BM’nin sürdürülebilir bir kalkınma için belirlediği hedefler arasında okyanusların, denizlerin ve tüm deniz kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir bir biçimde işlenmesi gereğine işaret ediliyor. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Programı’nın 14’üncü hedefinde özellikle okyanusların korunması gerektiğine dikkat çekiliyor.
5 Haziran’da başlayan ve yarın sonlanması planlanan New York’daki konferans öncesinde yayınlanan bir çağrıyla da, dünya ülkelerinin okyanus ve denizlerin korunması gereği vurgulanmıştı.
GUTERRES: OKYANUSLAR-DENİZLER BİZİ HAYATTA TUTUYOR
Devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra bakanlar, sivil toplum ve işveren temsilcileriyle bilim dünyasından yüzlerce kişinin katıldığı konferanta, dünya üzerindeki suları ve su canlılarını tehdit eden uygulamalara karşı önlemler tartışılıyor. Konferans vesilesiyle konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünya üzerindeki birçok ülkenin okyanus ve denizlerle olan özel bağına vurgu yaptı.
Portekizli yazar Vergilio Ferreira’nın “Dilimden denizi görebilirsiniz” sözünü hatırlatan Guterres, tüm insanlığın bir şekilde deniz ve okyanuslara bağımlı olduğunun altını çizdi. Guterres, “Denizin her birimizle özel bir ilişkisi vardır; o bizi hayatta tutuyor” diyerek, insanlığın önemli besin kaynaklarının deniz ve okyanuslardan sağlandığını hatırlattı.
Konferansta konuşan BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC) Başkanı Frederick Makamure Shava ise, okyanusların yoksulluk, sağlık, ekonomik büyüme, gıda güvenliği ve yeterli istihdam yaratma gibi konularda faydalarına dikkat çekti.
Okyanus ve denizlerde yaşanan kirlilik, plastik çöp yığınlarının artması gibi konulara dikkat çekilen konferansta, 2050 yılına kadar dünya okyanuslarındaki çöp yığınlarının sayısının tüm balık sayısını aşacağı gerçeği hatırlatıldı. BM Genel Sekreteri Guterres, kirliliğin yanı sıra küresel ısınma nedeniyle okyanus seviyelerindeki yükselişin de önemli bir tehlike olduğunu dile getirdi.
YÜZ MİLYONLARCA İNSANIN BESİN, ON MİLYONLARCASININ GEÇİM KAYNAĞI
Daha önce BM ve sivil toplum kuruluşlarının bilimsel kuruluşlarla yaptıkları araştırmalara değinilen konferansta, okyanus sularının asitlenmesinin ise mercan tabakalarının beyazlaşmasına yol açtığı belirtilmişti. Isınma ve asitlenme nedeniyle okyanuslardaki biyolojik çeşitlilik zarar görürken, su altındaki oksijen azalması nedeniyle de ‘ölü bölgeler’ olarak adlandırılan alanların çoğaldığı ispatlanmıştı.
Konferansta ayrıca biyolojik çeşitliliği yok olan okyanus ve denizlerin balık ve diğer deniz hayvanlarının miktarını azalttığı konusu da tartışılıyor. Onlarca ada ülkesi ile okyanuslara kıyısı olan ülkelerde on milyonlarca insanın geçim kaynağı olan balıkçılık zarar görürken, tüm dünyada milyarlarca insanın en önemli besin kaynağı da yok oluyor.
BM Okyanus Konferansı’nda konuşan İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Bakanı Isabella Lövin ise, Pasifik Okyanusu’ndaki Henderson adasını örnek verdi. Kimsenin yaşamadığı bu ıssız adada yapılan bir çalışma sonucunda 38 milyonu aşkın plastik çöpün kıyılara vurguğu anlaşılmıştı.
Konferansta konuşan ve bu yıl BM İklim Zirvesi COP23’e ev sahipliği yapacak olan Fiji Başbakanı Josaia Voreqe Bainimarama ise balinalar, kaplumbağalar ve yunuslar başta olmak üzere birçok canlı türünün okyanuslara atılan plastikleri yuttuğunu söyledi. Fiji Başbakanı, önlem alınmaması durumunda okyanuslardaki kirliliğin ‘korkunç sonuçları’ olacağı uyarısında bulundu.
“ARTIK HATALARIMIZI DÜZELTMENİN ZAMANI GELDİ”
BM Genel Kurulu 71. Dönem Başkanı Peter Thomson ise, insanlığın bugüne kadar ‘yol açtığı hataları düzeltmesi’ gerektiğini vurguladı. Thomson, “Artık hatalarımızı düzeltmenin zamanı geldi, zira insanlığın her gün bir büyük çöp kamyonu kadar plastik çöpü okyanuslara atmasının özrü kabul edilemez” diye konuştu.
Özellikle plastik çöp sorununun artık bir ‘veba’ halini aldığı uyarısında bulunan Thomson, “İnsanın yol açtığı sorunların çözümleri yine insandadır” dedi.
Konferansta yapılan tartışmalarda hükümetler ve özel sektörün var olan ortaklıklarının güçlendirilmesi gereğine işaret edilirken, daha ‘yenilikçi ortaklıklar’ için harekete geçilmesinin gereği üzerinde duruluyor.
OKYANUSLAR İÇİN GEREKLİ OLAN ÖNLEMLER TARTIŞILIYOR
Okyanusların kurtarılması için tartışılan önlemler arasında okyanusların sürdürülebilirliği ile ekonomik ihtiyaçlar arasındaki dengesizliğe son verilmesi bulunuyor. Okyanuslar için dünya çapında bir siyasi liderliğin devreye konulması ve yeni ortaklıkların geliştirilmesinin yanı sıra 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Programı’nın politikaların temeline oturtulması isteniyor.
Okyanusların korunması için önerilenler arasında insanların kirliliğe dair bilinçlerinin geliştirilmesi amacıyla bilgi, analiz ve done çalışmalarının arttırılması bulunuyor. Ayrıca okyanuslara yönelik pratik ve tecrübelerin dünya çapında paylaşılması gereği üzerinde duruluyor.
Son olarak insan aktiviteleri nedeniyle oluşan okyanus ve deniz kirliliğine karşı ortaklıklar tartışılırken, bölgesel, ulusal ve uluslararası işbirliklerinin arttırılması gereğine önem atfediliyor.