GÖRÜNTÜLÜ

Yaşamın Sesi Radyosu 7’nci yılında

Kuzey ve Doğu Suriye genelinde Arapça yayın yapan Yaşamın Sesi Radyosu, 7’nci yılında tarihi aydınlatan halkların hakikati odaklı yayıncılığı esas alıyor.

YAŞAMIN SESİ RADYOSU

Kuzey ve Doğu Suriye’nin tüm şehirlerinde yayın akışı ve muhabir ağı olan ve Hesekê ile Reqa merkezli örgütlenen Yaşamın Sesi Radyosu 6 yıldır Arapça yayın yapıyor. Yaşamın Sesi Radyosunun kuruluşunda yer alan ve şu an radyonun yöneticilerinden olan Sozda Ehmed, 7’nci yılında radyonun kuruluşundan günümüze kadar olan süreci ANF’ye anlattı.

2017 YILINDA KURULUŞ HAZIRLIKLARINA BAŞLANDI

Yaşamın Sesi Radyosunun açılması için 2017 yılında hazırlıklara başladıklarını kaydeden Sozda Ehmed, “Rojavayê Kurdistan’da, radyo yayıncılığı kısıtlı imkân ve kadrosuyla 2012 yılında başlandı. Bu yıllarda çok az bir sayıyla Kürtçe yerel radyo yayıncılığına geçildi. Yerel radyolar aracılığıyla Kürtçe yayın yapılan haberlerde, Kürt tarihi ve bölgenin özelliklerine dikkat çekiliyordu. Yaşamın Sesi Radyosunun hazırlığına 2017 yılında başlandı.


ARAP HALKINA HİTAP EDEN BİR RADYOYA İHTİYAÇ DUYULDU

Bölgede yayılan savaşlar sonucunda her geçen gün özgürleştirilen alanların sayısı da artıyordu. Arap halkının yoğun yaşadığı şehirlerde DAİŞ çetelerinden özgürleştirilmesinin ardından Arapça yayın yapacak bir radyoya ihtiyaç duyuldu. Arap halkı, toprak ve doğayla bütünleşen bir halktır. Dolayısıyla günün çoğunu doğa içerisinde geçirirler. Bu nedenle radyoya daha çok ilgililer. Arap halkına hitap edecek bir radyonun da olması gerektiğini düşündük. Radyonun yayına başlaması için öncelikle radyo kadrosunun güçlü olması gerekiyordu. Tecrübeli bir topluma sahip değildik. Arapçaya hâkim kişileri de radyo çalışmalarına uygun gırtlak bulmakta kolay değildi. Bu hususların tamamlanabilmesi için eğitime ihtiyaç vardı.

12 KİŞİNİN EĞİTİLMESİ İLE YAYIN HAYATINA GEÇİLDİ

Hazırlık aşamaları da dahil 12 radyo kadrosunu yaklaşık 8 ay içerisinde eğiterek radyo için güçlü bir zemin hazırladık. Bölgede birden fazla radyo vardı. Var olan radyolardan daha farklı bir yayıncılığı yaratabiliriz üzerinden farklı bir yayın akışı esas alarak, yeni bir radyo rolünü oynamamız gerektiğinin ağırlığını yaşadık, buna göre de adımlarımızı attık” dedi.

SURİYE TARİHİ ODAKLI BİR YAYINCILIK

1 Ağustos 2018 yılında Yaşamın Sesi Radyosunun yayına başladığını kaydeden Sozda Ehmed, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Efrîn'in Türk devleti tarafından işgal edildiği bir dönem olduğu için zor bir süreçti. Bu nedenle Suriye’de yaşayan halkların kültürüne, tarihine, Suriye coğrafyasının hakikatine ve Suriye üzerinden inşa edilen devlet politikalarına odaklı bir yayıncılığı esas aldık. Yaklaşık 8 aylık eğitim süresinde dijital medya üzerinden yapılan bir yayıncılıkla yol aldık. Fakat 1 Ağustos 2018 yılı itibarıyla yayının startı verildi. Yayına başlanması ardından dinleyici kitlesinin fazla olduğunun farkına vardık. Bu da moral ve motivasyonumuz için iyi oldu.”

CİZÎR, REQA VE DÊRAZOR’LA BAŞLADILAR

İlk dönemler 07:00-22:00 saatleri arasında yayın yapıldığını belirten Sozda Ehmed, “Radyonun başlangıcında direk Kuzey ve Doğu Suriye geneli olarak yayına başlamadık. Cizîr odaklı ve Reqa ile Dêrazor’un belli kesimlerini kapsayan bir yayın yapıldı. Önceliğimiz profesyonel radyo kadrosunu inşa etmekti. Siyasi programlara ağırlık verdik. Halkın gündemini esas alan ve halkın ilgisini çeken konuları da sabah programlarında yer verdik. Ardından ise kadın, çocuk ve gençlik programlarını da işlemeye başladık. Önceleri bu konulara odaklanıyorduk.

2022 YILINDA 24 SAATLİK YAYIN

2022 yılına ulaştığımızda da Kuzey ve Doğu Suriye genelini kapsayan 24 saati dolduran bir yayıncılığa geçiş yapıldı. Arapça yayın yapan Yaşamın Sesi Radyosu, 24 saat yayın yapmaya başlayınca akışın gözden geçirilmesi ihtiyacı doğdu. Yarım saat olan üç bültenden oluşan haber akışının yanı sıra kültür, sanat, politika, kadın, çocuk ve gençlik odaklı programlarla kapsamlı bir yayın esas alındı. 08:00-11:00’e kadar sabah programına yer verildi. Beğenilerek dinlenen bir programımızdır bu. Halkın dikkatini çekiyor. Bu programda halkın görüşlerine de yer veriliyor. Yayın akışında halkla diyalog kuruluyor. Ayrıca saat başı kısa haber akışı ve her gün 20 dakika boyunca gazetelerin okunmasına da yer veriliyor” diye konuştu.

TECRÜBELER DOĞRULTUSUNDA YENİ RADYOCULAR YETİŞTİRİLİYOR

Eğitim sistemine de dikkat çeken Sozda Ehmed, bir radyo eğitim akademisinin olmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Profesyonel çalışan bir kadro yapısına sahibiz. Radyo eğitimleri veren bir akademimiz bulunmamaktadır. Radyonun temelini oluşan kadro yapısıyla yeni radyo kadrosu oluşturuyoruz. Eğitim sistemlerimiz bu şekilde yürüyor. Kendisini radyoculukta yetiştiren kişiler yeni insanlar yetiştiriyor. Bilgi ve tecrübelerini radyo çalışmalarına yatkın kişilere aktarıyorlar.”

HEDEF HAKİKAT ODAKLI YAYINCILIK

Kuzey ve Doğu Suriye gibi savaşın yoğun yaşandığını bir bölgede yayıncılık yapmanın kolay olmadığına işaret eden Sozda Ehmed, “Savaş ve ambargo nedeniyle teknik malzemenin temininin zor olmasından kaynaklı yayın akışı yer yer kesintiye uğruyor. Yine Orta Doğu gibi bir coğrafyada her gün yeni bir siyasi gelişme yaşanıyor. Bu nedenle de değişim dönüşüm oldukça fazla. Halkın talebi ise kültür bazlı bir yayıncılığın olması yönündedir. Bu dengeyi tutturmak da önemlidir. Hem siyasi gelişmelere odaklanan hem de kültür programlarını işleyen böylesi bir dengeyi tutturan yayıncılığa odaklanmaya çaba sarf ediyoruz. Ya da müzik yayınının daha fazla olması talebi geliyor. Bunu da dengeli bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Fakat eksik kaldığımız boyutlar da oluyor. Orta Doğu gibi bir coğrafyada sürekli özel savaş politikalarına maruz kalan, savaş, talan ve katliamlardan geçen bir halk gerçekliğini kavratmak, zihniyeti değiştirip dönüştürmek esas hedefimiz” ifadelerini kullandı.

Yeni yayın dönemlerine de dikkat çeken Sozda Ehmed, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Tarihini ve kökünü bilmeyen bir halk, geleceğini de doğru temeller üzerinden öremez. Bu nedenle önümüzdeki süre zarfında ise Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan şehir ve köylerin tarihçeleri, bu köylerde yaşayan halkların kültürlerine odaklanan yayıncılığa ağırlık vereceğiz.”