12 Eylül 83'ten 12 Eylül 2012'ye bir baba kız hikayesi

12 Eylül 83'ten 12 Eylül 2012'ye bir baba kız hikayesi

Cezaevlerinde devam eden ve 66. gününe giren açlık grevini 12 Eylül’den bu yana sürdüren Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Herdem Kızılkaya’nın babası Şükrü Kızılkaya, çocuklarının taleplerinin kendi talepleri olduðunu ve bir an önce taleplerinin kabul edilmesi gerektiðini söyledi. Manisa’da oturan Demir ailesi ise Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan kızları Sêvê Demir’e yakın olmak için Diyarbakır’a akrabalarının yanına yerleşti.

62 yaşındaki Şükrü Kızılkaya, 12 Eylül 1983 yılında Diyarbakır Cezaevi’ndeki vahşeti yaşayanlardan biri olduðunu gözyaşları arasında anlatırken, 29 yıl sonra kızının da aynı işkence ve zulme maruz kaldıðını belirtiyor. Kızı Herdem Kızılkaya şimdi DÝyarbakır E Tipi Cezaevi'nde açlık grevinde.

Baba ve kız olarak iki nesili temsil ettiklerini vurgulayan Kızılkaya, “Ben yakalandıðımda Herdem 6 yaşındaydı ve yeni ilkokula kaydını yapmıştım. Ben cezaevindeyken sürekli görüşüme geliyordu. Hiç görüşü kaçırmazdı. Zaten o cezaevi kapısında gördüðü o zulmü unutmadı. Biz cezaevinde ne kadar zulüm görüyorduysak dışarıdaki ailelerimiz bizden daha fazla görüyordu” sözleriyle anlatıyor. Kızılkaya, 12 Eylül 1983 yılında Bayındırlıkta çalışırken gözaltına alındıðını, gözaltında 63 gün işkence de kaldıðını 63 günden sonra da mahkemeye çıkarıldıðını ve tutuklanarak cezaevine gönderildiðini ifade etti. “O vahşet döneminde yattık. 5 Nolu cezaevinde Oktay Yıldıran döneminde kaldım” diyen Kızılkaya, “Büyük işkenceler gördüm. Mesela halen kulaklarımda hasar var. Vücudumun birçok yerinde halen izler var. Bir gün eşim görüşüme gelmişti. Eşim Türkçe bilmediði halde ben Türkçe konuşmuştum ve eşim cevabı Kürtçe verince asker ayaðıma potsalla vurdu. Tırnaðım attı” diye konuştu.

HERDEM BÝZE MORAL VERMEYE ÇALIŞIYOR

Açlık grevini 12 Eylül’den bu yana sürdüren 33 yaşındaki Herdem Kızılkaya yıllarının çoðunu cezaevlerinden geçirmiş. Legal alanda siyasi partide çalışırken, defalarca cezaevine giren Herdem Kızılkaya’yı babası Şükrü Kızılkaya şöyle anlattı: “Herdem daha önce de 8 ay cezaevinde kaldı ve 8’nci aydan sonra tahliye edildi. Cezaevinden çıktıktan iki yıl sonra tekrar örgüt üyeliðinden yakalandı ve 8 buçuk yıl cezaevinde kaldı. 2004 yılında yapılan yeni bir yasayla cezaevinden çıktı. Cezaevinden çıktıktan sonra siyasi partide legal olarak çalışmaya başladı. Kızım BDP çalışanıydı. Tutuklanınca Midyat cezaevine gönderildi. 1 buçuk yıl sonra mahkemeleri başladı. 3 buçuk yıldır daha kızımın savunmasına sıra gelmedi ve ne zaman geleceðini bizde bilmiyoruz. Arkadaşları Kürtçe bir kelime söylediði anda mikrofon kapatılıyor. Düşünün kızımın mikrofonsuz bile konuşmasına fırsat vermiyorlar. Hani verilse avukatlar çeviri yapar”.

Her pazartesi görüşe gittiðini dile getiren Kızıkaya, kızının gözlerinin önünde eridiðini ve bir baba olarak bir şey yapamamanın çok acı olduðunu belirtti. Türkiye Başbakanı Erdoðan'ın 'şov yapıyorlar' sözlerine tepki gösteren baba Kızılkaya, "bunun şovu nerede? Her pazartesi kızımı görmeye gidiyorum. Kızımın kemikleri bile erimiş durumda. Bu çocuklar açlık grevinden ölmezlerse bile hastalıktan ölecekleri kesindir. Bazen kendi kendime diyorum ki, keşke gidip görmeseydim. Kızım bize moral vermeye çalışıyor, üzülmememiz için. Bende cezaevinde yatan biri olarak O bana söylese de söylemezse de ben onu çok iyi anlıyor ve biliyorum” şeklinde konuştu.

DUVARIN ÖTESÝNDE AÇLIK VARKEN...

Dört çocuk babası Şükrü Kızılkaya, evinde oturamadıðını ve 5 dakikada bir balkona çıkıp cezaevini izlediðini söyleyerek, “Herdem ailenin en küçüðü ve tek kızı. Cezaevlerinde bulunan çocuklarımıza destek olmak için ellerimizden ne gelirse onu yapacaðız. Hangi baba, anne çocukları dört duvar arasında 66 gün aç iken, evinde rahat yemek yiyebilir ki” diye konuştu.

Kızılkaya Türkçe bilmeyen eşi Besne’yle beraber saðlık sorunları olmasına raðmen destek için kendileri de yakında açlık grevine gireceklerini belirtti. Hükümet tarafından başka yol bırakılmadıðını dile getiren Kızılkaya şöyle devam ediyor: “Başbakan’a sorum var? “Evladı bir öðün yemesin, öbür öðün ne düşünür”.

EVLATLARI ÝÇÝN MANÝSA'DAN DÝYARBAKIR'A TAŞINDILAR

Öte yandan Manisa’da oturan Demir ailesi ise açlık grevine destek vermek amacıyla 66 gündür Diyarbakır’a akrabalarının yanına yerleşmiş durumda. 12 Eylül’den bu yana süresiz-dönüşümsüz Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan kızları Sêvê Demir’e yakın olmak ve destek vermek için Diyarbakır’a yerleşen aile bir an önce çözüm bulunmasını istiyor.

Daha önce Diyarbakır’a gelen ve aralarında BDP Milletvekili Nursel Aydoðan, Şebnem Sönmez, Lale Bakırezer, Berat Günçıkan, Ayça Öner, Nilgün Yurdalan, Nimet Tanrıkulu, Nuray Sancar ve Işıl Özgentürk’ün bulunduðu sanatçı, avukat, akademisyen, feminist ve gazetecilerden oluşan kadın heyeti iki aileyi ziyaret etmişti.