Stêrk Gulo: Aziz Köylüoğlu’nun yaşamı özgürlük arayışıyla örülüydü

Gazeteci Şehit Aziz Köylüoğlu’nun yaşamının özgürlük arayışıyla örülü olduğunu belirten Gazeteci Stêrk Gulo, “Aziz yoldaş, yüzlerce özgün gazeteci yetiştirerek, demokratik ve özgür bir zihniyetin nasıl yaratılabileceğinin kimliğini oluşturdu” dedi.

AZİZ KÖYLÜOĞLU

İşgalci Türk devletinin 27 Ocak’ta Ranya’da gerçekleştirdiği saldırı nedeniyle şehit düşen Gazeteci Aziz Köylüoğlu’nun şehadeti  YRD (Yekîtiya Ragihandina Azad-Demokratik Basın Birliği) tarafından 7 Ocak’ta duyuruldu.

Gazeteci Aziz Köylüoğlu, kahramanlıkları ve direnişiyle tarihte önemli bir yere sahip olan Kürdistan’ın Amed kentinin Çınar ilçesinde 1976 yılında yurtsever bir ailede dünyaya gözlerini açtı. Kürt halkının davasına bağlı olan Aziz Köylüoğlu, her bir Kürt genci gibi yürüttüğü hak mücadelesinde Bakur Kürdistan’ında 3 kez tutuklandı. Daha 16 yaşındayken faşist Türk devletinin zindanlarında işkencelere maruz kalan Aziz Köylüoğlu, daha büyük bir mücadele ve ısrarla özgürlük davasına bağlandı, mücadele yolunda büyük direniş verdi. 1994 yılında Amed’de devrimcilik faaliyetlerine adanan Aziz Köylüoğlu ardından metropollerde devrim mücadelesine devam etti ve ikinci kez tutuklandı. Üçüncü kez tutuklanan Aziz Köylüoğlu, 1996-1998 yılına kadar zindan kaldı, mücadelinde ısrar etti ve işkencelere karşı boyun eğmeyerek Mazlum Doğan’ların direnişini sürdürdü. Kürdistan’ın her yerinde mücadele eden, gazetecilik faaliyeti yürüten Aziz Köylüoğlu, 2000 yılında Özgür Basına öncülük eden gazetecilerin içerisinde yer aldı. Rojava Devrimi ile yönünü Rojava’ya çeviren Aziz Köylüoğlu, akademi faaliyetlerinden basın yayın kurum ve kuruluşlarının inşa edilmesinde büyük bir rol oynadı ve özgür basıncılar yetiştirdi.

Mücadele arkadaşı Gazeteci Stêrk Gulo, Aziz Köylüoğlu’nun mücadelesine ilişkin ANF’ye konuştu.

KÜRT ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE EMEK VEREN BİR GAZETECİYDİ

Gazeteci Aziz Köylüoğlu ile 2001 yılında tanıştığını dile getiren Stêrk Gulo, “Aziz Köylüoğlu, Kürt Özgürlük Mücadelesi ve Kürt halkı tarihinde büyük emek vermiş bir gazeteciydi, sütundu. Yoldaştı, mücadeleci bir kimliğe sahipti ve büyük bir öğretmendi. Özgür Basının akademisinin ikinci devresinde öğrenci olarak yer aldı ardından bir öğretmen misali rolünü oynadı, büyük bir emek verdi, çaba sarf etti. Çalışmalarında ciddi bir kişiliğe sahipti. Nasıl ki Özgür Basın’da yer alan her bir gazeteci bir yere sahiptir Aziz Köylüoğlu yoldaşımızın yeride büyük bir öneme sahipti.

ÖMRÜNÜ KÜRT HALKI MÜCADELESİNE ADADI

Türk devleti zindanı süreci anlatmıştı. Diyordu ki ‘Kürt davası, temel ve derin bir davadır ve bunun içinde büyük bir mücadele gerekiyor. Türk devletinin işkenceleri ardından Kürt halkının özgür olmadan yaşayamayacağını bir kez daha anlamıştım. Bu nedenle özgürlük mücadelemdeki ısrar daha da artmıştı’. Kürt halkına dönük gerçekleşen zulüm ve şahit olduğu, birebir yaşadığı uygulamalar ardından kendini tümüyle mücadeleye adıyor. Ömrünü mücadeleye adan Aziz yoldaş, yaşamı direniş, emek, fedakârlık ve özgürlük arayışıyla örülüydü. Aziz yoldaş birçok yoldaşımızı gibi öğretmenimizdi. Özgür Basının büyümesinde, yeni özgür basıncıların yetiştirilmesinde büyük bir rol üstlendi.

GERİLLANIN DA SESİ OLDU

Özgürlüğe ve zafere olan inancı büyüktü. Medya Savunma Alanları’nda da gazetecilik faaliyeti yürüten Aziz yoldaş, gerillanın ruhunu, direnişini, mücadelesini dünyaya yansıtmayı bir görev olarak bildi. Yeri geldi gerillanın direnişini dile getirdi yeri geldi gerillayı yazdı. Kürdistan’da yaşanan savaşın hakikatini duyurmak içinde demokratik ve özgür bir gazeteci olarak Kürdistan’ın her bir parçasında mücadele etti. Kürdistan’da yakıcı savaşın, talanın, katliamın sesi oldu, dünyaya duyurdu.

HAKİKAT ARAYIŞI SÜREKLİYDİ

Araştırmacı bir kişiliğe sahipti. Düşünen, güçlü analizler yapan ve yeni bilgilere ulaşma çabasında olan bir yoldaştı. Bu özellikleri de araştırmacı kişiliğinin canlı kalmasını vesile oluyordu. Hakikat arayışı sürekliydi. Hakikat arayışının sürekliliği, mücadelesinin güçlü olmasına da yansıyordu. Nerede bir ihtiyaç varsa Aziz yoldaş gitmeye hazırdı. Efrîn işgali döneminde Efrîn’e gitmek isteyen gazetecilerden biriydi. 58 günlük Efrîn direnişinin canlı tanığıydı. Direnişin dili, gözü, kulağı oldu ve hakikati anlattı. Efrîn direnişi ve Efrîn halkıyla bütünleşti. Rojava Devrimi’nin, halkının ve  savaşçıların direnişini an be an yansıttı, sesleri oldu. Nasıl ki Medya Savunma Alanları’nda, Başur Kürdistan’ında halkının sesi oldu Rojava Kürdistan’ında da halkların yanında yer aldı, sesleri oldu. Nitekim Kürt halkının sesi oldu, Kürdistani bir ses oldu. Milliyetçi bir anlayışı benimsemez, özgür bir zihniyete sahipti ve özgürlük yolunda ilerledi. Nasıl ki Kürdistan devrimci olmak kolay değildi kuşkusuz gazeteci olmakta kolay değildi. Aziz yoldaşta bunun bilincindeydi” dedi.  

TİŞRÎN DİRENİŞİNİ DUYURMAK İÇİN YAZDI

Gazetecilerin hedef alınmasının Önder Apo’ya dönük uygulanan tecridin ört bas edilmek istenmesiyle ilişkilendiren Stêrk Gulo, konuşmasına şöyle devam etti: “Nasıl ki 15 Şubat’ta Önder Apo’ya dönük gerçekleşen uluslararası komployla Önder Apo’ya yöneldiler, Kürt tarihinde kara gün yaşattılarsa bugün de Önder Apo’ya dönük uygulanan tecridi duyuran, İmralı’daki işkenceyi işleyen gazeteciler hedef alınıyor, hedef alınarak da hakikatin duyulması engellenmek isteniyor.  Şubat ayında böylesi saldırıların gerçekleşmesi tesadüf olamaz. Özgürlüğe ilişkin bir kelime sarf eden gazeteciler tutuklanıyor, hakikatin sesi olan gazeteciler hedef alınıyor.  

Nazım ve Cihan yoldaşların Tişrîn’de hedef alınması, hakikati örtbas etme çabasının bir yansımasıydı. Tişrîn direnişinin sesini duyurmak için mücadele eden gazeteciler, olayları anlık olarak haberleştirerek özel savaş propagandalarını boşa çıkardılar. Aziz yoldaş, şehadetinden sadece bir gün önce, yani 26 Ocak’ta benimle bir telefon görüşmesi yapmıştı. O gün Tişrîn direnişini konuştuk. Gözleri ve düşünceleri Tişrîn’deydi; "Tişrîn direnişiyle büyük sonuçlar elde edeceğiz. Halkın cesaretli direnişi önemli sonuçları beraberinde getirecektir," demişti.

Aziz yoldaş, Tişrîn direnişinin sesi olmak için büyük bir emek sarf etti. Gelişmeleri yakından takip ediyor, Tişrîn’in sesi ve rengi olmayı, hakikati duyurmak için her şeyi yapmayı arzuluyordu. Katıldığı programlar ve yazdığı makalelerde bu gerçeği her daim ifade edip, halkı bilgilendirme çabasındaydı. Onun cesareti ve azmi, özgür basının geleceği için bir ilham kaynağı oldu.”

MİRASLARI BİNLERCE İNSANIN YÜREĞİNDE YANKILANIYOR

Özgür Basın ruhunun söndürülemeyeceğini belirten Stêrk Gulo, konuşmasını şöyle tamamladı: “ Aziz yoldaşın şehit düşmesi, bizler için büyük bir kayıp olsa da, Özgür Basın’ın ruhunu yok etmek mümkün değildir; kalemi asla durdurulamaz. Bu yıl içerisinde değerli Özgür Basın gazetecilerini kaybettik. Onları yitirdik ama ardında bıraktıkları miras, binlerce insanın yüreklerinde yankılanmaya devam ediyor.

DİRENİŞ KÜLTÜRÜNÜ BİZLERE BIRAKTI

Aziz yoldaş, Seyit Evran, Gülistan Tara ve Nazım Daştan gibi özgür basının direniş kültürünü bizlere miras bıraktı. Rojava Kürdistanı’nda basın akademisi çalışmalarını yürüten Aziz yoldaş, yüzlerce özgün gazeteci yetiştirerek, demokratik ve özgür bir zihniyetin nasıl yaratılabileceğinin kimliğini oluşturdu. Hem mücadelenin hem de gazeteciliğin gerektirdiği büyük sorumlulukları üstlendi; her alanda öğretmenimiz oldu. Bu bağlamda ona olan borcumuz sonsuzdur.

YOL GÖSTERİCİ BİR DANIŞMANDI

Seyit Evran, Özgür Basın’ın hafızasıydı, Aziz Köylüoğlu ise yol gösterici bir danışmanıydı. Gündem yaratmada ve mevcut gündemi işlerken, ele alma tarzını bizlere aktararak, direnişin ve mücadelenin nasıl yansıtılması gerektiğini gösterdiler. Dolayısıyla, hakikatin peşinde koşmanın diliydiler. Bilgilerine, makalelerine ve değerlendirmelerine her zaman derin bir güvenle yaklaştık. Kürdistan halkının aydınlanma mücadelesinde, kalemleriyle önemli bir yer tutarak bizleri bilgilendirdi. Mazlum Doğan ve Gurbetelli Ersöz’ün çizgisini izleyen Aziz yoldaş, onlardan biri olarak şehadetine kadar hakikat arayışını sürdürdü. Özgür Basın’daki gazeteci yoldaşları olarak söz veriyoruz ki kalemi hiç durmayacak; bizler de ona sahip çıkacağız ve onun mücadele ruhunu yaşatacağız.”