GÖRÜNTÜLÜ

Rohilat Efrîn: YPJ 2024’te de mesajını vermeyi başardı

YPJ’nin 2024’te de dünyada birçok kadına ulaşmayı, mesajını vermeyi başardığını belirten YPJ Komutanı Rohilat Efrîn, ayrıca Tişrîn Barajı ve Qereqozax’ta verilen mücadelenin yeni dönem direnişinin rengini belirlediğini vurguladı.

2024'TE YPJ MÜCADELESİ

YPJ komutanlarından Rohilat Efrîn, YPJ’nin son bir yıllık mücadelesiyle, özellikle bugün bölgede yaşanan savaş ve YPJ’nin burada verdiği direnişe ilişkin ANF’ye konuştu.

YPJ’nin yıllardır verdiği mücadele kapsamında sadece Kürt kadınlarının değil, tüm kadınların sesi olmayı başardığına dikkat çeken Efrîn, şunları söyledi: “Tüm kadınların sesi ve direniş gücü YPJ, yaşanan bu savaşta öncü misyonunu oynuyor. Tüm gücüyle her gün bu gücü kırmaya ve yok etmeye çalışan güçlere karşı büyük bir mücadele veriyor. Çok değerli ve büyük çalışmalar bu kapsamda yürütüldü. Bu yıl içerisinde, başta DAİŞ’in bölgemize yönelik saldırılarına karşı büyük bir mücadele yürütüldü, çok kapsamlı operasyonlar yapıldı.

Bu yıl içerisinde konferanslar ve çok sayıda toplantılar da düzenlendi. Bu çalışmalarla hem tüm dünya hem de bölgedeki tüm kadınlara, her türlü saldırıya karşı kadının ortak örgütlenmesinin hayati önemine vurgu yapıldı. Bu kapsamda YPJ üst düzeyde bir çalışma yürüttü.

YPJ, yıl içinde gerçekleştirmiş olduğu konferans ile hem sene başında önüne koyduğu planlamalarını gerçekleştirmek hem de örgütsel, ideolojik ve askeri boyutta tüm dünya kadınları için üstlenmiş olduğu misyonu daha aktif ve sonuç alıcı bir mücadele tarzına dönüştürmeyi amaçlıyor. Konferansta en dikkat çekici gündem, kadın ve savunma olarak öne çıktı. Aslında sadece konferansta değil, kadın savunma çalıştayında da aynı şekilde bu konu önemli derecede ele alınıp tartışıldı. Çünkü 2024 yılında, kadınların savunma alanında çok daha güçlü bir şekilde örgütlenip, kendi savunmasını gerçekleştirme ihtiyacı bariz bir şekilde görüldü. Kadınlar, kendilerini 3. Dünya Savaşı’nda savunabilmek ve varlığını koruyabilmek için ancak kendi örgütlülüğünü ve savunmasını en üst derecede sağlayarak koruyabilir.

‘2024’TE DE MESAJIMIZI VERMEYİ BAŞARDIK’

Kadın Savunma Çalıştayı’nda da ortaya çıktı ki, kadınların kendilerini koruyabilmesi, yıllardır büyük bir mücadele ve azimle örgütlenen YPJ modelidir. Burada tüm kadınlar, tek bir görüş birliği çerçevesinde birleşti. Doğru anlamda bir örgütlülük ve savunma birliği olduğu sürece tüm kadınlar, kendilerini bu örgütleme içinde bulabileceklerinde hem fikir oldu. Burada gerek Afgan kadınları olsun gerek İran’da kadınlar olsun ve gerekse farklı birçok kadın, kendi mesajlarını ve taleplerini bize ulaştırmayı başardı. Biz de YPJ olarak, bu kadınlara ulaşmayı kendimize temel hedef haline getirdik. Böylelikle tüm dünyaya da YPJ’nin sadece Kürt kadınları için değil, tüm dünya kadınlarının savunucusu ve destekçisi olduğunu göstermeye çalıştık. Aynı anlayış ve zihniyetle 2024 yılında da ilerlemeye devam ettik. Ve dünyada birçok kadına ulaşmayı, mesajımızı vermeyi başardık.”

‘DAİŞ YENİDEN DİRİLİŞİ HEDEFLEDİ’

DAİŞ’in 2025 yılını yeniden diriliş yılı olarak hedeflediğine dikkat çeken Rohilat Efrîn, şöyle devam etti:

“2024 yılında yaptığımız tespit şuydu. Baxoz ile birlikte DAİŞ belki coğrafik olarak bitirilmiş olabilir. Ancak DAİŞ, yeni bir tarzla kendisini bir kez daha yenilemeye çalıştı. Bölgemizde birçok yerde, şehirlerimizde birçok kez kendisini var etmek, halkı tehdit etmek ve saldırılar yapmak için çabaladı. Birçok saldırıyla fiziki olarak hedef aldığı insanlar da oldu. Aslında 2024’te bir kez daha kendisini var etmek için yeni bir taktik değişikliğine gitti. 2024’ten 2025 yılına geçişle birlikte, Almanya, Amerika gibi yerlerde bir kez daha yaptığı saldırılarla varlığını göstermeye çalıştı. Hatta farklı yerlerde de aynı şekilde saldırılar gerçekleştirebilir. Aslında bugün Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine karşı ve Tişrîn barajına yönelik saldırılarla bunu bir kez daha kendisine fırsat görebilir ve birçok farklı ülkede yeni saldırılar yapabilir. Esad hükümetinin devrilmesinden sonra da aslında gördük ki, DAİŞ bunu kendisine fırsat bilerek sadece Kuzey ve Doğu Suriye’de değil, tüm Suriye ve yurt dışında da yeniden saldırı planlarını devreye koymak için bu yılı, kendileri için bir başlangıç yılı olarak görüyor. YPJ olarak, geçen yıl özel birçok operasyon ve eylem gerçekleştirdik. Bu eylemlerimiz, özel güçlerimiz ve iç güvenlik güçlerimiz tarafından yapıldı. Bu şekilde DAİŞ’in birçok eylem ve saldırı planı burada boşa çıkarıldı. Bugün bölgede ve dünyada, üst düzeyde teknik çerçevesinde geliştirilen bir savaş var. 3. Dünya Savaşı kendi içinde birçok yöntem barındırıyor. Yürütülen bu savaş hem soğuk hem de sıcak savaş yöntemlerinin yoğunlukta kullanıldığı bir savaş. Bu anlamda YPJ olarak biz, yıl içinde geliştirdiğimiz konferans ve toplantılarda yürütülen bu savaşa karşı, daha donanımlı ve profesyonel bir savunma gücünü geliştirebilmek için, uzman ve profesyonel branş eğitimlerine ağırlık verilmesi gerektiği sonucuna vardık. Bu kapsamda, yıl içerisinde akademilerde kapsamlı branş eğitimleri yürütüldü.

‘SURİYE HALKLARI KENDİ KENDİNİ YÖNETMELİ’

YPJ güçlerimiz, Türk devletinin saldırılarına karşı ve içerden gelen saldırılara karşı daha profesyonel bir askeri taktik ve stratejiyle karşılık verebilmek için bu akademilerde güçlü sonuçlar elde etti. Bugün yaşanan savaşta her devlet ve güç, kendi çıkarları doğrultusunda ve devletlerin iktidarcı zihniyetlerinin çıkarları çerçevesinde bu savaşı yürütmeye çalışıyor. 2024 yılının sonunda Suriye’ye yapılan müdahaleyi, uluslararası devletlerin ve güçlerin Ortadoğu’ya yönelik projelerinden bağımsız ele almıyoruz. 12 gün içinde bir rejime son verildi. Bunun planlamasının 12 gün içinde yapılması mümkün değil; bu bir müdahaledir. Bu müdahalede bazı devletler görevlendirildi. Suriye çerçevesinde ele aldığımız zaman, Suriye üzerinde siyaset yapan tüm devletlerin ve güçlerin gerek siyasi gerek askeri ve gerekse diplomatik olarak görülüyor ki, Türk devleti kendi zihniyeti çerçevesinde Suriye’yi yönetme görevi üstlenmiş. Türk devleti, Suriye’yi tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi, bir vilayeti olarak yönetmek istiyor.

Biz Kuzey ve Doğu Suriye olarak Suriye’nin bir parçasıyız. Elbette biz de Suriye halkının kendi kendini yönetmesini istiyoruz. Siyasi, askeri ve toplumsal olarak var olan tüm sorunları, Suriye halkının birlikte, kendisinin çözmesi gerekir. Dışarıdan hiçbir gücün buna müdahale etmemesi gerekir. Ancak bugün yaşananlara baktığımızda, buna en çok müdahale eden Türk devletidir. Eğer Suriye, tüm halk bileşenlerinin ve kültürlerinin birlikte, bir arada yaşayabileceği bir demokratik sistem çerçevesinde oluşturulacak bir yönetim şekliyle yönetilecekse, o zaman Türk devletinin Suriye topraklarından çıkması gerekir. Türk devletinin Suriye toprakları üzerinde hiçbir planlaması ve projesi olamaz. Bugün Türk devletinin Suriye toprakları üzerindeki varlığı işgaldir.”

‘SURİYE İÇİN TEK ÇÖZÜM MODELİ DEMOKRATİK ULUSTUR’

Suriye için tek çözüm modelinin demokratik ulus projesi olduğunu ifade eden YPJ Komutanı Rohilat Efrîn, şunları kaydetti: “2011 yılından bu yana Özerk Yönetim tüm halkları, kültürleri ve kadınları bir araya getirerek demokratik bir model oluşturdu. Bu, evrensel bir model haline geldi. Bundan sonra da Suriye ancak bu demokratik yönetim modeliyle yönetilebilir. Özerk Yönetim tüm halkların birlikte, demokratik bir şekilde yaşamasını ön görüyor. Biz de YPJ olarak buna inanıyoruz. Demokratik ulus zihniyeti ekseninde tüm halklar ve kadınlar kendi renklerini özgür bir şekilde ifade edebileceklerdir. Yeni Suriye’nin de bunu kendisi için esas alması gerekir. Bunun aksine geliştirilecek bir zihniyet, katliam, işgal ve soykırımdır. Elbette biz de çok iyi biliyoruz ki bu sistemden en çok zarar görecek ve bu sistemin kurbanı olacaklar, kadınlar olacaktır. Biliyoruz ki, defalarca kurban edilen ve ezilen kadınlar olmuştur. Eğer tekli zihniyete karşı kadınlar güçlü bir direniş ve tavır sahibi olursa, bu tekli zihniyeti bertaraf etmeyi başaracaklardır. 12 yıldır verilen mücadele, bölgede ve tüm dünyaya gösterdi ki, yapılacak en ağır saldırılara karşı en güçlü cevabı verebilme gücüne sahiptir. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de var olan kadın birliği içinde, tüm halk bileşenlerinden kadınların yer alması ve güçlü bir duruş sergilemeleri gösteriyor ki, gelebilecek her türlü saldırıya karşı duracak güce ve potansiyele sahiptir.

‘TIŞRÎN VE QEREQOZAX DİRENİŞİ YENİ DÖNEMİN RENGİNİ BELİRLEDİ’

Son bir aydır Suriye’de hızlı gelişen değişimler var. Yeni Suriye’nin nereye doğru gideceğini şimdilik bilmiyoruz, çünkü boşluklar var. Bize karşı savaş içinde olan bir güç var. Bu güç, var olan bu boşluktan yararlanarak Kuzey ve Doğu Suriye’de elde edilen kazanımları yok etmek istiyor. Tüm saldırılar kazanımlara yönelik yapılıyor. Bu kapsamda, bugün Tişrîn Barajı’nda verilen direniş, Qereqozax’ta verilen mücadele, yeni dönem direnişinin rengini belirlemiştir. YPJ ve YPG savaşçıları, hiçbir kaygı yaşamadan yönlerini Tişrîn Barajı’na vermişlerdir. Her savaşçının yüreğinde, yıllardır binlerce şehidin kanıyla bu günlere gelen kazanımları koruma ruhu var. Sadece bu ay içinde onlarca şehidimiz oldu. Tişrîn Barajı’nı işgal ederek ve bunun üzerinden Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal etmeye çalışan işgalcilere karşı verilen muazzam bir direniş var.

Bu anlamda, orada insanlığın savunması yapılıyor, tüm kadınların savunması yapılıyor ve orada Kuzey ve Doğu Suriye’nin savunması yapılıyor. Orada sadece bir baraj korunmuyor. Türk devleti, ısrarla orayı almak için her türlü saldırıyı çeteleriyle birlikte yapıyor. Ama şunu diyebilirim ki, son günlerde bu düşmanın gururu yerle bir edildi. Orada başarının ve direnişin gururunu yaşayan, savaşçılarımızdır. Bu savaşçılar, gücünü halkından alıyor; şehit annelerinden, ailelerinden alıyor. Orada, devrimde verilen şehitlerin intikamı alınıyor. Sadece bugün değil devrimin başından bu yana bu baraj üzerine saldırılar oldu, bugün de aynı şekilde bu saldırılar devam ediyor. İnanıyoruz ki burada verilen mücadele, bir kez daha Kuzey ve Doğu Suriye modelinin ve direnişinin dünyaya ilham olma modelini ortaya koyacaktır” dedi.