BES siyasi dizayn amaçlı ihraçlara karşı direnecek
OHAL bahanesiyle yayınlanan 679. KHK haksız ve hukuksuz bir şekilde SGK ve İş-Kur’dan ihraç edilen KESK’e bağlı BES üyeleri haklarını sonuna kadar savunmaya kararlı.
OHAL bahanesiyle yayınlanan 679. KHK haksız ve hukuksuz bir şekilde SGK ve İş-Kur’dan ihraç edilen KESK’e bağlı BES üyeleri haklarını sonuna kadar savunmaya kararlı.
OHAL bahanesiyle yayınlanan 679. Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) haksız ve hukuksuz bir şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve İş-Kur’dan ihraç edilen KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri haklarını sonuna kadar savunmaya kararlı. İhraç edilen BES üyesi 200 kamu emekçilerinden ANF’ye konuşan Özlem Kaplan ve Murat Öztürkmen bu ihraçlarla kamuda yeni siyasi dizaynın amaçlandığına dikkat çekerek, hakları için sonuna kadar direneceklerinin mesajını verdi.
DEVLET FETÖ ÜZERİNDEN İKİ KEZ MAĞDUR ETTİ
SGK’den keyfi ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen 32 yaşındaki BES üyesi Özlem Kaplan, FETÖ üzerinden devlet tarafından iki kez mağdur edilmiş bir emekçi. 5 yıldır İş-Kur Beyoğlu Şubesi’nde İş ve Meslek Danışmanlığı yapan Kaplan, sosyal medya kullanmadığı için ihraç edildiğini bir gün sonra kendisini arayan arkadaşlarından öğrendi. Kaplan o an yaşadığı duyguları, “Duyunca şok oldum; böyle bir ihraç beklemiyordum. Şu anda alışmaya çalışıyorum hala inanamıyorum” diye ifade etti.
Bunun devlet yüzünden maruz kaldığı ikinci darbe olduğuna dikkat çeken Kaplan, Ankara’da 2010 yılında girdiği KPSS sınavlarında Fethullah Gülen cemaati soruları çaldığı için mağdur edildiğini aktardı. Kaplan, “Ben kimya bölümü mezunuyum ve girdiğim sınavlardan yüksek puan almayı umarken sonuçları görünce inanamadım. Hemen ÖSYM’ye gidip sınav sonuçlarının incelenmesi için itiraz dilekçesi verdim. Devlet bir kere orada sınav güvenliğimi sağlamayarak ve bugün FETÖ diye adlandırdığı kopyacılara alan açarak beni zaten mağdur etti. Bu yüzden ben mesleğimi dahi yapamadım, başka bir alanda çalışmak zorunda kaldım. 15 Temmuz darbesi girişimi sonrası bir özür mahiyetinde bizden çalınan yerlere geri dönmeyi beklerken, yine FETÖ adı altında, bu kez işimi kaybederek mağdur edildim” diye konuştu.
‘FETÖ İLE AYNI POTADA ERİTİLİYORUZ’
O dönem FETÖ dershaneleri önündeki protestolara katılan ancak hiçbir sonuç alamayan Kaplan, bu kez FETÖ bahanesiyle ihraç edilmesine isyan ediyor. “FETÖ ile aynı potada eritiliyoruz” diyen Kaplan, “Bu benim için gerçekten onur kırıcı bir durum. Ben o dönem devletin görmediği veya görmek istemediği FETÖ’yü protesto etmiş bir insanım” dedi. Neden ihraç edildiğine dair herhangi bir bilgisi olmadığına, savunma fırsatı dahi verilmediğine işaret eden Kaplan, hakkını sonuna kadar arayacağını vurguladı. Bu ihraçların açıkça siyasi bir dizaynı amaçladığına dikkat çeken Kaplan, “Hiçbir şey yapmadığımızı bile bile ihraç etmek için özellikle KESK’e bağlı emekçileri seçmeleri bir keyfiliktir. Sendika olarak bunun hesabı soracağız” dedi.
MEMURLAR DİKEN ÜSTÜNDE ÇALIŞIYOR
İhraç edilen bir diğer kamu emekçisi 31 yaşındaki Murat Öztürkmen oldu. Dört yıldır SGK Sirkeci Şubesi’nde Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak çalışan Öztürkmen, BES 2 No’lu Şubesi’nin işyeri temsilcisi. İhraç edildiğini Cuma günü öğrenen Öztürkmen, “Şok oldum, çünkü bugüne kadar hakkımda açılan tek bir soruşturma yok, dava yok; yaptığım iş hakkında da hiçbir şikayet yok” dedi. Yapılan ihraç konusunda herhangi bir gerekçe de sunulmadığına dikkat çeken Öztürkmen, “Bir bakıyorsunuz, ihraç edilenler arasında isminiz var ama bu ihracı gerektirecek hiçbir argüman yok ortada. Hiçbir hukuk sisteminde böyle bir uygulama yok; eğer birini suçluyorsanız bunun gerekçeleri olur ve buna göre kişi kendini savunur” diye tepki gösterdi. Bu kurumlara kolay gelinmediğini, çok çaba harcandığını hatırlatan Öztürkmen, yüksek puanla ve büyük emek harcayarak kazandığı işinin tek hamleyle yok edildiğini kaydetti. İrrasyonel bir durum yaşandığını vurgulayan Öztürkmen, bu ihraçların arkasında siyasi bir dizayn amacı olduğuna işaret etti. Kamuda çalışan memurların güvencesi kalmadığını da belirten Öztürkmen, kamu emekçilerinin genel psikolojisini, “Memurlar bir sonraki KHK’de ihraç edilenler arasında benim de ismim yer alacak mı endişesi içinde görevlerini sürdürüyorlar” diye özetledi. Öztürkmen, sendika olarak haklarını sonuna kadar arayacaklarını vurgulayarak, “Hakkımızı söke söke alacağız” dedi.
‘AKP KAMUSAL ALANI YENİDEN İNŞA ETMEYİ AMAÇLIYOR !’
BES Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Akın Şişman ise, son yayınlanan 679. KHK ile BES üyesi toplam 200 kamu emekçisinin görevine son verildiğini aktardı. SGK ve İş-Kur’daki ihraçların sendikayı hedef alan listelerden kaynaklandığını belirten Şişman, “Bu beklediğimiz bir şeydi çünkü AKP hükümetinin sendikamıza yöneleceği 15 Temmuz darbe girişiminden önce 2016 yılının Şubat ayında çıkartılan ve kamuoyunda Davutoğlu Genelgesi olarak bilinen genelgeyle belliydi. 12 üyemizin keyfi bir biçimde ihraç edilmesi bugün yaşanan kıyımın sinyaliydi” diye konuştu.
Bu listelerin AKP’nin memur kolu olan yandaş Memur-Sen’in temsilci ve yöneticilerinin ihbarları üzerinden oluşturulduğuna dikkat çeken Şişman, “AKP’nin kamuya yönelik ciddi projeleri var. Kamuda direnen, muhalif olan, itiraz eden, hak mücadelesi veren bir yapıyı istemiyorlar. 15 yıldır iktidar süreçleri boyunca yapmaya çalıştıkları gibi; kamu hizmetlerini özelleştirmeyi, kamuyu kendi zihniyetleri doğrultusunda gerici bir temelde yeniden inşa etmeyi ve kamu emekçilerini güvensizleştirmeyi hedefliyorlar” dedi. Kamusal alanın toplumun bütün kesimlerinin hem kullandığı, hem var olduğu, hem de üretilen hizmetten yararlandığı bir alan olduğunu hatırlatan Şişman, dolayısıyla kamusal alanı iktidarın gerici, liberal, piyasacı anlayışı çerçevesinde yeniden oluşturmasının esasında yeni bir toplum inşasının bir unsuru olduğuna işaret etti.
KESK gibi mücadele geleneği olan sendikaların kamusal alandaki kadrolarını AKP’nin büyük bir tehdit olarak gördüğünü ve bu yüzden bugün temizlik yapıldığını ifade eden Şişman, “Biz kamusal alanımıza hep nasıl sahip çıktıysak, yine aynı şekilde sahip çıkacağız. Açığa alınan tüm arkadaşlarımız görevlerine iade edilene kadar direneceğiz ve iş güvencemizi, kamusal haklarımızı geliştirme, savunma anlayışını ve mücadelesini sürdüreceğiz” dedi.