GÖRÜNTÜLÜ

'Hiçbir zaman emeklerini heba etmeyeceğiz!'

Hesekê’nin ilk YPG şehidi olan Delîl Cûdî’nin annesi Heyfa Mihemed, “Halkların kardeşliğinin şehidi oldu. Aile olarak dört şehit verdik. Hiçbir zaman emeklerini heba etmeyeceğiz” dedi.

DELÎL CÛDÎ

Devrimin 2011’de başlamasıyla birlikte Rojava’nın hemen hemen her şehrine, kasabasına, köyüne farklı çetelerin saldırıları oluyordu. Rojava halkı kendi topraklarını korumak için büyük direnişler sergiledi. Yüz binlerce Rojavalı genç, topraklarını korumak için kendilerini feda etti. Bunlardan biri de Hesekê’nin ilk YPG şehidi olan Delîl Cûdî idi.

Çocuk yaşında müziğe büyük ilgi ve sevgi besleyen Delîl Cûdî, Hesekê’nin kültür ve sanat kurumunda yer alıyordu. Devrimin başlamasıyla birlikte, o dönemin YXK savunma gücü içinde yerini aldı. Annesi Heyfa Mihemed, Hesekê’de 9 Nisan 2013’te çeteler ile yaşanan çatışmada şehit düşen Delîl Cûdî’yi ANF’ye anlattı:

ÇOCUKLUĞUNDA BİLE DURUŞU VARDI


“Aile olarak 1988’den beri Kürt Özgürlük Hareketi’nin içinde yer alıyoruz. Bir ailenin yaşam biçimi, kültürü ve ahlakı nasılsa o aile içinde büyüyen çocuklar da aynı kültür ve ahlakla büyür. Delîl, hep farklı bir çocuk oldu. Okulda, mahallede ve arkadaşları içinde de bu farkını gösteriyordu. Kavgacı değildi ama hiçbir zaman kendisini ezdirmezdi. Küçük yaşına rağmen haksızlığa karşı asla sakin durmazdı. Onun bu karakteri ve duruşu, büyüdükçe daha oturaklı ve duruş sahibi olmasını sağlıyordu. 7. sınıfta okulu bıraktı. Tüm ısrarlarımıza rağmen devam etmek istemiyordu. Kültür ve sanat çalışmalarına çok daha fazla ilgisi vardı. Tüm aile ısrar etmemize rağmen Delîl, kültür çalışmalarına katılmakta ısrar etti. Zaten çocukluğundan beri sanata ve müziğe ilgisi çok büyüktü. Bir şeyi sevmişse ve aklına koymuşsa onu başarmadan durmazdı. Hedefleri hep çok büyük oldu. Kültür çalışmalarında uzun yıllar kaldı. Devrimin 2011’de başlamasıyla birlikte YXK oluşturulmuştu. Delîl, YXK içinde yer almaya başladı. Bize bazı çalışmalarda yer alacağını ve arada geç geleceğini söylemişti. Ben birçok defa ona çalışmalarını yapmasını, engel olmayacağımızı ama kendini de koruması gerektiğini söylüyordum. 

HER YERE KOŞTURAN 5 KİŞİLİK GRUP

Hesekê’de Cebhet el Nusra saldırıyordu. YXK ile çeteler arasında çatışmalar yaşanıyordu. Zaten o dönem yavaş yavaş YPG’nin oluşumu da örgütleniyordu. Onlar yaşları birbirine yakın 5 kişilik bir gruptu. Her yere koşturuyorlardı. YPG’nin oluşumu sürecinde büyük bir heyecan ve coşkuyla çalışıyordu. YPG ve YPJ savaşçılarının giydikleri palaskaları bile eve getirip onunla birlikte elimizle dikiyorduk.

KÜRT-ARAP ÇATIŞMASINA KARŞI

Şimdi ‘Şehîd Delîl’ ismiyle bilinen alanda çetelerin elinden bazı yerler alınmıştı. O alanda arkadaşlarıyla birlikte çalışıyordu. Alanın savunmasını yapıyorlardı. Bir gün öncesinden alanda Rustem adında bir arkadaş, çete hücreleri tarafından vuruldu. O dönemin Suriye rejim güçleri ve Cebhet el Nusra çeteleri, alanda Kürt-Arap çatışması yaratmaya çalışıyordu. Bölgede bu şekilde bir çatışmanın çıkması devrimin geleceği için çok büyük bir tehlike oluşturuyordu. Bu nedenle örgüt böyle bir çatışmanın çıkmasını istemiyordu. Hareket, alanda Kürt ve Arap birliğini oluşturmak ve birlikte alanı savunacak bir savunma oluşturmaya çalışıyordu. Sadece Kürtler için değil bölgedeki tüm halklar için yürütülen bir mücadele olduğunu, bu mücadelenin herkesi kapsadığını, hepsine anlatmaya ve göstermeye çalışıyordu. Ancak, sürekli olarak bunun tam tersini yapmaya çalışan fitneciler vardı. Hem rejime bağlı bazı kesimler hem de Cebhet el Nusra gibi hücreler halk içinde sürekli olarak fitne yaratarak karşı karşıya getirmeye çalışıyordu. 

GÖRÜŞMELER DEVAM EDERKEN SALDIRDILAR

Tüm bu oyunları boşa çıkartmak için sürekli olarak görüşmeler oluyordu. Delîl de bu görüşmeye giden grubun içindeydi. Görüşmeler devam ederken bu hücrelerden bazıları hem yolu kapatmış hem de bazı kişiler farklı noktalarda saklanarak karışıklık çıkartmak için mevzilenmişti. Görüşmeler devam ederken büyük oğlumun da içinde bulunduğu arabanın önünü kesip ateş ettiler ve böylelikle çatışma başladı. O çatışmada Delîl şehit olmuştu ve büyük oğlum da esir alınmıştı. Ben, Delîl’in şehit düştüğünü bilmiyordum. Büyük oğlum arayarak esir düştüğünü ve bırakılması için çatışmaların durması gerektiğini söyledi. Çatışmalar uzun sürdü, çünkü Delîl şehit düşmüştü ve arkadaşları bu nedenle durmak istemiyordu. Arkadaşlar ısrarla çatışmaları durdurmaya çalışıyordu ancak savaşçılar ikna olmuyordu. Çatışmalar durdurulduktan sonra büyük oğlum serbest bırakıldı. Onu eve getirdikleri zaman Delîl’in şehit düştüğünü öğrendim.

HALKLARIN KARDEŞLİĞİNİN SEMBOLÜ OLDU

Delîl’in merasiminde büyük bir çadır kuruldu. Bu çadırda Hesekê’deki tüm halk bileşenleri davet edildi. Delîl’in şehadetiyle halkların kardeşliği bu bölgede ilan edilecek, denildi. Delîl’in ismi ondan sonra halkların kardeşliğiyle anıldı. Şehadetiyle bölgedeki halklar arasında birlik oluştu ve halkların kardeşliği geliştirildi. O çatışmadan sonra bir daha Kürtler ve Araplar arasında çatışma yaşanmadı. İlk ve son savaş oldu. Sonra Arap çocukları mücadeleye katıldı, devrimde yerini aldı ve şimdi onlarca şehitleri var. Şehîd Delîl adına ilan edilen alan, halkların kardeşliği olarak adlandırılıyor hala. Bugün Delîl Cûdî, halkların kardeşliği şehidi olarak bölgede tanınıyor ve biliniyor.

BU TOPRAKLAR VERDİĞİMİZ BEDELE DEĞER

Arkadaşlar kültür çalışmalarında kalmasını istedi ama o askeri güçlerde kalmakta ısrar etti. Ona, kültür çalışmalarını çok sevdiğini, neden bıraktığını sorduğumda, kültür çalışmalarını her zaman sevdiğini ancak şu anda öncelikli işin askeri alanda olduğunu, kültüre elbette tekrar geri döneceğini söylemişti. Delîl, Önderliğin doğum gününde de şarkı söylemişti, saz çalmıştı. Her yıl biz 4 Nisan’da Önderliğimizin doğum gününü kutluyoruz. 9 Nisan’da ise Delîl’i anıyoruz. Biz, bu moral ve coşkuyu Önderliğimizden alıyoruz. Gücümüzü, Önderliğimizden alıyoruz. Önderlik sayesinde kendi topraklarımızı büyük bedellerle savunmayı öğrendik. Bu topraklar verdiğimiz her bedele değer. Evet canımız yanıyor, ciğerimizden bir parça gidiyor ama Önderliğin bizim için verdiği emeklere değer. Önderlik, ‘toprağınızı ve özgürlüğünüzü savunmanız için bedel ve emek vermeniz gerek’ diyor. Emek nedir? Mücadele uğruna verdiğimiz çocuklarımızdır. Dağdaki gerilladır. Onlar da bizim çocuklarımız değil midir? Bu halkın çocukları değil midir? 

ŞEHİTLERE VE ÖNDERLİĞE LAYIK OLACAĞIZ

Bu devrim gerçekleşmeden önce bizler kendi kanımızdan canımızdan bir ordu yarattık. Bu devrim ve mücadele öyle birkaç yıl içinde gelişmedi. İlmik ilmik emek verilerek oluşturuldu. Önderlik kendimizi kurtarmamız için bize fikir verdi, yol gösterdi. Verilen bu mücadele ve emek sadece bir halk için değildi. Tüm ezilen halklar, insanlık için verildi. Önderlik ezilen her insan için bu mücadeleyi verdiğini söyledi. İnşallah bizler de Önderliğin bu fikir ve felsefesine göre yaşamaya ve mücadele etmeye devam ederiz. Biz aile olarak dört şehit verdik. Hiçbir zaman onların emeklerini heba etmeyeceğiz. Önderlik kadına hep güvendi ve güç verdi. Bizler de sonuna kadar Önderliğin bu güvenine layık olacağız ve şehitlerimizin izinde olacağız. Biz çok büyük bir mirasa sahibiz.”