İklim dezenformasyonu, iklim değişikliğinin gerçekliği ve bu konudaki bilimsel fikir birliği hakkında şüphe uyandıran asılsız bilgileri ifade ediyor. Dezenformasyonun özellikle sanal ağlar üzerinden yayıldığı kaydediliyor.
Peki kendimizi bundan koruyabilir miyiz? Cenevre Üniversitesi Araştırmacıları (UNIGE), bu soruyu yanıtlamak için kasım ayında yayınladıkları bir çalışmada iklim dezenformasyonunu önlemeye yönelik altı farklı stratejiyi test etti.
Araştırma Dünyanın farklı yerlerindeki 12 ülkeden 6 bin 816 kişi katıldı. Bu ülkeler şöyle sıralandı: Güney Afrika, Nijerya, ABD, Kanada, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık, Singapur, Filipinler, Hindistan ve Pakistan.
Test edilen altı grubun her birinde katılımcılar, önce doğrulanmış bilgilere maruz bırakıldı. Daha sonra, 10'u iklim bilimi ve 10'u iklim politikası hakkında olmak üzere 20 adet yanlış veya önyargılı bilgi sunuldu.
Her strateji belirli bir temaya odaklandı: Bilimsel fikir birliği, iklim bilimcilere güven, şeffaf iletişim, iklim eylemini ahlakileştirme, doğruluk ve iklim eylemine yönelik olumlu duygular. Önleme stratejilerinin etkileri daha sonra değerlendirildi.
Sonuç olarak, önleme stratejilerine rağmen, katılımcıların çoğu yanlış bilgilerden etkilendi ve inançlarının zayıfladığını gördü.
İsviçre RTS medyasındaki bir programa katılan araştırmanın yazarı Tobia Spampatti, "Bu zor çünkü bilimsel bilgi, duygularımızı etkileyen yanlış bilgiden daha soyut. Dolayısıyla yanlış bilgiye tepki vermek bilimsel bilgiye tepki vermekten daha kolay" diyor.
Araştırmacılar UNIGE web sitesinde "Sadece internette karşılaştıkları bilgilerin doğruluğu hakkında derinlemesine düşünmeleri istenen 'doğruluk' grubu hafif bir avantaj gösterdi" diye belirtti.