DAİŞ çetelerinin başlıca destekçisi olarak bilinen ve desteği onlarca kez belgelenen işgalci Türk devleti, Kürt halkına ve bölge halklarına yönelik birçok kirli planını hâlâ DAİŞ üzerinden uygulamaya çalışıyor. Bu amaçla çeteleri besliyor, eğitiyor, silahlandırıyor ve kendi çıkarları için kullanıyor.
Suriye’de Baas rejiminin devrilmesi ve yerine HTŞ gibi silahlı bir örgütün iktidara gelmesinin ardından Türk devleti, ‘Suriye Milli Ordusu’ (SMO) adını verdiği çeteleriyle Fırat bölgesine ve genel olarak Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine saldırılar düzenledi. SMO çetelerinin, Türk devletinin sağladığı hava desteğiyle Tişrîn Barajı, Qereqozax Köprüsü ve bölgenin kırsal kesimlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıları sürüyor.

Bu saldırılara paralel olarak Türk devletinin DAİŞ’i yeniden canlandırıp Demokratik Suriye Güçleri'ne (QSD) karşı harekete geçirme yönünde tehlikeli bir planı olduğu ortaya çıktı. Özel bir kaynaktan edinilen bilgiye göre, 2024 yılı sonunda Türkiye’nin başkenti Ankara’da DAİŞ’in kritik bir toplantısı düzenlendi. Toplantıya katılan DAİŞ’lilerin çoğunluğunun Iraklı ve Musul’un Telafer ilçesinden olduğu öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, toplantı 23.12.2024 tarihinde Ankara’da bir DAİŞ yetkilisi olan Ali Serhan Süleyman El-Mişko’nun evinde, DAİŞ Askeri Meclisi'nin Türkiye sözde sorumlusu Sebah Muhammed Ali El-Hemo tarafından düzenlendi. Toplantıya katılan çetelerin çoğunluğunun Telafer nüfusuna kayıtlı olduğu ve aralarında DAİŞ’in Musul, Anbar ve Selahaddin emirlerinin de olduğu kaydedildi.

Güvenlik nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen aynı kaynak, toplantıya katılan çetelerin kimlikleri hakkında şu bilgileri paylaştı: “Toplantıya DAİŞ’in Ankara Sorumlusu ve Emiri Talat Yunus Muhammed El-Şero, Abdulhekim Şêxo Abdulaziz El-Şêxo, İmad Halid Velid El-Izdo El-Ravi, Abdulhani Hasan Muhammed El-Silo, Raid İsmail Abbas El-Nasır El-Heyal katıldı. Bu isimlerin çoğunluğu Musul’un Telafer ilçesinden. Toplantıya ayrıca DAİŞ’in Musul, Anbar ve Selahaddin emirleri de katıldı.”

Aynı kaynağa göre, bu toplantının amacı QSD güçleri ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrolündeki bölgelere saldırı planlamaktı. Görüşmede çetelerden Suriye çölüne geçmelerinin istendiği belirtildi. Suriye çölü denildiğinde Reqa, Dêrazor ve Hesekê bölgesi kastediliyor.

Toplantıda ayrıca söz konusu bölgelerde QSD güçlerine karşı harekete geçilmesi, bölgedeki ve QSD’nin kontrolünde bulunan tüm petrol kuyularına el konulması gerektiği ifade edildi. Türk istihbaratı da DAİŞ çetelerinin karadan saldırması halinde kendilerinin de havadan destek sağlayacağı ve böylece Hesekê, Dêrazor ve Reqa’ya saldırılacağının garantisini verdiği bildirildi.

DAİŞ Askeri Meclis Sorumlusu Sebah Muhammed Ali El-Hemo’nun toplantıya katılanlardan, her emirin kendisine bağlı 10 çeteyi Suriye’ye göndermesi, aylık 800 dolar olan maaşlarının Türkiye devleti tarafından ödenmesini ve ailelerinin ihtiyaçlarının karşılanmasını istedi. Özellikle Türkiye’deki DAİŞ ailelerine yardım edilmesi gerektiği vurgulandı. Kasım Selim Muhammed El-Heneş ve Nevzad Muhammed Ali El-Şeleş gibi DAİŞ çete sorumlularının kendilerini önerdiği öğrenildi.

İşgalci Türk devletinin uzun süredir, DAİŞ çetelerinin tutulduğu ve QSD’nin kontrolündeki cezaevlerinin HTŞ’ye devredilmesi için çalıştığını belirtmek gerek. Aksi durum için ise uluslararası güçleri ve Özerk Yönetimi, müdahale etme ve kontrolü ele geçirme konusunda tehdit ediyor. Türk devletinin daha önce de Hesekê’deki Xwêran Cezaevi için benzer bir girişimi olmuştu.

Toplantıya katılan çetelerin çoğunluğunun Iraklı ve Musullu olması dikkat çekti. Yapılan planlar Şengal’e komşu olan Hesekê’yi de kapsıyor ve bu durum DAİŞ’in Şengal’e geri dönüşü tehdidini ortaya çıkarıyor. Bu da Êzidîler ve bölge halkları için büyük bir tehdit anlamına geliyor. Ankara’da yapılan bu toplantıdan bir ay sonra Irak parlamentosunun, Türkiye devletine yakın bazı Sünni fraksiyonların talebi üzerine Genel Af Yasası’nı onaylaması dikkat çekti. Irak’taki cezaevlerinde tutulan yüzlerce DAİŞ’linin de Genel Af’tan faydalanacağı biliniyor.