Efrin’deki işgal girişiminden yeni bir dünya savaşına...

DAİŞ ve El Kaide ile işbirliği yaparak Efrin’de katliam ve yıkımla işgal etme girişimini başlatan RTE nihayet dünyayı yeni bir savaşa doğru götürmeyi başardı.

Türkiye ve Erdoğan bu savaşta bir maşa, vurucu ve tetikçi güç olarak kullanılırken Rusya oyun kuruculuğunu yapıyor, İran ise her ne kadar işgal ve katliama çıksa da oda oyunun içine sürükleniyor.

OYUN KURUCU RUSYA, TETİKÇİ TÜRKİYE

Sivil katliamla dolu geçen DAİŞ ve El Kaide ile işbirliği yayan AKP ve RTE’nin Efrin’e yönelik işgal girişimi 22. gününe girdi. Bu işgal girişiminin oyun kurucusu Rusya olduğu artık bilmeyen yok. Rusya bu oyunu ABD’yi geriletmek için oynadığı artık bir sır değil.

Sadece ABD değil, birlikte hareket ettiği görünümünü verse de, ortaya çıkan veriler İran’ı da Suriye’de etkisizleştirmek için kurduğu bir oyun olduğunu fazlasıyla gösteriyor. Rusya bu oyunu kurarken Kürtlerin kanı üzerinde kurduğu da artık uluslararası güçler ve Kürt kamuoyu ile Kuzey Suriye halkları tarafından da görülmüş durumda.

Rusya bu oyunda tetikçilik görevini Türkiye’ye, daha doğrusu AKP ve RTE’ye vermiş. O yüzden 22. gününe giren ve sivil katliamlar, ev ve işyerlerinin talanı ve yıkım ile devam eden Efrin işgal girişiminin başlatıcı gücünün de Rusya olduğu artık tartışma götürmez bir gerçekliktir.

20 Ocak’ta Rusya’nın bu kirli oyun kuruculuğu ve DAİŞ ve El Kaide işbirliği yapan AKP ile bu katliam ve işgal girişiminin başlattıktan 15 gün geçtikten sonra Kürtler ve dünya kamuoyunun tepkisinden ötürü Rusya Türkiye’ye birkaç günlüğüne hava sahasını kapattı. Hava hasasını yeniden açmak için oyunun başka bir senaryo ile sürdürdü.

Suriye Rejimi Rusya ve İran’ın desteği ile ayakta olduğunu artık bilmeyen yok. Rusya Latkiye, Tartus, Cısır Şuğur, İdlip hattı olarak bilinen sahil hattında daha fazla etkili.

İran ise Lübnan sınırlarına düşen bölgeler ile Irak sınırlarına yakın Dera Zor, Ebu Kemal ve diğer alanlarda etkilidir. Bununla aslında İran ile Rusya’nın Suriye’de etki alanlarına göre aralarında bir paylaşım yapıldığını söylemek yanlış olmaz. İşgal girişiminin başında sessiz olan İran önce Dış İşleri Bakanlığı sözcüsü Behrem Qasimi aracılığıyla tepki gösterdi. İşgal ve katliam girişimlerine son verilmesini istedi. Ardından Astana kararlarına dönülmesini talep etti. Qasimi’den sonra Ruhani benzer açıklamalar yaptı. Bunun üzerine Türk Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu İran’ı ziyaret ederek, dışişleri bakanı ve Ruhani ile görüştü. Ancak Ruhani işgal girişiminin durdurulmasını bu ziyarette de açıkça Çavuşoğlu’na söyledi.

RUSYA İRAN’I DÊRA ZOR’DA TUZAĞA MI ÇEKTİ?

Bunun üzerine Rusya oyun kuruculuğunun farklı bir aşamasını başlattı. Dera Zor çevresinde İran’a yakın olan Suriye Ordu güçlerini QSD güçlerine saldırtmak istedi. ABD ve Koalisyon güçleri bu saldırılara karşı hava saldırıları düzenledi. Rusya bu oyunla ABD ile İran’ı karşı karşıya getirme planlarını yaparak İran’ı daha fazla kendileri ile Türkiye’nin oyunlarına yatırma hesabını yaptı. Ayrıca İran’ın işgal ve katliam girişimine karşı olan tutumunu da değiştirmek istedi. Bunun yanı sıra bu hava saldırılarını gerekçe yaparak işgalci, katliamcı Türk devletinin savaş uçaklarına yeniden hava sahasını açtı. Son iki gündür yeniden hava saldırıları ile Efrin işgali yeniden devam ettiriliyor. Hava sahasının yeniden açılması ile sivil katliamlar ve daha ağır yıkımla işgal girişimi sürdürülüyor.

Rus oyununun bir parçası bu olurken diğer önemli bir parçası da düşürülen ikinci uçağından sonra Türkiye’yi daha fazla saldırgan hale getirmesidir. Rusya basınında savaş uçaklarının Türkiye yanlısı gruplar tarafından düşürüldüğü işlendi. Hala bu uçağın nasıl düştüğüne dair net bir bilgi yok. Rusya basın üzerinden Türkiye’ye yaptığı bu baskı, Türkiye’nin Hükümet Sözcüsü aracılığıyla Mimbiç’teki ABD’ye sert mesajlar vermeye dönüştü. Bekir Bozdağ’ın “Mimbiç’e gideceğiz, karışımıza ABD askerleri de çıksa vururuz” şeklindeki açıklamaları Rusya’nın uçağının düşürülmesi ve bundan dolayı Türkiye’ye yapılan baskı sonucu olduğunu bilmeyen yok.

Bu açıklamalar Rusya uçağının düşürülmesinden sonra ağır Rusya tarafından ağır baskı altına alınan Türkiye’yi şimdi oyunun diğer bir ayağı olan ABD ile çatıştırma, savaştırmaya doğru sürüklediğini söylemek mümkün. Bununla da aslında oyun kurucu olan Rusya Türkiye’yi her şeyi ile ele geçirip tetikçi, vurucu güç haline getirdiği rahatlıkla görülebilir. ABD ile Türkiye arasında bir çatışmaya dönüşür mü bu oyun şimdiden kestirmek zor. Ancak Rusya sonuna kadar böyle bir aşamaya götürmeye çalışıyor. Bunu rahatlıkla görmek mümkündür.

İSRAİL GÜÇLERİ İRAN’I NEDEN VURDU?

Rusya’nın oyun kuruculuğu ile başlayan ve Suriye’de iç savaş ve bir dünya savaşının başlamasının verilere her geçen gün biraz daha fazla açığa çıkıyor. Tam da böyle bir ortamda İsrail güçleri Suriye’deki İran güçlerini vurmaya başladı. Rusya’nın kirli planlarla başlattığı bu savaş oyunun bir nedeni her ne kadar ortak hareket ettiklerini yansıtsalar da İran’ı da Suriye’de etkisizleştirmek istediği ortaya çıkıyor.

Elbette sadece İran’ı değil, İran ile birlikte asıl geriletmek istediği, Irak ile başlayıp Suriye ile devam eden ABD’nin kendisi ve bölge projelerini boşa çıkarmak, etkisizleştirmektir. Rusya Suriye’de tek başına hakim olmak için tetikçi ve vurucu güç olarak seçtiği Türkiye ile bir sonuca gitmek istiyor. Türkiye ile sonuca gittikten sonra Erdoğan kendisine pay düşeceğini sanıyor olabilir ancak bunun imkansız olduğunu da çok iyi biliyor. Rusya’nın kendisini bir maşa olarak kullandığını da bilmemesi mümkün değil. Ancak Erdoğan Kürt kanını akıtmak, Kürtlerin her hangi bir kazanım elde etmesini istemediği için Suriye’de hiçbir şey elde etmese de bunu engellemesi durumunda bile kendisi için büyük bir kar olduğunu düşünerek bu maceraya atılıyor. Bunun yanı sıra Suriye’yi, İran, Türkiye, Rusya, ABD ve Koalisyon güçlerinin de içinde olduğu yeni bir dünya savaşının merkezi haline getirmek istediği planının en kirli ve tehlikeli bölümü olduğu da yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor.

KÜRT KANI ÜZERİNDEN YENİ BİR DÜNYA SAVAŞI

Rusya bütün bunları Kürt kanına susamış, Kürt kanını dökmekten zevk alan RTE’yi Efrin’i işgal etmek hevesini her geçen daha da arttırarak yapmaya çalışması, tarihte ve günümüzde Kürt politikalarının ne olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Yani Kürt kanını akıtmakla yeni bir dünya savaşını başlatmak, Rusya şu an oynadığı ve çok tehlikeli olan oyunu olduğunu söylemek hiçte yanlış değil.

Kısacası Rusya’nın oyun kuruculuğu, Türkiye’nin katliam ve tetikçiliğe soyunduğu, İran’ın etkisizleştirilmek istendiği Suriye’deki yeni süreç hızla yeni ve askeri güçlerin devreye gireceği bir dünya savaşına doğru gittiğini söylemek gerekiyor. Bu savaştan herkes, her halk, her ülke zararlı çıkar. Belki oyun kurucular, tetikçiler en fazla Kürtlerin zararlı çıkacağı düşünüyor olabilirler ancak en fazla zararlı çıkacak olan Türkiye, Rusya olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kürtler ittifak halinde oldukları, yeni bir sistemi halklar birlikte kurduğundan ötürü ağır bedeller ödeyebilirler ancak bu süreçten direnerek en karlı çıkacaklarını söylemek hiçte yanlış olmaz.