‘Beni iyileştiren gerillanın gülüşüdür’
Medya Savunma Alanlarında bir diş hastanesine düşüyor yolumuz. Burada her gün onlarca gerillanın tedavisi yapılıyor.
Medya Savunma Alanlarında bir diş hastanesine düşüyor yolumuz. Burada her gün onlarca gerillanın tedavisi yapılıyor.
Medya Savunma Alanlarında bir diş hastanesine düşüyor yolumuz. Güler yüzlü genç bir gerilla kapıda karşılıyor bizi. Dokuz saatlik yol yürüyüşünden sonra, genç gerillanın gülüşü ile karşılaşınca yorgunluktan geriye bir şey kalmıyor. Henüz kapıdayken ayağımıza giymemiz için terlik getiriyor.
Diş hastanesi temizliğe oldukça dikkat ediyor. Biz oturmamız gereken yere geçtikten sonra, genç diş doktoru gerilla, bize dağların zirvelerinden akan berrak sudan getiriyor. Hastane çalışanları tedaviye gelen gerillalara hizmet etmek için koşuşturuyor. Gerilla doktorların yoğun ilgisinden sonra hastaların tedavisine geçiliyor.
Hastane yönetimi, ayrıca 13 yıldır diş doktorluğu yapan Hilal Rustem Ada, yıllardır binlerce gerillanın diş tedavisini yapmış ve şu ana kadar birçok diş doktoru yetiştirmiş. Gerilla Ada’nın dilinden dökülen cümleler gerilla yaşamına olan bağlılığını ve hizmetten duyduğu mutluluğu anlatmaya yetiyor: “Gerilla yaşamı anlam bütünlüğünde insanı her an yeniden yeniden var eden bir yaşam. Öylesine güçlü kılıyor ki insanı… Hele ki söz konusu kadın olunca PKK’de daha da güzeldir. Benim de 13 yılım doldu PKK’de. Hala da ilk günkü heyecanı yaşıyorum. Gerillada doktorluk yapacağım aklıma gelmezdi. Ben sadece silahla savaşıldığını sanırdım. Oysa Önderliğin felsefesini okuyunca dağın aslında bir yaşam yeri olduğunu ve savaşımın yaşamın her alanında verildiğini gördüm. Birçok savaşa da girdim yaralı arkadaşları tedavi ettim. Bu bana herhalde yaşamımın en anlamlı anlarıdır. Şimdi de gerilla arkadaşlarımızın dişlerini tedavi etmek benim için büyük bir mutluluktur. Gerillaya hizmeti insanlığa hizmet olarak görüyorum. Çünkü her bir gerilla ezilmiş tüm halkların öncülüğünü, kaybedilen insanlığın geri gelmesi için mücadelecisi ve insanlığın hizmetçisi rolünü üstlenmiş. Bu yüzden gerillaya yaptığım hizmeti, insanlığa yaptığım hizmet olarak görüyorum.”
Hilal Ada, kapitalist sistemin insanlık sağlığına yönelik tehditlerine de dikkat çekiyor: “Gerillanın anlam bütünlüğünde buluşturan sırlarla çevrilmiş gizemli yaşamın her zerreciğini anı anına yaşamanın her insandan ziyade insanlığın yaşaması gerekir. Kapitalist Sistemin teknikleştiren tehlikesine en büyük alternatif olarak “anaya dönüşü” seçti PKK. Yani yaşamın başlangıcına kaybedilen değerleri oradan aramaya başladı. Günümüze baktığımızda insan sağlıkları hat safhada bozulmuş durumda. Çünkü insanlık kendi değerlerinden uzaklaştırıldı. Doğal yaşamdan hızla uzaklaşıp, sistemin kirli çarkında dönen ve yavaş yavaş ufalmaya başlayan bir duruma geldi. Ve gittikçe hastalanan bir topluma dönüşüyor. Evet, insanlık sistemin çarkında un ufak edilmiş durumda. Buna karşı PKK aslında sağlıklı yaşam savaşı yürütüyor… Toplum sağlığı iyice bozulmuş durumda. Çünkü zaman geçtikçe sistemin insanlık üzerindeki tahribatları da büyüyor, daha da derinleşiyor. Bu yüzden doğal yaşamdan yiyeceklerden, sudan iyice uzaklaşır duruma geldi insanlık. Buna dur demenin en büyük yolu radikal bir savaş vermek. Yoksa insanlığın sağlığı ciddi tehlike altına girecek ve müdahale edilmesi güçleşecek.”
Hilal Ada konuşmasında her gün onlarca gerillanın diş tedavisini yaptıklarını belirtiyor. Ada şöyle devam ediyor: “Diş tedavisine gelen arkadaşlarımızın tedavisini en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda elimizden gelenin en iyisini yapmak için çabalıyoruz. Bu bizim en büyük işimiz. Doktor arkadaşlarımız savaş alanlarına da gidiyor. Çoğu zaman biz kendimiz gerilla alanlarına gidip tedavi yapıyoruz. Hastaneye kadar gelme imkanı olmayan arkadaşlarımız var çünkü. Bu konuda bizde çok istekliyiz. Örgüt de arkadaşların sağlıkları için her şeyin en iyisini devreye koyuyor. Zor koşullara rağmen tedavileri aksatmamak için elimizden geleni yapıyoruz.”
PKK DOKTOR DA YETİŞTİRİYOR
Oldukça zor süreçlerden bu döneme kadar geldiğine vurgu yapan Ada, bu zor süreçlerin başarı ile sonuçlandığını da ekliyor. “Bu işe başlarken tecrübeli değildim. Örgüt içerisinde aldığım eğitimler, yaptığım pratikler ile bir tecrübe edindim. PKK okulunda okuyup doktor olacağım aklıma gelmezdi. Zorlu koşullarda böyle bir görev üstlenmek benim için hem ağır bir sorumluluk hem de güzel bir duygu idi. Diyebilirim ki zorlu koşullarda zamanla amatörlükten profesyonelliğe doğru bir süreç yaşadım. Şimdi işimde uzman bir duruma geldim. Doğrusu PKK’nin doktor yetiştirdiğini bilmiyordum. Şimdi görüyorum ki PKK’de doktor da olunur yazar da. Zaten insanları hasta eden sistemin kendisi. Dağa gelen yoldaşlarımızın çoğu sistemde iken var olan hastalıkları dağda geçirdi. Yine bir süreden sonra dişlerindeki problemler azalıyor. Çünkü diş sağlığını bozan doğallığından çıkmış hiçbir şey dağda yok. Şimdi yenilen sebze meyvelerden tutalım, içilen suya kadar doğallıktan çıkmış. Tabi bu da insanların dişlerinde ciddi sorunlara yol açıyor. Belki zorlu koşullarda doktorluk yapıyoruz ancak insanları gerçekten iyileştirmeye dönük bir çabamız var.”
BENİ ASIL İYİLEŞTİREN GERİLLANIN GÜLÜŞÜDÜR
Dr. Hilal hastalarını tedaviye devam ederken, dişinde ciddi bir ağrı olduğu halde sürekli bana bakıp gülümseyen Zinar Heseke’ye takılıyor gözüm. Sohbete onunla devam ediyorum. Gerilla Zinar da yıllardır örgüte katılmış. Zinar sohbetinde insanlığın şu anda sorgulamaktan uzak olduğu birçok konuya vurgu yapıyor. Ve doğal yaşamdan hızla uzaklaştıran Kapitalist Modernite’nin insanlığın sağlıklı yaşamasının önünde en büyük tehdit olduğunu anlatıyor. Kendisi “üretim” adı verilen birimde yer alıyor. Çalışma yaptığı yer ile ilgili ayrıntılı bilgi vermeyi de ihmal etmiyor. Çünkü yaptığı çalışmayı çok seviyor. Heseke’nin dilinden çalışması ile ilgili şu sözler çıkıyor: “Çalışmamız adı üzerinde üretime dayalıdır. Yani hem tarım alanında hem de hayvancılık alanında üretim yapıp yoldaşlarımızın günlük ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Şimdiki piyasaya baktığımızda üretim adına sürülen insanların en temel ihtiyaçları bile özünden çıkmış, doğallığını yitirmiş. Bir de devlet zihniyetinden bu yana insanlık sürekli üretimden uzaklaştırılıp tüketen bir topluluğa dönüştürüldü. Biz de bu sistemin dayattığı her şeyi reddedip buna karşı aktif savaş yürütüyoruz. Bu savaşı verip, onun tuzağına düşmek de olmaz. Bu yüzden gerillanın temel ihtiyaçlarını kendimiz üretmeye çalışıyoruz. Örneğin süt, peynir, sebze, et gibi birçok besin kaynağının üreticiliğini yapıyoruz. Zaten dağların temiz havası ve gerillanın yaşam veren yoldaşlığı bizim en büyük huzur kaynağımız. Biz de yoldaşlarımızın doğal şeylerden beslenmesi için çabalıyoruz.”
Gerillaya olan tutkusu yüzünden okunan Heseke şöyle devam ediyor: “Birkaç gündür dişim ağrıyordu. İnanın yoldaşlarımın güler güzü ile karşılaşınca diş ağrımı unuttum. Beni asıl iyileştiren gerillanın gülüşüdür. Dağda aldığım moral ile her gün yeniden yeniden kendimi yeniliyorum. Gerilla, dağ yaşamı benim için bir hayaldi, o hayalim gerçekleşti. Bence herkesin bu tada varması gerekir. İnsana insan olduğunu hatırlatan bir yer. Ve kaybedilmeye çalışılan insanlık değerlerini tekrar geri getirecek olan yine burasıdır.”
Biz bu sohbeti yaparken Dr. Hilal de işini bitirmiş sohbetimize tekrar katılmıştı. Sohbet devam ederken konu son zamanlarda gerillaya dönük yoğun antipropaganda yapan AKP hükümetine gelmişti. Dr. Hilal’in bu konudaki değerlendirmelerine bakalım.
ASIL ZAYIFLAYAN AKP’NİN KENDİSİDİR
“Medya Savunma Alanlarına dönük yıllardır Türk Devletinin saldırıları var. Aslında genel Kürt halkına Kürt Önderliğine, gerillalara karşı bu saldırı yıllardır sürüyor. Son süreçlerde de saldırıların arttığı doğrudur. Fakat AKP Hükümetinin gerillayı bitirdik antipropagandaları toplumun beyninde bir algı oluşturmak içindir. Halbuki gerilla dağda bir sistem kurmuş. Savaşımını her alanda veriyor. Gerillanın zayıfladığı da bir kara propagandadan ibarettir. Bence asıl zayıflayan ve bitmek üzere olan AKP’nin kendisidir. Bu tür söylemleri ciddiye bile almıyoruz.”
O günü gerillanın anlamlı sohbeti ile bitirirken gece geç olduğu için akşam orada uyuyoruz. Sabah genç gerillanın canlı sesi ile uyanıyoruz. Rojbaş yoldaşlar, kahvaltı hazır.