Şırnaklı aileler Adana'da 20 yıldır çadırda yaşıyor

Kürdistan'da Türk devletinin saldırıları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalarak Adana'ya gelen Şırnaklı aileler 20 yıldır çadırlarda yaşıyorlar.

1990’lı yıllarda  Kürdistan’daki devlet teröründen kaçıp Adana Karagöçerler’e yerleşen Şırnaklı ailelerin yıllardır yaşadığı çadır çilesi artarak devam ediyor. Şırnaklı aileler çadır yaşamına rağmen tüm öz kültürlerini yaşatmaya devam ediyor.

1990’lı yıllarda köyleri boşaltıldıktan sonra Adana’nın Karataş İlçesi’ne bağlı Karagöçer köyüne gelen akrabalarının yanına yerleşen Şırnaklı ailelerle, yaşadıklarını, Adana’daki yaşamlarını ve çocuklarının eğitim durumunu konuştuk.

Merkezden yaklaşık bir buçuk saatlik yolculuktan sonra Karagöçer’e varıyoruz. Çukurova tam da adının hakkını verecek genişlikteki tarla ve bahçeleri ile önümüzde uzanıyor. Yüzbinlerce dönümlük arazilerin kenarlarındaki çadırlar bize ne kadar garip gelse de onlar için ve bölge halkı için çadırdakiler ve yaşamları gayet olağan bir hal almış gibi.

‘SAVAŞIN GÖÇ YÜZÜ’

Bu çadırlar bir kanalın iki yakasına kurulu. Şırnaklı ailelerin 20 yıldan fazladır yaşadığı çadırlar bize savaşın göç yüzünü gösteriyor. 90’larda kendi köyleri yakılınca Çukurova’ya gelen Şırnaklı yurttaşlar burada tarım işçiliği ile hayatını kazanıyor. 25 yıldır burada yaşayan aileler var. Çok sayıda kişi bu çadırlar arasında çocukluğunu geçirmiş, tarlada çalışmış, büyümüş ve evlenmiş.

Beyaz bir çadırın içine giriyoruz. Güneş ışığı küçük bir pencereden ve çadırın gözeneklerinden giriyor. Çadırların içerisi odalara ayrılmış, bir ev gibi dizayn edilmiş. Yerde halı, salonun ortasında borusu dışarı uzanan bir soba ve çadırın duvarında bir televizyon var. Çocuklar Zarok TV’ye pür dikkat odaklamış, sonradan fark ediyorlar gelişimizi. 20 yıl önce köyleri boşaltılınca 6 yaşındayken Adana’ya gelmiş anne Cennet Kara. “Ne çocukluğumuzu yaşadık, ne gençliğimizi” diyen Kara , “1990’lı yıllarda köylerimizi evlerimizi yakıp yıktılar, insanları öldürdüler, kaybettiler. Biz iyi bir gün görmedik. Bu çadırlarda olduğumuz sürece çocuklarımız da görmeyecek” diyor.

KÜÇÜK ŞIRNAK: KARAGÖÇERLER

Çadır kentte Şırnak’a dair birçok şeye rastlamak mümkün. Sokak dili Kürtçe, birçok köşede ateşi yakılmış tandırlar ve hatta geşk yapan kadınları bile görebilirsiniz. Ekmek pişiren Xane Güven, Şırnak’taki köylerini hayal meyal hatırladığını söylüyor ve şöyle anlatıyor Şırnak’tan çadırlara uzanan hikâyesini: “ Ben 3-4 yaşlarındayken buradaki birçok aile gibi gelmişiz. Ailem korucu olmayı kabul etmediği için buralara kadar sürülmüş topraklarından. Buradaki herkes gibi biz de dönmek istiyoruz memleketimize ama bir yandan da yaşananlar elimizi kolumuzu bağlıyor. 20 yıl oldu. Evlendim, 4 çocuk doğurdum. Hepsini bu çadırlarda yaşadım. Bazen kabul edemesem de burası da memleketim oldu. Kültürümü burada da yaşatmaya adadım kendimi bende.”