Sesimizi meclise Yeşil Sol Parti taşıyacak

Türkiye ve Kurdistan’da 14 Mayıs günü yapılacak seçimlere ilişkin konuşan işçiler ve gençler hem talepleri, hem de mücadeleleri için Yeşil Sol Parti’yi desteklediklerini söylüyor.

14 Mayıs’a günler kaldı ve toplumun birçok kesimin seçimlere dair beklentiler ve de talepler var. Kafe-Bar çalışanları, öğrenciler ve ekolojistlerle hem seçimlerden hem de Yeşil Sol Parti’den beklentilerini konuştuk.

TEHİS Başkanı Kubilay Çelik bir barista. Kafe-Bar çalışanları olarak sigortasız ve güvencesiz çalıştırıldıklarını anlatıyor: “Genel olarak yaşadığımız en büyük problemler şunlar. Sigortasız çalıştırılma özellikle de öğrenciler için. İkinci bir problem de biz çalıştığımız iş yerlerinde herhangi bir iş tanımı olmadan tüm işleri yapmak zorunda bırakılıyoruz. Örneğin baristasınız ama aynı zamanda temizlik ve servis yapıp bulaşık yıkıyorsunuz. Yani bir meslek tanımının olması ve bu meslek tanımına göre çalışılması gerektiğini savunuyoruz.

Birçok arkadaşımız sigortasız çalıştırılıyor ya da siz asgari ücretten belli bir miktar fazla para alıyorsunuz ama ona rağmen sizin sigortalarınız asgari ücretten yatırılıyor. Biz ne kazanıyorsak bu ücret üzerinden sigorta yatırılması gerektiğini savunuyoruz. Bir diğer durum ise özellikle Covid-19 salgını sürecinden sonra gerçekleşti. Birçok arkadaşımız bu süreçte hastalandı. Yine bu dönemde işten çıkarmalar oldu. Hiçbir arkadaşımız tazminatını alamadı. Başka bir sorun da uzun çalışma saatleridir. Bu sektörde kimse altı günden aşağı çalışmaz ama aslında Türkiye’deki İş Kanunu yasalarına göre haftalık çalışma saati 45 saattir. Bunun bir de mesai hakkı vardır ama bu sektörde 60-70 saatin altında kimse çalışmıyor ve bir herhangi bir mesai ücreti de alınmıyor.”

GÖÇMEN İŞÇİLERİN DE SESİ OLUNMALI

Çelik bu sorunların meclis gündemine girmesini istediklerini söylüyor ve Yeşil Sol Parti’den de bu yönde beklentileri olduğunu ekliyor: “Sorunlarımıza dair denetleme sistemlerinin meclis tarafından da sağlanmasını bekliyoruz. Otel çalışanları, kafe-bar çalışanları, motokuryelerin hepsinin de hemen hemen aynı sorunları var. Güvencesiz, esnek bir çalışma, iş cinayetleri, iş kazaları, meslek hastalıkları. Bunların hiçbiri bugün yaşadığımız ülkenin anayasasında ya da meclisinde garantiye alınmıyor. Buna dair soru önergeleri sadece HDP’den geliyordu. Şimdi bu iş kolunda çalışan işçilerin sorunlarının çözümlerinin mecliste de olmasını istiyoruz. Mecliste buna dair bir söylemin, buna dair bir önergenin, yönergenin çıkmasını istiyoruz. Buradaki en büyük beklentimiz de Yeşil Sol Parti’den. Çünkü işçiden, emekçiden yana bir söylemi biz burada görüyoruz. Elbette başka işçilerin, emekçilerin içerisinde olduğu partiler de var.

Seçimlere de giriyorlar ama biz mecliste Yeşil Sol Parti’nin olacağını ve de işçilerin, emekçilerin sorunlarını dile getireceğini düşünüyoruz. Ayrıca bu iş kolunda 900 bine yakın yasal çalışan var, sendikamızdan baktığımızda bunu görebiliyoruz. Ama biz biliyoruz ki bu sektörde çalışan iki milyona yakın insan var. Şu an Kadıköy’de, Beyoğlu’nda ya da Beşiktaş’taki kafe barların hepsinde göçmen işçilik var. Ve bu arkadaşlarımızın hiçbirinin sigortaları ya da gerçek alacakları ücretler kendilerine verilmiyor. Bu arkadaşlarımız ülkeden atılma korkusuyla sesini de çıkartamıyor, örgütlenemiyorlar da. Özellikle daha çok kafelerde, restoranlarda Özbek ve Türkmen arkadaşlarımız var. Afganlar ve Suriyeliler de var. Ve göçmenlere dair hiçbir politika, hiçbir söylem maalesef üretilmiyor. Buradan Yeşil Sol Parti’den bir diğer beklentimiz de budur. Göçmen işçilerinin de sözlerinin söylenmesi, onların hakkının savunulmasıdır.”

İŞÇİLERİN HAKLARINI SAVUNACAK MİLLETVEKİLİ ADAYLARIYLA YOLA ÇIKMAYA HAZIRIZ

Yasin İshak da bir barmen, o da çalışma hayatına dair durumu anlatırken güvencesizlikten başlıyor söze: “Bizim çalışma koşullarımız çok güvensiz ve de çok tehlikeli ortamlarda sürüyor. Çoğumuzun çalıştığı barlarda herhangi bir güvenlik görevlisi bulunmuyor. Ve bizim de aslında bu alanlarda bar fedaisi gibi orayı korumamız ya da oradaki güvenliği sağlamamız bekleniyor. Bunun dışında doğru düzgün bir görev alanımız yok birçoğumuzun. Bardayken aynı zamanda servise de bakmamız beklenebiliyor. Biz sadece kendi işimizi yapmak ve işimize odaklanmak istiyoruz. Bizim sektörümüzde çalışan birçok arkadaşımız genelde öğrenci ve bu öğrenci arkadaşlar çoğunlukla yurt saatlerinden kaynaklı barda çalışırken büyük problemler yaşıyor. Çünkü barda çalışan bir insanın geç saatlerde eve dönmesi gerekiyor. Bu saatlerde onlar yurtlarına gidemiyor ve yurtlarda bundan kaynaklı zorluk yaşıyorlar.

Ayrıca patronlardan doğru çok fazla mobbingi yaşadığımız bir bar sektörünü de tarif edebilirim. İşe beş dakika bile geç gittiğinizde size ağır şekilde hakaretler ediyorlar. Sizinse bunların hepsine boyun eğmeniz gerekiyor. Çünkü birçok barın arkasında farklı işler yapan kesimler mevcut ve bazı yerlerde sözünüzü söyleyemiyorsunuz. Çünkü bir tehdit altında da oluyorsunuz bundan kaynaklı. Yine sigorta konusunda büyük problemler yaşıyoruz. Biz maaşlarımızı toplu şekilde almıyoruz, günlük alıyoruz. Asgari ücretten kaynaklı asgari ücret üzerinden sigorta yatıyor. Yani biz aslında hakkımız olan sigorta ücretini de almıyoruz. Bu problemlerin çözülmesini bekliyoruz. Önümüzdeki seçimlerde Yeşil Sol Parti’den işçilerin sorunları üzerine daha fazla yoğunlaşmasını bekleyeceğiz. İşçilerin haklarını savunacak milletvekili adaylarıyla yola çıkmaya hazırız.”

TOPLUMUN BİR GÜVENE İHTİYACI VAR

Utku Şahin Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Kadıköy ilçe sözcüsü ve aynı zamanda ekoloji hareketinden. Şahin neden Yeşil Sol’un mecliste olması gerektiğini şu sözlerle anlatıyor: “Üniversite yıllarında başladığım ekoloji mücadelesinin içerisinde olmaya devam ediyorum. Aynı zamanda veteriner sağlık teknikeri olarak bu doğrultuda hayvan hakları alanında da çeşitli çalışmalar yapan kişilerden biriyim. Seçimler yaklaşıyor, doğanın haklarını savunan, ekoloji hareketinin üyeleri, hayvan haklarını savunanlar, sosyalistler ve devrimciler açısından Yeşil Sol Parti’nin mecliste kazanacağı sandalye sayısı, alacağı oy miktarının büyüklüğü oldukça önemli. Çünkü toplumun bir güvene ihtiyacı var. Mücadele ruhuna ihtiyacı var tekrardan. Onu sağlayabilecek olanın da Yeşil Sol Parti olduğunu düşünüyoruz.

Doğayı, yaşam alanlarımızı, sermayeye peşkeş çeken iktidar güçlerine karşı, doğanın haklarını temel alan hem insanları, hem hayvanları, hem de bitkilerin yaşamını gözeten; iklim krizine karşı antikapitalist bir mücadele perspektifi oluşturabileceğimizi düşünüyoruz. Bunu da sokakta, bulunduğumuz her yerde mücadelesini verirken aynı şekilde mecliste de güçlü bir şekilde seslendirilmesi gerekiyor. Bunu yapacak olanların da Yeşil Sol Partili milletvekillerimiz, adaylarımız, dostlarımız, yoldaşlarımız olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de tüm ekoloji hareketinin içerisinde bulunan doğanın yaşam hakkını, hayvan haklarını savunan herkesin, emekçilerin, kadınların, LGBT+’ların, Alevilerin Yeşil Sol Parti’ye oy vermesi gerektiğini düşünüyoruz.”

GENÇLİK GELECEKSİZ DURUMDA, BUNA DAİR POLİTİKA DA YEŞİL SOL’DA

Öğrenci Sinan Akdağ da TÖP’de faaliyet yürütüyor. Akdağ “Belirsiz bir gelecekle karşı karşıya olduğumuzun farkındayız” diyor ve şunları söylüyor: “Bugün gençliğin sorunları karşısında bir çözüm gücü olabileceği kapasiteye ulaşmasını ve örgütlenmenin önündeki sorunların kaldırılmasını hedefliyoruz. Birçok sorunumuz var ekonomik krizinde getirisiyle birlikte bunlardan en büyüğü işsizlik ve geleceksizlik. Üniversite diplomalarının istihdam anlamında bir değerinin olmayışı, bunun dışında çalışmak zorunda olduğu için okuyamayan milyonlarca genç var. Aynı zamanda üniversiteden mezun olup diplomanın niteliksiz oluşundan kaynaklı yıllarca işsiz kalan öğrenciler var.

Üniversiteler sermayeye açılmasıyla birlikte bir ticarethaneye dönüştü. Kayyum rektör rejiminin üniversite bileşenlerini ve öğrencileri kampüs içerisinde ve de öğrenim sürecinde etkisiz kıldığı bir durum var. Bu da eğitimin tek tipleşmesine yol açıyor. Ekonomik krizin getirilerinden kaynaklı öğrenciler, tarikat ve cemaat yapılanmalarına ait vakıflara ve yurtlara mecbur bırakılıyor. Barınma, beslenme ve ulaşım anlamında bu ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için çok ciddi bir enerji sarf ediyoruz. Artık yaşamımızın büyük bir bölümünü çalışarak bundan geriye kalan kısmını ise okula giderek kampüslerimize, derslerimize girerek geçiriyoruz.

Bunun dışında temel ihtiyaçlarımız, kültür sanat ve spor faaliyetlerinden de geri kaldığımız bir durum var. Gençliğin artık hem bilimsel anlamda hem kültür, sanat ve spor anlamında üretim sürecine dahil olamadığı, yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalıştığı bir dönemin içerisindeyiz. Bizim Yeşil Sol Parti’den beklentimiz bahsettiğimiz bu sorunların çözüme kavuşabilmesi adına bir çalışma yürütülmesi, bu yüzden oylarımızı Yeşil Sol Parti’ye vereceğiz.”