GÖRÜNTÜLÜ

‘Mücadelemiz ve direnişimiz Efrîn’e dönüş içindir’

Türk devletinin işgalinin ardından Efrîn ve Şehba’dan göç etmek zorunda kalan yurttaşlar, tüm saldırılara Efrîn’den vazgeçmediklerini belirterek, “Mücadele ve direnişimiz Efrîn’e dönüş içindir” dedi.

EFRÎN GÖÇMENLERİ

Efrîn’in 2018 yılının Mart ayında Türk devleti tarafından işgal edilmesiyle birlikte halk topraklarını terk etmek zorunda kalarak Şehba’ya yerleşti. Halk Şehba’da da birçok kez Türk devletinin saldırılarına maruz kaldı ama tüm zorluklara ve saldırılara rağmen direnmekten vazgeçmedi, düşmana boyun eğmedi. Zorlu koşullara rağmen Şehba’da yaşamını sürdüren Efrîn halkı Türk devleti ve ona bağlı SMO çetelerinin saldırıları sonucu bir kez daha göç etmek zorunda kaldı.

Yurttaşlar, Efrîn’den Şehba’ya, oradan da Reqa’ya kadar uzanan göç sürecindeki zorlukları ANF’ye anlattı.


2018 yılında Türk devleti ve SMO çetelerinin savaş uçakları ve ağır silahlarla Efrîn’e saldırı başlattığını hatırlatan Elî Pîrî, “İşgalci Türk devleti Yeni Osmanlı amacıyla topraklarımızı işgal etmek için Efrîn’e saldırdı. Efrîn’in gökyüzü 72 savaş uçağıyla kaplandı. O dönemde Efrîn’in tüm kasabaları veya köyleri bombardımana tutuldu. Türk devleti saldırılarını doğrudan halka yöneltti. Kadın, çocuk fark etmeksizin herkes hedef alındı. Büyük katliamlar yapıldı. Binlerce insan katledildi. Ancak Efrîn halkı, 58 gün boyunca direndi ve topraklarını düşmana kolayca teslim etmedi” dedi.

DİRENİŞİMİZ DÜŞMANA KARŞI EN GÜÇLÜ SİLAHIMIZDIR


Efrîn’in Bilbilê ilçesinden olan Fatma Reşîd, Türk devletinin işgalinin ardından yaşadığı göç sürecini şu sözlerle anlattı: “Efrîn’de hayatımız güzel ve rahattı. Ancak işgalci Türk devleti bize yönelik vahşi saldırılar gerçekleştirdi. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar katledildi. 58 gün süren direnişin ardından topraklarımızı terk etmek zorunda kaldık. Evlerimizi, topraklarımızı geride bırakarak Şehba’ya yerleştik. Orada yeni bir hayat kurduk ki bir gün tekrar Efrîn’e dönebilelim. Şehba’ya geldiğimizde hep ‘Burayı çocuklarımız için küçük bir Efrîn yapacağız’ diyorduk.

Ancak düşman tekrar saldırdı ve bizi Şehba’dan da çıkardı. Saldırıların ardından Özerk Yönetim bölgelerine geçtik. Türk devleti, bizi iki kez göç ettirdi. Biz siviliz ve uluslararası hukuka göre sivillere yönelik zorla göç ettirme, işkence ve katliam yasaktır. Ancak işgalci Türk devleti bizi evsiz, yurtsuz bıraktı. Göç sırasında katliamlar, kaçırmalar ve birçok insanlık dışı suç işlendi. Türk devleti, Kürt halkına yönelik saldırılarını her geçen gün daha da artırıyor. Buna karşı Kürt halkı, her zaman mücadele edecek ve direnişimiz düşmana karşı en güçlü silah olacaktır.”


Efrîn-Şehba’dan göç etmek zorunda kalanlardan biri de Ferîde Ehmed. 2018 yılındaki saldırıların insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu vurgulayan Ferîde Ehmed ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Efrîn’de evimizde, güven içinde yaşıyorduk. Ancak düşman bize saldırdı, evlerimizden ve topraklarımızdan bizi zorla çıkardı. Yüzlerce kadın ve çocuk katledildi, kaçırıldı. Fakat uluslararası devletlerden kimse bu savaşa karşı ses çıkarmadı ve saldırıları durdurmadı. Buna rağmen umudumuzu kaybetmedik ve Şehba’ya geçtik. Şunu kabul ettik; Efrînimiz düşmanın eline geçti, ama biz Şehba’da yeni bir hayat kuracağız. Burada evlerimizi ve yaşam alanlarımızı inşa ettik. Ancak düşman tekrar saldırdı ve bizi Şehba’dan da çıkardı. Göç sırasında Özerk Yönetim bölgelerine ulaşırken, çeteler ve Türk devleti bize yönelik her türlü çirkin saldırılarda bulundular.”