21 yıllık AKP iktidarı, son 8 yıldır MHP ile ortak bir ittifakla iktidar olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz 14 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı yeniden meclis çoğunluğunu aldı fakat AKP oylarında ciddi bir düşüşle. Oylarını büyük oranda MHP ve kısmen Yeniden Refah Partisi’ne kaptıran AKP, seçimde kayıplarla çıktı. 21 yılın büyük oranını AKP’nin tek iktidarı ile geçiren Türkiye ise ekonomiden demokrasiye, insan haklarından ekolojiye büyük yaralar aldı. Şimdi seçimin ikinci turuna gidilirken AKP’nin ve ortağı MHP’nin ekoloji alanında sadece bir yıllık tahribatına bakacağız.
BİR YILLIK EKOLOJİK RAPOR
Polen Ekoloji’nin hazırladığı 2022 Ekolojik İhtilaflar Raporu’nu baz alarak hazırladığımız bu haberde, 21 yılın sadece bir yılındaki tahribat ile ortaya çıkan çevre sonuçlarını da birlikte ele alacağız. Yine bunlara ek olarak 6 Şubat 2023 ve sonrası gerçekleşen depremler sonrası enkaz kaldırma ile ortaya çıkan diğer çevresel felaketleri de değerlendireceğiz.
2022 Ekolojik İhtilaflar Raporu’na göre; ekolojik yıkımın etkisi 2022 yılında da gerek sosyo-ekonomik gerekse de çevre, halk ve işçi sağlığı alanlarının bütününü kapsadı. Ağır sanayi üretiminden zehirli kimyasalların kullanılmasına dek planlı kirletme söz konusu oldu ve makro ölçekli kirlilik olayları büyük düzeyde sömürünün ölçeğini belirledi.
2022’de iklim krizinin etki ettiği olayların bazıları şöyle yaşadı:
- Irak ve Başûrê Kurdistan üzerinden gelen kum fırtınası ve toz bulutu Şirnex'ın Qileban (Uludere) ilçesini etkisi altına aldı. Kum fırtınası nedeniyle görüş mesafesi 100 metreye kadar düşerken, ilçede yurttaşlar zor anlar yaşadı. Kum fırtınası nedeniyle havanın karardığı ilçede insanlar dışarı çıkmakta güçlük çekti. Oluşan toz bulutu bazı noktalarda görüş mesafesini düşürürken, evlerin balkonları ve araçlar tozla kaplandı.
- Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, son kar ve yağmurların yeterli olmadığını belirterek, Trakya’nın yer altı ve yer üstü sularında kuraklık yaşandığını söyledi.
- Meletî'de (Malatya) vahşi madenciliğe karşı Danıştay, köylülerin lehine karar verdi. Esan Eczacıbaşı şirketinin madencilik faaliyetlerine karşı köylülerin yürüttüğü doğa mücadelesi sonrasında Danıştay 6. Dairesi, Hudut Mahallesi ( Köyü) mevkiinde 4. grup maden arama ruhsatı için verilen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ‘ÇED Yönetmeliği Hükümlerinin Uygulanmasına Gerek Bulunmadığına’ ilişkin kararı oy birliği ile hukuka aykırı bularak iptal etti.
- Türkiye’den başlayıp, Suriye ve İran’dan geçerek Irak’a ulaşan önemli havza üzerinde siyasi anlaşmazlıklar ve Bağdat‘ın kendi yönetim eksiklikleri, buradaki sulak alanlarda yaşayan hayvanları ve insanları derinden etkiliyor. Son 40 yılın en büyük su kıtlığını yaşayan Irak‘ta Dicle Nehri kıyısındaki manda (bufalo) çobanları, tuzlanma ve kuraklık nedeniyle hayvanlarını kaybetti. Sürüklendikleri derin yoksulluk birçoğunu evlerini terk etmeye ve iş aramak için yakın şehirlere göç etmeye zorladı. Irak, 40 milyonluk nüfusunun tamamı için içme suyu, sulama ve sanitasyon için Dicle-Fırat nehir havzasına güveniyor.
- Bursa’nın içme suyunu karşılayan ve Nilüfer Çayı üzerinde kurulan ve 2007 yılından beri hizmet veren, yıllık 60 milyon metreküp su kapasiteli Nilüfer Barajı, son dönemdeki mevsimsel kuraklıktan olumsuz etkilendi.
- Antalya’da düzenlenen Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu İklim Diplomasisi Haftasında Antalya’da sıcak dalgası yaşanan gün sayısı 2050’ye kadar 6 kat artabilir dendi.
- Sêwas’ta (Sivas) ilçe merkezine beş kilometre uzaklıkta yer alan ve yerel halkın Kellah Gölü olarak adlandırdığı Tecer Gölü, yazın etkisini göstermesi ve sıcaklar yüzünden tamamen kurudu. 20 yıl öncesine kadar kuş cenneti niteliğindeki Sêwas -Tecer Gölü küresel ısınmanın da etkisiyle kış aylarında yarım metre kalan suyunu yazın tamamen kaybedip tuzla kaplanıyor.
- Edirne‘nin iki önemli su kaynağı Tunca ve Meriç nehirlerinin debileri sıcak hava ve su tüketimi nedeniyle dip seviyelere düştü. Bulgaristan‘da başlayıp Edirne‘den geçen ve kış aylarında yatağa sığmayıp taşan Meriç Nehri‘nde geniş kum adacıkları ve ot öbekleri oluştu.
- Büyük bir bölümü fosil yakıt kullanımından kaynaklanan iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık yüzünden Türkiye genelindeki nehirlerin neredeyse tamamında suyun akış hızı yüzde 70’lere varan oranda düştü. Göllerin ise yüzde 60’ı kurudu. “Göller ve Sulak Alanlar Eylem Planı 2017-2023” raporunda Wan, Tuz, Manyas, Mogan, Sapanca göllerindeki tahribata dikkat çekilirken, “300’e yakın irili ufaklı gölün yüzde 60’ının kuruduğu görülüyor.
- Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırma kuruluşu IPSOS‘un yeni araştırmasına göre, iklim değişikliği dolayısıyla dünyanın en endişeli halklarından biri Türkiyeliler.
Uygulanan madencilik, ormansızlaştırma ve rant politikalarından kaynaklı ise şunlar yaşandı:
- Devlet Su İşleri (DSİ) 9. Bölge Müdürlüğü, Meletî Argan (Akçadağ) ilçesi Harûnan (Harunuşağı) köyünde Kavurma Deresi üzerinde gerçekleştirilmesi planlanan "Harunuşağı Göleti ve Sulaması Projesi"nin hammadde ihtiyacının karşılanması amacıyla kil, kum, çakıl, kaya malzeme ocağı, kırma-eleme-yıkama ve hazır beton üretim tesisi için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na başvurdu. Yaklaşık 100 milyon TL olan proje kapsamında gölet ve yapımı için bölgede yeni beton tesisleri kurulması planlanıyor. Halk yapımı başlanan projeyi protesto etti.
- Edirne‘nin Hasanağa köyü yakınlarındaki bir asfalt şantiyesinde henüz belirlenemeyen nedenle fuel oil kazanı patladı. Kazandaki asfalt yapımında kullanılan tonlarca fuel oil çevreye yayıldı. Yayılan yakıt nedeniyle ortalık siyaha büründü.
- AKP’ye yakınlığı ile bilinen Çalık Holding’in sahibi olan Ahmet Çalık’a ait Çalık Petrol Arama Üretim Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin Amed’in Çinar ilçesinde üç sondaj kuyusu açarak kaya petrolü arayacağı duyuruldu. Çıkarılacak ham petrolün aynı saha da 96 m3’lük 4 tankta depolaması yapılacak. Proje kapsamında 12 bin 500 metrekarelik ruhsatlı alanda günlük 376 metreküp (m3) petrol çıkarılması öngörülüyor.
- Marmaris Kent Konseyi başkanı Ufuk Beytekin, çalışmalar sırasında bölgede dinamit kullanıldığını, ancak şirketin ÇED başvurularında asla dinamit kullanmayacağını yazdığını ifade etti.
- Filyos Vadisi Projesi adı altında başlatılan proje 459.5 hektarlık alanı kapsarken, 1900 hektarlık bir alanının serbest bölge ilan edilmesi dikkat çekmişti. Projede liman, tersane, termik santral, çimento ve toprak sanayi, demir çelik tesisi, serbest bölge, endüstri bölgesi, LPG depolama tesisleri, petrokimya tesisi, refrakter tuğla sanayi, kömür-cevher stok alanı ve depolama tesisleri gibi yatırımlar yer alıyor.
- Mersin’de ormanlar TOKİ sınırları içine alındı.
- Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde bulunan Marmara Gölü, Gördes Barajı’nın faaliyete geçmesinin ardından ciddi oranda kurumasından sonra göle şimdi de kum ocağı yapılmak isteniyor.
- Mersin‘in Toroslar ilçesine bağlı Musalı Mahallesi‘nde bulunan MMK Madencilik’e ait krom atık arıtma ve depolama havuzunda çökme oluştu.
- Muğla'nın Datça ilçesinde yeni açılacak taş ocağı için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu gerekli değildir” kararı verildi.
- Muğla‘da 1993 yılında ilk girişimlerin başladığı, açılmaması için köylülerin 29 yıldır mücadele verdiği Bayır Mahallesi’nde entegre çimento fabrikası kurulması için Menteşe Belediyesi tarafından verilen ruhsat verildi.
- Şirnex'te Gabar ve Cûdî dağları ile Besta’ya sürülen korucular, askerler gözetiminde ağaç kesimi yapıldı.
- Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, 2014’te aldığı kararla, Dersim’in Çemişgezek ilçesine bağlı Oskix (Paşacık) köyünde “Çemişgezek Göleti ve Sulama Projesi” yapma kararı aldı. Projenin hayata geçmesi halinde, köylülerin bağ ve bahçe ekebildiği alanın neredeyse yüzde 80’i sulara gömülecek.
- Çewlîg'in (Bingöl) Zixê (Çobantaşı) köyünde mıcır üreten firmanın, kimyasal atıkları gizlice toprağa gömdüğü iddia edildi. Köylüler yol kapatarak firmaya tepki gösterirken, savcılık talimatıyla soruşturma başlatıldı.
- Amed'in Karaz (Kocaköy) ilçesinde petrol boru hattında yaşanan sızıntı nedeniyle tarım arazileri ve dere yatakları kirlendi. Karaz ilçesine bağlı Bozbağlar Mahallesi kırsalından geçen petrol nakil borularında sızıntı meydana geldi. Petrol sızıntısı kısa bir sürede geniş bir alana yayıldı.
- Asbest yüklü São Paulo adlı eski savaş gemisinin Brezilya’dan İzmir Aliağa Gemi Söküm’e gelmesi planlanırken yapılan eylemler ses getirdi ve karar iptal edildi.
- AKP iktidar sürecinde milyonlarca hektar orman, mera, yayla, SİT alanları ve tarım arazilerini kapsayan alanlarda maden ihaleler yaptı. Resmi Gazete’de yayımlanan MAPEG ilanında 58 ili kapsayan alanda maden saha ihale duyurusu yapıldı. 58 ilde 344 noktada ihale edileceği duyurulan doğal alanda 192 bin 410,17 hektar ihaleye çıktı. Bu alanlar içinde Kürt coğrafyası yine ağırlıklı yer tutarken 17 ilde toplam 92 bin 546,15 hektar doğal alan maden şirketlerine tahsis edilmek isteniyor.
- Danıştay’dan 606 maden ihalesi için iptal kararı.
- Yeni yayımlanan bir rapora göre, halen çalışır durumda olan kömür santralleri 4.8 trilyon TL’lik sağlık maliyeti bulunuyor. Bunun yanı sıra santrallar 117 bin 661 erken doğuma, 1 milyon 247 bin çocukta bronşit vakasına, 62 milyon iş günü kaybına yol açtı. Türkiye’de kömür kullanımının sağlık maliyeti üzerine çalışmalar yapan HEAL -Sağlık ve Çevre Birliği, “Kronik Kömür Kirliliği Kümülatif Sağlık Etkileri Özel Raporu” kapsamında bu yıl ilk defa son 55 yılın toplam sağlık maliyetini ortaya koydu. Raporun sonuçlarına göre 1965 -2020 yılları arasında açılan ve halen 16 ilde faaliyette olan 50 MW’ın üzerindeki büyük kömürlü termik santrallar, 55 yılda toplamda 4.8 trilyon TL sağlık masrafına ve yaklaşık 200 bin erken ölüme neden oldu.
Sadece bir yılda hem iklim krizi hem de rant gibi birçok politika sonucunda oluşan bu tahribatlara karşı elbette direnişler vardı. Ama bu direnişler yerel ya da kısmen genele yansıyan ve adını duyuran nitelikte oldu. İkinci kısımda Polen Ekoloji’den Cemil Aksu ile yaptığımız röportajda ekoloji mücadelesinin bu yönünü de işleyeceğiz.
2023’ÜN İLK 5 AYINDA DA DURUM DEĞİŞMEDİ
2022’de göze çarpan ekoloji olaylarından derlediğimiz bu maddelerin yanı sıra 6 Şubat 2023’te Mereş ile 20 Şubat’ta Hatay’da meydana gelen, 11 ili yıkan ve resmi rakamlara göre 50 bin, gayri resmi rakamlara göre ise daha çok insanın yaşamını yitirdiği depremlerin ortaya çıkardığı başka çevresel faktörler oldu. Hâlihazırda ranta dayalı politikaların ve kentleşmenin, imar affının ortaya çıkardığı bu tablo bir doğa olayı olan depremin felakete dönmesine neden oldu. Depremin olduğu günlerde iklim krizinin en yakıcı hali yine bu bölgelerde yaşandı ve tüm bunlar üzerine altyapı çalışması yapılmayan, yanlış yerlere kurulan kavşaklar, yapılar Riha, Meletî ve Semsûr'da canlar almaya devam etti.
6 Şubat depremlerinden sonra Birleşmiş Milletler bu felaketin 1999’daki İstanbul depreminin en az 10 katı kadar enkaz bıraktığını tahmin ettiğini açıkladı. Enkazlar oluşan asbestin ve de bunun kaldırılma işlemleri ise son dönemin en tartışmalı konularından biri oldu. Zira enkazların kaldırılması kadar molozların nereye döküldüğü de bu tartışmanın içindeydi. Bu durum sağlığa zararlı asbestin yayılmasını kaçınılmaz kıldı. Reuters’a konuşan İnşaat mühendisi ve Türkiye Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, “İyimser bir tahminle 3 milyon kişinin hasta olacağını söyleyebilirim” dedi. Yine Reuters’ın aynı haberinde uydu görüntülerini inceleyen muhabirler molozların tarım ve orman arazilerine döküldüğünü ortaya çıkardı. Birçok basın kuruluşunun da bu görüntüleri tespit ettiğini de ekleyelim.
6 Şubat'ta meydana gelen Mereş merkezli depremlerden etkilenen illerden Riha, Semsûr ve Meletî'de sağanak yağışlar 15 Mart'ta sele neden oldu. Selde 20 kişi hayatını kaybetti.
İkinci bölüm: Cemil Aksu: “Sadece seçim sürecinde 701 tane maden alanı ihalesi yapıldı