HPG şehit gerillanın kimliğini açıkladı
Zap’ta şehadete ulaşan gerillanın kimliğini açıklayan HPG, “Tüm yoldaşlarının örnek aldığı Apocu bir militan olarak mücadele tarihimizdeki yerini aldı” dedi.
Zap’ta şehadete ulaşan gerillanın kimliğini açıklayan HPG, “Tüm yoldaşlarının örnek aldığı Apocu bir militan olarak mücadele tarihimizdeki yerini aldı” dedi.
HPG Basın İrtibat Merkezi açıklamasında şunlar belirtildi:
“Derwêş Çiya yoldaşımız, 8 Eylül 2024 günü Şehîd Delîl Batı Zap bölgesinde gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Derwêş yoldaşımız, özgürlük mücadelesini tanıyarak Kürt toplumsal gerçekliğinin farkına vardı. Büyük bir iddia, kararlılık ve azimle mücadele saflarında yer almaya başladı. En küçük çalışmadan fedaice savaşmaya kadar soluksuz bir yürüyüşün sahibi oldu. Partimiz PKK’yi en sade ve temiz duyguları ile tanıdı, düşman zindanlarında en zorlu şartlarda direniş içerisinde pişti ve gerillalaşarak halkımızın özgürlük mücadelesini dağların doruklarında omuzladı. Derwêş yoldaşımız, katılımından şehadetine kadar mücadelesinin her anında Apocu fedai bir militan olarak hareket etti. Yaşamdaki duruşu, içten yoldaşlığı, mütevazı, fedakar ve olgun kişiliği ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı Apocu bir militan olarak mücadele tarihimizdeki yerini aldı.
PKK’li olmayı en büyük gurur ve onur kaynağı olarak gören yoldaşımız, yaşamının her anında taşıdığı bu misyonun hakkını vermeye çalıştı. Şehadetiyle mücadelesini zirvede tamamlayan Derwêş yoldaşımızın başta değerli ailesi olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, mücadelesini büyüteceğimizin sözünü yineliyoruz.
Derwêş yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Derwêş Çiya |
Adı serhildan ve tarihte eşine az rastlanır direnişlerle Kurdistan tarihine geçen Amed kenti, bağrından çıkardığı tarihi şahsiyetler, öncü devrimciler ve kendisini her şart altında halkımızın özgürlük değerleri için feda eden fedai militanlar ile bu özelliğini günümüze kadar taşımayı başardı. Soykırımcı siyasetini ısrarla sürdürerek Kurdistan’daki diğer halklar gibi Kürt halkını da yok etmeyi varlık gerekçesi haline getiren Türk devleti, halkımızın görkemli direnişi ile karşılaşmış ve kendisini başarıya en yakın hissettiği anlarda tarihi darbeler yemekten kurtulamamıştır. Rêber Apo ve partimiz PKK’nin Kurdistan’da yarattığı özgürlük ruhu artık Kürt halkının tüm bireylerinin hücrelerine kadar sirayet etmiş ve neredeyse artık mücadelemizin ulaşmadığı kişi, hane, köy ve kent kalmamıştır. Düşman saldırılarının en yoğun olduğu zamanlarda bile adeta küllerinden yeniden doğarcasına serhildana kalkan değerli Amed halkımız, kuşkusuz bu kutlu ve onurlu görevini yeniden oynayacak ve özgürlük dağlarına gönderdiği evlatlarının mücadelesini daha da büyütecektir.
Amed halkımızın değerli evlatlarından biri olan Derwêş yoldaşımız da Kurdistan’ın köklü aşiretlerinden biri olan Bekiran’lara mensup bir ailenin ferdi olarak dünyaya geldi. Sade ve kendi halinde olan ailesi tarafından Kürt kültürüne ve toplumsal geleneklerine göre yetiştirildi. Bu nedenle özüne bağlı bir şekilde büyüyen yoldaşımız, ailesinden aldığı terbiye ve kültürü tüm yaşamı boyunca koruyarak bunu devrimci yürüyüşü için en önemli zemin haline getirdi. Türk devlet okullarında bir süre okuduktan sonra üç yıl kadar medreselerde eğitimini sürdüren yoldaşımız, bu süreçte kendisini geliştirdiği gibi toplumsal anlamda ilk çelişkilerini de yaşadı. Bir Kürt çocuğu olarak kendi anadili ile eğitim görememesi, ailesinden edindiği köklü kültürünü yaşayamaması ve çoğu kez saklamak zorunda kalması ve yaşamın her alanında yaşanan düşman baskısı Derwêş yoldaşımızın yaşama dair sorgulamalara gitmesine neden oldu. Amed kuçelerinde büyüyen her Kürt çocuğu gibi düşmanın halkımızın en küçük bir hak talebini dahi şiddet ve baskıyla bastırmak istemesine tanıklık eden yoldaşımız, bu süreçte düşman gerçekliğini daha iyi anlamaya başladı. Bazı arkadaşlarının aracılığı ile mücadelemizle tanışan Derwêş yoldaşımız, ilk olarak kimi legal çalışmalarda yer almaya başladı. Bu süreçte arkadaşlarına duyduğu sevgiyi PKK yoldaşlığı ile daha da anlamlandırmayı başaran yoldaşımız, böylece mücadelesini sağlam bir zemin üzerinde geliştirmeye başladı. Fakat düşmanın özelikle 2015 yılından itibaren halkımıza yönelik saldırılarını artırması, katliamlar geliştirmesi ve giderek büyüyen özgürlük mücadelemizi bastırmaya çalışması karşısında daha aktif bir katılım sağlamaya karar veren Derwêş yoldaşımız, bunun ancak direnişin geliştirilmesiyle mümkün olabileceğine inandı. Bu temelde Amed’de YPS çalışmalarında yer alan yoldaşımız, tarihi Sûr direnişinin geliştirilmesinde büyük bir emeğin sahibi oldu. Dürüst ve son derece temiz duygularla mücadelede yer alan yoldaşımız, bu özelliğiyle daha o süreçlerde birlikte mücadele ettiği yoldaşlarının saygısını kazandı. Sûr direnişinin altyapı çalışmalarından, direniş başladıktan sonra geliştirilen eylemlere kadar her safhasında yer alan yoldaşımız, 2015 yılının sonbaharında talihsiz bir şekilde düşmana esir düştü.
Daha ilk günden itibaren zindanı da bir mücadele alanı olarak gören ve buna göre bir katılım sağlayan Derwêş yoldaşımız, düşmanın zindanlarla Kürt gençlerini mücadeleden koparmak istediği gerçekliğini erkenden bilince çıkardı. Bu nedenle sürekli yoğunlaşarak düşman politikalarını boşa çıkarmayı esas alan yoldaşımız, bunun için kendisini ideolojik ve teorik anlamda yetkinleştirmesi gerektiğinin bilincindeydi. Bu anlamda arayışları olan yoldaşımız, özellikle tarihi Amed Zindan Direnişi gerçekliğini, düşmanın insanlık dışı işkencelerine karşı bedenlerini siper eden partimiz PKK’nin öncü kadroları Mazlum Doğan, Mehmet Xeyrî Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz, Ali Çiçek ve onlarca yoldaşımızın insanüstü direnişlerini araştırdı, anlamaya ve özümsemeye çalıştı. Kişiliğinde kısa sürede önemli gelişmeler yaratan Derwêş yoldaşımız, bir yandan zindanda geliştirilen direnişlere katıldı, bir yandan da gerillaya katılacağı günlerin hayalini kurarak kendisi her anlamda dağ koşullarına hazırladı. Zindandaki yoldaşlarından da bu anlamda yardım alan yoldaşımız, özellikle Hêzên Taybet çalışmalarına büyük bir merak duydu. Zindanda kendisini örgütsel anlamda da geliştirme imkanı bulan Derwêş yoldaşımız, bulunduğu hücrelerdeki yoldaşlarına öncülük yaparak onlarında Partimizi ve Önderlik gerçekliğini daha yakından tanımalarını sağladı. Mücadelesini her zaman büyütmenin çabasında olan yoldaşımız, bunun fedakarlık ve kendisini adamayla mümkün olabileceğinin bilincinde oldu. Bu temelde 2019 yılında Önderliğimizin üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla başlatılan açlık grevinde yer alarak bu süreçte önemli bir rol oynadı. Fedailiğe dair yoğunlaşmalarını bu süreçte daha da derinleştiren Derwêş yoldaşımız, yaptığı bir değerlendirmede açlık grevindeyken Önderliğimizi daha çok hissettiğini belirtti. Büyük bedellerin verildiği bu açlık grevleri sürecinde Önderliğimizden aldığı selam ile yaşamının en mutlu ve onurlu anını yaşadığını belirten yoldaşımız, her zaman Önderlik çizgisinde bir mücadelenin sahibi olacağının sözünü daha da pekiştirdi.
2020 yılında zindanda çıktıktan sonra en büyük hayali olan gerilla ile buluşmak için arayışlara giren Derwêş yoldaşımız, zindanda birlikte mücadele ettiği iki yoldaşıyla birlikte düşmanın tüm önlemlerini aşarak gerilla saflarına katılmayı başardı. Dağ ve gerilla yaşamına uyum sağlamak için yeni savaşçılar eğitimi alan yoldaşımız, ilk hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadı. Eğitime olan ilgisi sayesinde birçok yeni dönem gerilla taktiğini öğrenmeyi başaran Derwêş yoldaşımız, aynı zamanda ideolojik anlamda yaşadığı derin yoğunlaşmalarla da kişiliğinde önemli değişimler yarattı. Özgürlük mücadelemizin ancak gerillalaşarak zafere ulaşacağına olan derin inançla kısa sürede yetkin bir gerilla olan yoldaşımız, hiçbir zaman kendisini yeterli görmedi. Her zaman daha fazla mücadele etmek, en ağır yükü omuzlayıp dönem görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmek istedi.
Yaşadığı yoğunlaşmaları yoldaşlarıyla da paylaşan Derwêş yoldaşımız, özellikle uzun zamandır kurduğu Hêzên Taybet’e gitme hayalini gerçekleştirmek için büyük bir ısrarın sahibi oldu. Mücadeledeki iddia ve kararlılık düzeyi ile yaşamdaki fedai duruşu sayesinde yoldaşlarının güvenini kazanan Derwêş yoldaşımız, nihayet amacına ulaşarak Hêzên Taybet çalışmalarına dahil oldu. Burada aldığı eğitimlerle kendisini ideolojik anlamda daha da derinleştiren yoldaşımız, özellikle fedailiğin bir yaşam tarzı olduğu gerçekliğini bilince çıkardı. Fedaileşmenin büyük bir fedakarlık, azim ve iradeleşme gerektirdiğinin farkında olan yoldaşımız, bunu daha fazla mücadele etmenin gerekçesi yaptı. Zorluklar karşısında asla pes etmeyen Derwêş yoldaşımız, mücadele tarzını daha da zenginleştirerek kişiliğinde önemli değişimler yarattı. Hem yoldaşlarının tecrübelerinden hem de yaşadığı pratiklerden ders çıkarmayı bilen yoldaşımız, bunu gelişiminin ve güçlü katılımının zemini yaptı. Fedaileşmenin aynı zamanda dervişane bir yaşam gerektirdiğinin bilincinde olan Derwêş yoldaşımız, adına yaraşır bir pratiğin sahibi olmak için sürekli yoğunlaşma halinde oldu. Bir özgürlük gerillasının aynı zamanda iyi bir sanatçı olması gerektiğini düşünen Derwêş yoldaşımız, bu anlamdaki çabaları ile tüm yoldaşlarının saygı ve sevgisini kazandı. Yaşadığı yoğunlaşmalarda ulaştığı hakikati bazen bir şiirle, bazen bağlama eşliğinde bir türküyle bazen de Önderlik felsefesinden süzdüğü en anlamlı cümlelerle ifade etti. Dindar ve feodal özelliklerin ağır bastığı bir aile ve çevrede büyümüş olmasına rağmen kadın özgürlük sorununu erkenden farkeden yoldaşımız, bu nedenle mücadele yürüten kadın yoldaşlarına karşı büyük bir saygı ve sevgi duydu. Kadın özgürlük sorununun erkek egemenlikli zihniyetin sonucu olduğunun bilincinde olarak her zaman yoğunlaşan yoldaşımız, kadınla ancak kendisini Önderlik felsefesi temelinde değiştirdiği oranda yoldaşlık yapabileceğini dile getirdi. Bu anlamda kendisinin gelişimi için emek veren Şehîd Güven Doza – Cansel Dursun yoldaşımızı her defasında anarak onun şahsında tüm şehitlerimize layık olmanın çabasında oldu. Eğitimini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra savaşın yoğun yaşandığı alanlara gitmek isteyen Derwêş yoldaşımız, bu amacına ulaşmak için yoğun bir ısrarın sahibi oldu. Gerillacılıkta ulaştığı profesyonellik düzeyi, militanlık ölçülerindeki net duruşu ve güçlü yoldaşlığı ile tüm yoldaşlarının güvenini kazanan yoldaşımız, Şehîd Delîl Batı Zap bölgesine geçerek mücadelesini burada sürdürdü.
Şehîd Delîl bölgesinde bulunduğu süreçte de aktif ve coşkulu katılımını sürdüren yoldaşımız, büyük bir öfke duyduğu ve kendisinden çocukluğunu çalan işgalci Türk devletinin faşist ordusuna karşı eylem yapacağı anı bekledi. Beklediği an nihayet geldiğinde de bir an bile tereddüt etmeden en etkili bir şekilde düşman mevzilerinin üzerine yürüyen Derwêş yoldaşımız, yıllarca yüreğinde biriktirdiği öfkeyle düşmana ağır darbelerin vurulmasını sağladı. Düşmana olan büyük öfkesinin aksine yoldaşlarına karşı son derece saygılı ve mütevazı olan yoldaşımız, yüzünden hiçbir zaman eksik etmediği güzel gülüşüyle tüm yoldaşlarının yüreğini ısıtarak, onlara güç ve moral vermeyi başardı. 8 Eylül 2024 günü yer aldığı bir eylemden sonra gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşan Derwêş yoldaşımız, her zaman mücadelemizde yaşayacak ve bizlere öncülük yapmaya devam edecektir."