Eurostat’ın çocuklara ilişkin raporu, bu durumun özellikle son beş yılda Yunanistan ve İtalya’da son derece kötüleştiğini gösteriyor. Rapor, Avrupa Birliği’nde yaşayan çocukların dörtte birinin, daha net bir ifadeyle 0 ile 17 yaş arası nüfusun yüzde 26.9’unun sosyal dışlanma yolunda olduğunu gösteriyor.

Bu rakam, çocukların içerisinde yaşadığı ailelerin gelirleri ve yaşam koşulları gibi net ölçülere dayanıyor. Bu da özellikle bir yoksulluk durumunu ifade ediyor.

Eurostat’a göre 25 milyon çocuk yoksul bir ailede yaşıyor. Raporda bu çocukları aynı zamanda ağır maddi yoksunluk durumunda yaşadıklarına vurgu yapılıyor. Eurostat’ın raporu, ailelerin yaşadığı sıkıntılardan dolayı yaşam koşullarının ağırlaştığına işaret ediyor. Daha somut olarak, söz konusu ailelerin kiralarını veya faturalarını zamanında ödeyemediği ya da öngörülmeyen bir harcama karşısında üstesinden gelemediği anlaşılıyor. Bunlar aynı zamanda, uygun şekilde evlerini ısıtamayan, her iki günde bir et, balık veya aynı değerde protein satın tüketemeyen veya çamaşır yıkama makinesi, televizyon ya da telefon gibi mallara erişemeyen aileleri ifade ediyor.

Romanya gibi yoksul bir ülkede, çocukların nerdeyse yarısı (yüzde 46.8) yoksulluk içerisinde yaşarken, Bulgaristan’da çocukların yüzde 43.7’si bu durumda bulunuyor. Avrupa’nın kuzeyindeki ülkelerde sosyal dışlanma her 10 çocuktan birini vuruyor. Çocukların sosyal dışlanmasına ilişkin tabloda, İsveç yüzde 14, Finlandiya yüzde 14.9 ve Danimarka yüzde 15.7 şeklinde yer alıyor.

Raporda, çocukluğun özellikle Yunanistan, İtalya ve Yunanistan’da son derece zorlaştığı görülüyor. Yunanistan’da çocukların yüzde 37.8’i yoksulluk kategorisinde yer alırken, İspanya’da yüzde 34.4 ve İtalya’da yüzde 33.5 olarak kayda geçti. Bu ülkelerde her üç çocuktan biri dışlanma tehdidi altında bulunuyor.

Her beş çocuktan birinin dışlanma tehlikesi altında olduğu Fransa ve Almanya da bu tablonun kötü çocukları arasında yer alıyor.

Rapora göre ailelerin eğitim düzeyi belirgin rol oynuyor. Ailelerin eğitim durumu arttıkça, çocukların sosyal dışlanma ve yoksulluk riski de azalıyor. Bu durum, tüm Avrupa ülkeleri için geçerliliğini koruyor.