Polonya’nın Katowice şehrinde devam eden COP24 iklim konferansında küresel ısınmaya karşı alınacak önlemler görüşülürken, yapılan bir araştırma, iklime yapılacak yatırımların borçlanmayı arttırmaktan ziyade ülkelerin ekonomilerini daha da güçlendireceğine işaret ediyor.

Küresel ısınmanın 19’uncu yüzyıl seviyesine oranla en fazla 1,5 ile 2 derece olmasını hedefleyen Birleşmiş Milletler (BM) 2015 İklim Anlaşması’nın başarılı olabilmesi için devletlerin temiz enerjilere ve iklim dostu yatırımlara ağırlık vermesi gerekiyor. Ancak birçok ülke, yapılacak yatırımların devletlerin bütçelerine ağır bir yük getireceği gerekçesiyle adım atmakta çekiniyor.

BORÇLANMADAN DA İKLİM DOSTU YATIRIMLAR YAPILABİLİR

Küresel ısınmanın önlenmesi için yapılacak iklim dostu yatırımların bütçelere ek borçlanma yükü getireceğine dair endişelerin gerçekçi olmayacağına dair bir çalışma ise Almanya’daki Prognos adlı ekonomik araştırmalar enstitüsünce yapıldı.

Der Spiegel dergisinin haberinde yer verdiği Prognos şirketine ait Deutschland-Report araştırmasına göre, özellikle Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin endişeyle yaklaştığı borçların milli gelire oranının artması olasılığı fazlasıyla abartılıyor.

Araştırmaya göre, Almanya’nın 2050 yılına kadar sera etkili gaz salınımlarını 1990’daki oranın yüzde 80 altına çekmesi için yıllık ek 20 milyar euro iklim yatırımı yapması gerekiyor. Bunun Almanya bütçesinde yıllık ek yüzde 0,7 puan bir borçlanmaya yol açması mümkün.

MİLLİ GELİR ARTACAĞINDAN BORÇLANMA PAYI DÜŞÜK KALACAK

Ancak aynı araştırmaya göre, yapılacak ek iklim yatırımları sayesinde birçok sektörde büyüme sağlanacak ve bu da milli gelirin artmasına olanak sağlayacak. Prognos’un hesaplamalarına göre, 2045 yılına gelindiğinde iklim yatırımları sayesinde Alman ekonomisi yıllık 35 milyar euroluk bir ek büyüme gerçekleştirecek. Ekonomik büyüme sayesinde ise, borçların milli gelire oranı da daha az olacak.

Prognos’a göre, iklime yapılacak yatırımlar sayesinde başta inşaat sektöründe büyüme mümkün iken, makine endüstrisinin iklime faydalı ürün üretimi de olumlu etki görecek. Bu sektörlerdeki büyüme sayesinde tüketim de artış gösterecek ve ekonomik büyüme beklenenden fazla olacak.

Araştırmada, her ne kadar devletlerin doğrudan iklime yapacağı yatırımlar konusunda halen farklı endişeler olsa da, genel olarak ‘iyi belirlenmiş alanlara yapılacak yatırımların’ ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyeceğinin altı çiziliyor.