Ateşten çemberin öncüsü: Halit Oral
Halit Oral’ı anlatan annesi Şemse Oral, oğlu ile gurur duyduğunu belirterek “Önderliğimiz için ne yapılsa azdır, bugün de o günlerde olduğu gibi Önderlik etrafında kenetlenmeliyiz” diye konuştu.
Halit Oral’ı anlatan annesi Şemse Oral, oğlu ile gurur duyduğunu belirterek “Önderliğimiz için ne yapılsa azdır, bugün de o günlerde olduğu gibi Önderlik etrafında kenetlenmeliyiz” diye konuştu.
Kürt halk önderi Öcalan’a yönelik 9 Ekim komplosuna karşı gerçekleşen “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerinin ilk halkası olan Halit Oral’ı anlatan annesi Şemse Oral, oğlu ile gurur duyduğunu belirterek “Önderliğimiz için ne yapılsa azdır, bugün de o günlerde olduğu gibi Önderlik etrafında kenetlenmeliyiz” diye konuştu.
Mardin’in Ömerli ilçesinde 1971 yılında dünyaya gelen Halit Oral, henüz 7 yaşında iken ailesi ile birlikte Çukurova’ya göç eder. Halit, ilkokulu bitirdikten sonra okumayı bırakmak zorunda kalarak çocuk bedeni ile Çukurova’nın zorlu yaz sıcaklarında, tamirci çırağı olarak çalışır. Babası Demiryolu işçisi olan Halit, 7 kardeşine babası ile birlikte bakabilmek için var gücü ile birçok ağır işte çalışır. Halit, 90’lı yıllar ile birlikte Kürt gençliğini sarıp sarmalayan PKK öncülüğünde gelişen Kürdistan Özgürlük Mücadelesine büyük bir heyecan ile katılır. Şehir faaliyetlerinde yer alan Halit, faaliyetlerde kısa sürede ön plana çıkmaya başlar. Halit, Mersin’de şehir faaliyetleri yürütürken, bir grup arkadaşı ile birlikte gerilla saflarına katılmaya hazırlandığı sırada tutuklanır. Kürt halk önder Abdullah Öcalan’ın 1998 yılı 9 Ekim günü Suriye’den çıkması ile sonuçlanan 9 Ekim komplosu karşı Kürdistan halkı dünyanın dört bir yanında ayağa kalkarken, komploya karşı en sert tepki cezaevlerinde bulunan tutsaklardan geliyordu. Özgürlük tutsakları 9 Ekim komplosuna karşı “Güneşimizi karartamazsınız” eylemleri ile Kürt halk önderi Öcalan etrafında bedenleri ile ateşten bir çember yaratırken, bu eylemlerin öncüsü Halit, oluyordu. 9 Ekim’i 10 Ekim’e bağlayan gece tutuklu bulunduğu Maraş Cezaevinde bedenini ateşe veren Halit Oral, “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerinin ilk kahramanı olarak mücadele tarihinin sembollerinden biri oluyordu.
“HALİT EMEKTİ VE FEDAKARLIKTI”
Şemse ana Halit’in emek, fedakarlık ve arkadaşlarına karşı saygı sevgi ve bağlılık dolu bir kişiliği olduğunu söylüyor. “Halit’den büyük olan oğlum da dağa gitti, o 90’ların başında katıldı, diğer çocuklarım da çok kıymetlidir ama Halit, başkaydı” diyen Şemse ana, Halit’in büyük beceri ve yaratıcılık sahibi biri olduğunu ve her zaman en yakınında duran en zor anında ailenin yükünü taşıyan kişi olduğunu paylaşıyor.
Halit’in aileye bakmak için çocuk yaşta emek ile tanıştığını kaydeden Şemse ana, henüz ilkokulu bitiren Halit’in tamircide çalıştığını ve ev ekonomisine katkıda bulunduğunu anlatıyor. Halit’in çalıştığı tüm işyerlerinde emekçi ve becerikli kişiliği ile büyük bir sevgi ve saygı duyduğunu dile getiren Şemse ana, Halit’in mücadeleye katıldığı güne kadar da kendisinden önce ailesi ve çevresinde bulunan insanlar için çalıştığını belirtiyor.
Şemse ana, Halit ile ilgili unutamadığı ve kendisini çok etkileyen bir anısını paylaşarak, hastalandığında, Dersim’de inşaatlarda çalışmaya giden Halit’in hemen koşarak yanına geldiğini ve hastane de başında durduğunu ve Halit’i hastane de başında görünce büyük bir moral aldığını ifade ediyor.
HALİT, ŞEHİR FAALİYETLERİNDE YER ALIYOR
Halit’in gençlik yılları, Çukurova’da PKK mücadelesinin Kürt gençliği içerisinde yoğun ilgi ile karşılandığı 90’lı yılların başlarına denk gelir. Bu yıllarda Halit’in abis PKK saflarına katılır. Halil içinde artık mücadele saflarında aktif çalışmanın vakti gelmiştir. Şemse ana Halit’in şehir faaliyetlerinde Mersin gençliği içerisinde kısa sürede ön plana çıkmayı başardığını anlatıyor. Şemse ana bu başarıda Halit’in çocuk yaştan itibaren zaten becerikli olan kişiliğine eşlik eden çok yoğun emek sürecinin etkisinin büyük olduğuna da dikkat çekiyor.
TUTSAKLIK BAŞLIYOR
Halit, yoğun geçen şehir faaliyetlerinin ardından artık gerilla saflarına katılmaya karar veriyor, bu kararını “Abinden haber var mı” diye soran Şemse anaya, “Abimi sorma, ben de yakında gidiyorum” diyerek aktarıyor. Şemse ana, Halit’in gideceğini söylemesi ardından bir grup arkadaşı ile hazırlık yapmaya başladığını ve tam gidecekleri günlerde tutsak düştüğünü anlatıyor. Halit’in gözaltında ağır işkenceler gördüğünü de kaydeden Şemse ana, daha sonra da tutuklanarak İskenderun cezaevine götürüldüğünü ve buradan da sırasıyla Ermenek, Konya ve Maraş cezaevlerine sürgün edildiğini dile getiriyor.
CEZAEVİNDE DE AKTİF KATILIMI DEVAM EDİYOR
Halit, cezaevi süreci ile birlikte mücadeleyi bu alanda yükseltmeye devam ediyor. Cezaevinde sorumluluk içerisinde olan emekçi ve fedakar kişiliğini bu alanda da sergileyen Halit, bir çok düzeyde görevler üstlenir. Şemse ana, bu süreçte boyunca Halit’in görüşlerde kendileri ile olduğu kadar diğer tutsak aileleri ile de ilgilendiğini, bir gün olsun görüş süresinin tamamını kendileri ile geçirmediğini söylüyor.
TARİHİ EYLEME ADIM ADIM
Artık takvimler 1998 yılı sonbaharına dönüyor, Halit, aldığı 12 yıllık cezanın 5. yılını doldurmuş, cezaevi koşullarında mücadelesini her geçen gün büyüten ve geliştiren Halit, Kürt halk önderliği Abdullah Öcalan’a yönelik Türk devletini yürüttüğü saldırı ve komplo sürecini arkadaşları ile birlikte yakından takip ediyor. O günlerde görüşe giden Şemse ana, “Halit’in tek gündemi önderlikti, gelen ziyaretçilere, bizlere durmadan önderliği sahiplenmemiz gerektiğini anlatıyordu. ‘Ne olursa olsun önderlik etrafında kenetlenmeliyiz’ diyordu” şeklinde aktarıyor.
HALİT, EYLEMDEN ÖNCE TRAŞ OLUYOR, YENİ KIYAFETLERİNİ GİYİYOR
Halit Oral, Kürt halk önderi Öcalan’a karşı Türk devleti ve uluslar arası güçlerin gerçekleştirdiği ve daha sonra 15 Şubat 1999’da esaret ile sonuçlanan 9 Ekim komplosuna karşı tarihte eşine rastlanmamış bir eyleme hazırlanıyor.
Şemse ana, koğuş arkadaşı Adil Erkek’in daha sonra Halit’in o süreçteki durumuna ilişkin aktardıklarını şu sözlerle paylaşıyor: “Adil, Halit’in eylemden önce kendilerine birşey hissettirmediğini söyledi. Halit, eylemi gerçekleştireceği gün Adil ile bir fotoğraf çektirmek istiyor ama Adil’in imkanı olmadığı için o gün gidemiyor. Tabi sonradan Halit eylemi yapınca Adil, durumu anlıyor. Adil, Halit’in o gün en temiz, yeni kıyafetlerini giydiğini, traş olduğunu ve bayram sevinci içerisinde olduğunu anlattı”
HALİT ATEŞTEN ÇEMBERİN İLK HALKASI OLUYOR
Artık, Kürtler her alanda büyük bir ayaklanma içerisinde. Cezaevleri ise önderliğe karşı komployu en derinden hisseden ve cevap olmaya çalışan alanlarından başında geliyor. Halit Oral, 9 Ekim’i 10 Ekim’e bağlayan gece harekete geçiyor, Halit’in “Kahrolsun 9 Ekim komplosu” “Biji serok Apo” sloganına uyanan yoldaşları, Halit’in ateş topuna dönen bedeni ile karşılaşır. Maraş cezaevinde, önderlik etrafında daha sonraki günlerde oluşacak ateşten çemberin ilk halkası olan Halit, kaldırıldığı hastane de şehit düşer. “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerinin ilk adımı ve öncüsü olan Halit Oral’ı yoldaşlarının eylemleri izler ve Kürt halk önderi Abdullah Öcalan etrafında tutsaklar bedenlerini ateş çemberine dönüştürür.
ŞEMSE ANA GÖRÜŞE GİDECEĞİ GÜN HALİT’İN HABERİNİ ALIYOR
Şemse ana Halit’i en son eylemden 24 gün önce gördüğünü söylüyor. Şemse ana o günü şöyle anlatıyor: “24 gün önce gittim, 10 Ekim sabahı da yine erzağı hazırlamış, yola çıkacaktım. Telefon geldi, görüşe gidilmeyecek, Halit, eylem yapmış hastanede dediler. Sonra da şehit düştüğü haberini aldık.
“HALİT’E SÖZÜMÜ TUTTUM, GÖZYAŞI DÖKMEDİM”
Halit’in eylemi ile gurur duyduğunu söyleyen Şemse ana, “İçim yanıdı tabiki, ama eylemi önder Apo için yapmıştı ve biz önderliğimiz için herşeyi yapmaya hazırız. Bu eylemi başım dik karşıladım” ifadelerini kullanıyor.
Şemse ana şöyle devam ediyor: “Halit, bana ‘şehit düşersem ağlama’ dediği için cenazesine tek gözyaşı dökmedim. Oğlumun Kürdistan toprağına gömülmesi içn onu Mardin Kızıltepe’ye getirdim. Oğlum şimdi ülkesinde onuru ile yatıyor”
“BUGÜN DE ÖNDERLİĞİ AYNI RUH İLE SAHİPLENMELİYİZ”
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın tecrit altında tutulmasına dikkat çeken Şemse ana, Öcalan’ın bugün de 9 Ekim komplosu sürecinde olduğu gibi sahiplenilmesi gerektiğini altını çizdi. Şemse ana, “ Halit ve yoldaşlarının ruhu ile bugün de eşsiz olan ve bizleri bugünlere getiren önderliğimiz sahiplenmeliyiz. Hiçbir Kürt önderlik üzerindeki tecrite sessiz kalmamalıdır” diye devam etti.
Şemse ana son olarak tüm “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemcilerinin ailelerine selam göndererek, “Mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeliyiz” mesajı verdi.