin kadın meclisleriyle beraber 53 bileşimin bir araya geldiği meclis, ortak birçok çalışma yürütüyor. Bunlardan başat önemde olan ise erkek egemen zihniyetine karşı mücadeleyi sürdürmek. Zihniyetin değişebilmesi için eğitim baş rol oynuyor. Bölgede tüm kadın örgütleri erkeklere özel açılan akademi çalışmalarını yürüttü. Aslında bu da bir başarıydı. Eğitimlere katılım, kendini ele alma, erkek egemen zihniyeti sorgulama, adlandırma bile büyük bir adım. Aile Kanunu ile de erkek ve kadın diyalogu; anne, baba ve çocuk arasında iletişimin ne düzeyde olacağı belirlendi.
Eğitim boyutunda nasıl bir çaba sarf ettiniz?
Kuzey-Doğu Suriye’de kadın hareketlerinin eğitim faaliyetleri, meclis ile ortak bir şekilde yürütülüyor. Hukuk, siyasi ve toplumsal eğitimlere ağırlık veriyoruz. Yazılan yeni kanunlarda araştırma yapan, sorumluluk üstlenen kadın arkadaşlarımız bulunuyor. Ayrıca toplumun yeni inşa edilmesi için ailenin eğitimi bizler için önem arz ediyor.
Savaş koşulları nedeniyle sürekli bir iç göç yaşanıyor. Binlerce kadın kamplarda yaşıyor. Kamplardaki kadınlara ulaşabiliyor musunuz?
Doğrudan iletişim içinde olmazsak bile kadın örgütlerinin yürüttüğü faaliyetler doğrultusunda bize ulaşan sorunlar, zorluklar, çekilen acılar; kısacası kampların tablosu, yürütülen diplomatik çalışmalar doğrultusunda belirttiğim heyetler ile paylaşılıyor ve çözüm seçeneği aranıyor. Kampların yaşam koşulları gözler önünde olmasına rağmen uluslararası güçlerin somut adım atmaması temel gündemlerimiz arasında yer alıyor. Kamplarda yaşayan, toprağından göç etmek zorunda kalan başta kadın ve çocuklar olmak üzere bu insanların işgal altında olan topraklarının özgürleştirilmesi ve suçların durdurulması ile evlerine dönüşünü sağlamak, esas politikamızdır.
Yer yer dış göçe meyil artıyor. Özellikle bu göç dalgası genç kitleden oluşuyor ve son zamanlarda genç kadınlar evlilik adı altında bir göçle karşı karşıya kalıyor. Buna karşı neler yapıyorsunuz?
Var olan göç, sadece bölgemize has bir durum değil. Savaş ortamı olan her ülkede dış göç yaşanıyor. Saldırı tehdidi altında olan her bölgede ekonomik, psikolojik ve toplumsal sorunlar yaşanıyor. Bunun yansımasını çocuk yaşta evlilikte de görüyoruz. Aile temelinin doğru atılmamasından kaynaklı sorunlarla birlikte ailenin çocuğunu sözüm ona bu ortamdan uzaklaştırması ve iyi bir gelecek için çoğunlukla tercih ediyor. Bu duruma kesinlikle karşıyız ve doğru bulmuyoruz. Ailenin var olan tabloya karşı mücadele etmesi gerekirken bu yolu tercih etmesi kesinlikle doğru değil. Kadın Meclisi ve Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi de çözüm geliştirebilmeli, çabaları çözüm doğrultusunda olmalı. Birçok kadın daha haklarının ne olduğunu, toplum içerisindeki misyon ve görevinin farkında değil. Bunu belirtirken özeleştiri vermek gerekiyor. Aslında özeleştirimizi Aile Kanunu’nun tamamlanmasıyla somutlaştırdık fakat yeterli değil.
Yeni yıla hazırlığınız nedir?
2. Kuzey-Doğu Suriye Kadın Meclisi Kongresi’nin yapılmasına kısa bir süre kaldı. Kongrede, 2022’de ne başarılar elde ettiğimizi veya hangi konuda eksik kaldığımızı kapsamlı bir şekilde tartışacağız. 2022 yılında neden tüm projeler pratikleşmedi hem özeleştirisi verilecek hem de nedenleri sorgulanacaktır. Elbette 2023 için yeni plan ve projelerimiz olacak ve kongrede daha da somutlaşacak.